Olaylı bir şekilde gerçekleşen, ve ailece birçok problemlere neden olan ilk yazımdan sonra ikinci yazımda borderline hastalığı ile ilgili görüşlerimi ve bu hastalık ile ilgili bildiklerimi, gördüklerimi ve yaşadıklarımı sizlerle paylaşmak istedim..Bu hastlıktan neden “insanı gururlandıran” sıfatıyla bahsettiğim konusuna gelince: son zamanlarda “trend” olduğunu düşündüğüm bir hastalık olma halini aldı. İnsanlara belki hastalığın ismi belki de hastalığın belirtileri çok ilgi çekici geldiğinden, bu hastalığı günümüzün moda hastalığı haline getirmeyi bir şekilde başardılar. Bir ara sokakta her çarpıştığım insanın “merhaba ben ahmet, hastalığım borderline” diyip sonra kasıla kasıla yürümeye devam edeceğini hayal eder olmuştum..Borderline diğer bir adı ile “sınırda kişilik bozukluğu”, kişinin her türlü durumunda: medeni, psikolojik, kültürel, sosyal, sosyo kültürel; dengesizlik görülmesi durumudur. Yani her an her şekilde tutarsız davranabilip sonra bu tutarsızlıklarını “borderline”olmalarına bağlayan kişilerdir.Çok yakın iki arkadaşım sevgililerdi. Ve çok ateşli bir aşk yaşamaya başlamışlardı birdenbire. Fakat bir gün kızcağız usandı ve diğerine dedi ki “artık beraber olmamızı doğru bulmuyorum” diğeri de bu durumu onun borderline olmasına bağlayıp; aslında kendisinin de borderline olduğunu fakat diğeri kadar ileri derecede olmadığını ileri sürdü.Ya dedim bu ne nasıl birşey yani borderline olmak karaktersizlik mi tutarsızlık mı?Ben kesinlikle bu hastalığın insanların kötü emellerine alet edildiğini düşünüyorum.Eğer borderline değil de hastalığın adı “bamya yeşili” gibi tuhaf bir şey olsaydı o zaman bu hastalığın insanların işine gelen bu belirtilerinin kimsede saptanmayacağına ben şahsen eminim.Hepimiz hayatımızda dengesiz ya da tutarsız olabiliyoruz, özellikle de gönül meselelerinde durum hep aynı yani işimize geldiği gibi davranıyoruz. Ama her böyle davranan ben borderline im diye kendini ortalara atsaydı sanırım %90 oranında bir artıl olurdu bu hastalığa sahip olanların sayısında.Bu yüzden trend diye lütfen her tutarsiz ya da dengesiz olan ben border-line im diye atmasın kendini piyasaya 🙂 pardon sürmesin kendini piyasaya….önce bir okusun araştırsın bakalım tam olarak neymiş borderline. Ekşi sözlükteki arkadaşlar çok güzel tanımlamşlar mutlaka inceleyin efemm…bu ikinci yazımda da borderline konusuna deginmemin sbebini hemen aciklayayim uzun zamandan beri sanırım kimseye kızdığım konular konusunda içimi dökememişim, bu siteye yazdıkça sanki günlük yazıyormuşum gibi rahatım..belki de bu yüzden…daha ilgi çekici yazılarla yakın zamanda tekrar huzurlarınızda olacağımdır..
yorumlar
Bu da herkesin panik atak olduğunu iddia etmesi ya da her yaramaz sıpanın aiesine çocuğumuz hiperaktif deme onurunu yaşatması gibi birşey.Psikolojik profili pek parlak olmayan biri olarak ve uzun yıllar borderline(ve yanında bilimum hastalıklar) teşhisi ile tedavi görmüş biri olarak bunun pek güzel birşey olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim.Hatta bu süreç içinde çok gerekmedikçe bu ismi bile kullanmamışımdır.Hastalık sever yurdum insanının neredeyse aids oldum diye gurur duyduğu bir ülkede yaşayınca çok da garipsemiyor insan.
Cezmi Ersöz “Şizofren Aşka Mektuplar”olabilir mi ben sanki orada geçtiğini anımsıyorum..
