Gerçek Kesit Efsanesini keşfedin. Flash TV’nin bu ülkeye ve bu insanlara ne katkısı olmuştur diye bir soru sorulursa kuşkusuz bu soruya verilecek tek bir cevabımız vardır: Gerçek Kesit. Bursa’da yerel bir televizyon kanalında ortaya çıkan, 1992’den beri de Flash TV’de gösterilen Gerçek Kesit, ciddi ve gayrıciddi hayran kitlesiyle Türk televizyon tarihinde bir kült olmuştur. “Hadi oradan” demeyin, inanmazsanız dizi hakkında duygu ve düşüncelerini dile getiren internet topluluklarına bakın: ekşi, sosyomat, itüsözlük, zamanesözlük, sinema fanatik. Basında çıkan şu iki yazıyı okuyun.
Bir bütün olarak değerlendirirsek “Çirkindir” bu program. Bu çirkinliğin detaylarına sonra değineceğim. Varmak istediğim nokta şu: bu programa olan bu ilginin nedeni, güzelliğin ölü kargada ve havada uçuşan torbada arandığı American Beauty filmindeki gibi, çirkinliği “güzel” olarak değerlendiren mazoşist yaklaşımdır. Peki nedir bu yerli Dogville’in “Çirkinliği”, onu irdeleyelim:3. Sayfa Cinnet EdebiyatıPrograma konu olan olaylar kaynaklarını 3. Sayfa Haberinden almaktadırlar. Depresyon, Taciz, Tecavüz, Cinnet, Cinayet hepsi buradadır.
Gazetelerin 3. sayfalarından alınma içeriğiyle karamsarlık aşılayan ama izlemekten de bir çeşit zevk alınan mazohist eğlencesi (ekşi)
programın sonunda gazete küpüründen gerçek kişileri görünce oluşan sersemlik hali (ekşi)
Final cinneti hiçbir zaman ekrana yansıtılmaz. Hikayede geçen kişilerin son durumları davudi hitaplarıyla bir mahkeme kararı gibi açıklanır.
Vasat Oyunculuk, Psikopat Diyaloglar ve İlginç AyrıntılarProgramdaki oyuncular birçok kişinin ortak görüşü, oyuncuların sokaktan toplanmış oldukları yönündedir. Diyaloglar ortaokul piyesi tonundadır.
oyuncuların rol yapamama özürü ve zeki mürenvari (bütün harfleri basa basa kullanma suretiyle)konuşmaları,bazen trajedileri tamamen trajikomik yapabilmektedir (ekşi)
oyuncularının hiçbir zaman doğru bir şekilde vurgu yapamadıkları replikleri (ekşi)
Oyunculuk performanslarını yerinde görmek için şu iki videoya göz atabilirsiniz. Dizideki diyaloglar yer yer eski Türk filmlerindeki gibi atasözleriyle desteklenir.Dizinin senaryo yazarlarından biri de Murat Özdemir adlı kişiymiş.Dizideki psikopat diyaloglar için ekşi’de ayrı bir başlık mevcuttur
üvey annesiyle mercimek pişirip babasını öldüren bir üçüncü sayfa kahramanın bile gece yatarken ahaliye, “izninizle ben yatıyorum” demesi (ekşi)
herhangi bi bölümü alın, senaryoyu inceleyin, en ufak gereksiz cümleye rastlayamazsınız.. orda duran her cümlenin bir görevi, izleyiciye kısa yoldan aktarması gereken bir mesajı vardır (ekşi)
Ancak şu diyalog programın tarihine en psikopat diyalog olarak geçmiştir:
kızına tecavüz edildiğini öğrenen babanın hanım koş bana baltamı getir demesi (ekşi)
Bunun yanısıra programdaki ayrıntıların da izleyiciler üzerinde etki bıraktığı göz ardı edilemez.
