Hayatımızda hiç değilse tek bir kişi çok sevmeli bizi. Ama herkesten çok, en çok bizi sevmeli… Ve biz de bunu bilmeliyiz. “En azından biri olsun gerçekten seviyor bizi.” demeliyiz. “Demek ki sevilecek biriyim ben. Varlığım hiç değilse birinin yaşamında önemli bir anlam ifade ediyor. Yani öylesine yaşamıyorum ben. Var olup olmamam arasında koca bir fark var. Demek ki varım gerçekten!”Bu tek kişinin ille de bir sevgili olması gerekmez. Yeter ki gerçekten sevsin, bizi düşündüğünde başkalarını düşündüğünden çok daha farklı bir duygu uyansın içinde. “İyi ki var!” desin. “İyi ki O hayatımda…”O zaman yalnız hissetmeyiz kendimizi. Bu koskoca evrende küçücük bir nokta olmayız. Hatta başlıbaşına bir evren de biz oluruz o bir tek kişi için.Mesela birşeylerle uğraşıyoruzdur. O kişi aklımıza geliverir birden… Ve hemen farklı hissetmeye başlarız kendimizi. Sanki bir anda O’nun yerine geçmiş, kendimizi O’nun gözlerinden seyrediyoruzdur… Ve O’nun sevgisini duyuyoruzdur içimizde.Sonra yine işimize döneriz. Kaldığı yerden devam ederiz herşeye… Ama bu kez O bir tek kişinin bize olan sınırsız sevgisini ta içimizde hissederek… O’nun bize öğrettiği gibi kendimizi severek… Devam ederiz kaldığı yerden yaşamaya.
yorumlar
Ya kimse sevmezse bizi..
mavilikler, çok güzel yazmışsın, adeta mutluluğun sırrını yazmışsın, tebrik ederim
Bizi kimse sevmezse, o zamana kadar boşa yaşamışız demektir. Çünkü bu, o zamana kadar yakınımızdaki insanlara hiçbirşey veremediğimizi, sevgi nedir bilmediğimizi gösterir. Bu durumda kimseden de bize sevgi duymasını bekleyemeyiz.
Teşekkürler Suiza. Son zamanlarda hep karamsar yazılar yazıyordum. Sizi biraz gülümseteyim istedim.
valla mavilikler bır öncekı yazında da bır karamsarlık yoktu bence, sen o yazında eleştirdiğin konuda yüzde yüz haklıydın
biz derken kaç kişisiniz
Kimsesi olmayan bir sürü insan var, ölsünler mi..Bence her insan, seveni olmasa da kendine yetmeli, sevgi insanın içinde.. Bedenimize ve ruhumuza saygı duyup sevmeliyiz önce..Bunun adı özgüven..Her insanın herşeyden önce ihtiyacı olan..
pbk, insan tabi ki kendisine yetmeli ama maviliklerin anlattigi turde bir sevgi bize neler katmaz, bizi nasil mutlu etmez…bir şair (sanıyorum Gülten Akin) bir şiirinin bir misrasinda der ki;”beni ya sevin ya öldürün”öylesine önemli yani
”mavilikler DİYOR Kİ, (01 Haziran 2010 15:52)Bizi kimse sevmezse, o zamana kadar boşa yaşamışız demektir”Benim felsefeme göre çok sığ bir yorum..Çok ağlak çok, çaresiz..Biz başkalarının sevgi abidesi olmak için mi hayat yaşıyoruz, sevenlerimiz ölümlü değil mi..Hepsi öldü ne olacak şimdi, hadi biz de ölelim o zaman..Bu kadar mı yani..Bu kadar anlamsız mı hayat..Yazık yaa..Kimse bizi sevmiyor, boşa yaşamışız, hani amaçlarımız hani, hani hayatta var olmamızın sebebi..”O zamana kadar yakınımızdaki insanlara hiçbirşey veremediğimizi, sevgi nedir bilmediğimizi gösterir. Bu durumda kimseden de bize sevgi duymasını bekleyemeyiz.”Sevgi verip karşılık beklemek mi gerekir..”Ben O’nu seviyorum” demek yeter mi..Hangisi gerçek..
Pillibebekkuyuda, haklısın. En önemli sevgi, insanın kendisine duyduğu sevgi… Kendini gerçekten seven insan hem kendiyle hem de başkalarıyla barışıktır. Bu nedenle de başta kendisi olmak üzere pekçok insanı da sevebilir kolaylıkla. Biri tarafından sevilmenin en garantili yolu O’na gerçekten değer vermektir. Sevdikçe sevilirsin kısacası. Ama nadir olarak öyle de bir çevrede yaşayabilirsin ki, ne kadar sevgi göstersen de aynı karşılığı alamaz, her tür dostça yaklaşımında duvara toslamış hissedersin. İşte öyle sevgiden anlamayan insanlarla biraradaysan, dediğin şey çok geçerli. Kendine yetmeyi bilmeli, başkalarının sevgisi olmadan da kendini sevmekten vazgeçmemelisin.
pbk, biz kimseden sevgi beklememeliyız, ancak mümkün olduğunca iyi insan olmaya çalışmalıyız, bu zaten olması gereken bır durum, bu arada bizi seven biri ya da birileri çıkarsa da onu pamuklara sarıp saklamalıyız, piyangodan çıkan bır ikramiye gibi yani,benim fikrim bu
Pillibebekkuyuda, eleştirilerinin dozunu son zamanlarda biraz fazla mı kaçırıyorsun, yoksa bana mı öyle geliyor? Bu kadar ciddiye alınacak nasıl bir durum var ortada, anlamıyorum. Görüşlerimi bir yazıda ifade etmekle, başkalarını kendim gibi düşünüp davranmaya zorlamış olmuyorum ben. Kimse çocuk değil. Herkes bildiği gibi yaşamaya devam ediyor zaten. Bu kadar kasma kendini. Kırıcı oluyorsun çünkü.
