Çok zaman, çok şifre. Keza tekrar üyelik gerekti sinir hali hasıl olunca.Durum şudur ki, gece saat 03:27 ve TV açık. Bilgisayarda işim var ve bir reklam ilgimi çekmiş.
Gerçi ilgimi çekmiş mi, yerine ulaşmış mı mesaj, birkaç tamlama birden anlatılabilir mi?Diyor ki yağız bir delikanlı sesi, “Hangisini kendinize yakıştırıyorsunuz?” (ekranda iki parça vardır. Soldakinde çok net bir görüntü ve ses, sağdakinde ise insan gözünü rahatsız etmekten öteye gitmeyen birkaç resim ve ses silsilesi), “Soldaki mi, sağdaki mi?”Olayın özü şudur;Bir devlet, birimlerinden bazılarını medyanın yardımını almak üzere görevlendirmiş ve onlardan telif yasalarının varlığını halka aktarmalarını istermiştir. Bu işin mecrası da tabi ki “Bakın kaka, bakın cillop” tarzı bir reklamdır. Üstelik bu reklam geceyarısında gösterilmelidir ki kimse görmese bile onlar yayınlamış olsun. Varlıklarını kanıtlayabilsinler.Bir şirket orjinal materyalden ne kazanır? Kesinlikle sanatkardan fazla. Bu her sektörde böyledir. Oyun, müzik, program, film, tiyatro, dijital ya da analog ortam. Yaslanacak birkaç cep varsa, neden kırpılsın maliyetlerin yansımalarından?Gözlerindeki ışımalardan belli değil mi?Maliyet… Bir firmaya akan maliyet…Şudur maliyet;1. Üretici şahıslara maaş ödenir. (Asıl bizim ödememiz gereken ücret)2. Medya çoğaltımı3. Resim ve baskı maliyetleri4. Belirlenmiş vergi oranları (ödemekten gocunmadığımız ikinci hadise)5. Şebekelerin ücretleri (global düşününce, şirketler için maliyeti pek yok)6. Dağıtım ücretleri7. Kutulama ücretleri8. Her basamakta çalışanların ücretleri (acıtmadıkça, her çalışanın hakkını öderiz)Bir bakın bakalım neler için ekstra ödemelerimiz var?Bu ülkede korsana dur diyen kesim, düşünmüyor ki alım gücü vesaire diye gidecek bir listenin sorumluluğunu.Evet, etiği tamamen tartışılacak bir durum ama, oturduğu yerden tek başına korsana girdi sağlayan bir kişinin kar sağladığı bir hadise varsa olayın diğer yüzünde, müsibetlik yapmaya mahal yok. En iyimser mantıkla, firmalardan bir şu anki haliyle satış, bir de OEM versiyon isteyebilmemiz haksızlık mı?
Konu nerelere geliyor. Demem o ki yöntem hatalı. İnsanları bilgilendirmek olmalı amaç, birkaç örümcek ağına yapışmış sinek gibi çırpınan ve daha çok para için kıvrananın elinden çıkma reklam olmamalı. Gece yarısı yayınlanmamalı bunlar, insanların izleyeceği zamanlarda verilmeli. Gazeteler? Orta sayfadan, TV? Ana haber bültenlerinde, Radyo? En çok dinleyici çektikleri zamanda, İnternet? Her yerde.Yorgunluk geliyor artık sadece “orjinali destekleyin” diyen bireylerden. Aklı olmayan, düşünmeden “Yapıyorsun da ondan konuşuyorsun” diyenlerden. Evinde bir tane orjinal materyali olmayıpta koltuğundan boş yere uluyanlardan.Durmak için ilk önce ivme kazanmış olmak lazım. “Korsanı durdurmak” çok güzel geliyor ama, orjinallerde biraz yol kat edin evvelinde.
yorumlar
Gayet güzel bir yazı olmuş. Tebrikler önce. Bu korsan mevzusuna vicdanen katılmakla birlikte şahsen ben de her türlü korsanı kullanan ama buna başka çaresi olmayan bir kişiyim.(Kitap dahil)Zira David Eddings’in Safir Gül kitabının hala nasıl 28 milyon T.L. olduğunu anlayamamış bir kişiyim. Ayrıca yayınevlerinin bizzat hem vergi kaçırmak hem de yazara satıştan verdikleri paydan kurtulmak için bizzat kendilerinin korsan bastırdığı bilindik bir gerçek. Demek ki o kitap 6 milyona da satılabiliyormuş. Hadi vergiler ve telif için ekleme yapalım 10 milyon olsun. E kardeşim 18 milyonluk fark nerden geldi. Sonra neymiş “Korsana hayır”mış. “Hadi Ordaannn” derler adama!Alım gücü, kişi başına düşen milli gelir bu kadar düşükken bir DVD’ye 50 milyon bir kitaba 30 milyon değer biçmek insafsızlıktır. Ben de Avrupa standartlarına göre bir para kazansam bana da o parayı vermek koymaz. Önce devlet midir nedir gelir dağılımında adalet yaratsın sonra ben 10 tane orjinal Safir Gül alırım zaten.Bu arada yazarımızın “1. Üretici şahıslara maaş ödenir. (Asıl bizim ödememiz gereken ücret)” tümcesinde diğer maliyetleri Artı Değer olarak görmesi, Marksist bir yaklaşım olmaktadır ve bu da benim gayet hoşuma gitmiştir.Son.
Bir seylere gercekten vakip harcayip, emek vermis birisinin korsana karsi olmamasi aslinda akil alir bir sey degil. Onu aklim alsa bile hala nasil oluyorda ‘ama fiyatlari da cok yuksek’ denebiliyor onu hic ama hic anlayamiyorum. Birincisi bu bahsettiginiz sey ekmek, su degil. Pahaliysa almazsiniz. Kimse orhan pamuk’un son kitabini veya dostoyevki’niin klasiklesen kitaplarini okumazsa olmez. Ayni sey albumler icin de, filmler icin de, muhtelif resimler sanat eserleri icin de gecerli. Korsan’i “ama” kelimeleriyle destekleyen herkesi biraz daha dusunmeye davet ediyorum. Bahane aramayin “insanlarin emegini calanlara alet oldunuz, faydalandiginiz/hoslandiginiz bir seyin karsiligini vermiyorsunuz”. Bundan rahatsiz olmayabilirsiniz ama sadece sucunuzu bilin istiyorum.Kahrolsun korsan diyorum ve bitiriyorum.