@mansonilized, ağzımdan aldın şu panik atak mevzuunu…Ayrıca @aywka, daha önce borderline hakkında yazmış idim. Bunun neresinin gurur verici olduğunu bize de söylesinler de biz de gurur duyalım… Yaşayan bilir diyorum… Dengesizlerle borderline’ları birbirinden ayırmak kanımca zor değil. eşlik eden rahatsızlıklarla karıştırılabildiği gibi, bağımlı kişilikler de borderline’ım diyerek kendilerini kurtardıklarını sanabilirler…Geçen gün kendi kendime Borderline’ın özü acaba narsizme dayanabilir mi diye düşündüm:”Aman Tanrı’m, nasıl olur da BENİ, -benim kadar muhteşem birini- sevmiyor olabilirler!” diyerek tüm insanlığı doğru yola çekmeye çalışıyor olabiliriz :))
sagimiz solumuz isimlerini ve varliklarini yeni duyup ögrendigimiz hasta insanlarla dolu yahu..sanki moda olduyada trendyyyy ben de su var -bu var demek…ama gercek hastalar varki daha hic kimse hic bir seyin farkinda degil…moda olsunda harbiden yesil fasulye olsun….
borderline olmak bana göre simsiyah bir boşlukta düşüncelerin yıldırım hızıyla zikzak çekerken,fiziksel olarak öfke ya da sevgi gösterileri göstermesidir.Bir nevi manik-depresif-bipolar’ın hızlı çekimi.
redorack’ın borderline ile ilgili yazısında doktor tarafından border line rahatsızlığı olduğu söylenen bir eski erkek arkadaş durumunu anlatmak gafletinde bulunup, yazıda inanılmaz saldırılara maruz kalmıştım.hayır, bu yazıda aynı hatayı yapmayacağm:)aywka, bana sorarsan trendy hastalık olayında “depresyonu” tek geçerim:)))
sirinim strawberryim cnm tesekkurler 🙂
Her işimize gelen bahaneyi,bilmeden etmeden kılıf gibi üstümüze geçirmeye bayılırızYazı çok bilgilendiriciTeşekkürler
dejavu, çünkü işimize gelir.davranışlarımızın sorumluluğunu kendimiz yüklenmek yerine, bir hastalığa, bir yasaya, bir yasağa, bir başkasına, ya da en basitinden “hayata” yüklemek işimize gelir.”yaptım evet ama bir sor niye yaptım?””niye?””çünkü dünya kahpe!/ çünkü X öyle yapmamı istedi / çünkü depresyondayım / çünkü sen de bana şunu yapmıştın…”oh ne ala hayat!
şimdi hayatımın iki yılını borderline ve bipolar teşhisi ile geçirmiş birisi olarak biraz anlatayım;o uçlarda olma durumu kesinlikle marjinallik değil ucubelik halidir. kendizi böyle kolloidal bir sıvı içerisinde yüzerken düşünürsünüz. bu halde yerçekiminden bağımsız boşlukta gezer durur etrafta olan olaylara karşı kapanır dünyayı umursamazsınız ki bu çok fenadır. insanlar sizin neden onlar gibi olmadığınız filan düşünür. bu durumda ya kendinizden nefret etmeye başlarsınız ya da kendinizi ulaşılmaz görürsünüz ki bu nefretden daha fenadır. o kadar kendi beğenmiş ve ukala bir tutum içindesinizdir ki olası tehlikeleri umursamaz devamlı başınızı belaya sokarsıznız. başkalarıı güvertede serinleten o ılık rüzgar sizin üzerinize gelen bir tsunaminin oluşum nedenidir. herşey sizi delice silkeler durur. sürekli bir teşhis değerlendirme halindesinizdir kafanız sürekli birşeylerle meşguldur ama adamakıllı hiçbir fikir yoktur. nefret hali o kadar keskindir ki gözlerinize saplanan bir bıçak gibidir. kendinizden tiksinir sürekli bu zararlı bünyeyi yok etme çabasına girersiniz. dur bakayım bu bacak bana mı ait deyip şahane bir yarık açabilirsiniz bacağınıza. alkol, uyuşturucu akla gelen her türlü zararlıya süngerin suya yaklaşımı şeklinde bir tavır içine girersiniz. bu maddeler iyice çileden çıkarır sizi. dürtülerinizi duygularınızı konrol edemezsiniz. hele bir sevgiliniz varsa gerek siz gerek o ayvanın hasını yemiştir. onbeş dakikalık ayrılık duygusu kendinizi terkedilmiş,zindana atılmış hissetmenize neden olur. allahımnerde bu adam, neden aramıyor, neden beni sevmiyor diye öldürürsünüz kendinizi üzüntüden. üzüntünüzü vücudunuza çeşitli yarık ve oyuklar açarak süsler şenliğin eğlence dozunu arttırırsınız. ruhunuz sürekli ayı kapanına kısılmış bir insan ayağı modundadır. sizi ayağın sahibi olaya uzaksınızdır da sanki ayak canlıdır onu izliyorsunuzdur. sürekli abukluk yapmak zorundasınızdır. herkesin saçı uzunken siz sıfıra vurdurmak zorundasınızdır. onlarınki kısaysa rapunzel olmanız gerekir. maalesef ben dahi büyük bir kısım hasta normal zeka sınırlarının çok üzerinde birçoğumuz dahi klamanındayız ve bu lanet zeka denen enerjiyi akıtacak bir organizasyona sahip olmayı beceremediğimizden sürekli düşünüp hayatı kendimize ısırgan otu içinde kıvranmak ama yanan yerleri kaşımamak gibi bir moda büründürürüz. deli değilizdir ama ne olduğumuzu bilememk en zorudur. bunlar işin aktivite kısmı. duygu bölümü anlatılamaz ve kimsenin tatmaması dileğimdir. artık halüsünasyon mu görürsün, hayali arkadaş mı yaratırsın, intahar fantazileri mi geliştirirsin o senin yeteneğinin dozuna bağlıdır. bir de bu lanet hastalık çoğunlukla tek başına gelmez yanında bir arkadaşını da getirir. şanslı olanlarda bu depresyon filandır. intahar et kurtul. benim gibi daha şansszı grupta ise örneğin bipolarlıktır. zaten bozuk teraziye denge sağlamıyor diye tekme tokat girmektir. allah sabır versindir. çok fenadır çok! daha anlatırdım ama anlatrken insan haline o kadar üzülür ki çok canı yanar ve küser kendine seçilmiş ve lanetlenmiş olduğundan.
