“Fakültede vize dönemi olduğu için genellikle geç saatlere kadar çalışıyorum. O gün de saat 21.00 sıralarında okuldan çıkıyordum. O sırada çıkışta park etmiş beyaz bir ciptekiler korna çalıp selektör yakmaya başladı. Daha sonra kampusun içinde 2 kişinin dışarıda da 4-5 kişinin beklediğini fark ettim. Tam çıkacakken bir kişi bana ’Bir baksana’ diye seslendi. Durup baktığımda saçımı ve kulağımdaki küpeyi göstererek ’Bu ne böyle’ dedi. ’Ne var?’ dediğimde ise ne olduğunu anlamadan arkadan başıma vuruldu ve bu kişiler ’Burası Gazi, burada o küpeyi takamazsın’ diyerek beni yere düşürüp tekmelemeye başladılar, ardından kaçıp gittiler. Daha sonra hastaneye gittim ve savcılığa başvuruda bulundum.” Bu cümleler Gazi Üniversitesi Araştırma Görevlisi Remzi Altunpolat’a ait. Gazi Üniversitesinde yaşanan benzeri olayları bilmeyen yoktur. Yıllarca öğrenciler saçları sakkalları yüzünden dövüldü kovalandı. Bunlar yapılırken Ünüvesitedeki öğretim görevlilerinin tepkisi bir yana desteğinden bile söz etmek mümkün. Fakat yılan o kadar çok büyüdüki artık eğitmenini bile sokmaya başladı. Bu da olaya büyük tepki gösteren Ankara’daki 143 öğretim görevlisinin imzasıyla oluşturulan basın metni “Bu çirkin saldırıyı sadece meslektaşımız Altunpolat’a yönelik bir saldırı olarak değil; bilimin, uygarlığın, evrenselliğin, özgürlüğün ve demokrasinin taşıyıcısı olan üniversite kurumuna ve üniversiter özgürlüklere yönelik bir saldırı olarak algılıyor ve kınıyoruz. Bu olayın takipçisi olacağımızı ve üniversitelerde şiddeti tırmandırmak isteyenlere, üniversitelerde şiddetin tırmandırılmasından medet umanlara izin vermeyeceğimizi kamuoyuna bildiririz.” Öğrenciler dövülürken nerdeydiniz diye soramadan edemiyeceğim.
yorumlar
Saçım artık kısa, bazen uzun saçlı genç arkadaşlara “Eskiden bu kadar rahat değildi.” demişliğim çoktur. Saçım uzun olduğu için başım birçok kez belaya girdi, çoğunu hasarsız atlattım. Artık insanlar kanıksadı derken son 1-2 yıldır gündemden düşen bir beyinsizler grubunun tekrar gündeme gelme çabalarıyla bu olaylar tekrar arttı. İşin ilginci bu adamlar Barış Manço’ya bayılan, cenazesinde yürüyüş yapan adamlar.Saçlarım yavaş yavaş beni terk etmeseydi herhalde sırf inadına tekrar uzatırdım. Ama üzülerek söylüyorum ki bunun bir asistanın başına gelmesi iyi oldu. Yazıda da dendiği gibi “Öğrenciler dayak yerken nerdeydiniz beyler”..
öğretim görevlisine yapılan saldırıyı kınıyorum. fakat bu tip olayların tüm gazi üniversitesi çapında gerçekleştiği sanılıyor. bilindiği gibi gazi üniversitesi fakülteleri şehir içinde birbinden kopuk vaziyette, farklı semtlerdedir. bu tip saçmalılar çoğunlukla(%99) eğitim fakültesinde yaşanmaktadır. bunun yanında mühendislik mimarlık fakültesinde “ülkücü”lerin esamesi okunmamaktadır.takım elbiseliler garipsenir hatta. iki tanesi yanyana geldiğinde çok da komik olur mesela.. ülkücü geçinen yok mu.. var ..her üniversitede olduğu gibi.. ama hiç bir etkileri yoktur öğrenciler üzerinde. olması gereken de budur zaten. hiçkimsenin kimse üzerine etkisi olmamalıdır. uzun saçlılar küpeliler sakallılar vs. vs. çoğunluktadır mühendislik mimarlık fakültesinde.. gazi mmf’nin apayrı bir profili vardır. çok da mutluyuz bundan. gazi’nin insanların gözünde kötü bir imajı var. ama bu tüm fakültelere yıkılıyor. yineliyorum: bu tip aptallıklar eğitim fakültesinde gerçekleşmektedir. nadiren olabilir ama üniversite genelinde söz konusu değildir.yeni rektör prof. dr. kadri yamaç(cumhurbaşkanı tarafından seçildi -ki gayet yerinde bir tercihti) bu imajı silmek için elinden geleni yapacağını belirtti. yakın zamanda da okuldan 20 “ülkücü”yü attı. kadroları yavaş yavaş değiştiriyor da. kısa sürede bu imajın silinmesini temenni ediyoruz. bunda da rektör prof. dr. kadri yamaç’a çok iş düşüyor. başarılar kendisine.
