‘Uzun ve zorlu bir yol var.’ önümüzde diyor (B)bilge. Uzun ne desem , cevap alamayacağımı dahası o garip bakışlarla karşılacağımı biliyorum. Zor kelimesini ise kolay olmayan diyerek geçiştirmeli.Bir metre kar var. Üstelik ‘Buz donmuş.’ diyor yanımdaki de-de. Buz mu donmuş ? Ne tuhaf diyecekken duraksıyorum. Bir başka (A)âna gidiyorum iki ağaç arasından kendi yolumu bulup. Köpeklerimin tasmasını çıkarıyorum. Tüm karşılaşacakları tehlikeler özgürlükleri adına ödenecek küçük bir bedel. Göze alınmalı. Kollarımı iki yana açıyorum. Açabildiğim kadar. Dilime ilk kar tanesi düşüyor. Eriyor. Kar ısınıyor içimde. Gizil güçler tepemde. İyi bir şarap açıyor sırf benim için. Yalpalıyor kar. Başım dönüyor. Yaşamak diyorum zamanda gezinen kendime sesimi duyurmak istercesine.(Y) ya-ya-rın ayın kaçı sorusuyla bastırıyorum sesimi ve dönüyorum koltuğuma. Ayın on üçü. Gülümsüyorum. Yolculuğum ağır aksak ad(I)ımlarla ilerlerken büyük bir (L)lâl ışıkta buluyorum kendimi. Dünyayı yuvarlıyorum. Topaç oluyor dönüyor. Kötülükleri firavunlara bırakıyorum.Beni, onunla gelen güzellikleri ilgilendiriyor. (I)Islak bir bakışla yıkadığım dünya arınıyor işte. (Y)Yalnızca bir adam yetiyor tüm savaşlara. ‘Neresi enteresan?’ sesim yine yükseliyor ayın yükselmesi gibi. Kara saplandığımız için kimse önemsemiyor ne dediğimi. (O)Olmayacak bir şey ya diye söyleniyor kimisi. Tantanada niye olmasın diyorum yine sesim dışarıda bırakıyor kendini.(R)Rahatsızlıklarını belirten insanlar savaşlarda ölüyor. Ve ben (U)umursamıyorum.(M)Mantık bunun neresinde ?Belki haklısınız dünya değişmeyecekti. Kopanisti olmasa da! Her şey yerli yerinde akıp gidecekti kendi düzeninde.Ama herkes için değil.Aya bakıyorum, hilal. Aya bayılıyorum. Parçalanıp parçalanıp bütünlüyor kendini. Hiç kimsenin yapamayacağını yapıyor.Parçalanıp parçalanıp bütünlüyorum kendimi. Dünya bilmiyor.Ve bu dünyada Kopanisti olmasına bayılıyorum. İyi ki doğdun.