Pis kaltak!Senin ahlak anlayışın bu mu? Gidiyorsun kendi bedenini ona buna peşkeş çekiyorsun. Sen dinsiz değil; terbiyesizsin. Bu yaptıklarını ateist bile yapmaz. Son mektubunda “özgür olmak ve dünyanı dilediğince yaşamak istiyorum” demiştin. Bu senin yaşadığın rezil hayat özgürlükle tarif edilemez. Sen bedeninin, heva ve heveslerinin şimdilik kölesisin. Yakında kurbanı da olacaksın.Son mektubumda sormuştum, lakin cevap vermedin. Söyle uyuşturucu kullanıyor musun? Lütfen. Ben senin babanım. Bunu bilmeye hakkım var. Eğer kullanmıyorsan da en azından buna bari başlama. Zaten yaşlı ruhum, her gün senin bu hallerinle bin kez ölüyor. Bari gencecik ölü bedenini bana gösterip de bedenimi ilk ve son kez ölüme gark etme. Lütfen kızım ruhunu bu kadar zehirlediğin yeter. Bari vücüdunu zehre teslim etme.Ah kızım! Sen küçükken, bir keresinde pikniğe gitmiştik. O üyük meşe ağacının dibine sermiştik naylon kilimimizi. Sonra halattan salıncak yapmıştık sana. Gamzelerin kulaklarına varmıştı. Nasıl da gülüyor ve eğleniyordun. Hep böyle geçecek sanmıştım. Neden böyle oldu güzel kızım? Neden böyle oldu.Sana mektubumun başında yazdığım şeylerden ötürü özür dilerim. Üstünü çizip çıkarmak istemedim. Gör istedim sarsak ruhumun aksak hallerini. Çok kötüyüm kızım. Hala bir parçamsın. Silip atamadığım. Silemiyeceğim seni. Bunu isteme benden.03.12.1997 12:50 karşıyaka.Baban utku