Ben kırıcı olduğumu sanmıyorum, yıllarca bize öğretilen gibi değil hayat, mücadele ve acılarla dolu..Buraya yazdıklarınla kendini bile güçsüzleştiriyorsun bence..Mücadele ettikçe kazanıyorsun, bunun mutluluğu çok büyük..Sadece bünyelerin güçlü olmaya ihtiyacı var..Türk filmlerinin zavallı ve çaresiz kadınları gibi sevilmeyi beklemeyelim..Sevgi dolu ve güçlü olalım..Sevilmedik diye kendimizi kaybetmeyelim, kıskançlıklarımıza yenilmeyip kendimize yeni bir yön verelim..Sevmek ve güçlü olmak..Anlatabildim mi..Yoksa ağlıyor musun şimdi..
Ayrıca, öfkenden sıyrılıp yorumumu bir kez daha okursan, orada çevresindekilere sevgi veren insanların sevgi beklediği gibi bir görüş yok kesinlikle. Öyle insanların çevrelerinden sevgi görmesi zaten kendiliğinden gerçekleşen, son derece sıradan bir durum. Sadece sevgisiz insanların “Neden kimse beni sevmiyor?” diye ağlayıp sızlanmaya hakları olmadığı anlatılıyor orada. Yani sözkonusu yorumda, sevgiyi bekleyen kişi sevgi gösteren değil, tersine sevgiden bihaber olan, kimseye tek bir hayrı dokunmayan kişi.
Hayır ağlamıyorum. Senin gibi kırmaktan zerre kadar korkmayan, esip gürleyen çok kişi tanıdım çünkü. Bağışıklık kazandım. Benim için endişelenmene gerek yok yani. Sen devam et kırıp dökmeye.
pbk, hayat karşısında dik durmak gerektiği noktasında haklısın ama mavilikler çok insani bir duygudan söz ediyor, sevilmeyi hangi insanoğlu istemez ki… ama tabi ki böyle bir beklenti içine girmemeliyiz, yukarıda da dediğim gibi bizi seven bir insan ya da insanlar çıkarsa onun da değerini çok iyi bilmeliyiz
Sen kırılmaktan çok korkuyorsun, bekleme kırılmayı, güçlü olsun ifadelerin, iki de bir gereksiz özürler dileme, her cümlene özür dileyerek başlama, kendini ifade et, ne düşündüğünü söyle..Bak bunları herkes söylemez, ocaktaki yağımı yaktım senin yüzünden, çok sinirliyim şimdi..
Diyelim gerçekten de güçsüzüm. Bu üslupla mı davet etmelisin beni güçlü olmaya? Bir parça daha duyarlı bir üslupla da aynı davette bulunamaz mısın? Ayrıca bu sitede senin kadar sevilen birinin sevgi vermek, sevilmek gibi kavramlardan neden bu kadar rahatsız olduğunu da anlayabilmek mümkün değil. Ayrıca, evet kırılmaktan da korkarım, kırıcı olmaktan da. Bunun güçsüzlükle de bir ilgisi yok. Birini sözlerinle yaralayabilmek dünyanın en kolay işidir çünkü. Ben o özür dilemelerimle; bu kolaycılığa kaçmadığımı, yüzünü bile görmediğim insanların herhangi bir kelimem yüzünden kendilerini bir şekilde kötü hissetmesinin beni ne kadar tedirgin ettiğini göstermiş oluyorum. Tamam, bir parça aşırıya kaçmış olabilirim bu hassasiyetimde. Ama sen de fazla doğal, fazla içtensin. Kalbinde bir kötülük yok ama bazen epey bir yaralıyorsun insanı.
sevmek, sevilmekten daha doyurucudur.çünkü birisi etkendir ötekisi edilgen
Gerilimi düşürmekte üstüne yok Mascalzone Latino.
Şimdi burda maviliklerin avukatı gibi olacağım biraz ama, dışarıdan objektif olarak bakan biri olarak; maviliklerin bazı ifadelerinde özür içerikli cümleler kullanması bence onun ne kadar naïf ve hassas ruhlu bir insan olduğunun göstergesi. Bu hal, ona ekstra saygı duymama yol açıyor.Pbk, sen ayrı bir karaktersin. Sana bakış açım daha farklı
Peki, ben kötüyüm, söylediklerimin de bir anlamı yok, buyur devam et, daha çok kırılacaksın bir gün..
