bildirgec.org

eşcinsellik hakkında tüm yazılar

neden bu kadar üzdüler beni ?

endop | 27 May 2011 16:37

Koştum, kaçtım karanlıktan. Yürüdüm, çok yollardan geçtim, saklandım… Ellerim kanıyor dikenleriniz battı çok, dizlerim çürük içinde çok düştüm, çok uzaklardan geldim. Aşkı aradım hep, tutkuyla bağlandım acıya, yalnızlığa. Tek başıma yaşıyordum aşkımı acılarımı, çok şey yazdım ve hepsini yırttım. İlgisizdim, bilgisizdim, görmüyordum, duymuyordum. Aşkı sırtıma aldım, yüklendim ve melektim kırıldı kanatlarım … İnanmadım onlara, yanlış yoldaydım ama bilmiyordum, görmüyordum.

“Minn tími mun koma!” sözü ve Sigurdardottir’in seçimi üzerine düşünceler

hayalicindegecti | 01 July 2010 10:48

Ben insanların eşcinsel oluşlarına karşı değilim. Bunu onların özgür seçimi olarak görüyor ve saygı duyuyorum. Ancak bütün toplumlarda bu konuya biraz aykırı bakılması nedeniyle zor bir sosyal yaşamları olacağını düşünüyorum
Bunu baştan belirtip altını çizdikten sonra sizlerle İzlanda Başbakanı Johanna Sigurdardottir’in seçiminin, yani geçtiğimiz günlerde kendisi gibi bir hanımla evlenişinin (*), bende evlilik kurumuna dair yarattığı sorgulamaları paylaşmak istedim.
Şu nikah ve garanti meselesine gelelim önce. Düşünebiliyor musunuz? Başbakan olma noktasına gelmek bile insanların “kendi” yaşamlarını garanti altında görmediklerini ortaya koyuyor önce. İlle de garanti arıyor insanlar. Ya da Başbakanın uzun yıllardır yaşamını paylaştığı kadın olmak yetmiyor, “eşi” olma arzusu duyuyor insan.

Heteronormativite (Heteronormativity )

taha3045 | 15 May 2010 12:08

İnsanların iki cinse ayrılıp her birine tamamen farklı roller yüklemesi, iki cinsi birbirinden çok farklı olarak tanımlaması ,herkesin heteroseksüel olarak görülmesi, cinselliğin sadece iki ayrı cins tarafından yaşanabileceğinin savunulmasına Heteronormativite denir.

İlk defa Michael Warner tarafından kullanılan bu terim ,Cathy J. Cohen tarafından kabul görülen bir kavram olmuş, cinsel kimliğin güç dengeleri sağlamakta önemli bir etken olduğunu açıklamıştır.

Bu kavram sadece erkek ve kadın arasında yaşanan ilişkiyi kabul eder, başka bir seçenek sunmaz. Bu görüşü savunan uzmanlara göre aynı cinslerle yaşanan birliktelik veya evlilik ile kurulan aileler kişileri biyolojik rollerinden koparır.

Yitik dünyalar

serasu | 26 April 2009 16:28

Eşcinsellik uzunca bir dönem hastalık, yada sapıklık olarak değerlendirildi.Bu durumun başlangıcı Kuran –ı Kerimde bile yer alır .Araf suresinde yer verilmiştir.Lut kabilesi olarak geçer.Dinimiz de bile haram olan bu durum günümüz de çok normal olarak yaşanıyor..

Büyük İskender / Alexander…(2004)

| 12 March 2009 14:10

“Yönetmen Oliver Stone” denildiğinde, o film kesinlikle farklı olmalı diye düşünceleri yanılıtmayacak ölçüde farklı ve üstün bir yapıt; Alexander filmi.
M.Ö. dördüncü yüzyılda, Helenistik dönemde karşımıza çıkan 25 yaşlarında bir gençin, Makedonyadan başlayıp Anadolu, Babil ve Mısır’dan Hindistan’a uzanan büyük fetih serüveni. Hırslı bir anne ile çapkın ve şiddet dolu bir babanın arasında geçen çoçukluk. Genç İskender, hayatı boyunca annesinin etkisinde kalıyor. Babası ile sevgi ve nefret ilişkisi içinde. Bu ilişki çağ olarak bize uzak olsa bile günümüz ilişkilerinden dolayı da bir o kadar yakın diyebiliriz. İskender’i, Büyük İskender yapan muhteşem savaşları; özellikle 40.000 kişilik ordusu ile Büyük İran Kralı’nın 250.000 kişilik ordusunu yenmek ve o dönemlerde dünyanın dörtte üçünü ele geçirmek, isminin başına Büyük ekletmeye yeter sanırım. Aynı zamanda Büyük İskender, tüm halkları bağrına basmış, din, dil, ırk ayrımı gözetmemiştir.
Oliver Stone, Yunanlıları kızdırmak pahasına, İskenderin eşcinselliğini de gözler önüne sermiştir. Unutulmaz savaş sahneleri ile birlikte; Oliver Stone, Colin Farrell, Angelina Jolie, Anthony Hopkins ve diğer oyuncular da fazlası ile çok iyi…
Zamanında bizim topraklardan da geçmiş, bu mitolojik kahramanı tanımak için bile olsa, seyredemeyenler için kaçırılamayacak bir film.
Filmden kısa bir bölüm seyirlik…