Her bolumunde en az 10 paket sigara tuketilmesi, herkesin bunalimli veya psikopat olmasi, eve girerken herkesin ayakkabilarini cikarmasi (ekşi)
kimin öleceğini insanların içtiği sigara ve bira miktarından anlayabilirsiniz (ekşi)
herkes aralıksız içki ve sigara tüketiriçilen içki hep biradırkadınların tek sosyal aktivitesi çay bahçesinde oturmaktır. kadınlar hep çay içerdizideki oyuncular gibi ev, çay bahçesi, ofis gibi ortamlar genelde aynıdır.ayakkabılar mutlaka kapının önünde çıkartılır.mevsim yazsa asla çorap giyilmezgiyilirse de seçilen renk mutlaka beyazdırsarı bıyık mutlaka başroldürsevgililer bir bölüm içinde her zaman aynı yerde, aynı masa da buluşurbir kadın sürekli acılı anne ve vefakar eşi oynar.”dramamız” kelimesi çok kullanılır. dramamız da şimdi, dramamızın bu bölümünde gibi..dramamızı izledikten sonra perihan savaş olayı bir kez daha anlatır(ekşi)
Ayrıntılarla ilgili olarak Sabah Gazetesinde aşağıdaki istatistikler yayınlanmıştır:
bir bölümde en çok 6 paket sigara tüketildi..bir bölümde en çok 28 bardak çay içildi..bir bölümde en çok 36 defa kapı açılıp kapandı..bir bölümde en çok 9 kez ‘ben yatıyorum’ dendi..bir bölümde en çok 21 kez beyaz çorap göründü..
Mekanlar ve DekorAyrıntılardan söz etmişken programdaki mekanlar da meşhur dizilerdeki parlak, bal dök yala mekanlara nazaran çirkindir.
okul ve çay bahçeleri de programın vazgeçilmez sahnelerindendi. (ekşi)
tup ortuleri, parca halilar ve tv uzerindeki danteller ile tipik turk ailesi evi yaratilmaya calisilmistir. (ekşi)
altıparmakta çekilen görüntülerin taksim diye yutturulmaya çalışılması (itüsözlük)
Kalitesiz Prodüksyon
gereken seyler bir adet camcorder, ucuncu sayfasi koparilmamis bir hurriyet gazetesi (ya da bizzat 3. sayfa), 2 karton samsun sigarasi, bir paket rize turist cayi, 100 gram kuru kahveci mehmet efendi kahvesi, 1 fici bira, 200 gram da beyaz leblebi’dir… (ekşi)
Programın İnsanlar Üzerinde Bıraktığı Etki
sari biyik’a son bir soz: unite us! unite the clans!dunyanin her yanindaki gercek kesit’ciler: birle$in! (ekşi)
o tutuk diyaloglar, manasız bakışlar ve en fenası da içilmeyen çayların eşliğindeki karanlık anlar hayatımızın bi parçası olmuş.annemlerle kavga ettiğimizde falan perihan savaş sanki arka plandan “x çok değişmişti.artık ailesine karşı geliyor,onlarla iletişim kurmuyordu.” diyomuş gibi geliyodu. (itüsözlük)
Diyalogların etkisini daha iyi hissetirdiği için olsa gerek dublajsız bölümler izleyicisinin daha çok ilgisini çekmiştir.Sonuç olarak, bahsettiğim çirkinlikler, mazoşist bir yaklaşımla izleyiciye çekici gelmekte programı efsaneleştirmektedir. Bu televizyon efsanesini hafif’in keşfine sundum. Yeni keşiflerle tekrar bir arada olmak dileğiyle.