Pbk Kullanım Klavuzu1. Reelde yaşayan bir insanla konuşuyormuş hissine kapılmayın.2. Canınız sıkıldığında laf atın, illa ki cevap verir. Eğlencelidir de.3. Yeni gelmemişseniz kimse size tavır almaz zira sitede kimsenin takmadığı nadir niklerden biridir.4. Arada güzel yazı yazar o yüzden yazılarını sallamayın.5. Asla ve asla özür dilemeyin. Kendini bir halt zannetme katsayısını artırıp etrafa dik dur kendine güven, osurma, hem köylü hem şehirli ol gibi zontirik tavsiyelerine maruz kalırsınız.5.1. Çok uzatırsa özür dileyin. Bir anda nasıl karakter değiştirdiğini izlemek de güzel.6. Her sayfada size bulaşmaya başladıysa ya takmayın ki bu en güvenli yol. (Bkz. Nazokiraze) ya da iki üç yazısını övün.7. Canımlı, cicimli kankalık moduna girerse de tam zıttını uygulamanız yine memnun edici bir etki verir.8. Bol bol osurun. Niye osurmuyosunuz efendim. Niye size dert oluyor başkaları düşünsün.
Hiçbiri doğru değil bunların Avallak..Çok kötü bir gözlemcisin..Bücürrr
Ben 5.1 numaralı maddeyi tam özümseyemedim, bir ördekle açıklarsanız sevinirim..
Suiza, Pillibebekkuyuda’nın da okuyacak olma ihtimalini göz önüne alarak sana teşekürlerimi sunmayı geciktirdim. Görüşlerin için sağol. Pbk, öyle bir dağıttı ki beni, hala parçalarımı toparlamaya çalışıyorum. Büyük bir karmaşaya düştüm. Hangi davranış doğru, hangisi yanlış birbirine girdi, bu yüzden teşekkür etmekten bile korkar oldum. Ama yine de pbk’nin öfkesini ve güçsüz görünmeyi sonuna dek göze alıyor ve bir kez daha içtenlikle teşekkür ediyorum sana.
ÖĞRENDİMİnsanlara kendimi zorla sevdiremeyeceğimi öğrendim.Yapabileceğin tek şey sevilebilecek biri olmak.Gerisi onlara kalmış…İnsanları ne kadar düşünürsen düşün,Onların seni o kadar düşünmediklerini öğrendim.Güven elde edebilmek için yılların gerektiğini,Ama yok etmek için saniyelerin bile yettiğini öğrendim.Önemli olanın hayatındaki eşyaların değil,Hayattaki kişilerin olduğunu öğrendim.İnsanın ancak 15 dakika çekici olabildiğini,Ondan sonra alışıldığını öğrendim.Kendimi karşılaştırmak için başkalarının en iyi yaptıklarını değil,Kendi en iyi yaptıklarımı kıstas almam gerektiğini öğrendim.İnsanlar için olayların değil, onların daha önemli olduklarını öğrendim.Her ne kadar ince kesersen kes,Kestiğinin her zaman iki yüzü olacağını öğrendim.Sevdiğin kişilere sevgi dolu sözler söylemen gerektiğini,Belki bunun onu son defa görüşün olabileceğini öğrendim.Her ne kadar onu çok düşünsen de,Yine de gidebileceğini öğrendimKahramanların, yapılması gerekenleri ne pahasına olursa olsun,Yapanlar olduğunu öğrendim.İnsanların seni hep hesapsız sevdiğini, Ama bunu nasıl göstereceklerini bilemediklerini öğrendim.Sinirlendiğimde gerçekten buna değse bile asla acımasız olmamam gerektiğini öğrendim.Gerçek dostluğun ve gerçek aşkın aramızda uzak mesafeler olsa bile büyüdüğünü öğrendim.Birisinin seni istediğin gibi sevmemesi,Onun seni tüm benliğiyle sevmediği anlamına gelmediğini öğrendim.Bir arkadaşın ne kadar iyi olursa olsun seni üzeceğiniVe senin yine de onu affetmen gerektiğini öğrendim.Bazen başkaları tarafından affedilmenin yetmediğini öğrendim.Kendini de affetmeyi öğrenmelisin.Kalbin ne kadar kırılmış olursa olsun,Dünyanın senin acılarından dolayı durmayacağını öğrendim.Geçmişimiz ve durumumuzun olduğumuz kişiliği etkilediğini,Ama olmamız gerekene karşı sorumlu olduğumuzu öğrendim.İki kişinin tartışmasının, birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmediğini öğrendim.Ve tartışmadıkları zaman da sevdikleri anlamına gelmediğini.Bazen kişiliğini eylemlerinin önüne koyman gerektiğini öğrendim.İki kişinin tamamen aynı olan bir şeye baktıklarında bileFarklı şeyler görebildiklerini öğrendimHayatlarında her zaman dürüst bir şekilde daha ileriye gitmek isteyen kişilerin,Sonuçları önemsemediklerini öğrendim.Seni doğru dürüst tanımayan kişilerin,Hayatını birkaç saat içinde değiştirebileceklerini öğrendim.Verebileceğin bir şey kalmadığında bile bir arkadaşın ağladığında,Ona yardım edebilecek gücü bulabileceğini öğrendim.Yazmanın, konuşmak kadar duygusal gayret gerektirdiğini öğrendim.En fazla önemsediğim kişilerin, benden hep uzaklaştırıldıklarını öğrendim.İnsanları üzmeden ve duyarlı olarak kendi fikirlerini söylemeninÇok zor olduğunu öğrendim.Sevmeyi,Ve sevilmeyi öğrendim…Öğrendim…CAN YÜCEL
Can Yücel i ben çok severim, ama o beni bilmez:((bilmesi de gerekmez zaten:)sevilmeyi başarmak hey be her yiğidin harcı değildir:)
Ben teşekkür etme, demedim, özür dileme iki de bir, dedim..Bak yukarıda yapmış olduğum yorumlar bile seni dağıttı..Gerçek hayatında benim gibi biri yanında olsa, şimdi bu yazıları yazıyor olmaz, daha sağlam yazılar yazıyor olurdun..Güçsüzlüğünden dolayı seni döverdim..Şaka ile karışık söylediklerimi biraz düşünsen bile yeter bana..
