matmazel noraliya’nın koltuğu
Peyami Safa‘yı bilmeyen yoktur herhalde. özellikle de “dokuzuncu hariciye koğuşu” romanını lise döneminde okumayan kalmamıştır. ben de okudum, fakat anlıyorum ki peyami safa’nın neredeyse tüm kitaplarını tekrar tekrar okumak lazım, özellikle de ergenlik dönemini atlattıktan sonra. neden? çünkü peyami safa’nın, tamam yazarımız oldukça maneviyatçı, ideolojik görüşleri bazılarına ters gelebilecek durumda, eskileri hep hatırlatan, eskici görünen biri olabilir, ama psikolojik tahlilleri fevkaladenin fevkinde. kitaplarında hep doğu batı çatışması öyle ya da böyle sezilir. fakat bir kitabı var ki (bence) bir şaheserdir; matmazel noraliya’nın koltuğu. okuyunuz, pişman olmayacaksınız..
yorumlar
kesinlikle katılıyorum.mükemmel kusursuz bir kitap matmazel noraliya’nın günlüğü bir şaheser!!!
cok afedersiniz.o kadar güzel ki bu kitap heyecandan günlük yazmışım :)peyami safa- “matmazel noraliyanın koltuğu”cok pardon..
evet, o kadar güzel bir kitap yani 🙂
maalesef ki peyami safa’nın kitaplarının asıllarını bulamıyorum uzun süredir piyasada. genelde şu abdden menkul değerli tarafın sahibi(!) alkım yayınları tarafından özetlenmiş baskıları mevcut.
Devlet kütüphanelerinde kitaplar hep eski basım olduğundan asıllarını bulabilirsin. Peyami Safayı eski basımdan okuduğum zaman osmanlıca çok kelime öğrenmiştim.
Üst fotoğraftaki kitap alkım yayınevi basımıysa kırpıştırılmıştır.
Okuldan sonra kütüphaneye ayıracak vaktim olmadı. Ben de Biz insanları eski basımdan okudum. Çeşitli zamanlarda dolaştığım kitapçılarda hep alkım basımları mevcuttu, kırpılmış olduğunu çok samimi olduğum (bizzat bu kitapları satan) kitapçı dostlarımdan öğrendim. Kaldıki peyami safa okuru, yaşça büyük abilerimiz de piyasadaki kitapların kırpılmış olduğunu söylüyor.En ince hikaye kitabı dahi 8-10 liraya satılırken, koca romanın 4-5 liraya satılması garip gelmiyor mu
Eski basım / Osmanlıca (latin harfle basım) kitapları okumak zor olsa da bence daha keyifli. Şimdiki yazarların çoğusu Osmanlıca’ya öykünmeyle veya birçok Türkçe karşılığı olmasına rağmen yabancı kökenli kelimeleri tercih ederek daha entel görünme çabasıyla ya da bildik kelimelerle girift cümleler kurmaya çalışıp iyice işi batağa sokuyorlar. Bazı kitaplarda şahsen bildiğim kelimelerle kurulmuş cümleleri bile anlamakta güçlük çekiyorum. Anlaşılmamak için yazmayı ediplik zannediyorlar…
Bahsettiğim kitapçı öyle korsan kitapçılardan biri değil akrabam saylacak kadar yakın ve değerli biri. Kadıköyde iyi çalışan bir kitapçısı var. Ve insan satmak için aldığı bir kitabı niye kötülesin değil mi hele de yeğenine???Bir asıl basım bulup bir de alkım yayımı kitabı alıp bire bir karşılaştıkmak lazım. Ben abime inanırım şüphem yok sadece birebir karşılaştırır da fark olmadığını görürsem aksine inanırım ya da bunu kanıtlayan olursa.
ya da en güzeli peyami safa kitaplarını kendi yayımcısından almak yani ötüken yayınevi basımlarından.
ne kadar cirkin bişey yayınevinin kitabı kırpması, sansürlemesi. ben ötüken’den okumuştum “matmazel…”i. hiç bilmiyordum böyle kırpılma olayları filan olduğunu. yazık valla cok yazık!
ben de ötükenden okudum. tüm dediklerinize katılıyorum inşallah kırpılmamıştır. muazzam bir eser gerçekten..