Uzun saç falanı geçiniz. orada bir arkadaşım ki mezun oldular şükür, terbiyesiz dediği için 25 kişice dövülmek istendi sıraya girmişlerdi dayak için zor aldık ellerinden. gazi üniversitesi düzelecektir. çünkü rıza ayhan artık yoktur. cumhurbaşkanımız zamanında süper bir iş yapmıştır.Bu hocamıza ulaşabilsem can güvenliği için gerçektende üniversite içinde bildiri falan yapmamasını dilerdim. hakkaten öldürülebilir.
Yav bir şey soracağım, bu durumda 50’li yıllarda İstanbul’a gelen bilmem kaçıncı filoya neden hayır dediniz. Bizim kültürümüzü, emeğimizi sömürüyorlar diye bas bas bağırdınız. Madem o kültüre râm olacaktınız ne diye bu cazgırlıklar.Evet uzun saç ve küpe bizim kültürümüzde yoktur. Sarıklı görünce havlayanların bu yapılanlara sözü olmasa gerektir. Ne de olsa ikisi de özgür kıyafet seçimidir değil mi ya!Adını ilk defa duydum ama Rıza Ayhan rektörülük seçimlerinde 1000 den fazla oy almış. 300 oy alan rektör seçilmiş ve bu doğrudur diyorsunuz. Dikkatinizi çekerim oy verenler ulufe gibi asistanlık dağıttığı kişiler değil, öğretim görevlileri değil; cahil, köylü yakıştırılmaları yapamayacağınız öğretim üyeleri. Bu insanların 1000 oyunu hesaba almamak demokrasi adına neyi ne kadar hazmedebildiğimizin de bir göstergesidir şüphesiz.
Demokrasi varsa her zaman oy çoğunluğuna sahip olanınseçilmesi gerektiği oluşuyor kafamda. Yoksa bu diktatörlükten başka neye yarardı. Keşke Cumhurbaşkanımız böyle şeylerle uğraşacağına ülke siyasetini battığı çukurdn çıkarmaya çalışsaydı.Uzun saç konusuna gelince hala insanların şekilci tavırları insanın canını sıkıyor. Kim ne isterse o tarz giyinsin uzatsın saçını kendi istediğini yapsın. Bir insanın şeklşine şemaline bakarak hayata karşı duruşunu değerlendirmek daha da kötüsü duruşundan dolayı onu dövmek kadar mantıksız bir şey yok sanıyorum.
Sarıklı=uzunsaçlı, minietekli=başörtülü bunlar hep yapılan benzetmeler. Ama nedense sarıklıların yönettiği yerde mini etek ve uzun saça izin yokken sizin deyiminizle sarıklı görünce havlayanların ülkelerinde sarık cübbe gezen bolca var.