“İnsanları üzmeden ve duyarlı olarak kendi fikirlerini söylemenin çok zor olduğunu öğrendim.”Ben de bunu anlatmaya çalışıyorum saatlerdir. Ama Can baba kadar usta olmadığımdan birtürlü beceremiyorum. Teşekkürler Witamin.
Tanısaydı seni çok severdi Dolce, ne şanssız adammış..:)
Mavilikler bu kadar üzerinde durma bence her söylenenin.Pbk kişisel fikrini söylemiş.Norm değil yani.Bazı şeylerin yanlışı ya da doğrusu olmaz.Kişiye göre değişir,kişisine yakışır.İnsan ilişkileri konusunda biraz fazlaca hassas gibi görünüyorsun ama bu sana ve etrafındakilere zarar vermiyorsa sorun yok demektir öyle değil mi?Güç kavramı da kişiden kişiye değişir.Bana göre de insanları mutlu etmek önceliklidir.Gülümsetmek güçtür.Başkasına göre vurduğunu kırmak güçtür.Bi başkasına göre çuvalla para güçtür.Bu böyle uzar gider.
Sende birşey var, sana tam anlamıyla öfke duymayı engelliyor Pillibebekkuyuda. Sanırım o şey, ne kadar kırıcı bir üslubun da olsa her zaman alttan alta kendini hissettiren iyiniyetin.
hé yaw pbk cicim… gerçekten tanısaydı beni, yani tabi ki ben onunla tanışsaydım eminim beni çok severdi:)
Ben çok duygusal dönemlerden geçtim, herşeyi deneme yanılma yoluyla buldum, ama sevilmeyi beklemek büyük hata imiş..Sadece duyarlı ve dağılmanı engelleyecek, en zor zamanlarda içinden çıkabilecek, ihtiyacın olan güçlü sesi duymanı isterim..Çünkü insana ne kadar sevilse de, kendinden başka kimse yardımcı olamıyor..
pbk nın son yorumunnun son cümlesine imzamı atarım
mavilikler, bence hiç degişme, ince, hassas davranışların çok güzel.pbk, sevilmeyi beklemek ne demek? tabi ki beklemeyeceğiz, hasbelkader sevilirsek de çok mutlu olacağız, bundan doğal ne var?
ee ben de onu diyorum işte..Siz yazıyı anlamadan yorum yapıyorsunuz Suiza, diyor ki yazar ”hiç olmasza bir kişi bari bizi sevsin diyor”Ben de diyorum ki, sevmez ise sevmesin, diyorum, siz ne diyorsunuz..
ben, “maviliklerın son derece hassas, ince karakteri kendısıne yakışıyor” diyorum, evet sevilmeyı beklemek doğru bır düşünce tarzı olmayabilir ama sevilmek son derece ınsanca ve bıze mutluluk veren bır durum.benim özellikle karşı çıktığım nokta maviliklerın genel hassas tutumuna sanki kendisi yanlış bır davranış içerisindeymiş gibi sert uslupla karşı çıkman.dediğim gibi onun bu hassas davranışları bence kendisine ekstra saygınlık kazandırıyor
Sevgisiye de saygısına da..Dört bir yandan canımıza okunuyor, hala sevgi peşindeyiz..Bıktım bu milletin sevgiye olan hassasiyetinden..Oturun ağlayın o zaman hep birlikte..Akıl lazım bize akılll..
pbk, anlamalısın ki, daha doğrusu diyorum ki; sevgi beklememeliyiz, bu konuda hemfikiriz. ve benim şiarım; akıl her şeyin üstünde olmali. sevginin de aşkın da merhamet hislerinin de, hepsinin üstünde…ama bütün bu doğrularima karşın, incecik hassas bir ruhtan etkilenmemek de elimde değil.
Aşırı duygusallık hastalıktır..Yazar diyor ki, ”bir kişi bile bizi sevmezse yaşamanın bir anlamı yok, boşuna yaşıyoruz” diyor, bu ne demek biliyor musun?Toparlanması lazım..Sen pışpışla..Ben birşey demiyorum artık..Susuyorum, Allah akıl vermiş..
Bu gun 150 adt buyuk bas hayvan aldum.cok muluyum,cifligin sonunada Ari evi yapacagum .balumuda kendim uretecem yupiiiii .neymis kariyer,cocuk,cobanluk hepsi oluyomus.yazu ne dio bilmiyom AMA.hep aynu hikayeler oldugundan ortaya karusuk yaptum.afiyet olsun
Pbk, senin yemek ne oldu bu arada? Laf yetiştireceğim derken, eşin aç kalmasın sonra.
mavilikler hassas ruhuna uygun olarak son derece insani bir istek dile getiriyor, gönülden geçenleri söylüyor bence çok da abartmaya gerek yok. evet hayat sert, acimasiz ama yine de ben, mavi gibi hassas bir ruhun karşisina kendisi gibi hassas ince insanlarin çikacağina ve dolayisiyla hep sevileceğine, mutlu olacağina inaniyorum, zaten kendisi gibi olmayan insanlarla yildizlari barişmaz ve ilk tanişmadan bir kaç dakika sonra yönlerini değiştirirler.özetle hiçbir şey olmaz şimdiye kadar olduğu gibi şimdiden sonra da pırıl pırıl yoluna devam eder.
