Yakın bir zamanda evlenmiş çalışan bir kadın olarak ilk misafir ağırlama operasyonumu başarıyla tamamlamış bulunuyorum. Yaşasın teknoloji ve dahi yaşasın modern dünyanın nimetleri demek istiyorum.Efendim evde misafir ağırlamak ince iştir. Bir sanatçı estetikliği, bir sporcu çevikliği, bir halkla ilişkiler uzmanlığı, bir gündelikçi titizliği, bir aşçı yeteneği gerektirir. Hele ilkse garip bir heyecan yaşanır. Böyle karın ağrısına neden olan stres garfiklerine pik yaptıran bir heyecan.Yaklaşık on gün önceden misafirler haber yollamıştır. Kıdemli misafirlerdir bunlar, taze damat beyin yakın akrabalarından ve çekirdek ailesinden oluşur. Kesin sayı ve geliş saati tam bir muammadır ve stresi arttıran faktörler listesinde yerlerini almışlardır. Cumartesi gerçekleşecek eylem öncesi hafta içi uzun araştırmalar sonucu menü hazırlanır ve bu menü dahilinde evde asla aklınıza gelmeyecek malzemelerin eksikliği hissedilir. İşte o an korku gelir yüreğinize çöker. Hadi o akşamda aklıma gelmeyen ve işime yarayacak bir sürü teçhizat eksik kalırsa! Neyse büyük çaplı bir alışveriş yapılır gerek lojistik destek gerek hammadde temini yapılır ve cuma akşamı yüksek ateş ve titremeyle baş gösteren sonra bütün vücudun yere yatırılıp tekmelenmiş yahut odunlarla dövülmüş olduğuna neredeyse sizi bile inandıracak bir hastalık vuku bulur. Bir yandan banyoda öğürür bir yandan da şimdi ayvayı yedik diye düşünürsünüz. Allahtan modern dünyanın bir gereği her çalışan kadının yardımcısı sevgili yardımcınız sabah gelip evinizi pırıl pırıl etmiştir de temizlik yapmak gibi kabus bir durumdan kurtulmuşsunuzdur. Koca/eş/hayat arkadaşı artık nasıl hoşunuza giderse (zaman zaman hayatım/canım da kullanılabilir) büyük bir insaniyetlik örneği göstererek misafirleri arayıp gelmemeleri konusunda ısrarcı olur. Ancak hastalıklı zavallı bünyenizin tüm karşı ataklarına rağmen bunu geri çevirirsiniz. Çünkü sizin geleneklerinize göre bu akıl almaz bir olaydır. Misafire bir gün önceden gelme demek için ülke çapında büyük bir doğal afet, bir el nino, bir 4nikah bir cenaze olmuş olması gerekmektedir.Cumartesi sabah olmuştur. Ateş hala seyretmektedir. Mide bulantısı ve dövülme hali yerini şiddetli baş ağrısı ve kırıklığa bırakmıştır. Ya Allah bismillah diyerek yataktan kalkılır aynaya bakılıp şok geçirilir. Aynanın bulunduğu bölge terk edilir ilaç kürü afiyetle yalanır yutulur sürekli gidilen kuaföre gitmek imkansız olduğundan evin hemen yakınında daha önce yanına yöresine uğranmamış kuaföre inilir. Saç yıkanırken su soğuk gelir ve bırak tamam Allah aşkına denilip koltuktan fırlanır bin bir rahatsızlıkla sigara dumanı ve çene çalan hanımlardan yol bulunup saça başa ufak yollu ve hızlı bir şekil verdirilir.İşte şimdi mutfakta büyük savaş için hazırsınızdır. Tarifler malzemeler ortalığa saçılır. İlk deneme fırından çıkarılır ve tepsi hemen bir yere saklanır. Zira zaten ben bu kadar yumurta konmaz bu tarife diye düşünmüştüm denir. Peki o kalıplar nasıl temizlenecektir? Acilen bir poşet alınır ve muffin kalıpları çöpe atılmak üzere bu poşete doldurulmaya başlanır. Sonra garip bir şekilde ki ben buna mucize demeyi tercih ediyorum 4 ayrı çeşit ikram ( tiramisu, pattisli börek, peynirli ayçöree, kadayıflı cevizli tatlı) hazırlanır. Ortalık toparlanır. Yaşasın bulaşık makinesi üreticileri nidalarıyla bulaşıklar makineye tıkılır. İyi ki mutfak robotu vardır, blender vardır, mikser vardır, oh hayat ne güzeldir. Tralla la laaaaa.