yorumlar
Gerçek Kesit adı üzerinde gerçek bir kesit, eski Cüneyt Arkın filmleri ile dalga geçelim zibidisi ekşi sözlükçü arkadaşların çok acaip diye sundukları şeylere bakın efendim eve ayakkabı çıkartılıp giriliyor. Yahu siz eve ayakkabıyla mı giriyorsunuz? Çok sigara içiliyor, hep bira içiliyor. Hadi canım, Türk insanı hiç sigara içer mi? Hele hele bira….Evlerin dekorasyonlarına laf edenlerin gözden kaçırdığı nokta, dizinin gerçek evlerde çekildiği… O biçimsiz diye burun kıvırdığınız evler halkımın çoğunun yaşadığı ev işte.Evet oyuncular çok iyi değil, ama kimse kusura bakmasın, benim bildiğim patronu ile 150 000 dolara yatan, sürekli uzaklara içli içli bakan, mimar olup gün boyunca elinde aynı çizim ile dolaşan eleman da iyi bir oyunculuk sergilemiyor.Bir çok insanın “çirkin” dediği şey Türkiye’nin gerçeği. Evde beyaz çorap ile oturup sigara içen sarı bıyıklı adamlar sizi bozabilir, ama bu gerçek olduğunu değiştirmez.Togepi buraya taşıdı çok yaşasın ve diyorum ki “Cilalı tv dizileri içinizi hoş edebilir, ama gerçekler gerçek kesitte…”
Sayın Redogre, aslında başta sizin söylediğiniz yere bağlamak istemiştim, belli ki yazıyı yazarken kaybolmuşum. Siz benim yerime bağlamışsınız, ellerinize sağlık.
ilk kısmı daha ilginçti, direk hapishanelerde çekim yapıyorlardı. sonradan 3. sayfa ile cıvıttılar.
vallahi ben bir ara o programı ilgiyle epey izledim. oyuncular profesyonel olmasa da dediğiniz gibi her yanıyla gerçekleri yaşatıyor. anlayana çok ders var. arada rastlarsam izliyorum ama sonuna gelmeden kanaldan ayrılıyorum. artık toplumsal sıkıntılara böyle cinayet cinnet kavga gürültü binbir sıkıntıya karşı duyarsızlaşmaya başladım sanıyorum. Redogre lafını iyi bağlamış gerçekten de… teşekkürler togepi…
Gerçek Kesit değil de Flash Haber’ i ilginç bulmuşumdur ben hep. Arkada bir akşam ağardığı ve palmiyelere vuran güneşle sahilin oluşturduğu derin fontun önünde Hakan Aygün’ ün yaptığı “Karadeniz’ de dalgalar dövüştü” haberini asla unutmayacağım. Bu habere uzantı bulamadım ama kırmızı yuvarlaklar içine ufoymuş alınan sağlığı yerinde iki deniz dalgası birbirine doğru dümen kırarken haberi sunan adamın; “Evet, şuanda gördüğünüz gibi kırmızı yuvarlak içindeki dalgalar hiddetle birbirine girdi.” diye haberi sunmasını ilerde olursa çocuklarıma anlatacağım…
Yahuu delirdiniz mi? Duygu sömürüsü, iç bayıntısı, vasatın altı performanslar ve “Türk inasanını anlatan gerçekler” hahhahaah…. @Togepi yazı çok güzel olmuş. Okurken çok eğlendim. Ama yorumlardan sonra şaştım kaldım. Ne oluyor yahuu? Haydi bayıla bayıla izleyip hayatımıza yön verelim bu yapımlarla. Hatta ülke gerçeğini (?) görelim.. Görelim, görelim…. (lütfen birisi çıkıp bana yorumları yanlış anladığımı söylesin)
Yoo, duygu sömürüsü, iç bayıntısı var, ama aynı iç bayıntısının katmerlisini diğer dizilerde daha çok yaşıyorum ben. Gerçek kesiti seyredebiliyorum ama misal Aliye beni bayım bayım bayıyordu.Burada lafımız sözlük/sosyomat zibidilerinin “aa adam ayakkabısını çıkarıyor” şaşkınlığına. Kendisi evde ayakkabı çıkartıyor, buna şaşırmıyor, ama eve ayakkabı ile dalınan sitcom apartması dizilere alışmış ki bunu tv de görünce vay anasını diyor.CSI da video görüntüsüne zoom yapıp, netleştirip, aynadan yansıyan adamın suratını tanıyan programı gördükçe gerçek kesitin hepsinden gerçek olduğunu görüyorum.Adamlar ellerindeki imkanla en iyisini yapıyolar işte…
@deborahh mesela gerçek kesitten bir ülke gerçeği :Karısına tecavüz eden arkadaşını öldürmeye giden adamı babası durduruyor bir plan yapmak lazım diye. Bekliyorsun ki intihar süsü filan versinler, yoo adamı alıp doğrayıp gömüyolar. Adam kaybolunca yapılan ilk soruşturmada da suçlarını itiraf ediyorlar vicdan azabından. İşte Türkiye gerçeği, Türkiye’de cinayetlerin %88’ini (attım ama havalı oldu 88) işleyen itiraf eder 🙂
“hadi oradan” dedim doğal olarak ama haklıymışsın ne yazık..