Bak hassas ruha nasıl kendine geliyor yavaş yavaş..Uzmanım bu konuda..:)Benim eşim aç kalmaz Mavi, kalsa da problem çıkarmaz..Sen kendine seven birini bul, aç kalınca problem çıkarmayan..
Suiza, hassas olmasına hassasım da. Başkaları o kadar hassas olmuyor. Pbk tüm kırıcı üslubuna rağmen bir konuda haklı aslında. Çok da takmayacaksın hiçbirşeyi. Bak, nasıl da rahat bu konularda. “Sevmezlerse sevmesinler.” diyor. Ama tüm bu umursamazlığına rağmen çok mutlu bir evliliği var. Demek sevgi vermesini biliyor. O beni kırmaktan vazgeçmese de, sevgi konusunda pratikte benden daha başarılı olduğu için çok takdir ediyorum O’nu.
Haklısın pbk. Sayende hızlı ve emin adımlarla ilerliyorum ‘delikanlı kız’ olma yolunda.
İşte onu demek istedim, hassaslığı bırakınca kazanmaya başlıyorsun..Çünkü aklın çalışmaya başlıyor..
Arkadaşım, tam sana öfke duymaktan vazgeçiyor, aslında iyiniyetli olduğunu düşünmeye başlıyorum… Ki bir bakmışım, sıkı bir hakaretle karşıkarşıyayım. Bilerek mi yapıyorsun, anlamadım ki. Ne demek, “Aklın çalışmaya başlıyor.” ?! Alimallah şimdiye dek tıkır tıkır çalişmasına hiçbirşey engel olamadı. Korkma, bundan sonra da olmaz.
mavilikler, herkes aynı karakterde olsaydı bu dünyanin tadı da tuzu da olmazdi. sen ayrı bir karaktersin, pbk ayrı. ikiniz de güzel insanlarsınız, senin de anladığın gibi pbk yüreginde kötülük olmayan iyi bir insan, biraz dediğim dedik:) o kadar.ama dediğim gibi, sakın değişeyim deme, özellikle karşındaki insanı kırmamak adına gösterdiğin aşırı duyarlılık bağlamında.
Ben ”delikanlı kız” değilim, ne istediğimi biliyorum sadece..Evcilik oyununu izledin miYıldız, müzisyen kız, nasıl kıymeti bilinesi, nasıl tatlı bir kız..Ama Sertaç ne yapıyor, mahvediyor, aşağılıyor kızı..Diğer tarafta Bahar var şu tatlı sunucu Mert in partneri, sözde eşi..Kız diyor ki ”benim beynim, senin kalbin” diyor..Ne akıllıca..Favorim, izle onları..
Olm roman gibi yorum yazuyonuz.Kurtardunuzmu bare dunyayu?
harlem, sen şu çiftliği anlat bakalım, nevşehirde miydi? seydişehir’de mi?hasat ne zaman:) avrupa’ya alişverişe yolculuk ne zaman?yeni ayakkabılari nerden aldin? Gucci’den mi? Fabbia’dan mi?
Evet, son derece yararlı bir program. Adeta bir klavuz. “Bir evlilik iki günde nasıl bitirilebilir?” diye merak edenlere şiddetle tavsiye ederim. Sabah olmuş. Yıldız Hanım hala güzellik uykusunda. Diğer hanım kızımızın da O’ndan aşağısı yok. Evet çok akıllı kızlar. Yaptıkları esprilerin düzeyiyle, ev işleri konusundaki üstün becerileriyle(!) akıllı akıllı sürdürüyorlar evliliklerini. Evliliği evciliğe dönüştürüyorlar. Bu programı izleyen bekar erkekler, gördüklerini ciddiye alıp kazara günümüz kadınının evlilik anlayışının bu olduğuna inanırlarsa, evlilik diye bir kurum kalmaz ortada.
Ben program ın yararından bahsetmedim..Sen çevrende Yıldız gibi kızlar görmedin mi hiç.. O’nun gibi duygusal olup genelde aşağılananlar..Ben çok gördüm bu yönüyle gerçekten hiçbir farkı yok..Ya Bahar gibiler görmedin mi, onlardan da çok var..Belki kişisel olarak hiçbir özelliği yok ama nasıl hareket edeceğini biliyor, hem de Mert gibi bir erkeğe..Oldukça yakışıklı ve duygusal, uçuverecek cinsten..
”mavilikler DİYOR Kİ, (01 Haziran 2010 20:39)ev işleri konusundaki üstün becerileriyle”Sen kadını neden ev işleriyle bağdaştırıyorsun ki, ne kadar hizmetçi ruhlu yaratılmışsın..Kimse iyi ev işi yapıyor diye madalya vermiyor kadına..Tamam kadın ev işi yapar, yapar ama bu olması gereken bir kural ya da felsefe değil ki..Başka yazılarında da gördüm..Bilakis az yap, öz yap..
Yıldız’ı on dakkalığına izlemek talihsizliğine düştüm. Öldürülecekler listemde top 5’e birinci sıradan girdi. Duygusalmış. Pehh ben bile daha duygusalım. Duygusallıkla mallık, mızmızlık karıştırılmamalı. Okan neden girdin bu programa diyor. Ünlü olmak içinmiş. Kodumun kıtı. Birde her konuşmasının sonuna eheheheheheheh one lan. Hiç mi fikri olmaz bir insanın.