Misafirlerden önce her şey sayın hayat arkadaşına ve dahi annesine tattırılır. Yaşamsal faaliyetlerde sorun görülmediğinden akşama hazır olunmuştur artık.
Bütün misafirler tabaklarını siler süpürür ellerine sağlık çok güzel olmuş der. İşte o an dünyanın en hızlı roller coasterını inşa eden mühendisten, ilk beyin naklini gerçekleştiren doktordan, finans piyasalarını altüst eden bir ekonomistten daha başarılı hissedilen andır. Yaşasındır ev hanımlığı diploması çerçevelenir, duvara asılır.Kapı kapanır herkes gider. Önce duş sonra muzaffer bir komutan edasıyla uyunacak şahane bir uyku.
yorumlar
oomaygad! aydonbıliivdis
edriaaannnnnn….
başaracaksın raki, başarmalısın…
Bu menü uzun süre her misafire uygulanır artık.. Yani ben öyle yapmıştım, bir menü tutturmuş her gelen misafire yapıyordum… Tebrik ederiz dahaa nicelerine inşallah:))
bunu bi kenara not ettik, bi de senin çekirdek ailen ve yakın akrabaların gelince neler hazırlıcan onlara da bakıp öyle değerlendirme yapacağım, haberiniz olsun sayın manson…
bizimkilere hazır alırım yav. bu çılgınlık bir daha tekrarlanırsa devam edebilir miyim bilmem.
linet;ben de bir daha aynı kişiler gelirse ne yaparım ya başka pasta da bilmiyorum diye düşünmeden yapamadım o gece.
mamma miya!işte beklediğim cevap buydu sayın manson,biz buna misafir umduğunu deil bulduunu yer diyoruz…
🙂 bak o senin spesiyalin olsun, benim vardır öyle çok özel diye yutturduğum, gelmeden ararlar bak onu yapıyorsun dimi o olmazsa olmaz diye, ee bir çeşitten yırtıyorsun böylece, o pasta seninle özdeşleşiyor:))
linet, sen halâ soğuk karların olduğu aspen’e kayak yapmaa gitmedin mi?
şahaneymiş yav.
manson, harikasın!AMA BİR TAVSİYE!!!:İlk deneyeceğin bir tarifi misafir geleceği zaman sakın yapma…İşler yolunda gitmiş bu defalık ama her zaman güzel sonuçlar çıkmayabiliyor,çok beğendiğin ve kafaya taktığın bir tarif bulursan misafirden önce evde kendinize bir dene, mükemmel bir sonuç çıkarsa hemen baş köşeye ayır, evet bunu özenle ayır ki o çok bayıldığın, kafayı taktığın ve en nihayetinde tarifin yapılabilirliğinin garantisini de tecrübe ettiğin keşiften mahrum kalmayasın:))kolay gelsin!
o şahane görünen ay çöreklerinin tarifini istiyorum, hemen !!!
(hafif altın gününe hoşgeldinis)ayçöree tarifi;malzemelerhamur için;1 su bardağı ılık süt1 adet yaş maya (pakmaya 4lü paketten 1tanesi)2 fincan sıvı yağ1 fincan şeker1 çay kaşığı tuz2 yumurta akıuniçine;peynirüzerine iki yumurta sarısı, çörek otuılık süt ve maya iyice karıştırılır. içine yağ,şeker,tuz ve yumurta akları atılır çırpılır. alabildiği kadar un ile iyice yoğrulur elinizi hamurun içinden çekerek alacak kıvama getirilir. fırın 180 derecede 10 dakika ısıtılır. hamur fırına konarak 1 saat bekletilir.hamur fırından çıkarılır portakal iriliğinde parçalar alınır mermer üzerinde yuvarlak açılır. çok ince açmaya gerek yok. yuvarlak parçalar dörde bölünüp içine peynir konulup sigara böreği gibi sarılır. üzerine yumurta sarısı sürülür ve çörek otu serpilir. fırına sürülür. 200 derecede kabarıp kızarana kadar pişirilir.
