derin cunta gladio’nun yeni ortaya karışık personeli
artık hangi isimle çağırmak isterseniz, keyfinize kalmış. derin devlet, cunta, gladio, ulusalcı emekli askerler tezgahı, kendini kullandırmak isteyen yeni ağcalar, ateşe körükle koşan andıçlanmış medyalar, dinozorlara dönmüş soğuk savaştan kalma körler sağırlar birbirini ağırlar televizyoncu-yazarlar, normal seçimlerle hükümet olamayacağı için demokrasiyi rafa kaldırmak isteyen siyaset esnafları, faili meçhul cinayetlerden dolayı müslümanları karalamaya alışmış medya ve siyaset bezirganları, karanlık eller, provakatörler, çete, evet tekmili birden suçüstü yakalandı. eller havaya! bu sefer adaletten kaçmak yok. hepinizi teker teker önce devletin adaletine sonra milletin vicdanındaki adalete teslim edeceğiz. kirli ve karanlık ilişkileriniz sonucunda devletin adaletinden kaçıp kurtulabilirsiniz ama bu millet vicdanında sizleri çoktan mahkum etti. buyrun cenaze namazı için hep beraber bu karanlık ruhların tabutunun başına. son olarak, evet , hakkımızı helal etmiyoruz.dünyadaki tek faşist sol fikre ve dergiye sahip olmak nasıl bir duygu ? hemde en uzak olması gereken gladio için çalışan bir sol.peki vatanı karıştırmak üzere kaynağı belirsiz paralarla örgütlenmiş sözde vatansever,faşist ,gladio tetikçisi bir başka nevzuhur örgüte ? eminim hepiniz nerede bunun dini istismar ederek cinayet işleyen kısmı diyorsunuz? merak etmeyin. bende bu cahil sürüsünü tanıyorsam çok sürmez yakında sahneye yeni bir oyun koyarlar. peki danıştay katliamından sonra ateşe körükle giden dezenformasyon görevini hakkıyla yerine getiren andıçlı medyamıza ne demeli? en iyisi bir şey dememek. zira bugünlerde çok sıkışmış vaziyetteler. o çamur gazeteye atılan bombalardan sonra mangalda kül bırakmayan andıçlı medyamız olayın aslı ortaya çıktıktan sonra öyle bir sükunete büründü ki zannedersiniz hz.meryem gibi sükut orucu tutuyor. tabii bu medyanın darbe meraklısı olduğu ta 27 mayısta ve sonrasında ortaya çıkmıştı.ayıp derin cunta gladio ayıp. biz sizin gibilerin bu işleri daha iyi yaptığını düşünüyorduk. demek ki türkiyedeki korsan furyası sizi de etkilemiş. acaba diyorum kadıköyde korsan gladio da mı üretmeye başladılar. yoksa bu kadar hızla açığa çıkmanız iki sebeple açıklanabilir. ya siz iyice yaşlanıp kocadınız, eski usuller bu acuzenin işine yaramıyor. ya da polisimiz, istihbaratımız namuslu medyamız ve milletimiz gerçekten güçlendi,gelişti ve olayları arka planı ile beraber okuyup hızla çözmeye başladı. bence hepsi.nato kurulur kurulmaz ilk operasyonunu yapan gladio olarak sizler natonun yüzkarasısınız. bu kadar hızlı açığa çıkan bir cunta hayal bile edilemez. ecevite 12 eylülle ilgili teklifyaptığınızda bile bu kadar pervasız değildiniz.her ne ise türkiyede yolun sonuna geldiğiniz belli. fazla gürültü çıkarmadan evimizi boşaltırsanız memnun oluruz. mümkünse çıktığınız yere geri dönün ve orada ölün ve bütün insanlık için hayatınızda ilk defa faydalı birşey yapın.tabii biz birbirimizi yerken birileri büyük kürdistan kurmayı planlıyor o ayrı mevzu.bu vesile ile olayın faklı bir yüzünü sizlerle paylaşmak istiyorum.Serdar Arseven, Anadoluda Vakit, 23.05.2006İsrail Konsolosu’nu Hedef Gösteren Gazete?..