Ben o programı seyrederken en başta şunu görüyorum: Özellikle kızların erkeklere tavırları açısından, bir saygı sorunu var ortada. Sözümona evli çiftler olarak çıkıyorlar karşımıza. Ama flört döneminde iki sevgili gibi davranıyorlar. Eğer ortada evlilik yoksa, bir kadının yemek yapmaması, evi temizlememesi doğal karşılanabilir. Ama o programdaki kızlarımız, evli de olsalar(Aslında evli değiller. Ama yine de evli bir çifti canlandırıyorlar.) ısrarla öyle değilmiş gibi davranıyor, flört dönemindeki tavırlarını evliliğe taşıyorlar. Ben de diyorum ki “Niye evlendiler öyleyse? Ortada bir yuva falan olmayacaksa; ocakta yemek pişmeyecek, bir evin sorumlulukları iki taraf için de yerine getirilmeyecekse niye devam etmediler flörtlerine? Yaşasalardı aşklarını doya doya. Yemekmiş, temizlikmiş, kurtulsunlardı.”
Yıldız ın tavrı sürekli erkek (eşi) tarafından eleştirilen, adam yerine koyulmayan aşık bir kadının tavrı, kız artık ne yapacağını bilemiyor..Kendinden bile uzaklaştı..Çok normal yaptıkları, bilinçli değil çünkü..
Adam’ı yerine koyamadıysa benim yapabileceğim bişey yok. Girdi top 5’e artık
Orada bi tek aklı başında olduğunu düşündüğüm kişi var ki o da Yiğit.Rol yapıyor olsun da ben o karakterde birini aramayayım evlenmek için.Sinirlendiğinde bile düşüncelerini böyle güzel ifade edebilen birinin olabileceğine inanmak çok güç.O düşünce tarzına sahip biriyle yaşamak huzurlu olurdu herhalde.Yıldızın tavırlarına yapışkanlıktan hoşlanmayan biri olarak dayanamıyor , sevgide sınır önemli diyorum her defasında.Bu tavrı Yıldız kendisi istiyor.Eşi olan erkeğe ne kadar şımarılır nasıl şımarılır bunu keşfedememiş henüz.Hem bildiğim kadarıyla birçok erkek o tür davranışlardan hoşlanmıyor.
insanı öyle herşeyden ve herkesten çok sevecek bir tek insan vardır.herkes unutsa o unutmaz. anneniz..bu yeter tek başına.aşk meşk yalan
kesinlikle marconi.çok doğru.
Sürekli tuhaf şakalar yapan, “Dünyanın en yakışıklı erkeğine sahibim.” diye zevkten dört köşe bir halde gözlerini sevdiği erkeğin üzerinde ayırmayan, bunun dışında da hiçbirşey yapmayan bir kadının karşısında erkek ne yapsın? O’nun yerinde kim olsa çok geçmeden kendini birşey sanmaya başlar mutlaka. Üstelik adam yerine konması için de adam gibi davranması gerekir. Ben yanındaki adama yılışıp duran bir kadından başka birşey görmüyorum Yıldız’a baktığımda. Allah Sertaç’a sabırlar versin!
Olası pbk entrisi:Annem yoktu benim, o kadar önemli değil aşın kendinizi.
mavilikler DİYOR Kİ, (01 Haziran 2010 20:39)Yaptıkları espirilerin düzeyiyle, ev işleri konusundaki üstün becerileriyle(!) akıllı akıllı sürdürüyorlar evliliklerini. Evliliği evciliğe dönüştürüyorlar. Bu programı izleyen bekar erkekler, gördüklerini ciddiye alıp kazara günümüz kadınının evlilik anlayışının bu olduğuna inanırlarsa, evlilik diye bir kurum kalmaz ortada.”Anladım sen evli değilsin, evlilikte, en kaliteli okullar, süper espiri yetenekleri, muhteşem ev işleri, yemekler, uyuşamayan insanları bir arada tutmaya hiçbirşekilde yetmez..
şu saçma sapan tv proğramını tartıştığınıza inanamıyorum yok yok inanmak istemiyorum. direk alt tabaka ve antisosyal insan gruplarına yönelik bir tv proğramının neyini izledinizde eleştirecek malzeme buldunuz pes valla!
Marconi, gülmeyi seviyorum yalnızca. Sökonusu programı da bu yüzden seyrediyorum. Bu konuda çoğu komedi filminden çok daha fazla işe yarıyor.
ya gülünecek neyi var sanki. bir kurgu saçma sapan bir senaryo. zaman çalan hatta evliliğin öyle bir şey olduğu yönünde genç kızları ve erkekleri aldatn bir proğram değil mi bu? ben bir kez denk geldim 15dk baktım. bir dahada görmek istemedim.evlilik öyle minnoşum, kedicim, aşkım sen yet ben ev işi yapayım falan filan gibi bir şey mi?türk toplumuyla alay eden proğramlar bunlar bence
yegen, alt tabaka derken? pek üst gördüm sizi! hafife girişte sadece burjuvalar alınır yazsın, tam boy mayolu fotoğraf istensin. mayolu fot. çok önerdim ama, hafif uyku beni dinlemedi. bi de 1.80 boyundan aşağı adamlar gelmesin kardeşim.