…benim derdim zaten CD ve kitap gibi bireysel materyaller. Ekmek ya da su gibi ekstrem örnek verilecek şeyler değil.Emek? Emeğin karşılığının verilmesini zaten savunuyorum. Ama bir firmanın yapabilecekleri ve yaptıkları arasındaki uçurumda “Pahalıysa almazsınız, keza kimse zorlamamaktadır” gibi bir tümce benim açımdan gerçel bir cevap değil üzgünüm.Bununla birlikte dert midir bana, yorum yapma yetim kaldırır mı cevap sirkülasyonunu, tartışılır. Ama yazıda geçen esas konuyu atlayıpta “Korsan kakadır, başka da laf etmem” demeden önce biraz düşünmekte fayda var.Reklam ve doktrinlere, dayatmalara karşılık kabullenme biraz fareziye kaçsa gerek zannımca.
korsana evet. evet, evet, evet.
arkadaşımdan bulduğum orjinal bir müzik cd sini evimdeki 350 bin liralık boş cd ye çekiyorum. renkli fotokopisi artı kapağınıda ekleyince bana 1 milyona gelmiş oluyor bir albüm. Tabiki orjinalinin yerini hiçbir zaman tutmayacağı kesin ama tek başıma tek bir cd yi 1 milyona yapabiliyorum. Sürüm yok seri üretim yok. Seri üretime geçersem sanatçıya, işçiye, devlete, elektiriğe, suya verdiğim paralarıda içine eklersem. müzik marketlere 10 milyona satabilirim. 15 milyonada halk alsa… iyiiii fiyat normal sankii.. Ama Renaissance grubunun albümüne 30 milyon fiyat söylenince insan sapıtıyor. Hemen 50 tane boş cd alıyor. Sakın yanlış anlamayın yaşasın korsan falan demeye çalışmıyorum. Farklı çözüm yolları denense başarılı olunabilir. Baskınlara, cezalara falan gerek yok aslında. Kimse korsanların yüzüne bile bakmaz. Tasarım fazla masraflı ise şarkı sözleri konulmasın içlerine kocaman kocaman fotoğraflara hiç gerek yok. Birkaç grubun albümünün kalın zarf ile poşetin içinde orjinal olarak piyasaya sürüldüyünü gördüm. Ama devamı gelmedi. Türkiye gibi alım gücü düşük ülkelerde denenmeli bence bu tür metodlar. Daha zekice bir sürü fikir gelebilir akıllarına, ancak kimsenin birşeyler yapmaya niyeti yok gibi.
korsana hayırmış..yok yaa..şimdi siz mastürbasyonda yapmıyorsunuzdur.
Ya şimdi almayın deniyor ama kimse soruyormu evde yiyecek yemeğin varmı diye durum bu gerçeklik düzleminde seyreylerken hangi parayla hangi kitabı alsak ? Yayıncıların kendileri %36 sanatçı payından kaçmak için kendi bastıkları korsan yayınları farklı yollardan piyasaya sürüyor sonrada yarım ağız sanatçıların yanında söylemlerde bulunuyorlarNe yapabilirizki? kendimizi geliştirmemek uğruna korsan almayıp orijinalede para ayıramayıp köşemizemi çekilsek?Yoksa korsan kullanmayı içimize sindirip kendimizimi geliştirsek?Bu ne yaman çelişkiElektronik piyasalarında serbestçe aynı anda 20 CD çoğaltabilen makinalar aleni satılırken kanun çıkartmak nasıl bir mantıktır?kısacası bir sonuca varmak için yazmaya başladığım bu yazımda kördüğüm oldum sonuc bağlayamıyorum buraya kadar okuttuğum için özür dilerim czzzt
CD kopyalama != korsan. Pek alakasiz olmus o. Bence sorun bizim biraz pop kulturune alismamizdan kaynaklaniyor. Kimse bir kitabi 3-4 kere okumuyor bu gunlerde. Hatta hepsini bile okumuyor, ne olacak ki 1-2 milyon. Aylarca oynanacak oyunlari bir hafta sonra rafa kaldiriyoruz, her hafta baska bir album baska baska gruplar dinliyoruz. Bu hiza da para dayanmiyor tabi ki.
Bu soru herhalde sokrates’ten tutunda marx’a kadar ne biliyim Ayn Rand’a kadar kimsenin tam olarak cevabini veremedigi bir soru. Ama Is para ve karsiligindan daha cok etik yonuyle ele alinmali ki bir sonuca ulasalim. Zira o 30 milyon kusur dediginiz kitaplar/cd’ler aylar sonra 3 milyona “orjinal” haliyle satiliyor, buna ne diyeceksiniz. Fiyatlar oynaktir, arza talebe gore belirlenir. Bu acidan zaten korsan en buyuk zarari veriyor liberalizme, herkes herseyin fiyatini kendisi belirtiyor. Toplumda oyle hale geliyor ki sonunda, mecliste bir millet vekili cikip “su sirket su degerde, sizde su fiyata peskes cektiniz” diyorda, “madem o fiyata getir musterisini ona satalim” diyene cevap veremiyor. Sonu nereye varir bunu bilinmez. Herhalde bu savas hukuk onunde devam edecek.
…bahsedecek bir şeyin yok, üzgünüm.”CD kopyalamak korsan değildir” diyen birisi olarak, çok garipsin. =)
…en basit haliyle bana tüm Pink Floyd, Phil Collins, Beach Boys albümleri ile beraber tüm Stanislaw Lem kitaplarının orjinallerini buluver rica edeyim de 3 milyona o halde.Liberalizm bu konuda neredeir bu kadar savunuyorsun? Hani birey hakkı? Birey hakkı fazladan ödenen paralarla mı hesaplanıyor?Benim cevaplarım sana değil aslında. Sadece savunma yapmak adına öne sürdüğün şeyler cidden “olmamış” denilebilecek türden. Bu düzenekte bir vida çıktığında, tüm işleyiş bozuluyor ama “Yok yok, çıkmaz o yerinden siz böyle yapmazsanız” diyerek en fazla muhtemel bir dejavudan sıyrılır gibi yapıyorsun sadece.