“Yahudi Konsolos 3 kurşunla şakağından vurularak öldürüldü!..”İsrail Konsolosu Efraim Elron’un ölü olarak bulunduğu 5.30’dan 10-12 saat önce öldürülmüş olduğu tahmin ediliyor.”*Danıştay’a yönelik silahlı saldırının kilit ismi, “bir eski yüzbaşı”.Tevafuk; bugün üzerinde duracağım cinayette de, “tetikçi olarak” bir “yüzbaşı” var.Buyurun:Binbaşı İbrahim Keskin, hem rütbece hem de yaşça “Devrim Konseyi” içindeki en genç subaydı. Bu nedenle alt rütbelerle ilişkiyi o sağlıyordu. Keskin, Harp Okulu’ndan 1957 çıkışlıydı. Dönemin en genç binbaşısıydı. Ama yüksek mühendis olduğu için dört yıllık bir kıdemi vardı. Aynı dönemde hem ODTÜ’de hem de Sakarya Mühendislik Fakültesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışıyordu. Bu sayede gençlikle ilişki kurması daha rahat oluyordu.Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi (THKP-C) ile ilişkiler “Binbaşı Keskin üzerinden” sağlanıyordu. Binbaşı Keskin, Hava Yüzbaşı Orhan Savaşçı, üsteğmenler Mustafa Şahin ve Tayfun Orçun ile Ankara’nın Küçükesat semtinde bir toplantıda bir araya geldi. THKP-C ile “işbirliğinin” temelleri bu ilk toplantıda atıldı.Yüzbaşı Devrede!..İstihbarat Yüzbaşı İlyas Aydın, Hava Yüzbaşı Orhan Savasçı’nın sınıf arkadaşı idi. Lâkabı “Paşa İlyas”tı. Kavgacıydı. Çok içki içerdi. THKP-C’nin bir diğer üyesi de Hava Yüzbaşı Güner Durlanık’tı. O da deli doluydu. O nedenle Yüzbaşı İlyas Aydın ile iyi arkadaştılar.Bu iki yakın arkadaş, THKP-C’ye girdikten kısa bir süre sonra, “haberalma servisi”nden “bizde çalışın” teklifini aldılar. Bu teklifi hemen kabul etmediler. THKP-C’nin “askeri kanat sorumlusu” Hava Yüzbaşı Orhan Savaşçı’ya durumu aktardılar. Savaşçı, meseleyi hiç tartışmadı. THKP-C içinden bazılarının “haberalma servisi”ne girmesini bulunmaz bir fırsat olarak değerlendirdi.”Haberalma servisi”ne yalnızca Yüzbaşı İlyas Aydın girdi. İddiaya göre; Hava Yüzbaşı Durlanık’ın evli olması, özellikle de sinirli tavırları ve sinirlendiğinde gizli saklı kalmaksızın her şeyi ortaya dökmesi, “haberalma servisi”ne girişini engelledi.Ve Cinayet!..Bir gün…İsrail Başkonsolosu Efraim Elrom, THKP-C’nin İstanbul Tim’i tarafından kaçırıldı. Daha sonra da öldürüldü. Yüzbaşı İlyas Aydın, bu olaydan bir süre sonra yurtdışına kaçtı. Bir daha da kendisinden haber alınamadı. Mahir Çayan mahkemede, “Elrom’u, Yüzbaşı İlyas Aydın öldürdü” dedi.Devlet, Elrom’un öldürüleceğini önceden biliyordu. Suphi Karaman’a, Elrom’un kaçırılmasından önce “devletin önemli kademelerinde bulunan bir arkadaşı” şu bilgiyi vermişti:”Büyük bir olay olacak, tüm Türkiye’de operasyonlar başlayacak!..”Karaman, bu bilgiyi “tabii senatör” arkadaşlarına aktardı. Ancak hiçbiri Karaman’a inanmak istemedi. Onu her dinleyen, “Olmaz, bu bir komplo teorisidir” dedi. Karaman’ın verdiği bilgi, Elrom’un kaçırılıp öldürülmesinden sonra doğrulandı. Bu “provokatif” olayın ardından, “Fırtına-1 Operasyonu” başlatıldı.Eski Başbakan Yardımcılarından Sadi Koçaş, 12 Mart anılan isimli kitabında, “Devletin, İsrail Konsolosu Elrom’un öldürüleceğini bildiğini” söylüyor:”Müsteşar ile konuştuktan sonra, İçişleri Bakanı’na baktım; gülüyordu. O sırada İçişleri Bakanı hiç bilmediğim bir başka konuyu açıkladı: Bakan, 10-15 gün evvel, Konsolos’un kaçırılması ihtimali tespit edildi. Emir vermiş olmamıza rağmen, nasıl önlenemez bu iş anlamıyorum’ deyince. ‘Ne diyorsunuz, Sayın Bakan siz biliyor muydunuz bunu’ diye şaşırıp sordum, ‘maalesef evet’ dedi.”*Evet…Aydınlık’tan Hikmet Çiçek. İsrail Başkonsolosu Efraim Elrom’un “birtakım operasyonların başlatılması için” öldürüldüğünü…Ve bu işi yapmak üzere…Bir “eski yüzbaşı”nın “kullanıldığını” belirtiyor…Danıştay saldırısında da “kilit isim” olarak bir “eski yüzbaşı” var.O zaman bu olay bir “darbe dönemine” denk gelmiş!..Bu da, “vatanı tehlikelerden kurtarmak üzere” tertiplenen bir cinayetmiş!..*Ve bugün…Danıştay’daki menfur saldırının ardından ortaya çıkanlara bakıyoruz…Bu da taşeronları “sözde vatansever” olan bir eylem!..Bu da kirli tezgâh!..Birçok yönden benzerlik arz eden iki tezgah arasında çok önemli bir fark var:O dönemde, gündemi saptırmak, gerçek failleri gizlemek için üzerine gidebilecekleri, “hedef haline getirebilecekleri! bir gazete yokmuş!..Ama, “tezgah” yine varmış!..Bu “yapı”da “tezgâh” hep olmuş…Zira… bu yapı “tezgâh üzerine” kurulmuş!..
yorumlar
Yok daha neler. Hoca hasta olduğu için amerikada değil miydi? Mahkemeyle kararla ne alakası var?
?zinisim adnikraF ninekilheT
vakıa ortada ama kardeşimiz biraz ağır yazmış. bu gladio 30 senedir bilinmekte ama ilk defa açığa çıktı. şimdilik medya peşinde. bakalım avrupa da duvarın ardından göçertilen gladio türkiyede de yıkılabilecek mi? bari bu sefer becerebilelim. olaydaki oyak faktörünüde yazıya eklese iyi olurdu.
esas ağırlık darbe olursa ve ya darbeye gerek kalmadan irana savaş açılırsa ortaya çıkacak. ıraktan zor bela paçayı sıyırdık fakat amerika bu sefer tezkere krizine düşmeden bizi iran bataklığına beraberinde çekmeye karalı anlaşılan. oyak mevzusunu da kaınca kararınca yazdım.
Olaydaki Fethullah parmağı ile ilgili bir yazı da şurada bulunabilir.
Service Unavailable!!!!
link çalışıyor çalışmasında olay öyle karışık bir hal aldıki yine behiçin deyimiyle memleket psikolojik harbin saraybosna’sına döndü. kimin eli kimin cebinde, kim ne halt karıştırıyor belli değil. eğer emniyet dediği gibiyse gerçekten saraybosnaya dönme ihtimalimiz az değil. ama devletin heryerinde olduğu gibi emniyetde de bir takım kamplaşmalar olabilir fakat bu soruşturmayı engellemez. en büyük korkum jöntürk ve ittihatçıların yaptığı gibi askeri siyasete çekip sonra da memleketten bir parça daha koparılmasına yol açılmasıdır. adamlar 10 senede osmanlının dağılıp tarihe gömülmesine sebep oldular.inşallah olmaz.
İran’da iç kargaşa çıkarılmaya çalışılıyor. Bunun aynı zamanda Azerbaycan ayağı var. Hatırlarsanız Erdoğan D-8 için yola çıkarken İlhan Alyev’de ABD’ye uçuyordu. İlhan Aliyev, “Herhangi bir İran operasyonunda yokuz” diyordu. Ama görünen o ki Azerbaycan’da işin içine çekilmeye çalışılıyor. Malum İran’ın kuzeyini İran’ın reddetmesine rağmen Azerbaycan, Güney Azerbayca olarak nitelendiriyor.Türk Ordusu, ABD’nin Irak’ı işgal eden askerinden daha fazla askeri; 250.000 askeri, PKK için (!) sınıra yığmış ama operasyon yapmıyor.Şimdi bu duruda danıştaydaki menfur saldırı en çok kime yarar İran’a mı? ABD, İsrail’e mi? Bu saldırı planlı saldırı ise kim planlamış olabilir? En çok zarar görecek olanlar mı yoksa en çok nemalanacak olanlar mı?
lafı yani yazıyı ağzımdan aldın. bende mossadın iran operasyonu için yaptığı operasyon ve andıçları yazmayı düşünüyordum ama sen hızlı çıktın. neyse hayırlısı. bütün bu saldırı ve andıçlar sadece iran operasyonunun başlaması için. savaş başlarsa ne olacağını sadece Allah bilir. malum her kuşun eti yenmez. bakalım amerika ve israil iran karşısında ne halt yiyecekler ? ayrıca vaktinde afganistanda amerikanın sovyetlere yaptığını şimdi çin ve rusya amerikaya yapıyor. arap yarımadasını kalbine dünya dağınıkken oturmak kolay, öyle dağdan gelip asyanın kalbine oturmak kolaymıymış göreceğiz.