Ben gülmek için değil iletişim adına birşeyler bulabilmek için bakıyorum.Bu açıdan bakınca çok şey de buluyorum.Ne amaçla izlediğiniz önemli.Gerçekten saçma sapan olan (Sünger bob gibi ) çizgi film de izlerim ara sıra.Bunu da eğlenmek için yaparım.Amaç eğlenmek olduğu için de saçma sapan olması rahatsız etmez.Anlatabildim umarım.
1.75’e çeksek.
tartıştığım konun hafifle hiç ilgisi yok efenim. ama eğer sizde bayıla bayıla evcilik oyunu izliyorsanız şahsımca bir sakıncası yok buyrun izleyin. evlilik öyle bir şey sanmayın da yanılırsınız zira
neyse evcilik oyununuz beni pek fazla ilgilendirmiyor. mavilikler sana bir tavsiye yavrum. annen hayattaya eğer ki inşallah öyledir şu yazının çıktısını al yada bir kağıda kendin yaz götür annene ver. senin için yazdım de. kızım yada torunum bana böyle bir armağan verse çok mutlu olurdum.bilmeden anne sevgisini aramışsın sen. ama kimse seni öyle sevmez
evcilik oyunu nedir, haberim yok programdan.herkesin evlilik anlayışı kendine yahu! bir tek kendinizi evli ve mutlu sanma hallerinin hastasıyım. karşı tarafa ayar çekebilecek kapasitede olsanız, amenna diyeceğim de o da yok.bir programı neden izlediğinizi açıklama gereği duymamalısınız. cnbc-e izlerim, radikal okurum, milliyet sanatı kaçırmam moduna girmeyin, çok rica edeceğim.avalianch, üniversiteyi kazandın mı? bak doğru düzgün cevap yaz, bana da giydirme; hassas ve alıngan bir bünyeyim:)
sayın nevdalist bir tek ben evli ve mutluyum modunda değilim zira evli değilim eşimi kaybedeli çok oldu. kırk yıllık bir evlilkik hayatında evliliğin ne olduğu hakkında az çok fikir sahibi oldum. izlemdiğiniz ve bilmediğiniz bir proğramı neden savunmaya geçtiniz de anlamış değilim ama neyse.ha öyle entel dantel işlerle alakam da yoktur hiç netten okurum gazetemi de bir de gazateye para vermem:))
Kinayeli de olsa bir soru yöneltildiğinde cevaplamaktan çekinmem.Ne sebepten rahatsız oldunuz ki nevdalist?
Kazanamayana üyelik yok mu nevdalist 🙂
ooo nevdalist gelmiş, şenlik oldumu da kaçırmıyor yaneee
3. olunca değişik duygulara gark oldum.
Olm bilmedigim dilden bir tomar yorum dolmus ,gene okumadum baktum sadece.bos isler.biz yagmurda gril yapmakla meskul durumdayuz.yeni buyukbaslaru kutluyoz,buyrun diyesim var ama nasul?suiza ayakkabusuz bir yaz dusunemiyorum coktan aldum haziran ortasuaculuslar ve ambiyans baslar …pek yakunda tek tek giyecem cicim
marconi efenim asıl yazmak istediğim yeri, ana fikri gözden kaçırıyorsunuz? tv zaten popüler kültüre hitap eder. yani şu program üst seviyeye- şu program alt seviyeye denilen kısaca reklamcıların bulduğu ab ve total diye adlandırılan şey tamamiyle saçmalıktır. (off çok uzun cümle oldu)bir program üzerinden kendine kimlik biçme sadece bizim ülkemizde var. kimse x’i izlemem ayıp, y’yi izlerim demiyor. buradaki soun bu programların şov olduğunu bilerek izlemek. işte o da bizde zor. demeye çalıştığım buydu.avalianch, boyun kaç???? 1.80 altını almıyoruz. seviye tespit sınavı yapacağım yakında.bu da benden size hediye:))
bihterin şeysiii
Marconi o kadar haklısın ki! Tabii ki anne sevgisi başka hiçbir sevgiyle kıyaslanamaz. Ama onlar doğduğumuz andan itibaren öylesine sınırsızca sunuyorlar ki bu sevgiyi bize, zamanla bu sevgi son derece doğal, yaşamın sıradan bir parçası gibi gelmeye başlıyor. Çünkü biliyoruz ki, ne yaparsak yapalım annemizin gözündeki yerimiz hep aynı kalacak. O’nun bize verdiği değer açısından Kim olduğumuz, ne olduğumuz fark etmiyor. Ama benim yazıda sözünü ettiğim sevgi biraz daha farklı. Ben öyle bir sevgiden söz ediyorum ki, biri o sevgiyi bize karşı hissettiğinde bilelim ki, sevilmeye değer birşeyler yapmışız. Yani, o kişinin sevgisi bir annenin sevgisi gibi koşulsuz değil. Onu kazanabilmek için gerçekten sevilebilecek biri olmamız gerek. Yani, o kişinin sevgisi kendimizi daha çok sevmemizi sağlayan hoş bir ayna tutuyor bize.
latinom mafyam anacığım herkes farklı telden konuşuyor. bir grup yapamadık, pardon olamadık yahu??töbe töbee, el ele tutuşun hep beraber, ossssssssssss.
Ben koca bulma programlarını da seviyorum, çok güzel..Ne güzel çıkıyorlar birini bulmak için..Ve kocasını kaybeden kadın, örtünür, namusunu korur, aslında bekçi de çoktur çevrede..Yalnızlığa mahkum edilir..Bu nedir yıllarca kendi kendine acı çektiren bir millet olduk, yeter be..