HANGİ CİNSEL ÖZGÜRLÜK?

sahaf1976 | 27 February 2009 23:57

18 yaşında gencecik bir berber sadece eşcinsel olduğu için artık yaşamıyor. “Öteki” ne katlanamayan, tahammülsüz, ilkel şiddet bu kez, üstelik geleneksel gay onur yürüyüşü hazırlığı içinde olan Liverpool’da gerçekleşti.

Eşcinsel Olmanın Dayanılmaz Sureti…

admin | 22 February 2009 12:24

Evet… Bu gün bizlerin, geçmişte de bambaşka bedenlerin yaşadığı genel bir çaresizlik var inanç konusunda! Bir sonuca ulaşamamak… bulunduğumuz bu durumu tercih diye nitelendiren bir topluma karşı hep savaş halindeyiz…

Acaba bu toplum şunu hiç düşünüyor mu?

Eşcinsellik gerçekten bir tercih olsaydı eğer, toplumun nerdeyse tamamını karşıma alacak kadar aptalca(tabir-i caizse) bir tercih yaparmıydım! Sanırım hiç birimiz yapmazdık…

İnsanoğlu, varolduğu ilk andan bu yana hiçbir zaman tercih yapmadı! Sadece ona bahşedilenle yetindi ve de onunla yaşadı… Çoğu zaman inkar etti! Kendine bile… Normal diye algılanan Heteroseksüel duruşa dahil oldu istemese de.
Ruhu hep acı çekti, hep yalnız kaldı… Kimleri canına kıydı! Kimileri de ilahi güç tarafından cezalandırıldığını düşündü.
Beklide düşünemediler; bu canı, bu ruhu ve o bedeni onlara verenin yaradan olduğunu…
Kendi kendilerine, günahkar olduklarına inandılar…
Neden ben? Hep bu soru akıllarını kurcaladı…
Beklide unuttular; “böyle olmayı ister misin?” diye kimsenin onlara sormadığını…

DON JUAN…

akoni | 26 November 2008 10:15

Don Juan
Don Juan

Yaşamda en büyük merakı cinsellik olan, küstah ama sevimli erkeklerdir kadın avcıları. Kadınlar, tehlikelere aldırmadan, uzun bir zincirin yalnızca bir halkası olduklarını bile bile onların peşine takılırlar. Bu “harika aşıklar” ve onlara kapılan kadınlar nasıl insanlardır acaba?

Kadın avcısı erkekleri, herkes genellikle bir bakışta ayırt edebilir. Yakışıklıdır, sevimlidir, dedikodulara göre aşırı cinsellik düşkünüdür. Hiçbir kadın dayanamaz onlara. O ise, hiçbirini önemsemez. Kadın avlama işine akıl almaz bir enerji ve zaman ayırır. Ancak hiçbir zaman köklü sürekli bir ilişkinin tadını öğrenemez.

Eşcinsel evliliği

goodfellas | 25 November 2008 16:18

Herkesin kendine has bir yaşam tarzı vardır. Bazıları yaşamlarını tek başına sona erdirirken, diğerleri hayatlarını başkalarıyla paylaşmış; evlenmiş veya beraber olmuşlar. Kendi seçimimizi düşünürken diğerlerinin de seçimlerine özen göstermemiz gerek.Sevgi bir seks eğilimi gibi değerlendirilmemelidir.

“Eğer aynı cins evliliğine inanmıyorsan o zaman cinsinden olan biriyle evlenme!”

Bir kaç çiftin eşcinsel evliliği yapana kadar evlilik anlayışı devlette ve halk arasında bir erkeğin ve bir kadının birliyi gibi düşünülüyordu”. Doğrusunu söylemek gerekirse, bu yalnış bir düşüncedir. Çünki, İncil’de 8 farklı evlilik kavramı olduğu vurgulanmıştı daha 2000 yıl bundan önce. Ayrıca, geçen 2 yüzyılda Americanın “evlilik” anlayışı büyük değişime (poligami evliliği -bir erkek ve birden fazla kadın,Afrikan-Amerikan evliliği, ırklararası evlilik, ve eşcinsel evliliği) uğramıştır: