Uzun yürüyüşlerim olur bazı bazı..Kendimi ve çevremi bu yürüyüşlerde keşfederim.Bu hikaye içimi sızlattığı için sizlerle paylaşmak istedim.Zarif fiziği, buğday teni, gülüşü tanıdık o kıza hemen hemen her dışarı çıkışımda rastlardım. Önceleri kendi kendine konuşmasıyla dikkatimi çekmişti. Sanki, karşısında birisi varmış gibi, kaşını gözünü oynatıp ciddi ve hararetli bir tartışmanın ortasına düşmüş, haklılığını kabul ettirmek için hiç durmadan konuşurdu. Yanından geçip gidene kadar sessizce izlerdim onu..Büyük bir kalabalık ve polis arabaları…Olaylara meraklı tavrım, kalabalığın arasından onu görmeme neden oldu..Esnaftan öğrendiğim kadarıyla sahil yolunda birileri ona tecavüz etmiş. Polis arabaya bindirmeye çalışıyordu..O anda, fırtınalar koptu içimde, inanamadım. Akli dengesi yerinde olmayan bu zavallı çaresiz kıza, acımasızca saldırmışlar. Bu vahşeti duymak onu sadece yolda görüp tanımak bile, hayatta birkez daha zayıf olana atılan darbenin soğukluğunu koca bir tokat gibi indirdi yüzüme..Kimbilir bizler yatağımızda uyurken, hangi kuytuluklarda, hangi sapık ya da kaç kişi, kaç çığlıkla tecavüz etti ona. Aklım almıyor.Şimdi yine görüyorum.Karnı burnunda, yine bir şeyler anlatıyor. Ben ise, ona hiçbirşey anlatamayacağımı biliyorum. Acıyan gözlerle bakmaktan başka nasıl yardım edebilirim ki..Sonra susup yoluma devam ediyor ve bu yükü kaldırıp, hala gülen gözlerle çevresine bakabilme mutluluğunu verdiği için ona, yüce Allah ıma dua ediyorum..Gece koyu karanlık ve binbir yüzü var..Herkes sizinle aynı yüreği taşımıyor. Tanıyın, görün ve içinizi sadece sizi anlayabilecek insanlara açın.. O kötüler hala aramızda dolaşıyor..Bu sadece bir uyarı..