Valla süper ilgiliyim bu olayla.Her hafta 50 tane boş cd gidiyor benim bu kopyalama işime.EMULE’den film indiriyor(www.sharereactor.com yardımıyla), altyazılarını http://www.extratitles.to ‘dan falan alıyor programlar yardımıyla yamıyorum filme.Sonra piyasaya daha çıkmamış bi albümü Kazaa Lite yoluyla indirip bi güzel http://www.cd-covers.com yoluyla kapaklayıp rafıma koyuyorum.Her şey çok güzel benim açımdan yani.Öyle telifmiş melifmiş bana sökmez.Korsanın önüne geçmeye çalışmak çok komik geliyo bana.Bir kişi albüm çıkaracak sonra herkes onun orjinalini alacak.Bu devir bitti artık.Alternatif yollar var artık gidip raftan bi albüm almaktan başka.
paran yoksa alma demek ne kadar doğru? ya ben orjinalini alamıyorsam bi programın , crack indiririm, serial bulurum, kitap cd için de geçerli. ben orjinalini alamıyacaksam da yayıncıya yararım olmayacak, kopyasını alsam da olmayacak…. kopyasını okusam izlesem ne zararım olur yayıncıya ne faydam olur? “sıfır” onlara ne o zaman okurum da indiririm de… belki millete bi faydam olur 🙂
Yanlis bir lakirdi mi etmisim anlamadim ki. Yoksa ‘!=’ olayina mi takildiniz.
Ben her seyi 3 milyona bulursunuz demedim. Ayrica o dediklerini (album basina) 3 milyon hatta daha ucuza Amerika’da veya Ingilterede label shop’larda satildigini biliyorum. Ikinci ellerinin. Yani kopyalamadan da oluyor. Liberalizm bu kullandigim bilgisayarin yapiminda, gelistirilisinde neredeyse simdi de orada. Birey hakki ile bunun ne alakasi var anlamadim. Olayin felsefi tartismasi da aslinda bana dusmuyor. Savunmasini yaptigim seylerde kendini kanitlamistir ayrica. Olmus ya da olmamisi gecmisler. Vida felan ciktigi yok. Ben zaten yapmayin demiyorum ki. Temennim var o dogru. Ama bu sistemden degil benim kendi vicdanim ile alakali bir sorun. Ben insanlarin emegini, ac belki ama doymak icin hic bir caba gostermeyen insanlar tarafindan somurulmesini hazmedemiyorum. Insandir bu yapacak. Patentti, kopya hakkiydi ABD/Avrupa bosuna cikartmamis ya da ne bileyim ‘ya ilerde isnanlar kopyalarsa’ diye dusunulup olusmamis. Kopya sorun halini alinca cozum olmus sadece o kadar. Bizim de boyle bir sorunumuz var cozumu de agir aksak geliyor. Bundan 2-3 yil once kimse kopya kullanmiyor muydu? Ama kimseden ses soluk cikmazdi. Artik olay ‘sorun’ halini almistir sizde gorun bunu ne olur.
Uc tane kopya alacagina bir tane orjinal alirsin boyle oluyor zarari. Her kes bir tane kopya satin alip biraksa herhalde simdiye korsan diye bir sey kalmazdi, anladin mi simdi? Bu kafayla da millete ne faydan dokunur merak icindeyim, belki bir tezgah acar cd satarsin.
senin orjinal cd fiyatlarından haberin yok galiba, 3 yerine 1 alınabilecek yer varsa bana da tarif et, alayım. kopyaya 1,5 – 2 milyon veriyorum taş çatlasa…yabancı bir cd 20 milyon, bir bilg programı 100 dolarlarla ölçülüyor, crack i bedava… kaç “bedava” yerine bir orj.program alınır peki?
…sürekli yanlış önermeler, dayanaksız ve konuyu anlamamış yorumlar yapıyorsun.Sadece cevap hakkımı kullanıp sonra da bir yorum yapmayacağım, zira tartışamıyoruz, sürekli anlamsızlaşıyor.1. Burası Amerika/İngiltere değil, bana gelip “O dediklerini Amerika’dan alırsın” demek hangi mantıkla açıklanabilir?2. Biz yeni ürünlerden ve korsancılıktan bahsediyoruz, sen bana ikinci el ürünlerden bahsediyorsun.Katıldığın için teşekkürler, güzel fikirler paylaşıyorsun. Mecrası yanlış olsa bile…
…açıkçası onu “CD kopyalamak korsan değildir” şeklinde anladım.Ben mi yanlış anladım?
gayet dogru anlamissin. Tam anlamiyla oyle dedim. Korsan, lisansina sahip olmadiginiz bir urunu turlu numaralar cevirerek cogaltmaniz ve ondan FAYDA (ben sadece onu kullanarak para kazanmanin fayda oldugunu dusunuyorum) saglamanizdir. Elinde lisansli bir CD’n olur bunu yedek icin cogaltirsin. Bu bile korsan degildir.
Git Amerika’dan al demedim. Sadece orada var oldugunu ve eminim eger korsan bu kadar yaygin olmasa burada da olacagini soyluyorum. Korsan olmadan da yasal cozumler bulunabilir diyorum yani. O yorumum korsan ile alakali degildi, fiyatlar ile alakaliydi. Hem yeni urunlerle ozel olarak da konusmuyoruz. Bir urunu ‘edinme’ ile ilgili bi sorun vardi, cozumu de korsan olarak gosteriliyordu, o acidan gayette alakali oldugunu dusunuyorum. Eger pahali ondan alamiyorum diyorsan ikinci elini alirsin mantigi, kapish?
…üzgünüm, yeterli bilgin yok senin bu konuda. Daha fazla konuşmama hakkımı senin diretişlerinin arasında kabuk kullanma niyetindeyim.Sana da bir öneri, orjinal bir albüm alıp kopyala ve Mesam’a gidip bu benim hakkım de olur mu?