bak en şahane detayı unuttum. doktora gidersiniz o da sürekli yeni ilaçlar verir. bu ay 10 kilo alır gelecek ay 8 kilo verirsiniz. bir hafta sürekli kusarsınız, diğer hafta başınız döner, elleriniz titrer yemeğinizi anneniz filan yedirir ki o zaman tam olmuşsunuzdur.
Hastalığı atlattığın için çok mutlu oldum @mansonilized,yorumun bizi çok bilgilendirdi ama sen yinede eski defterleri açıp bu iğrenç zamanları hatırlama.Zira bu zamanlar senin için hiçte iyi anılar değildir.@aywka’ya bu olayı gündeme taşıdığı için sanada yorumlarınla beni aydınlattığın için teşekkür ederim.Elinize sağlık.
mansonilized, çok zor bir durum olduğunu duymuştum, hatta dediğim gibi bunu yaşayan birini tanıdım ancak senin anlattıkların çok daha net görmemi sağladı.geçmişte kalmış olmasına sevindim. sana huzurlu ve mutlu bir hayat diliyorum.
teşekkürler her ne kadar insan yahu bu şimdi tekrarlarsa paranoyasıyla az biraz rahatsız olsada ben 2 yılımı doldurmak üzere olduğum halde gayet iyiyim. darısı herkesin başına. ayrıca bu hastalık sadece ilaçla tedavi edilmeye kalkıldığında çok güzel sonuçlar çıkmıyor ortaya muzdarip olan herkese mutlak suretle terapi almalarını öneririm.
mansonılızed ne kadar da güzel yazdın psikolojik rahatsızlıklar değil bir tek kişilerin kendilerine kılıf diye geçirdikleri en komiği de herkes biraz üzülse kendini depresyonda zannediyor kişi borderline olduğunu kendine bile açıklayamıyor başetme yöntemlerinin çoğu teşhis konduktan sonra işe yaramıyor ben hastalığın çıkış sebeblerini tedavisini gidişatını hatta nöropsikolojik farmakolojik kısımlarını bildiğim halde gözümde çok büyüdü mmpı testi onun sonucunda semptomların tek tek incelenmesi travmatik yaşam olayları vs vs belki bilmeyenin işi daha kolaydır onu da sizlere soruyorum ben borderline olduğumu öğrendiğimde herşey gözümde aşırı derece büyüdü daha geçen hafta tamda sınav konum borderline ve narsizimken ben bileğimi kesmeye kalktım hem kestim hem acıyıp öptüm bu uçlarda yaşayan bilir benim tanıdığım öyleydi benim bir arkadaşım böyleydi aa ben bir borderline tanıyorum oda şöyleydi gibi kelimeler ithamlar çok çok yanlış yaşamayan bilmez ki tabi ilaçla tek tedavi olmuyor terapi mutlaka şart en az 2 yıl sürüyor ağzınızdan her çıkan kelimenin üstünde tekrar tekrar çalışıyorsunuz kendinizi tanıyorsunuz çözüyorsunuz kendinize karşı önyargılarınızı azaltıyorsunuz vs vs
ben bir borderline nım ve bu durumun kesinlikle övunulecek bir tarafı yok . cok yorucu ve bir okadarda yıpratıcı uçlarda yasamak hayatınızda grilerin olmaması siyah beyaz yasamak hayatı . her gun farklı bir hayal kurmak farklı hedefler belirlemek böyle bir hastalıkla övunen varsa gerçekten borderline değildir…
“grip oldum öpmeyeyim” demek kadar basite indirgendiği kesin. ancak öyle bir hastalıktır ki insanı yer bitirir. çeken bilir. çekmeyen de havasını atar. öyle de nalet bir durum olarak karşımıza bununla çıkar insanoğlu…