canistan adlı yarım kalmış romanını okudum yusuf atılganın. bir solukta hem de.pınar kür’ün bir sürü kitabını okumuştum daha önce. asılacak kadın dışındakileri çok sevememiştim açıkçası. oysa yarın yarın ne kadar iyi. ne kadar güzel. teknik açıdan da. üstelik elinizden bırakamıyorsunuz. karakterler çok sağlam. anlatımı akıcı ve iyi, yazarın. bu roman yayımlandığında epey ses getirmiş. pınar kür’ün küçük oyuncu adlı bir romanı var. onu da okumak istiyorum.bejan maturun tüm şiir kitaplarını okudum. tarif etmek zor, matur’un şiirini. güçlüler ama, bu kesin. doğayla çok içli dışlılar. kafiye kaygısı yok şairin. farklı uyaklar var şiirlerinde. dizelerin terslerinde, ortalarında (mesela birinci dizenin ilk sözcüğüyle, ikinci dizenin son sözcüğü arasında vb). neticede okunmalılar. farklı ve güzel, maturun şiirleri.şimdi füruzan’ın kırkyedililer’ine başlayacağım. füruzan’ın öykülerini çok severim bakalım romanı nasıl…
yorumlar
yazıya eklemeyi unutmuşum, kül öykü gazetesinin yeni sayısı çıktı. bu sayıda ethem baran ve melis kutlu ile röportaj yapılmış. yine çok keyifli bir sayı..
hayat kadinlari aldatmaz diye bir kitap var. yazari kahraman cayirli. sen kimsin o kim?
evet o kitabın yazarı benim.
peki…ismi degisik gelmisti.internetten kitap siparisi vermistim. istedigim kitap temin edilemeyince “hayat kadinlari aldatmaz”i ve baska bir kitabi siparisime eklemelerini istedim ama görevliler mailleri nereleriyle okuyorlarsa mailimi es gecip siparisimi kargoya vermisler hatta parami da hesabima yatirmislar. deli oldum. aradigimda mesai saatlerinin disinda olduklarini ögrendim. bir kez daha deli oldum.neyse baska bir zamana artik…
kitapçıda tek tek bir sürü kitaba dokunup içlerini karıştırmak vs neredeyse hastalık oldu bende. ödüm kopuyor kitapçılar kapanacak da herkes internetten kitap alacak diye..tavsiye vermek bana düşmez elbet ama niye gidip kitapçılardan satın almıyorsun ki kitapları. ama şu da var, internetten kitap satın alınca %40lara varan indirimler yapıyorlar..
internetten aliyorum cünkü yabanci bir ülkede yasiyorum.ilk önceleri ben de hep kitapcilari severdim, gideyim karistirayim iclerini filan. ama inan onu internettede yapabiliyorsun. http://www.kitapyurdu.com da icsayfalarini da gösteriyor. ayrica yorumlari okumakta zevkli. yeni duydugn bir kitabi yorumlardan biraz taniyabiliyorsun iyi veya kötü oldugunu.birgün kapiyi aciyorsun ki, kitaplarin gelmis. bu da cok tatli bir zevk.
Ben baya bir zaman önce, bir yayın grubu için birkaç arkadaşla beraber olarak onlien kitap satışı ile alakalı site kuracaktım. Ama bu olay benim bile pek içime sinmedi ve ben hemen yalpa çizdim. Çünkü bana hala da koklamadığım kitabı satın almak pek çekici gelmiyor. Evet, evet fırsat bulduğum an, düşük oranlı selülozla doğal üretim kağıtla basılmış kitapları çaktırmadan kitabevinde koklarım da. Tad alma duyumu kullanmıyorum sadece. Yoksa diğer duyularımı mümkün olduğunca kitaplara karşı kullanırım. Ve de kitabın 3/4 ünü okurum aynı zamanda. Hoşsa alırım yoksa, diğer kitapları koklamaya devam ederim.‘Kitap kitapçıdan alınır.’diyorum aynı zamanda..(günün sözü)
valla bulundugum yere türkce kitaplar satan ama türkiye’deki bir kitapci kadar cok kitabi bünyesinde bulunduran bir kitapci acin biz de koklayalim hatta yalayalim.
anthro, ben de bayılıyorum o kokuya!!!bu arada; şu duruma ne diyorsun? internet çıktı çıkalı zamanla artık normal gazeteler ortadan kalkıp, sadece ekran gazeteciliği meydana hakim olursa? yani gazete kokusuna da bayılırım da ben:) bence bu tür şeylere sahip çıkılmalı…kahraman; Pınar Kür’ e hayranım ben de, sağol!
@anthro, zaman meselesi kafama takıldı, ne kadar bir zamandan bahsediyosun burda? yoksam zaman makinesini buldunda patentini almak içün bizden saklıyomusun:)
Makaleci, bende internet haberciliğinin pratikliğine kendimi kaptırdım ama günlük okuduğum gazetelerin köşe yazılarını muhakkak gazeteden okurum. Sabah gazeteden köşe yazısı okumaya bayılırım.Oğuzkağan, aslında biraz abartıp kitabın 1/4’ünü okurum diyecektim ama yazarken abartımın da gözünü çıkarıp 3/4 yazmışım. Ama kitabı almadan önce 10 sayfaya yakın okurum o kitaptan. Roman türü kitaplar, aldıklarımın az bir kısmını oluşturduğu için bir iki sayfa ile karar vermem güç oluyor alacağım kitaplarda. Ama sabit bir vaziyette ayakta dikilmek de çok yorucu oluyor, benim çok uğradığım imge ve dost kitapevlerinden adım başı tabura koymaları ricalarında bulunmama rağmen suratıma bön bön bakıp hiç de oralı olmuyorlar. Ayakta da anca bir kitaptan 10 sayfaya kadar okuyabiliryorum bu şekilde.
bende kendimşahsıma “@anthro kitap okuma olayını matrixin neo su kibin aşmış, sende kendine hızlıokur tezyazarmı diyosun yaf” dediydim. içimi ferahlattın, sağolasın.lakin “zaman makinasını icat ettim, patentini aldıktan sonra halkın istifadesine sunmayı düşünüyorum” demeni tercih ederdim, o ayrı.