…alınacak biri değilim” diye bu kadar bağırman gerekli mi?”Capisch” demek?Aferin sana, İsmine bir baktım da, info ekranını değiştir bence. Sonra da dediklerinle “hayır demedim” dediklerin arasında gıdımlık tutar olsun.Sana selametle bir hayat diliyorum, insanlara laf atarak ayakta kalabilirsin sanal alemde belki ama fazlası için zaman gerek sana bir kaç sene.
Ben de su yeni cikacak kanunun taslagini bir oku derim. Nesam’sa senin kanun koyucun o ayri tabi. Kaldi ki illa lisansli seyler olacak diye bir kaide yok CDlerde.
Yazdiklarimda elestirecek bir yon bulamayip, info ekranima mi daldiniz. Kolay gele.
Koşullarımız düşünülürse orjinaline para verip alabileceğimiz 1-2 yazılım olabilir (İlki Windows olur sanırım). Korsanlık işlerinin en yoğun olduğu bölgeler aynı zamanda yazılım sektörününde en iyi olduğu yerler, düşündürücü değil mi?
Bir de yer belirtseydiniz keske.
Elimde bir adet orijinal oyun(70 Mark idi fiyatı) bir adet de program lisansı var. Parasını ödediğim için bir taraftan rahatım, diğer taraftan enayi gibi hissediyorum. Ama en azından bir nevi ben cezamı ödedim rahatlığıyla geri kalan tüm kullandığım programlarda vicdan azabı çekmiyorum.
Hani deniyor ya kullanmak zorunda değilsin, paran yoksa alma.. Ben de diyorum ki korsan diye bişey var, kazanamıyorsan yapma!
…işte, yazdıkların o kadar saçma ki, belki infon düzgündür diye düşündüm.Hala savunduğun değerleri bir yalanlayıp bir kabullenmen, olmayan bağları konuyla ilişiklendirmenden sıkılınıldı.İstersen bir bak etrafına, tek tutarsız kişi sensin ki sürekli senin dediklerine cevap verilmek zorunda hissediliyor.
Örnekleyelim. Yurtdışından gelen arabaların fiyatlarının yüzde 50 lisi vergidir. Hadi buna yerli üretimciyi koruma dedik. iyi de kardeşim Bir Exile ( Sürgün) kitabı Amerika’da 6.99 dolar. Adamların alım gücü belli. Burdan giden öğrenciler tuvalet temizleyip benim 1 4 babam olan uzman doktor kadar maaş alıyor.Türkiye’de ne kadar : 12 milyon. Amerika’dan pahalı. Bu ne o zaman. Kim kimi düdüklüyo kardeşim! Kimi kandırıyosunuz. Korsan morsan hikaye.
Lisans ve yazılım deniyor; örnek olarak microsoft gösteriliyor. MS yıllar içinde, farklı firmalarla yaptığı projelerden edindiği kod kütüphanelerini kendi ürünlerinde kullanıyor. Bu da yetmezmiş gibi, GNU ve GPL lisanslı açık yazılımların kodlarını da kendi ürünlerine entegre ediyor. Sonuçlarını da bize, bizim için yüksek sayılabilecek ücretlerle satıyor.Bunun yanında, MS-SCO-Linux üçgeni gibi ilginç bir takım ayak oyunları da yok değil.Bir kaç yıl önce Netscape dava konusu olan yaklaşımlarını VS.Net ile farklı bir elbiseyle tekrar karşımıza getiriyorlar.Şimdi benim 20 kitap, 50 cdlik korsanlığım mı daha korsanlık, yoksa MSin bol sıfırlı ciroları mı daha korsanlık?
cem akaş’ın 2 şubatta radikal’de çıkan yazısı.
Durduk yere ithamlarda bulunuyorsun. Bir biri ile celistigini dusundugun yorumlarimi yaz buraya ya da mesaj olarak sana izah edeyim. Neyi yalanlamisim, neyi kabullenmisim. Soyle de ben de bileyim.
Enayi gibi hissetmeyiniz kendinizi. Dogrusunu yaptiniz ki, korsan kullanip, suc isledigini bile bile -bu kadar da pahali olmaz ama ya- diye avutmak enayiliktir eger enayilikse.
Korsan boyle, kontrolsuz devam ederse de kimse yapmaz bir sey o konuda musterih olun. Kimse enayi yerine konulmak istemez cunku.
Amerika’dan ucarak geliyor herhalde o kitaplar degil mi. Burada ki adamda hic kar koymadan ameleligini yapsin sadece. Cok hosunuza gidiyorsa sifir karli ticaret siz getirip satin mallari sifir kar ile. Oralarda evet boyle bir gelir yuksekligi soz konusu ama, orada da bizdeki gibi acik pazarlar seklinde korsan cd vs. satilmiyor dikkatinizi cekerim. Yasal ticaret var, ticaretin olmasi icin de uretim var. Uretimi desteklemek icin de patent var, copyright var. Alismisiz tuketmeye sonra ‘bak elin adaminda ne var bizde nah bu var’ demek hosumuza gidiyor herhalde.
Bu lisanslardan haberiniz varsa eger bu lisanslari kullanarak ticari yazilim uretebileceginizi de biliyor olmaniz lazim. Su da var ki M$’un hic bir lisans ihlali yapmadan yazilim urettigini akli basinda herkes bilir. Zaten ihtiyaci da yok istese alir butun lisanslari o kadar para ile. Ama iste laf olsun torba dolsun. Netscape’in dava konusu olan durumu da monopoly olma ile alakali korsan ile hic ama hic alakasi yok.
1 hafta sonra metin celal’ın yazısı.
