İnsanların iki cinse ayrılıp her birine tamamen farklı roller yüklemesi, iki cinsi birbirinden çok farklı olarak tanımlaması ,herkesin heteroseksüel olarak görülmesi, cinselliğin sadece iki ayrı cins tarafından yaşanabileceğinin savunulmasına Heteronormativite denir.İlk defa Michael Warner tarafından kullanılan bu terim ,Cathy J. Cohen tarafından kabul görülen bir kavram olmuş, cinsel kimliğin güç dengeleri sağlamakta önemli bir etken olduğunu açıklamıştır.

Bu kavram sadece erkek ve kadın arasında yaşanan ilişkiyi kabul eder, başka bir seçenek sunmaz. Bu görüşü savunan uzmanlara göre aynı cinslerle yaşanan birliktelik veya evlilik ile kurulan aileler kişileri biyolojik rollerinden koparır.Heteronormativite her ne kadar tüm toplumlarca kabul görse de sonuçta cinsel kimlikleri veya tercikleri farklı olan kişiler hayatlarına devam edebilmekteler ancak bazı toplumlarda bu kavram zorunlu kılınmıştır.Arabistan’da cinsiyet değiştirmek hukuki ceza gerektirirken, yirminci yüzyılın ilk yarısına kadar Avrupa’nın bazı yerlerinde , seksenli yıllara kadar da Afrika’da eşcinseller zorunlu olarak tedavi veya operasyon ile gerçek cinsiyetlerine dönmek zorunda bırakılmışlardır.Trans cinsiyet yani cinsiyet değiştirmek bazı toplumlarda hastalık olarak görülürken Kuzey Amerika ve Avrupa’nın bazı kentlerinde onlara karşı işlenen şiddet, taciz veya cinayet içerikli suçların takibi yasa güvencesi altına alınmıştır.Eşcinsellerin veya trans cinsiyetlerin toplumdan dışlanması, istedikleri gibi çalışamamaları, uzaklaştırılmalarına sebep olarak heteronormativite kavramı gösterilir, çünkü bu kavrama göre kişiler cinsel eğilimlerini, hayat tarzlarını saklayarak tamamen biyolojik cinsiyetlerini yaşıyormuş gibi davranmak zorundadırlar, aksi taktirde çok fazla kabul göremeyebilirler.Eşcinsellerin heteronormativiteye uyum sağlanması beklenir bazı toplumlarda uymayanlar fuhuşa, tedaviye,gözetime,eğitime mahkum edilir.

Kişisel görüşüm elbette büyük konuşmamak gerektiğiyle başlar, herkesin evladı var, yeğeni var ,kardeşi var. Hiç kimse durduk yere ben gidip hemcinsimle birlikte olayım hem bana top,..bne desinler hem dışlasınlar, ne okulda ne iş hayatında barınabileyim, geçtiğimiz ay yakalanan üç cinayetin zanlısı adamın kurbanlarından biri olsam da adım diğer iki kadın gibi gazla geçmesin, insandan sayılmıyım, ailem de beni reddetsin demez. Mutlaka biyolojik ve psikolojik olarak kendini öyle hissediyordur ki tercihini o şekilde yapıyordur. Ancak toplumda gençler, çocuklar veya diğer bireyler gözü önünde caddelerde acaip kıyafetlerle gece veya gündüz dolaşarak dikkat çeken, kollarını jiletleyen,polise saldıran, caddelerde küfürle bağıran, uyuşturucu kullanan eşcinselleri de suçlamak istesem de altından yine bu kavram çıkıyor, toplum tarafından kabul görülseler belki de bu halde olmayacaklardı. Belki sıradan bir hayat yaşayacak hatta toplum onları caddede fuhuş yapmak yerine normal kıyafetlerle üniversite kampüsünde görmeyi, iş hayatında görmeyi daha çok isteyecekti . Belki normal bir hayat yaşasalar kimsen,n çoluğumuz çocuğumuz da örnek alacak korkusu kalmazdı bilemiyorum.Aynı şekilde lezbiyenler içinde aynısını söylüyorum ama onlar biraz daha kimliklerini açıklamadan da yaşayabiliyorlar.Bugün saat 17:00 da Judith ButlerAnkara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi, Cebeci Kampüsü’nde 5. Uluslararası Homofobi Karşıtı Buluşma çerçevesinde bir konferans verecek.