sayın manson, pakmaya 6lı paket olursa kaç tane atalım
6lı yok sayın kopanisti. böylesine hassas bir konuyla dalga geçmeyiniz reca ederim. gramajını bilmediğimden ne kullandığımı yazdım. teyyarelik yapmayınız. sevgiler manson.
sayın manson, bizim buralarda 6lı, 8li ve hattâ sanayi tipi kiloluk paketlerinin dahi olduğunu söylersem ne dersiniz
45 kişiyi aynı anda ağırlayamam diyen kişi, ev hanımı yım demesin..
Manson sana çok basit bir tavuk salatası tarifi veriyorum…1 adet tavuk göğsü2 çorba kaşığı mayonez3 çorba kaşığı yoğurttuz, karabiber, kırmızıbiberTavuk göğsü kasaba parçalatılır, kemikli olarak haşlanır. (Suyunu sakın atma çorba yada pilav yaparsın) Tavuk iyice haşlanınca beyaz eti ayrılır ve didiklenir. Didiklenen ete karabiber, tuz ve arzuya göre kırmızı biber ilave edilir. Yoğurt ve mayonez ile karıştırılır. Servis tabağına alınır, maydanoz ile süslenir, afiyet ile yenilir. İstenirse bu karışıma cevizde ilave edilebilinir…
Pillibebek 10 kilo pirinçden hiç pilav yaptın mı? O pilavların hepsi tane tane oldu mu? Hıhhh ben yaptım:))Şimdi ağır abiler gelip, hafifi hamarat ev kadınları bastı diyecekler :))
yazıyorum bunları linet, çok ptarikmiş. pbk moral bozmayalım lütfen. çalışmalarımıza devam ediyoruz işte. ah ah seri katil araştırmacılığından ev hanımlığına.bir de şu var tabi ”akşama ne pişirsem acaba” annem sorardı of anne yap işte bir şeyler derdim. ahh ah.
Çok kişiye pilav yapıp, lezzetini tutturabilmek müthiş, güzel bir olay..Tebrikler..El marifeti başka bir olay,sanki lezzet damarlarından akıp yemeğe karışır..Herkesin yemeği aynı malzemelerle farklı olur..Ayrı bir yetenek..
gelecek bölüm : bir sadomazo nasıl ev hanımı oldu
pilav zaten ayrı bir sanat dalı.
(kopanisti bu fıkra sana kaynak- ekşisözlük);mazo – hit mesado – no
mansonılızed çok tşk ediyorum, akşama işten geldiğimde ilk girişeceğim iş bu tarifi uygulamak.
kop:)) allah iyiliğini versin emii:))aslında benim en sevdiğim şey kesmek, doğramak, yoğurmak böyle terapi gibi geliyor:) yoksa yoksa bende yemek yapmasaydım eğer katil olurdum:)Bazen rondoya soğanları atıp, parçalanmasını seyre dalmış buluyorum kendimi, artık kimi parçalıyorsam orda:))
benim önerim 200-300 tane krep hamuru hazırlayıp,onların içine farklı şeyler koyarak farklı soslarla sunmanız, biraz masirefli ama çok eğlenceli, hem canınız da sıkılmaz…
Ben ne zamandır waffle yapmayı planlıyorum ancak bir türlü fırsat bulamadım, yeni tost makinamda bu kalıplarda mevcut… Bu hafta sonu deneyeyim bari.. Çilekli soslar, çukulatalı soslar, çeşit çeşit meyve …
canımız sıkılıyor. biz kadınlar böyleyiz işte kopanisticiğim. sıkıntıdan bir tencere türlü yapıyor yanına da pilav pişiriyoruz cık hala olmadı mı bir de soğan kesiyoruz hımm dur turşu da koyayım yoğurt da fena olmaz….
sayın manson, kutlarım siz gerçekten de, gerçek bi ev hanımı mertebesine ulaşmşsınız yahu demekten kendimi alamıyorum
özümde varmış efendim. yıllardır hep yalan öyle lisanmış, yüksek lisansmış, efendim hobilermiş, aman yabancı dilmiş, spormuş. ohh be kişiliğimi buldum sonunda.
şimdi siz böyle söylediniz ya, harvırd’da doktora yaptığım o güzel günleri anımsattınız bana
bilmez miyim azizim alfa omega alfa onur cemiyetinde hala yıllar önceki şirinlikleriniz konuşuluyor.
sağolsunlar, nasıl özledim anlatamam bu yılki pilav günlerini kesinlikle kaçırmamalıyım
pilavları da nohutlu olur onların, yanında da olmazsa olmazları bol köpüklü susurluk ayranı..ye babam ye
nassı güzel olur annatamam, arizona nohutu kulanıyolar, bi başka oluyo gerçekten
john harvard şimdi gökyüzünden bunları izleyip izleyip mezarında rahaaat rahat uyuyo işte.
topraa bol olsun diyesim geldi bi an için nedense…
manson, yukarıda bir yerlerde yorum yapmıştım, okunamamış olunabilir, ama sağlık olsun, ben şunu ekleyeyim, pilavı yapan birçok şeyi yapar denir, büyük yalan!
yalan bence de mak, biçok şey yapıp pilav yapamayan birini biliyorum ben
okudum ben yorumunu mak. dersi kafama da yazdım. artistliğin lüzumu yok ilk denemeyi konukla yapma sakın.
🙂 çok güldüm, ilâhi manson, asla o tonda birşey söylemedim tamam mı? çok güldürüdün beni, teşekkürler! Ama cidden yaşanmış birşeylerden yola çıkıp mütevazi bir şekilde paylaşmak istedim…
Bir de Risotto var..
Bende tam tersi ilk denemeleri eve ilk kez gelenlere yaparım:) Ama Mak haklı yine de, tek çeşit olmayınca sorun yok ama tek seçenek o ise riske girmemek lazım…Şimdiye kadar kötü sonuç almadım, hıı birde hayatta yaptığım şeyin tadına bakmam, baktırırım:))
bence mak çok önemli birşey demiş ama. ben amatör olarak buna uymak yanlısıyım.
olay şu ; siz ne kadar pratik, tarifi iyi okuyup, çözüp, uygulayıcı olsanız da ( kendimden biliyorum) bazen tariflerde bir sakatlık oluyor, yani; 4 bardak un diyor aslında daha fazla yahut daha az olması icap ediyor ve siz bunu o an anlayamıyorsunuz….Yani konu bizlerin tarifi doğru uygulaması ile ilgili bir tereddüt değil, tariflerin tümünde bire bir ölçüler ve malzemelerde örtüşmenin tam yaşanamaması…
sayın mak, tariflerle bu iş olmaz,kendiniz yaratıcı olun motomot tarifi birebir kullanmayın, ekleyin, çıkarın, azaltın, çoğaltın,keyfiniz nasıl istiyosa öyle yapın,sürekli tadına bakın,hmmm biraz da bundan koyayım deyin,yaratıcılık sizi mükkemmelliğe götürecek,tabii uzun zaman istiyo, hemen olacak bişey deil…
muhakkak! burada tarif ile anlatılmak istenen, yemek kitaplarında veya sitelerinde dolaşırken, aaa! bu nefis, tam bana göre denilen birşeyi görünce denemek istemek, dünyada yaşayan başka bir insanın belki yarattığı belki anneannesinden kalma bir tarifi mutfağında misafir etmek keyifli olabilir,bir de çok önemli bir durum var; bazen sürekli aynı malzemelerden aynı yemekleri yapmaktan sıkıldığında tariflerde hiç ummadığın bir formül görüyorsun mesela, malzemeler aynı oluyor ama olay farklı çıkabiliyor!yani tarifler olmalı, onlara da bakılmalı ama dediğim gibi önce provası yapılmalı:))
kendi tarifini kendin yarat,yenilikçi ol,farklı bişe dene,yapılmamışı yap,
dediğini muhakkak yapmak lazım, ama başka insanlarla da, tecrübelerle de paylaşım şart:))
sen bilirsin…
hepimiz bilelim:))
en iyi bilinen, senin bildiğindir…
senin dediğin doğru ama benimki olacak.
ben de öyle dedim sayın manson, seninki dedim
tuttumm..