Korsan dagitimdan zarar gorenlerin sanatcilar oldugu soylenir durur. Hatta filmlerinin kopyalanmasini onleyemeyen Hollywood endustrisi, filmlerden para kazananlarinin sadece milyon dolarlik anlasmalar yapan oyuncular degil; set iscileri, isikcilar, kameranlar, kostumculer, filmin dagitimini yapan kamyon soforleri de olduklarini gosteren korsana hayir kampanyalari yaparlar.Burada sorulmasi gereken soru acaba bu propagandanin ne kadar dogru oldugu.Benzer sekilde patentli ilac ureten firmalar patent surelerinin kisaligindan sikayet ederler. Bu sirketler patent korumasi olmasaydi, yeni ilac gelistirilmesi icin gereken kaynagin saglanamaz tib dururdu derler. Kendilerine gore kacak ilac satin alan kisiler fedakar ve cefakar arastirmacilarin ekmekleriyle oynamaktadirlar. ABD ilac firmalarinin aciklayamadiklari sey neden kendi vatandaslarina, diger ulkelere sattiklarindan daha pahaliya ilac sattiklari. Kanada hukumeti buyuk firmalarla masaya oturup, ilaclari ulkesine daha ucuza sokmak icin anlasma yapabilirken; ABD hukumeti bunu yapamamaktadir. Bu durumda ilac fiyatlarini dusurmek icin kalan tek yol tuketici baskisi. Bu da soyle olur. Sivil toplum orgutleri ilac firmalarindan arastirma-gelistirmeye ayrilan paylarin aciklanmasini ve bu rakamin geri kalan marketting, sales ve yonetici masraflariyla karsilastirilmasini isterler. Bildigim kadariyla en kabadayi arastirma gelistirme payi yuzde 20-25 cikiyormus.Bizde boyle buyuk olcekte bir problem yok, kulturel bir aclik cektigimiz soylenemez herhalde. Yine de yayinevlerinden rica edelim de aciklasinlar kitap ucretinin yuzde kaci yazara gitmektedir ? Ayni sekilde muzisyenlerin ve sanatcilarin CD satis fiyati uzerinden aldiklari telif ne kadardir ?Bu ve benzeri sorularin yanitlarini almadan korsani tartismak bence anlamsiz. Korsan denilen kisiler piyasayi regule etmekteler. Olay bundan ibaret.Sikayetci olan yayinevleri ve muzik sirketleri urunun fiyatlandirilmasindaki kalemleri alt once bir alta alta yazsinlar, mumkunse kitabin arka kapagina yiyecek muhteviyati gibisinden belirtsinler. Ve olaylar ondan sonra gelissin diyorum.Korsanlar da bos durmasinlar sanatcilarin banka hesap nolarini ogrensinler. Sattiklari cd-kitap falan filanla birlikte sanatcinin banka hesap no’sunu versinler. EFT yapariz belki.Bu guclerin cekismesi elbet bir dengeye ulasir ve korsanlar yayinevi, yayinevleri korsan olurlar diyelim ve bitirelim.
kendim degil ama bir arkadasimin ablasi kitap basina ödeme esasina göre ingilizce kitaplari türkceye ceviriyor, kazandigi para kitap fiyati * adet = toplam´in %10´u kadar, bazen %12´ye cikiyormus. türkce yayinlarin yazarlari ise en cok %15´ini aliyorlarmis. dagiticilarin tüm paranin %50´sini aldiklarini söyledi. türkiye´de sorun dagitim aglarinin cok zayif olmasi, düzenli dagitim yapan sirketlerin cok az olmasi imis. kendisi de bu sektörde calismasina ragmen korsan yayinlari destekliyor. yazar ya da cevirmen gidi gidina yasiyor, ek gelirleri olmayan bir yazarin hayati kolay degil. benim anlamadigim neden var olan sartlarin degistirilebileceginin farkedilmemesi. internet neden yogun bir sekilde kullanilmaz, anlamam. insanlar, kod numaralari yazili kartlari satin alip, kitaplari ekrandan okuyabilirler ya da kitaplar parcalara ayirilip, yine internetten okunabilirler, parca basina makul bir süre verilir, süre dolunca, bilgisayar kapanabilir (bunu da viyana´da bizzat test ettim, kullanisli, ise yariyor). elbette saatlik internet kafe ücretleri kitap okumak icin uygun bir hale getirilir. bu devirde masraflari düsürmek icin cok secenek var aslinda, sorun sartlarin sabit kabul edilmesinden kaynaklaniyor, bu kabulden dagitim sektörü paranin kaymagini kapiyor. korsan almayarak yazardan cok dagitim sirketlerine para kazandirilmis olunuyor. kitaplari yine parcalara ayirarak haftalik dergilerde, günlük gazetelerde yayinlamak mümkün. leman dergisinin bir sayfasinin bir kitaba ayrildigini düsünün, kitap 52 parca da bitse. uzun geldiyse 20 parcaya bölünsün, adamlar zaten dergiyi doldurmak icin can cekisiyorlar. isbirligi neden olmasin ? ilk sart sartlarin degisebileceklerini kabul etmek. bu arada bütün bu korsan yayin tartismalarinda herkesten ses cikiyor ama dagitim sirketlerinde cit cikmiyor, neden acaba ? merak ettim simdi. bir de mine kirikkanat´in son kitabi iki versiyon ile basilmis. pahali olanini bilmiyorum ama ucuz versiyon galiba 4,5 milyondan satilmis, korsan yayincilar basmaya dahi kalkismamislar, ucuz versiyondan dolayi. kendisi de bir yazisinda sadece bozcaada´da kitabinin korsanini gördügünü yazmisti. kendisine sormak lazim aslinda, ucuz halini 4,5 milyon satis fiyati ile nasil yayinlattigini, ne de olsa tecrübesi var. ben internet kullanimindan umutluyum, bir kac afrika ülkesi, internet haberlesmesi sayesinde düsük nüfuslu yerlerde posta idaresi subesi acmaktan vazgecmisler, direkt e-mail ile mektup hizmetleri hallediliyormus. isterim aslinda, hafif.org´da bir kitap bölümü olsa, parayi havale eden o bölüme girse, kitabini okusa. neden olmasin ? kitap tanitilir, ilgisi olan girer okur. kitap basina da, 3-4 milyonluk havaleyi yazarin hesabina yatirir. hafif uyku´da bu paranin %´10´unu ulastirma ücreti olarak keser ay sonunda. ben kitabimi ucuza okurum, yazar direkt olarak kazanir, hafif uyku hizmetin aksamamasi icin gösterdigi cabanin karsiliginda parasini kazanir.