Demokrasi hakkında çok yanlış düşünceleriniz var. Şöyle ki :Perikles, aristokratik rejimi yenen demokrasinin iyilik ve faziletlerini şu ifadelerle dile getirmektedir:”Bizde devlet, bir azınlığın değil, çoğunluğun yararına göre idare edildiği için, bu idare şekli demokrasi adını almıştır. Özel farklılıklara gelince; eşitlik kanunlar tarafından herkese temin edilmiştir. Fakat umumi hayata katılmaya gelince, kendi değerine göre her fert saygı görür ve ait olduğu sınıf, şahsî değerinden daha az önemlidir. Nihayet hiç kimse, fakirlik ve sosyal durumun karanlığıyla engellenmez… ( wikipedia )Zaten bu olayların demokrasi ile alakasıda yok. Sarıklı cübbeliler falanla da alakası yok. Yapılan ülkücülük yada milliyetçilik yazılarında yada tüzüğünde falanda yok. Bu bildiğin despotluk. Dokuz ışığın hangisinde bu yazar buyrunuz ?@cyanikoz o ortamda bulunsan sen benden daha fazla o ırkçılığa,despotluğa ve faşizme karşı çıkardın.Bir de rıza ayhan hakkında onca yazılanı çizileni interneti tarayarak ulaşabilirsiniz çok yetkin ağızlar söyledi bunları. Ona rağmen çoğunluk diyecekseniz ben daha ne diyeyim. Yok eğer öğretim üyeleri dikkate alınmadı diyorsanız o da kişisel görüşümdür ki emin olun darbelerde sürülen 500 profosörde dikkate alınmadı. YÖK böyle böyle yüklendi işte.neyse ben başıma iş almayım daha fazla konuşup. saygılar sevgiler…
Yavuz Sultan Selim Han mısır seferine gittiğinde tek kulağına küpe takan insanları görür bunlar niçin kulağına küpe takıyorlar diye sorar Bunlar kölemenlerdir yani kölelerdir diye cevap verirler. Yavuz Öyle ise benimde kulağıma bir küpe takın bende bu milletin kölesiyim diye cevap verir. Yavuz Sultan Selim Han hilafeti mısırda memluklerden alıp Türkiye’ye getirmiştir. Bu yazıyı aktarmamın nedeni yukarıda belirtilen “bizim kültürümüzde uzun saç ve küpe yoktur” açıklamasıdır. Yavuz Sultan Selim bizim kültürümüzü ve tarihimizi simgeleyen padişahlardan biri değil midir?İsteyen küpe takar istemeyen de takmaz. Kimsenin de birisine, sadece küpe taktığı için dayak atmaya hakkı olamaz!
ne komik insanlarsınız, Yavuz sultan selimden başka kaç padişah(!) ta küpe var? padişahlar türk mü? sadece padişahlar mı türk? kaç yaşındasın ki biliyorsun kültürümüzde bunların olmadığını? dayak yiyen öğretim görevlisi kaç yaşında? hiç mi üniversite okumamış? direkt öğretim görevlisi mi olmuş? okumuş ta dayak mı yememiş? ya diğer öğretim görevlileri? onlar için de sormaz mıyız kendimize?ben kendime çocuk diyorum ama görüyorum ki büyüdüğünü sananlar bebekliklerini bile atlatamamışlar. hala mamayla idare ediyor, kolay lokma yutmaya çalışıyorlar…
Hadise yine gelmiş küpeye, saça takılmış.’skip it man’ diyesim var lakin dilden anlamayan zihinler; bu defa da türkçesini uygulayıp bu geçişin, bırakmışlar konuyu zaten ortada. yaa piç gibi…Değişen bir şey yok aslında değil mi hala? tüh
“Düşüncenin her korkudan azad olduğu bir ülkeBir ülke ki insanları dimdik,Dünya duvarlarla bölünmemişKelimeler gönlün derinliklerinden fışkırırEmek kemale uzatır kollarınıAklın ırmağı, alışkanlıkların karanlık çölünde kuruyup gitmemişNe olurdu Tanrım! benim yurdum da böyle bir ülke olsa!”TagorBüyükler şarkılar söylediler ve uykuya daldılar.Gökkubbede çınlayan sedâları alnımıza dokunup geçti.Biz ise gündelik yaşamın dehlizinde kaybolup gidiyoruz.bat dünya bat!
anamızı ağlatıyorlar saç derken, küpe derken. hey allahım, tecavüz bu, tecavüz! küpelerimiz, saç tokalarımız girsin bi’ yerlerinize e mi şekilmanyaklar!
Ey hafif cemati-ali:) Ben konunun tamamen sen morsun(yeşilsin,siyah vs…) öl! olduğunu düşünmekteyim.Bunun kültürle çok alakası yok çünkü bu her kültürde var.Erkek ve kadın insanlar bu grup içinde aidiyet duygularını nefretle ve hatta şiddetle kendilerine ve çevrelerine kanıtlar(ihtiyaç duyar)Bilmemki celil olmak için Romalı olmakmı gereklidir?!
