Hiç dinmeyen sonbahar yağmurlarının özlemine…
Hafif’ten bir yağmur var üzerimde yine. Sen… Hani gitmiştin. Hani yoktun. Neden bu kente yağmur hafif’ten düşerken geldin? Kapımda beni sonsuzluğa gömecek öksüz kelebekleri bırakıp gitmemiş miydin sen? Neden seni götüren rüzgârlarla uymayıp geri geldin ki…Gökyüzünün rengi siyaha çalıyor, yüreğimin içi gibi. İçimi bir sıkıntı basıyor böyle havalarda. Zaten sen gittiğinden beri sıkıntılı ya.Sebepsiz işte…Sessiz işte…Neden geldin ki? Bu sessizliğin orta yerinde kıvranarak ölmemi seyretmek için mi?Başaramadık…Başaramadık işte biz bu sevdayı yaşatmayı…Oysa hiç bir isim senin ismin kadar tekrarlanmamıştı dudaklarımda ve hiçbir kadın sen kadar yakışmamıştı alınyazıma……susuyorum evet. Başka kelimem yok sana. İsminin her harfi için ölümler seçip, dudaklarımı sigaramla dağladım ben. Kalbimi ise çoktan gömdüm bu kentin ıslak sokaklarına.Demin usulca girdiğin kapıdan çık artık… Ve kapatma kapıyı…Çıktığın kapının ardından ölüm gelsin gayrı…
yorumlar
bu tereddüt halleri de pek bir berbat, insanı oynatır bir öyle bir böyle…gittiysen gelme kardeşim…eline sağlık plakton, ama sakın ölümü dileme….Allah korusun!
yine her zaman ki gibi çok güzel olmuş plakton. yüreğin dert görmesin
Teşekkürler zeyynep ve makaleci.Makaleci, Hastan olduğunu duydum bir yorumdan. Acil şifalar dilerim…
çok sağol plakton, herşey yolunda şimdi:)
Senin yazılarında resimin çok önemli oluyor bazen. O resim yazıyla beraber kafamda bişeyler oluşturuyor ister istemez. Kukla yazın çok sevilmişti hikayenin güzelliği ve resimin bütünlüğü harika bir harman oluşturdğu içindi belki de…Bunda ise bir boşluk oluştu bende. Resimle yazı kafamda tam şekillenmedi yani tam hissemedim vermiş oduğun duyguyu. Yinede teşekkür ederim, eline sağlık.
acuistic…. :)Denizleri seviyorsan,dalgaları da seveceksin…Uçmayı seviyorsan,düşmeyi de bileceksin… (ki sen bunu hatırlarsın…)Korkarak yaşıyorsan,yalnızca hayatı seyredersin….Hep tamamlamak olmaz birazda “BOŞ” bırakalım…
Doğru ya, her zaman boşluğu dolduracak değiliz ya:)
bütün bir gün “gitmek” üzerine düşündüm ve içim sıkıldı…sevdiğim adam gidecek başka bir şehre ve ben burada onu özleyeceğim.şimdi bu yazı, oldu mu plakton ya?buruktum zaten…daha da buruldum.ama yazı yine güzel olmuş…hakkını vermişsin yine. tebrikler.
Strawberry hiç burulma. Yazıdaki gidiş acı bir gidiş, senin gidişin ise özlemli bir gidiş.O gitmeli, sende özlemelisin.O özlemler sana neler katacak göreceksin.Onları fark etmeli ve bu özlemlerin, gidişlerin tadına varmalısın.(Sevdiğin adamıda kasma o da üzülüyordur. 🙂 )Gidişlerin kısa, özlemlerin sevgiyle dolu olsun. Sağol..
sağol plakton:)adamı kasmamak için elimden geleni yapıyorum zaten. içime atmaktan içim şişti:)çok şükür ki onun gidişi iyi, hayırlı bir sebepten. ben de sonuna kadar desteğim hatta gidişine. ama biliyorsun işte, gitmeler her şekilde zordur. kalan için çok daha zordur hatta.O iyi olsun da, ben özlerim, sorun değil.
tebrikler.. müthiş..DevilorAngel gereksiz ayrıntılara takılma..
@plakton yine döktürmüşsün. İyi ki aramızdasın. Yazılarını okumak çok keyif verici..
Amma kadınmış be…Eline sağlık Plakton…
fotografin bir harika olmus. cok etkilendim
bin tane kapı yarattık kimileri gelsin diye.. kapılar zayıf noktalarımız olmuş haberimiz olmamış. kimse artık ne gelsin, ne gitsin. kitledim kapılarımı, yapayalnız kalsamda kapıların arkasında hiç değilse bilirim ki ben, beni terketmez..
Eşiğin orada durma öyle,beni geleceğine katmayacaksan..(bir yazımın girişi, tam uydu diye düşündüm)Plakton senin yazıları okumadan önce “buna hazır mıyım” der oldum,içime iliştiriyorsun sözleri.Eline,diline,yüreğine sağlık..