Hayat gerçekten gelip geçiyor, hiç yerinde durmuyor durdurulamıyor. Hayat akıp geçiyor sanki Doğu Anadolu’da ki akarsularımız gibi. Kimimiz hayatın akışının farkında kimiz farkında değil. Kimimiz için hayat sıkıcı kimimiz için değil. Kimimiz ebedi olacağımızın farkında kimimiz değil. Kimisi bu hayatı rahat geçiyor kimisi değil.Fakat herkes kendi hayatını düşünüyor.Herkes, bne bu hayatı nasıl iyi geçiririm diye düşünüyor. Neredeyse hiçkimse başkasının hayatına önme vermiyor ve “ben ondan nasıl daha üstün olurum” diye düşünüyor.Hayatı düşünmek insanı yoruyor, insanı hayattan soyutlandırıyor, hayal dünyasına sürüklüyor. Hayal dünyası ise insanı iki tarafı kapalı çıkmaz bir sokağa sokuyor. Bu sokak senin hayal dünyanı kısıtlıyor, aynı düşünceler içiresinde dönüp dururyorsun.Şu kesin bir sonuç ki hayat zorlu ve çetin. Bu zorlu hayatı geçip ebedi olmak ise en zor iş. Tabi bazı durumlarda geçerli değil(İntihar gibi). Fakat o zamanda ebedi hayat zorlu ve çetin.Bu yazının sonuna “hayatın draması varsa ……… kreması vaar” iyi gelir.