Bence de bu ve benzeri olayların tek sebebi “cehalet”. İnsan, bilmediği şeyin düşmanıdır. Bizim ülkemizde de cahiller, hatta okumuş cahiller öylesine çok ki, hep karşılaşılan olayların “doğru ya da yanlış” olduğunu tartışıyoruz. Hiçbirimizin bir diğerine hoşgörüsü yok, kimse karşıt görüşlüyü, kendisinden tamamen farklı hayat felsefesine sahip kişileri sindiremiyor bir türlü. Oysa farklılık değil midir nsanları birlikte yaşatan? Herkes aynı olsa yaşanır mıydı bu dünya?Vesaire, vesaire…
Anlamakta güçlük çekiyorum, hadi bu ülkücü arkadaşlarımızın bu dünyadaki tek amacı bir ırkın asimile olmadan tek demir yumruk olması isteği ve fakat arkadaşım anlamıyormusun ki dünya değişiyor, hala bunlara takılıyoruz yok küpeydi, uzun saçtı, kısa etekti, mavi saçtı. Burayı irana çevirmek isteyen arkadaşlar iş işten geçtikten sonra ne büyük hatalar yaptıklarını anlayacaklar.Benim gözümde şu an ülkesine bağlı hiç bir ülkücü yoktur, hepsi garip garip işler peşinde koşturmakta ki o garip örneklerden biride uzun saçlı küpeli insanlara karşı barbarca saldırmalarıdır, zaten ırkçılığın temelinde başkada ne olabilirki. Ki maalesef sağolsun bütün Türkiye halklarının katkılarıyla bugünlerde tekrar canlandırıldı bu şovenist kan emici milliyetçilik canavarı. Bu canavarda tabiki karakteri gereği-aydın, demokrasiden, özgürlükten yana insanlara saldıracaktır ki saldırıyorda örnekte gördüğüm kadarı ile.
Kimin ne olduğu belli olmayan bir ülkede hala daha her sakallıya dede, her uzun saçlıya bilmem ne denmesini algılayamıyorum. Saça sakala misyon yükleyen şekilci insanlar kümesi.
Saldırıyı kınayarak başlıyorum..Bilinmelidir ki bu saldırılara maruz kalan küpeli,uzun saçlı,farklı görüntüde bulunan insanlar,öğrenci ya da başka bir sıfatla olsun bu -uyacak belirli bir sıfat bulamadığım- saldırganlardan daha az sevmiyor milletini.Sadece onlar kadar şoven değiller!!Bu tür olaylar her üniversitede görülmekte ne yazık ki..Yalnız üniversite değil yurtlarda da..İstiyorum ki bu insanlar milliyetçiliklerini Adana’da bir kadın dövülürken,yüzü jiletlenirken(!);töre yüzünden birbirini seven insanlar kurşuna dizilirken göstersinler..Çünkü milleti oluşturan bireydir..İnsanı sevmeden milletlerini nasıl sevebiliyorlar(!) anlam veremiyorum.Ama şunu bilsinler ki saldırganlık,şiddet asla onların istediği bir çözümle son bulmayacak.Mavi,kırmızı saçlı kızlar;uzun saçlı,küpeli oğlanlar yine dolaşacak sokaklarda..Kendileri de içi boş ideolojilerinde kaybolacaklar bir gün..İşte o zaman hiç bilmedikleri bir şiddet dilini öğrenecekler..Sabırla bekliyorum..
bu işler saçla küpeyle olsaydı, onu takmayanlar adam olur, takanlara kafa atmaz akıl verirdi. hayatı burada arayan insanlar için üzülüyorum. yapmamız gereken öyle çok ve önemli şey var ki. kendi iyiliğimiz için, milletçe… hala küpe, saç…
valla ölçülü konuşamayacağım, saçmalayacağım şimdiden uyarırım. bu hayvanların punisher gibi beyinlerini matkapla delip tavana kazıkla çivilemek istiyorum, çünkü ancak bu şekilde onlardan daha hayvan olabilirim. öyle “protesto ediyorum”, “kınıyorum”, “hoşgörüsüz insan bunlar” yada “şekilcilik canım bu” diyecek kadar da sakin olamıyorum maalesef.