O hale geliyorki insan bıkıyor, yoruluyor artık realiteden.İstedimki; bu kadar kurşunun arasında, hele bi oturun dinlenin ve ben size bir bardak su ikram edeyim.KENTDedin “Başka bir denize, başka beldeyeburalardan iyi bir kent bulmaya gideceğim.Uğursuzdur, lânetlidir burda her işlediğimve kalbim bir ceset sanki, gömülmüş kabrine.Bu hüznü daha ne kadar taşımalıyım?İşte nereye baksam, hayatımınkaranlık örenleri çıkıyor karşımanice yıllarımı yazık ettiğim, harcadığımherşeyimi yıktığım yerler baştan başa.”Bulamazsın ne başka bir deniz, ne de başka bir belde.Bu kent peşini bırakmaz senin. Dolaşacağınhep bu sokaklardır, bu kentin alanlarıkararan bu evler arasında yaşlanacaksın.Hep bu kente varacaksın. Kaçabilirim sanma;hiçbir yerde yol yok, gemi yoktur sana.Değil mi hayatını yıktın bu ufak köşecikte,onu yıktın demektir dünyada baştan başa.Konstantin Kavafis(İstemezseniz silerim)
sağolasın, bir kahve deseydin 40 yıl kadar daha fazla makbule geçerdi. biz kahvemizi yudumlarken şiiri okyualım keyfini çıkaralım. ayrıca silmene gerek yok yenilerini bile koyabilirsin.
Siyasetçisinden medyasına, türk solundan emekli askerlere kadar herkese(Size uygun gelmeyenlere) “cehennemin dibine kadar yolunuz var” diyen barış dolu yazınızda resimle ek yaptığınız 8 kişiden (benim bildiğim kadarıyla) 2 si tutuksuz yargılanmak için serbest bırakıldı.Bunlardan biri Çete Başı olarak lanse edilmişti.(Alıntı yaptığınız makalede, Eski Yüzbaşı olarak yazıya dayanak alımmıştı)Türkiye’de Derin Devlet tabi ki var. Bunun çözülmesi herkesin isteğidir sanırım. Bu konuda kamuoyu yaratmak tabiki çok doğru. Ancak bunu yaparken kin dolu yazılar yazmak “derin devlete” daha çok hizmet eder.Derin Devlet kendini aklamak isteyenlerin sığınacakları bir sığınak olmamalıdır. Bu konuda herkese sataşmak yerine sağduyulu ve konuyu sağlam temellere dayandıran yazılar yazmanız dileğiyle.
belki olayın sıcaklığı sebebiyle ağır yazılan yazılar olmuştur ,olabilir ama bugün nette karşılaştığım bir haber ve makale gidişatın pek hayırlı olmadığını gösteriyor. hitler de almanyayı yerin dibine batırmak için önce gençlik çeteleri kurup iktidarı ele geçirmiş, ardından koca almanyanın mahvolmasına sebep olmuştu. hele hele ergenekonun italyadaki gibi büyük bombalı saldırılar yapma ihtimali gerçekten korkunç. Allah sonumuzu hayretsin.
kinim dinimdir diyenlerden değilim ama bugünün 27 mayıs demokrasiye suikast başbakanlara idam günü olduğunu hatırlatıp türkiyenin bu hale gelmesinde tuzu bulunanların hepsi için aynı şeyi diliyorum.
Tarihi, insanları yargılamak başka, birileri için beddua etmek başka. Beddua, küfür, sövme, fikirlerin bittiği yerde başlar. Herkes benimsemediği bir şey için beddua ve küfüre başlarsa hoşgörü ortamı ortadan kalkar.
beddua ve küfür yok, hislerimi ifade var. hoşgörü ortamına ne olduğunu aynı uğur mumcu cinayetinden sonra olduğu gibi katliamdan sonra anıtkabirde bakanları kovalayanlara sormalı.
Hislerini ifade etme biçimin buysa diyecek birşeyim yok..
olaya sadece bugünden ve şahıslarla sınırlı bakarsak elbette abartılı gibi gelir. bir şöyle bakalım. sultan abdülazize darbe yaptılar, ardından mithat paşa sayesinde ruslarla 93 harbine girdik,giden toprakları saymıyorum, milyonlarca muhacir oluştu. sultan abdülhamide darbe yaptılar, enver-cemal-talat üçlüsü önce balkan savaşları sonra 1. sömürgeciler harbi derken osmanlının yıkılmasına sebep oldular; balkanlar, kafkasya ve arabistandan gene milyonlarca muhacir geldi. geride kalanlarda cabası. bunlar sadece gelmek ve ya kalmakla bitmedi; bu işin travması,artçı problemleri, bir sürü değişik yansımasıda oldu. cumhuriyet döneminde yapılan darbelerin ortamının oluşması için ve darbe sonrası dökülen kanlarda işin bonusu. şimdi gel de sakin sakin konuş veya yaz!