bence duygu sömürüsü hiç yoktu. dosyada ne varsa aynen onu aktarıyolardı. kötü senaryo, kötü kurgu, kötü yapım gerçek olay. ilk döneminde, direk hapislerdeki kişileri konuşturdukları dönemde konuşan kişiler duygu sömürüsü yapıyorlardı arada. bu sömürü hiç bir zaman standart bir haber programındaki sömürü şiddetine ulaşmadı.
@redogre aliye, bindirbir, ya da ne bilim kara töre:p falan filan benim savunduğum şeyler (dikkat edersen dizi veya yapım demiyorum) değil. Burada kötünün iyisini mi arıyoruz?Ben anlamadım ki? Hepsi birbirinden rezil bunların. Televizyonun eğlencelik bir materyal olduğu ortada, zaten eğitici bir şeyler izlemek için dizilere başvurulduğu görülmemiştir. Ancak bu dizilerin yok ülke gerçeğini yansıttığı yok ayakkabılarla halılara basıldığı için bizden olmadığı gibisinden yorumlara dalarasak konunun tamamıyla dışına çıkmış olmuyor muyuz?
Ahh deborahh, gece saat 2, kanallarda gezerken karşına gerçek kesit çıkar, yarım saat çocuğu olmadığı için abisinin oğlunu kıskanan kadını anlatır, sanırsın çocuğu kaçıracak, gel gör ki, çocuk baraja yüzmeye gider ve boğulur. İşte o an yarım saattir anlatılanın ne ilgisi var demek yerine yan etkisi olmayan en güzel kafa yapıcı gerçek kesiti takdir eder, beton gibi olmuş kafanla yatarsın huzurrrla…
evet. gercekten de oyuncularin amatorlugu, sokaktan gecenlerin oyuncu olarak secilmesi vb gibi ozellikleri sayesinde sevdirdi kendisini bu dizi. cahit kasikcilarin bir roportaji var okuyun
flaş tiviye varım ben kesinlikle. gerçek kesit gibi bir program yok. sarı bıyıkın önü açıldı yıldızı parladı sonradan hatta. bi de flaş tv oku var haberlerde kullanılan o da bir acayip.
Gerçek Kesit’i biliyorum, ama hiç izlemedim. Bu nedenle dizi hakkında yorum yapmayacağım.Ancak Redogre’nin çok önemli bir tespiti var: İnternet gençliği, kendi gerçekliğini gerçek dünyanın gerçekliği ile değil medya gerçekliği ile özdeşleştiriyor. En azından bunu arzuluyor.Medya, özellikle de televizyon ve internet gerçeklik yanılgısı için bulunmaz bir mecra halini aldı. Her türlü ideolojik endişeden sıyrılıp düşünsek de aynı tespiti yapabiliriz. Alıntı yapılan yorumlarda insanımzın ev, eve giriş, ev hali, evin duvarı, çorap gibi oldukça yalın kavramlarda bile kendi gerçekliğini medya gerçekliği ile örtüştürtüğü görülüyor.Belki kendi gerçeklikleri böyledir, ama bunu tüm topluma mal etmeleri ciddi bir yanılsamadır. Bugün özellikle de yerli diziler insanımıza başka bir gerçeklik, başka bir gündem ve kafa yorulucak sorular sunmaktadır. En önemlisi de yeni model tipler önermektedir: Patron, çalışan, baba, kız evlat, erkek evlat, okul çoçuğu, mahalle arkadaşı vs.Gerçek Kesit öyle anlaşılıyor ki gerçek dünyaya en yakın olanı. Belki yukarıda sıralanan rahatsızlık ve küçümsenin önemli bir kısmı kafalardaki sanal gerçeklik ile çelişmesi, kendilerine sunulan model tipler uyuşmamasıdır.