bizler üniversite öncesi eğitimimiz boyunca saçlarımızı 3-4 santimden fazla uzatabildik mi? uzatamadık. çünkü yasaktı. bu konuda öğretmenlerden, okul görevlilerinden her türlü ceza, baskı ve sadist uygulamayla karşılaştık.biraz farklı olmaya çalışan saçını uzatan, okul üniformasında ufak değişiklikler yapan kısacası bi türlü kendini ifade etmek isteyen herkes daha çocukluğunda baskıyı, hakareti, şiddeti yedi oturdu. böyle büyüdü bu adamların hepsi. farklı olmak isteyene şiddet uygulamak öğretildi bunlara bizim milli eğitimimizde. tabiki çoğu insan bunun yanlış olduğunu algılayabiliyor ama işte algılayamayanlarda var, sayılarıda hiç az değil. bu durumda bu vakalar gayet normal.bu insanlara değil bu insanları çocukluklarından itibaren böyle yetiştiren sadist eğitim sistemimize kabahat bulalım. insanlara rasyonel düşünme, sorun çözme, saygı, sevgi, toplum bilinci, kollektif yapıya katkı sağlayamayı öğrenmek yerine baskıyı, şiddeti, sorunlarını kaba kuvvetle çözmeyi, kabadayılığı öğreten, insanları cahil bırakan eğitim sistemimize bir çözüm getirelim. bunu yapmadığımız sürede bu ve benzeri olayları daha çok yaşarız, suçuda kendi yetiştirdiğimiz bu insanlara atıp burda olduğu gibi yaklaşımlarının ne kadar mantıksız olduğunu boooş booş konuşur dururuz.
Küpe sadece bir sembol bu Amerikan özentileri laflarıda biraz yalan. Çünkü giydiğimiz çoğu elbise (spor ayakkabılar,kotlar,şapkalar) de Amerika ve Avrupadan geldi ama bunlar artık oturdu. Küpe sadece bir sembol insanların benden değilsen onlardansın zihniyetinin bir sembolü. Kimsenin kimsenin giyimini,görüşünü,değerlerini eleştirmeye hakkı yok. Neymiş özentiymiş, özgürüm ve özenmekte benim özgürlüğüm kimseyi ilgilendirmez. Hiç küpe takmamış olmama rağmen eleştirilere bir anlam veremiyorum.
aptal’a..tüm bu olanların salt eğitim sistemine dayandırılması ”neden”in pek de iyi açıklaması olamaz.eğitimdeki eksikliği yadsıyacak değilim elbet.fakat hepimizin bu okullarda yetiştiğini ve çoğumuzun buna rağmen ”insan” olabildiğini göz ardı etmemek gerek..demek istediğim;eğitim tek neden değil sadece neden olan unsurlardan biridir..
phuklette, tabiki tek nedeni eğitim değil, öyle birşeyde demedim zaten. ama en önemli nedeni eğitim. ayrıca eğer eğitim konusunu iyi çözebilirsek, buna sebep olan eğitim dışındaki nedenleri sağlıklı eğitim sistemimiz içinde ortadan kaldırıp gençler üzerindeki etkisini yok edebilme şansımız olur.burda olayı küpe ve uzun saçla sınırlamamak lazım. temeldeki sorun herşeyi şiddetle çözme, kendisine benzemeyene yaşam hakkı tanımama eğilimleri.şiddetin sorunları çözebildiği çocuklara ilk olarak okullarda öğretiliyor. öğretmenlerin öğrenciler üzerinde kontrol sağlamak ve baskı kurmak için kullandıkları yöntemler genelde şiddet temelli oluyor.ayrıca cahil bırakılma durumu varki bu en kötüsü. bu yüzden çocuklar ülkü ocaklarından, dini cemaatlerden yada sol görüşlü uç topluluklardan etkileniyorlar. kendi düşüncelerini üretmeyi öğretemediğimiz için orda öğrendiklerini sanki kendi fikirleriymiş gibi benimsiyorlar. böylece kendilerine ters gelen herşeye saldırma eğiliminde oluyorlar.