La bihter kilodu ne demek ,furfurlu g yi bu isimlemi anuyonuz?bihterin kilodonu ne saman gordunuz anacum?hahaha
Ben de bu yazıyı bu cuma burada pazarda gördüm.Daha önce bihter eşofmanı satan adamın tezgahındaydı “yapma behlül o senin yengen” yazısı.bu hafta değişmiş iç çamaşırcıya gelmiş.
Vay alt düzeyim şimdi, evcilik oyununu da izliyorum..
Enee. Pbk bana “5 cm topuklu” ayakkabı hediye edebilir misin canım? Üstte yazdıklarım hep şakaydı sen çok cici birisin.
grup olalım dendide olmadıkmı nevdalist, üstüme iylil sağlık
Bildiğin #zurna’ya döndü bura 🙂
En aşağısı 7 cm..
Ayağında görebilir miyiz peki? Bu sefer nazar duası ederim bişicik olmaz.
Git işine Aval, o birkereydi bir daha olmaz..Marconi üst düzey özellikleri nedir onları yazsın bakalım yanlışlıkla uyan var mıymış..
pbk kast ettiğim şeyi ısrarla anlamamaya çalışan bir gruba laf anlatacak kadar enerjik hissetmiyorum kendimi ama güzel hatırın için şu kadarını söyleyeyim.evcilik oyunu denen komediyi izleyip ordakiler gerçek mi rok mü yoksa diye okan bayülgen proğramına telefonla bağlanıp soru soran genç kızlar. eğelnirken gülüyorsanız ne ala siz. ama izleyip gerçek bir evliliğin öyle olduğunu düşünen gençler var.hakkı derim bile bunlar nihaksız mı oturuyor diyor, izleyenler bilir.bu türk proğramlar türk milletinin aptal yerine konduğu uyduruk proğramlardır neizleyen ne oynanayan bir şey kazandırır.
bol miktarda klavye hatası yapmışım. bir de mealini yazmam gerekecek o yüzden kaçıyorum. ben çok kültürlüyüm bir de üst tabakayım adnan menderes belgeseli izleyecem trt de:)) hadi hayırlı geceler
Ne öyle tabakhaneye yetişir gibi..Neyse iyi geceler..
pbk sen de yat artık geç oldu,
efendim izlediğim filmin reklam arasında yazmıştım film tekrar başlayınca acilen kaçmam icab etti.bu nedenle sizi yüzüstü bırakıp gitmiş olmamak için tekrar dönüp daha az klavye hatası yaparak ne dediğimi anlatayım dedim. evvela şunu söylüyeyim kim ne isterse izler tabiiki ancak sözü edilen proğram tamamen kurmaca ve senaryo üzerinden oynana bir oyundur ki adından da belli.ancak genç kızlarımız bu proğramı izleyip böylesi bir evlilik hayali kurmasın.okan bayülgen’in proğramına telefonla bağlanıp “bunlar gerçk mi” diye soran insanlra tanık olduğumdan evliliğin ne olup ne olmadığı konusunda yanıltıcı olduğunu düşündüm.böylesine şımarık, beöylesine kendini bilmez kadınların böylesine anlayışlı ve idareci erkeklerle evlilik yapması ancak peri masallarında olur. yetişkin aklı başında insanlar bunun bir eğlence olduğunu “ki içi kaldırıp o saçmalıkları izlemeyi” izliyorsa mesele yok. ancak gençliğe her anlamda yanlış ve kötü bir örmek olduğu kanatindeyim. kurmaca olan şey dizi olur oturur izlersin ama kameralarla takip edilen bir evde bir kadın ve bir erkeğin yaşadığı şey acaba gerçek mi düşüncesi gençlerin zihnini bulandrır ve hayal kırıklığına sevk eder sanıyorum.kimseyi incitmek istemem yanlış anlaşıldıysam affola…
mavilikler yukardaki ahkamına ilişikinde şunu söyleyeim. ziyadesiyle duygusal ve hassas gördüm seni. bu bir kadın olarak seni çok incitir. sözünü ettiğin gibi sen birini seveceksin o da sana o nispette karşılık verecek. deminde dediğim gibi ancak aranızda kan bağı olan insanlara karşı hissedilecek duygulardır bunlar. sen kimseyi çocuğunu yada anneni sevdiğin gibi sevmezsin kimse de seni. keşke dediğin gibi olsa. aşkın katığı mantık olmalı, olmazsa insan çok kırılır çok üzülür
şimdi gerçekten yattım, hayırlı geceler
ammma laf edilmiş yav? açtırmışsınız kutuyu…
Kimsesiz Hiç Kimse YokHiç kimse yok kimsesizHerkesin var bir kimsesiBen bugün kimsesiz kaldımEy kimsesizler kimsesiKimse aradığım yollardaKimsesizlik kimsem olduDinsin artık hicranın canaKimse aradığım yollarKimsesiz kimselerle dolduAvnî (Fatih Sultan Mehmet)
Mutluluğun sırrı; Gökyüzende bir uçurtma olduğunu düşün, ipini kaçırdığımı tutamadığımız, seslendiğimizde hiç karşılık alamadığımız, hiç görmediğimiz mutluluk, ancak mutsuzluğumuz arasında yeşerin bir filiz. yaniYAŞAMA SEVİNCİMİZZZZZZZZZZZZZ(Gerisi Boş)