Favorim o kel kafalı bıyıklı adam.sarı kafadan sonra en hoşuma gideni o.Adam her role gidio,psikopat,aile babası,koruyucu abi,dolandırıcı.kötü bir yapım olabilir ama samimi.amatör filan işide büyüttü bazı oyuncular..
@Togepi, istek alıyorsan TRT’nin demirbaşı “Gezelim Görelim” i ya da yıllardır jeneriğiyle bile istikrarını koruyan “Pop Saati” ni de incelersen zevkle okurum 🙂
Ben de ayakkabılarımı dışarıda çıkartıyorum hatta evin içinde bir adım girip çıkartanları da anlamıyorum. Evin girişinde tozun pisliğin mikropların evin devamına geçemediği kozmik bir duvar mı var ben mi göremiyorum diye. Geçenlerde bir misafirim geldi daldı içeri ayakkabılarıyla. Ortam bozulmasın diye bir şey diyemedim. Gidince de girişe koyu kıvamlı domestos ile ufak çapta bir operasyon düzenledim.
kasetten canlı
fi tarihinde serpil barlas’ın bi sabah şovu vardı ki, akıllara zarar… flash tv’ye helal olsun, kült televizyonculuk budur işte…
Bu bizim Şahan’ın Adeta Gerçek programı değil mi?:D
şahanın takıldığı; kalp gözü, altıncı his, gönül dünyası vs. filmlerdi galiba…
@ nevdalistben de flaş tivi oku sanıp helecan yaptım bir an tüh.bir de unuttuğumuz “amerikan güreşi” var. sözlükten, sosyomattan bakınız lütfen. keşke olsa da izlesek gene. ah gözümde tüttü.
ne diyim böyle programları ben onaylamıyorum bence kaldırılmalı hurafe sempatisi olan bir topluma aşılanacak en son şey yine hurafedir
swattt doğrusun fakat gerçek kesitte hurafe yok. hurafe kalp gözü, sır kapısı, manda kulağı, dana burnu gibi dizilerde anam anam diyeyim ben sana…
Öyleyse ya Gerçek Kesit’i izlememişsin ya da Şahan’ı. Şahan Gerçek Kesit’in nerdeyse aynısını tiplemişti. Hiç değiştirmesine de lüzum yoktu zaten, çünkü Gerçek Kesit mizahı kendi içinde barındırıyordu. Perihan Savaş, Gerçek Kesit’te sallanan sandalyeye otururdu genellikle. Şahan da bunun aynısını yaptı Adeta Gerçek’te. Adı bile aynı: “Gerçek”.Özellikle vurgulanan şeylerden biri de oyunculuğun kalitesizliğiydi. Şahan’ın tiplemelerindeki oyunculuk o kadar saçmaydı ki, bunları Kalp Gözü ya da Altıncı His gibi filmlere birer gönderme olarak düşünmemiz imkansız.Diğer yandan Sır Kapısı’nı ve Kalp Gözü’nü hurafe olarak tanımlıyorsun ama Gerçek Kesit’in de hurafeden uzak olduğunu düşünüyorsun, demek ki belli yerlerde önyargıların var.Şahsi görüşüm, Gerçek Kesit’in gerçekten de gerçeği yansıtıp yansıtmaması değil, bize ne anlattığıdır. Eğer sadece üçüncü sayfa cinayetlerini okumakla meşgulsek, elbette hayatı da o gözle görecek, bu tip cinayetleri, vakaları normal sanmaya başlayacak ve yarın yolda giderken “babana bile güvenmeyeceksin, bak herif oğlunu öldürmüş, görüyor musun!” diye muhabbet etmeye başlayacağız demektir. Elbette kendi kendine polyannacılık oyna ve hayata pembe gözlüklerle bak demiyorum ama neden hep kötü gözlükleri takma eğilimine giriyoruz? Türkiye’de Gerçek Kesit’ten çok daha gerçek olan güzel şeyler de var.Bu bağlamda Gerçek Kesit elbette bize bir şeyler anlatsa da bir çözüm önerisi sunmuyor. Kısacası bizim hayatımızda aktif olarak bir manası olmadığını düşünüyorum. Yoksa her gerçeği veren filmere eyvallah edecek olsaydık tecavüz vakaları için porno sektörüne de hoş geldin deyip bağrımıza basmamız icap ederdi. Ne de olsa o da gerçek değil mi?