şimdi küpeliye şiddet uygulayan bu insanların, görüşlerinden dolayı üniversitelerde şiddet uygulayanlardan (sol görüşlü,sağ görüşlü ve dinci) hiç bir farkı yok, hepsinin çıkış noktası aynı. hepsinin temelinde cahillik, genellikle kulaktan dolma edinilmiş bilgiler, hoş görüsüzlük ve kendi özgün düşüncesini üretmeme var.bunun ilerki aşaması ise “topluma katkı” noktasında ortaya çıkıyor. işte “devletin malı deniz yemeyen keriz” zihniyeti, yada kendisiyle aynı siyasi görüşü paylaşanların kamu malını talan etmesine imkan verme, rüşvet alma, kendi çıkarları için toplum çıkarlarını göz ardı etme gibi birçok meselenin temelide bu insanları çocukluklarından itibaren bir toplum bilinci edinememiş olmaları yatıyor. ve inanın bu insanlar kötü birşey yaptıklarını düşünmüyorlar bile. işte bu yüzdendir ki topluma büyük zararlar veren insanlar milli bir durumda panter keserliler, türk bayrağına sarılırlar, ateşli söylemlerde bulunurlar ama yinede bir katkıda bulunmazlar. işte buda eğitimsizliğin, sağlıklı düşünce üretebilme yeteniğini kazanamamış olmanın yarattığı bir çelişkidir.ayrıca önemli bir nokta, kızlar biraz daha şanslılar çünkü biraz toplum yapımızdan dolayı bu bir yerlerden etkilenen, öfkeli, şiddet eğilimli gençler erkeklerden oluşuyor. çünkü ülkü ocakları, cemaatler gibi ortamlara genelde erkek öğrenciler girip çıkabiliyor ve sağlıksız bir çok düşünce, kabadayılık durumu genelde erkekler arasında yayılıyor.bizim sorunları çözemememizin bir nedeni de bu yazıdaki yorumlarda açıkça görülebilir; biz hiç bir zaman sorunun nedenleri üzerine düşünüp onu çözmeye çalışmıyoruz. her zaman sonuçlar üzerinde gargara yapıp “tu kaka” diyoruz. işte buda bir toplum bilinci edinememiş olmanın, milletçe yaşadığımız bencillik ve “kendini kurtaran kaptan” sendromunun farklı bir göstergesi.
aptal; iyi-güzel şeylere değinmişssinde biraz tersten olmuş bakış açın, birincisi sanırım insanların a-politik olmasından yanasınki, her düşünce sistemini yada onları benimsemiş insanları şiddet yanlısı olarak nitelemişssin, peki uç dediklerinin Türkiyede’ki orta formatları nelerdir, örneğin ANAP, CHP, DSP, DYP, ÖDP, EMEP falan yani bir nevi devletin kontrolünde olan legal partiler, orta formatı geçelim ucun ucundakine değinelim yani MHP legal ama nerdeyse illegal ilginç bir durum değilmi .Bunların topluma yada kendilerine olan faydaları ortada.Eğitimde devletin kontrolünde, devlet kimdir sivil irademi çok zor, ordu maalesef her şeye hala el atmakta.Bu yanlış bir tanımlama olmasa gerek.Türkiye’nin geçmiş deneyimleri çok büyük en parlak dönemleri Cumhuriyetin ilk yılları, ekonomik olarak zayıf ama toplumsal değerler olarak oldukça zengin bir yapı söz konusudur.Eğitimin bir çok şeyi çözeceğine bende inanıyorum.Tıpkı köy enstitülerindeki gibi.Ama önce devlet mekanizmasının demokratik çözüme ulaşması gerekir.Hala kitap yakan yönecilerimiz var.Ayrıca şiddet yanlısı her grubun bence günümüzde hala ne yazıkki büyük dayanakları vardır.Hiç bir grup kendi kendine şiddeti benimsemez, hepsinin şiddete yönelmesini sağlayan çeşitli nedenler vardır.Önce o nedenleri irdelemek gerekir .Çünkü silah kullanarak şiddete başvuran bütün gruplar eğer 25-30 yılı aşkın bir süre ömürlerini sürdürüyorlarsa mutlaka destek alıyorlar demektir.Desteğide gökten inen melekler vermiyor sanırım.Demekki onları benimseyen insanlarda var.Yani getirip bu meseleyi sadece genç bir kesime yüklemekte yanlış. Ayrıca kızlar dediğimiz kesim yani kadınlar da hala ne yazıkki toplumumuzun büyük bir kesminde 2. plandalar, kızlarını okula göndermeyen çok insan var.Hatta şunada inanıyorum kadınlar Türkiye’de toplumda birazdaha etkin rol alsalar Türkiyedeki bu sosyalleşme demokratikleşme süreci dahada hızlı olur. Evet arabesk bir kültüre sahibiz, çünkü şu an genç nüfusu oluşturan büyük bir kesim ne yazıkki askeri darbenin öldürücü kalıntılarını taşıyor.O kültürün çocuklarıyız ne yazıkki. Buda bahsedilen o kabadayılık falan filan ezilmişlik bilimsel gerçekleri bırakıp tarikata cemaate yönelme durumlarına sebep olmakta bence. Tabi bu kadar yüzeysel değildir mutlaka her şey.Neyse benden bu kadar.