korsan yayını desteklemek kişinin emğine yapılmış büyük bir saygısızlıktır.bu çok doğru . ama bir konuda büyük bir hata yapıyoruz. bu zincirde tüketici son halka. en başka şunu unutmamalıyız ki tüketicini davranışları devletin tutumuna göre yön değiştirebilir. vergilerin bu kadar fazla olması bireyleri korsana yönlendiriyor. birşeyler ortaya çıkaran insanlar tabiki emeklerinin kaşılığını alsınlar fakat alacakları para bizim bir aylık emeğimiz sonucunda kazandığımız para içinde fazla bir yer tutmamalı. o zaman bizim emeğimize haksızlık edilmiş olmaz mı ?kaldı ki sanatçılarında da çoğu zaman başka insanların eserlerinden çaldıklarını çok iyi biliyouz (araklama!) ki bu bence çok daha ahlaksızca. hak etmediğin emek değerini neden bizden istiyorsun ki.bu korsan işinde herkes suçlu ama fatura sadece tüketiciye çıkarılıyor .
umarsamayınız şunu diyorlar. hafif’e dün gelip(user numarası 9800’lü bir şey) bu gün havlayan kuçuları pek ciddiye almıyoruz diyorlar, otoyola fırlamış kirpi gibi pestil olup tarih oluyorlar diyorlar. Bunlar netin diğer sitelerinde sosyal dışlanmaya uğramış kuçular diyorlar. yabancı sitelerde bunlara “you’re owned dude, stfu!” denir diyorlar 🙂
kemik mi atildi diyorlar. ya da ben diyorum, kendi agzim yetiyor konusmak icin.
o kemigi. Tutan da be nolayim. Bosverin o da hakli siz de ben de.
…ağaçla değil meyveyle ilgilenen “köpekler” olduktan sonra, bize laf düşmez.Madalyonun sağı ya da solu, kimseye ağzını bozmaya ne gücün ne de zekan yeter.O yüzden ağzın kapalı olsun.Biz yeterli tartışmayı yaptık, bitti.Netin diğer siteleri diyerek de sahiplenme dürtünü açıkça ortaya koymuşsun gerçi, o kadar iyiysen bu işte, bir kap ben de veririm. Gel bizim kapıda da gelen geçene havla.
korsana herkes dur der de..milletin parası olursa.hayvan gibi fiyat koysunlar.sonra da buyrun bunlardan alın desinler.kimsenin kastı yok firmalara ya da albümü yapanlara.en sevdiğin sanatçının bile cdsini arkadaşından veya başkasından çeken bi topluma sahipsek ters giden bişeyler var demektir ki bu da gayet açıkça gözükmektedir.belki onları da suçlamamak gerek.herkes yaşamını sürdürmeye çalışıyo.ama bu demek değildir ki kıt kanaat geçinen bi ülkenin milyonlarca lira cdye para vermesi lazım.bu topluma önce para,sonra para vermeye değecek sanatçılar gerek ki güzel sonuçlar elde edelim..
şöyle bir parantez açalım; korsana bu denli karşı olunması ve korsan sözcüğünün bu denli sık yinelenmesi pazarın korsanlığın reklamını yapmasıdır aslında, çünkü örneğin türkiye gibi gelişmemiş kapitalizme sahip ülkelerde eritilmesi gereken illegal pazar en doygun noktasına getirilene dek beslenir. hem meşruiyet açısından da korsan olmayanın (ki korsan olmayan nedir? yasal, bandrollü ürünleri bu derece elde bir mülkiyet sınırı içine tıkan şey nedir?)tanımlanması için korsan gerekmiyor mu? bu parantezde denmek istenen, denilmek için kıvranan şey benim böyle bir ülkede böyle iğrenç kurallarla oynadığımız (oynamaya çalıştığımız) ortak bir arzu yaratabilme ve iletişme oyunu içinde, aksi ispat edilmedikçe her kafa ürününü korsan kabul ettiğimdir. bence asıl korsan ürünler devletin meşru zemininde durmayı peşinen kabullenmiş ve kendini dolaşıma bir eder dahilinde sunmuş (yani o edere sahip olmayanlarla paylaşılmayı peşinen reddetmiş) ürünlerin yaratıcılarıdır. hem, kafa emeği konusununun güzergahını ille de o emeğin güncel değeri belirlemez… bunu ölçü alacaksak kapitalist aygıtın ahlakını baştan onaylamış ve onun kolluk kuvvetlerinin korumasını talep etmiş olmaz mıyız?aşırı liberal iktidarlarla, bürokratlarla, “bürokratlaşmış yazarlarla” korsan ürün satan hırsızın bir farkı olduğunu düşünmüyorum. ürettiklerimizi karşılık beklemeden paylaşmanın yollarını arayacağımıza buna kafa yormamız da başkaca bir oyalanmaya yol açıyor. dağınık olmuş olsa bile illet-i iptidaiyem budur.
evvela…last emperor, last tango in paris, stealing beauty gibi filmlerin yönetmeni bertolucci’nin son filmi the dreamers birçok ülkede vizyona girdi. şimdi yazılı, görsel ve işitsel medyamızda hakkında tek bir habere dahi rastlayamadığım ancak dış basında sıkça yeralan bu film ne zaman memleketimizde vizyona girecek acaba girecek mi? bu noktada üzgünüm ama korsan devreye giriyor; olmayan birşeyi getiriyor ve tüketimimize sunuyor.bir anlamda amme hizmeti yapmış olmuyor mu? bertolucci filminin vizyona girmediği bir ülkede bir yolunu bulup izlendiğini öğrense bunu nasıl karşılar? kuvvetle muhtemel ki bu çabayı! takdir eder. evet eder .üstüme gelmeyin örnekleri çoğaltırım. evet çoğaltırım.
http://www1.porttakal.com/kisisellestirme/cda/ks_index/?framesource=http://www1.porttakal.com/sehriye/cda/sehriye_index/1,3925,1263,00.html
Annenizi kimse ile paylaşmam zaten. Gelen geçen sütçü, tüpçü, sucu, nasrettin hoca içeri giremez.
kymophobia bu kimlik bunalımı yaşayan arkadaşı senin kaale alman gereksiz. Kyo nickini kro deniyor diye değiştirerek sadece görüntüden ibaret olduğunu muştulayan bu yüzsüz herif gittikçe seviyeyi düşürüyor.Benim seviyem zaten belli. Yeni nickine anlam kazandırmak için “Muallakta olan baban benim.” dersem sırıtmaz.bakalım yeni nick ne olacak!