Şahanın programındaki taklite sarı bıyık ta katılmıştı, böyle de kalender bir abimizdir anlayın yani…
o bahsedilen gayrı ciddi hayranlarındanım galiba.ama ben niteleyecek olursam cinayetten bile eğlenceli bi program çıkaran bu programa hakettiği ilgiyi gösteren hayran grubuna koyarım kendimi. cidden rezil ama kadın programları kadar değil bence.
@bildiğimizsonsey, haklısın sahan konusunda işkembeden atmışım. sahanı ilk program yaptığı zamanlarda seyrediyordum. o bölümlerde rol arkadaşıyla çizdiği karakterler yukarıda dediğim dizileri çağrıştırıyordu bana. evdekiler de redogrenin dediği gibi sarı bıyıkın sahanın programına katıldığını söylediler. cahilliğimize ver…
Muhteşem bir keşif yazısıymış bu, kaçırmışım. Benim gibi başka kaçıranlar vardır belki diyerek ahkamlayıp, tekrar gündeme taşımaya karar verdim. Ve evet, var böyle yaşamlar. Ağaların muhteşem malikanelerindeki yaşantılarıyla idolleştiği, zenginliğin övüldüğü dizilere on basar Gerçek Kesit.
plumprune sana katılıyorum şunu belirtmek istiyorum gerçek kesit oyuncuları çok farklı tema da rollerini yapıyorlar ve belki de bizi onlara bağlayan da bu birebir gerçekci !
Gerçek kesit deyince aklıma dirak Samanyolu’nda yayınlanan diğer bir dizi geldi ki gerçek kesite kıyasla çok daha iyi çekim ve diyaloglara sahiptir. Sömürü ya da her ne ise ben o diziyi sürekli izlerdim. Her gece oluyordu. Resmen biz.Yukarda adı geçen hiçbir diziyi bir kez olsun izlemişliğim yok. Televizyonda yayınlanan en son izlediğim diziler ‘Şaşıfelek Çıkmazı’ bir de ‘İstanbul Yeditepe’. Ben bu diziyi hastalıklı bir biçimde izlerdim. Annem izlerken görüp huzur verici olduğuna kanaat getirmiştim hatta. Filmde gerginlik yok sonunda kötüler cezalanır iyiler kazanır oh mis gibi, başına uzun beyaz örtü örtmüş tontiş nineler, bebekler, çocuklar, filan güzeldi. Ancak bundan sonra annem gerçek kesit var sen diğerini seversin onu da izle deyince malum diziyi izledim. Ama oyunculuk hakikaten rezilden ötedir.Renkler, çekimler berbat..
Gerçek kesiti bir ara hiç kaçırmıyorduk hala veriliyormu acaba çok gülerdik genelde anne oğlundan küçük karısı adamdan yaşlı falan olurdu çok komikti ve çok izlerdik
flash tan favori programım ve bölümleri.
Bilgi için teşekkürlerbitkiselbitkisel tedavibitkisel ilaçlarbitkisel ilaç