fengo, a-politik olmaktan yana bir söylemde bulunmadım, öyle anlaşılıyorsada hemen düzelteyim.ayrıca belli bir siyasi düşünceyi benimseyen insanlarıda şiddet yanlısı olarak göstermiyorum. siyasi görüşlerinden dolayı şiddete başvuran insanlar sadece bir örnekti. bilindik bir örnek olması açısından verdim. futbol fanatikliğinide örnek verebilirdim.zaten yorumumu eklediğim yazıyıda göz önünde bulundurursak, yazımı belli bir kesim üzerine yazdığım anlaşılabilir. yoksa tüm dünya insanları üzerine yada siyasi görüşleri olan insanlar üzerine bir genelleme yapma cesaretini gösterme eğiliminde değilim.
atlanılan birşey var bence. hayat boyu kimlik çabası veren bu zavallı bireycikler, “örgüt” çatısı altına girdiklerinde çeşitli aşırılıklarla “ben burdayım” mesajını daha kolay verebiliyorlar. yani ben inanmıyorum ki o güruhtaki insanlar birilerinin küpesinden, saçından gocunuyor olsun. ha arada bir iki kafatascı manyakoğlu manyak yok mu? vardır elbet.ben bu tip toplu halde cinnet geçirme vakalarına her rastladığımda şu özlü sözü hatırlarım “toplumların ortalama yaşı dokuzdur ve çocuklar bazen çok hain olabilirler”.
Hocayı öğrenci zannetmiş olabilirler.Öğrenci dövüldüğünü duydum ama hoca dövdüklerini ilk defa duyuyorum.Hoca da kaşınmış yani.hem küpeli hem uzun saçlı Gaziye gidilirmi.Orası malum ülkücülerin son kalesi olarak bilinir.Allahtan teknik eğitim fakültesine girmemiş yoksa zor çıkardı ordan.Yine eskisine göre iyi , şimdi önce uyarırlar sonra döverler.eskiden tam tersiydi.Tabi bu işin şakasıne hocaya nede öğrenciye böyle bi şeyin yapılması kabul edilemez.öğrencilerin okuldan atılacağını düşünüyorumMalesef Gazi gibi çoğu üniversite hala siyasallaşmanın etkisinden kurtulamadı.Bilim üretmesi gereken yerlerde siyaset ve meslek kaygısından başka bişey düşünülmüyor.Özel üniversitelerin dışındaki üniversitelerde çeşitli siyasal guruplar kendilerine yer bulmuşlar.Sadece Gazi gibi sağ görüşlü değil sol görüşlü olan Ankara üniversitesi ,odtü gibi üniversitelerde de başka türlü sorunlar oluyor.Bu gibi sebeplerden ,dünyada ilk 500 üniversitenin içine bi tane bile üniversitemiz girmediÜnivesitelerin bilim yuvası olması…Çocukarın büyüyünce şarkıcı değil bilim adamı olmayı istemesi…Ailelerin çocuklarını başkalarından üstün ,çok zengin bir insan olmasını değil insanlığa ve ülkesine hayırlı bir insan olmasını istemesi dileğiyle.
Bir gazili olarak gazinin genellikle sakin bir üniversite olduğunu ve böyle olayların 80 bin öğrencisi olmasına rağmen çok az rastlandığını söyleyebilirim.Ülkücülerin sevdiği bir şarkı ilginizi çekebilir.Gazi Yolu YokuşturKafaları TokuşşştuuurBize faşo diyenlerYa kominist ya puşttur