…çok eğlendi sanırım zavallı. Keşke her “köpek” küfür edebilse de rahatlasa hemen. Zira klavye delikanlılığı yapıp, karşınıza çıkınca da özür dilemenin savaşı yerine silah çeken beyinsizler ile 2 yaşındaki çocuğun önermelerine sahip zekla bütünlüğünden çekiyoruz ne çekiyorsak. Hayırlısı olmuş, hırlayarak cinsini belli etmiş.
girmiş evet girmiş bizde de gösterime girmiş girecekmiş. ancak bir ancak varmış nekadarı girmiş ?susayım mı ben iyisi? bunada şükür mü diyeyim veya…
Hadi bir kere erkek ol da “hadi buluşalım” de be koçum. Gece size girer çıkarken karşılaşmak istemiyorum, yanlış anlaşılır diye, fakat uyandıracam uykundan bugünlerde. Kavgadan kaçarsın kendinden kaçamazsın. Hadi biraz cesaret.
Sen karate filmlerini seyredip yastıklara uçan tekme at hödük!Senin ne ne gerek internetti, blogtu.
Serbest cesur koç. Ateşli, ateşsiz. Hadi bakalım. Cesur musun geveze misin görelim.
… yaşamana izin verilmiş olması bile büyük ayıp.Hem zeka yoksunusun, hem hayatını birkaç evladiyelik gerizekalıyla geçirip internet delikanlılığı yapıyorsun, hem de aptal olduğun kadar büyük bir ağzın var..Çok yazık
Genel olarak medya üretimleri üzerinde bir korsana karşılık dikkatimi çekiyor ancak sadece bununla da bitmiyor, ben heykelle uğraşıyorum, yaptığım çalışmaların neredeyse aynılarını görmek insanı çileden çıkartmaya yetiyor. Bahsettiğinzi medyalarda korsan olsa bile eser sahibinin ismi ile satılıyor, ancak gel gelelim plastik sanatlara, kopyalıyorlar ve kendi üretimleri gibi ortaya çıkartıyorlar… işte bu insanı ifrit ediyor. Medyalar konusunda da üretim maliyetleri ucuz olmakla birlikte hızlı bir kar rekoltesi yakalamak için fiyatları abarttıklarını düşünüyorum. arşivleyenler için basılı materyalleri ciltli yapıp ona göre fiyatlandırsalar, arşiv merakı olamayanlar veya o materyale o kadar para ayıramayanlar içinde dergi formatında gazete kağıdına basıp uygun fiyattan piyasaya sürseler sanırım bu işi yapanlara da fırsat vermemiş olurlar… Medya formatında ise, çeşitli kaliteler mevcut çizilmeyen cd lerden tutunda, standart cd lerde piyasada bol miktarda var. Basılı materyallerdeki gibi bir çözümde buna bulunabilir…
evet tabiiki de evet korsana hayir mi gereksiz anlamsiz evet benim de bir kac orjinal beatles cdsi disinda hic bir seyim vergilendirilmemis su anda orjinal bir cd ister yerli ister yabanci olsun tam olarak kac para bilmiyorum zaten olay sadece cdlerde bitmiyor gelelim vcdlere malesef goruntu ve ses kayitlari cok kotu olanlar da var ama bir filmi seyretmek istedigimde ki ben sinemayi guncel olarak takip eden biri degilim ama olsam bile bir sinema bileti parasi *2 en az birisi ile beraber gittigimi dusunuyorum evet bu carpma isleminden sonra ulastigimiz rakkamla bir gun 2 kisilik yasanan bir evin butun masrafina gayet mumkundur ki karsılanabiliyor. yani benim butun evin bir gunluk ihtiyacini karsilayabilecek bir miktar parayi gidip sinemadaki gise deliginden uzatip vermemi kim bekleyebilir sinema aski mi ? evet tabiiki sinemaya gitmeden ve cd almadan insan hayatini surdurebilir ama bu istedigi muzigi veya filmi seyretme insiyatifini elinden alamaz. neden ? neden 5te bir fiyatina kendi kolam kendi sigarami kendi yatagimda sevgilimle ister seviserek ister istedigim yerde filmi durdurup, al iste! sen de burdaki salak kari gibi davraniyorsun demeye getirip canimin istedigi kadar sevgilimle kavga edip kafam bozulup filmine de sana da seyretmiyorum sonra seyrederim kadar ozgurce davranabilecegim yolu secmeyeyim. sinirlenmiyorum hayir cok sakinim bu konu hakkinda dusuncelerimi daha once bir yerde yazmaya calistim daha once kontrolumu kaybetmis olsam da bu sefer basaracagim.evet tabiki sanatla hayatini gecindirmek isteyen ve veya gecindirmek zorunda olanlarin haklarini almalari gerekiyor buna kesinlikle katiliyorum yeri geldiginde yazi yazan tutturabilirse beste yapip son zamanlarda bulduğu her guzel ışığı vizorlerin arkasindan da yakalayip belgelemeye calisarak yasayan birisi olarak ayrica tamamen kosullarini bizzat kendimin belirleyebilecegi bir ayrıcalık olmadığı haller dışında hicbir zaman aylik maas sistemine kendimi satabilmis olmadım bu gune kadar ve hic bir zaman da hem kuralları baskasının koydugu hem de bana belirli bir maas verip benim yaptigim isten dolayı benden daha fazla kazanmasına izin verecegim bir patronum olmadı. siz gelin butun bu sacma sapan sistemin en basindan kolesi olun bunu yaparken de karsi koymak icin kilinizi kıpırdatmadan soylene soylene sonra alısa alısa aylik veya haftalik rutinleriniz karsısında basınız kıldan ince, iste ensem bu da lokmam tesekkurler patron iyi geldi bi daha ver kıvamına razı, sistemin sizi bagımlı haline getirmesine goz yumun ondan sonra gidip bir de istediginiz sanatsal dokuman veya benzerlerine ulasmak icin de goz gore gore daha fazla para verin siz devam edin ben istemiyorum kalsınbasa aliyorum kumanda ben de degil mi bir yerlerde anlayamadığınız bir seyler var baska caresi yok hala anlamamissiniz evet hala basa aliyorum hah iste burasi milyonlarca belki de milyarlarca yıl geriye aldım daha