bildirgec.org

dokuzuncu hariciye koğuşu hakkında tüm yazılar

İnsan, felsefi bir hayvandır; Peyami Safa

queennothing | 02 September 2010 13:07

Bilenler bilirler, henüz reşit olmamış bir çocuğun çürüyen bacak kemiğinden başını kaldırdığı nadir anlarda gördüğü güzel yüzlü Nüzhet’i, eski İstanbul’u, başından beri belli olan acı gerçeği ve Dokuzuncu Hariciye Koğuşu’nu. Kemik sancısını anlattığı bu eserde Peyami Safa, Türk Edebiyatı romancıları arasında çok değerli bir isimdir.

Peyami Safa, 2 Nisan 1899 tarihinde, Server Bedia Hanım ile şair İsmail Safa’nın oğlu olarak İstanbul’da dünyaya geldi. İstanbul’dan Sivas’a (baba Safa’nın sürgün edilmesi ile) giden Safa Ailesi, henüz iki sene geçmeden 1901 senesinde baba İsmail Safa’nın ölümüyle sarsıldı. İki yaşında babasını kaybeden Peyami, 8 yaşına geldiğinde hayatının ikinci şokunu yaşadı; kemik veremi teşhisi konulan Peyami‘nin çocukluğu hastahanelerde geçti. Hastahanede hayatın bambaşka bir yüzünü gören Peyami, çocukluğunu ve gençliğini yaşayamadan ‘erkek adam’lığa terfi etti. Dilediği gibi hareket edemeyen genç adam, yaşadığı baskı nedeniyle içine kapandı.
İlkokulu (1. Dünya Savaşı sebebiyle) tamamlayamayan Peyami, Türk Edebiyatı’nın kilometre taşı, “Araba Sevdası”nın yazarı Recaizade Mahmut Ekrem‘in söz verdiği üzere Galatasaray Lisesi’ne yazılacaktı. Osmanlı Maarif Nazırlığı’nda görev yapan Mahmut Ekrem Bey, bu görevinden ayrıldığı için Peyami‘yi istediği okula sokamadı. Bunun üzerine Vefa Lisesi’ne yazılan genç adam, Keaton adında bir matbaada işe girdi.
Ardından Posta ve Telgraf Nezareti’nde çalışmaya başlayan genç adam, Boğaziçi’nde bulunan Rehber-i İttihad-ı Osmani Mektebi’nde öğretmenlik yapmaya başladı. 4 sene bu okulda eğitmen olarak görev yapan Peyami, İngilizce’sini profesyonel seviyeye getirip, Fransızca’sını ilerletti. Bu sıralarda ilk hikayesi “Bir Mekteplinin Hatırası: Karanlıklar Kralı”nı yazdı.

Matmazel Noraliya’nın Koltuğu

lounatuqie | 15 October 2008 11:05

matmazel noraliya'nın koltuğu
matmazel noraliya’nın koltuğu

Peyami Safa‘yı bilmeyen yoktur herhalde. özellikle de “dokuzuncu hariciye koğuşu” romanını lise döneminde okumayan kalmamıştır. ben de okudum, fakat anlıyorum ki peyami safa’nın neredeyse tüm kitaplarını tekrar tekrar okumak lazım, özellikle de ergenlik dönemini atlattıktan sonra. neden? çünkü peyami safa’nın, tamam yazarımız oldukça maneviyatçı, ideolojik görüşleri bazılarına ters gelebilecek durumda, eskileri hep hatırlatan, eskici görünen biri olabilir, ama psikolojik tahlilleri fevkaladenin fevkinde. kitaplarında hep doğu batı çatışması öyle ya da böyle sezilir. fakat bir kitabı var ki (bence) bir şaheserdir; matmazel noraliya’nın koltuğu. okuyunuz, pişman olmayacaksınız..