“Fakültede vize dönemi olduğu için genellikle geç saatlere kadar çalışıyorum. O gün de saat 21.00 sıralarında okuldan çıkıyordum. O sırada çıkışta park etmiş beyaz bir ciptekiler korna çalıp selektör yakmaya başladı. Daha sonra kampusun içinde 2 kişinin dışarıda da 4-5 kişinin beklediğini fark ettim. Tam çıkacakken bir kişi bana ’Bir baksana’ diye seslendi. Durup baktığımda saçımı ve kulağımdaki küpeyi göstererek ’Bu ne böyle’ dedi. ’Ne var?’ dediğimde ise ne olduğunu anlamadan arkadan başıma vuruldu ve bu kişiler ’Burası Gazi, burada o küpeyi takamazsın’ diyerek beni yere düşürüp tekmelemeye başladılar, ardından kaçıp gittiler. Daha sonra hastaneye gittim ve savcılığa başvuruda bulundum.” Bu cümleler Gazi Üniversitesi Araştırma Görevlisi Remzi Altunpolat’a ait. Gazi Üniversitesinde yaşanan benzeri olayları bilmeyen yoktur. Yıllarca öğrenciler saçları sakkalları yüzünden dövüldü kovalandı. Bunlar yapılırken Ünüvesitedeki öğretim görevlilerinin tepkisi bir yana desteğinden bile söz etmek mümkün. Fakat yılan o kadar çok büyüdüki artık eğitmenini bile sokmaya başladı. Bu da olaya büyük tepki gösteren Ankara’daki 143 öğretim görevlisinin imzasıyla oluşturulan basın metni “Bu çirkin saldırıyı sadece meslektaşımız Altunpolat’a yönelik bir saldırı olarak değil; bilimin, uygarlığın, evrenselliğin, özgürlüğün ve demokrasinin taşıyıcısı olan üniversite kurumuna ve üniversiter özgürlüklere yönelik bir saldırı olarak algılıyor ve kınıyoruz. Bu olayın takipçisi olacağımızı ve üniversitelerde şiddeti tırmandırmak isteyenlere, üniversitelerde şiddetin tırmandırılmasından medet umanlara izin vermeyeceğimizi kamuoyuna bildiririz.” Öğrenciler dövülürken nerdeydiniz diye soramadan edemiyeceğim.