kıtalar bile tam olarak ayrılmamıs hani meshur kahverengi toz bulutundan biraz sonrası, belki koloni belki suru halinde yasayan ilk insanimsilara kadar evet az da olsa bir sosyal hayat var beraber ava cıkılıp av belirli bir yapının icinde paylasılıyor muzik bir yerlerden bir sesler geliyor belki bir magaranın icinden belki bir büyücü çadırından belki de yagmur duvası belki bir ölünün ardından birileri birseyler bagırıyorlar bazıları taslarla bazıları ağaçtan dallarla birseylere vuruyorlaR. bir ritm var ustunde dönüyor çığlıklar belki de gerilmiş derilere çarpan sopalar kalabalik, beraberce hissedilen bir duygu atesin etrafında…yakından tanımaya fırsat bulabildiğim ve gerçekten müzisyenliğinden hiç şüphe duymadığım şahıstan bir alıntı yapıp ismini kendime saklamayı seçiyorum çünkü eminin o da bunun böyle olmasını isterdi. ‘kaydedilmis seslere müzik demek istemiyorum onlar sadece bir bant veya bilgi bankasına depolanmis sesler topluluğu olabilir ama müzik başkadır.’ müzik yaşayan bir ruha sahip canlıdır. kaydedilmiş sesler yaşayamaz.bu arada ileri aldım tabi farkettiniz sanirim biraz önceki atesin başından gelen seslerin o an yapılırken kaydetmek kavramı o insanların kafasında varmıydı sizce ? yani hic kimse hic bir enstrumana dokunmadan o seslerin çıkabilecek oldusuyla ilgilenmiş olabilir mi ? evet sevdiginiz adamın sarkisini dinlemeden yasayabilirsiniz belki tabiiki ölmezsiniz ama enstruman çalıyor veya müzik yapıyorsanız, calmadan veya yapmak istediğiniz müziği yapmadan yaşamaya hayat diyebilir misiniz ?televizyonlarda starlar seçilmeye başlandı neler oluyor görmek bu kadar zor mu ben orjinalini alıp orda tanrılarla yarışa girme pahasına, köyünden meşhur olmaya gelen zavallıyı evet bu olabilir hayır bu olamaz diye inşahata amele seçermişcesine üstüne üstlük bu yaptıklarının kendi profosyonel meslekleri olduğuna utanmadan sakınmadan inanıp inandıranların tarafındaysanız dediğim gibi devam edin çıkın bağırın korsana hayır çünkü korsan o yarım ekmek arası shopstar rezaletini yönlendirip kaymağını yemeyi adet edinmisler, durdukları yerden para kazanmaya devam etmeliler korsana hayır…guzel turkiyemize devamli verip veristiriyoruz ama bazı seyler o kadar da asıl olması gereken gibi iste bu böyleyse bu da budur şeklinde çözümlere ulaşıyor ki 3-4 ay önceydi sanırım mahsun kırmızı gül sinirlenmis bu korsan yasası tamamlanıp bunun önüne geçilebilmesi sağlanana kadar albüm çıkartmamaya karar vermiş. bundan güzel bir haber olabilir mi ? düşünsenize gürültünün ne kadar azalacağını.eski bir dostumdan bir alintiyla sonlandirabilmeyi umarak ;Kendine değer biçecek kadar değersizleştiğinde, yarattığın dev aynasındaki sanal görüntünün esiri olursun.sanat hiç bir zaman kaydedilip satılmak için yapılmadı. cd writerlar legal oldukları sürece bunu kimse engelleyemez evet belki sokaklarda kayıt cd satanlar temizlenebilir ama ben yine orjinali ve kopyası arasında bu kadar anlamsız fiyat farklılıkları olduğu sürece maksimum kalite minumum fiyat politikamı sürdüreceğim. marketlerde kola bakkaldan daha ucuz ve alabildiğim kadar marketten kola almaya çalışıyorum. bir seyle savasmanın yolu ta kendisidir. neden normal vergilendirilmis bandrollenmis bir albümü 500 binlira veya 1milyona çıkartmıyorsunuz. evet iste o zaman boş cd alıp sonra bi yerden bir orjinal veya iyi bir kopya bulup ondan bi kopya daha çıkartmakla uğraşmayacağım zaten maliyeti aynı fiyata gelecekse tabiiki orjinalini alırım seve seve. o fiyata o kayıt kalitesi o teknolojik insiyatifler ve o boyama olamayacak tabi tabiiki o zaman insanların gözünü boyayamayacaksınız tabi tabiiki o zaman kayıt yapılmadan önce kaç kanal kaydedebileceginizi ve buna benzer bütün maliyetlerinizi olabildiğince minimal olması gereken kadar tutmak zorunda kalacaksınız işte bu zaten olmasu gereken işte bu zaten sanat ama siz sanatta değil siz sanat satışındasınız ve siz ne isterseniz satın bu benim almam gerektiğini göstermez ben müsteriyim ben dinleyiciyim ben izleyici ben yeri geldiğinde tüketici yeri geldiğinde üretenim. ve ben sanatı istediğim gibi yapıp istediğim gibi alıp istediğim gibi paylaşırım siz gelmiş bu parantezin içine milyon dolarlik boyalı kuşlar kafeslemek istiyorsanız en az iki günde bir kafeslerin altlarını, suluk ve yemliklerini temizleyin daha önceden kaydedilmiş bülbül seslerini kuslarınıza dinletin ki onlar da ötmeyi öğrenebilsin ne kadar başarılı olacakları konusunda büyük kuşkularım var çünkü bülbül kafeste değil ağaçtaydı ve recorderlarla bülbül kovaladığınız günleri unutmayın bu arada söylemeden geçemeyeceğim iş yerlerinden veya ofislerinden pazartesi sabahı haftaya başlamak için işe gelip bilgisayarlarını açıp bunu okuyanlara bir hatırlatma bundan sonraki pazartesi de en az bunun kadar mutsuz olacaksınız iyi satışlar
son kitabını 2.950 den sürücek piyasaya…korsanı olabilir mi hiç, işte korsanla mücadele bu, aklın yolu birdir; televizyonlara çıkıp servetine servet katamamanın ızdırabı ile böğürerek ‘korsana hayır, almayın kardeşim burdan sevenlerime sesleniyorum, almayın’ demenin alemi yok…