bitişe secde eder her tükenmiş saçmalık
Açık kalan musluktan saçların akıyordu savaş meydanına. Süngülerin yarım kalmışlığını kanıran korku ölümü soluyor, sızıntılarda kolluyordu taş aralarını. Bilimsel eşitliklerin bilinmezlik tırsaklığı. Jazz temposundaki gitar teli önce kandırıldı sonra kanırıldı deri üstü caddelerde. İkindi artığı gecenin sabah sendromu lezzetinde.Anne sisteminde bir parça kendisini denize bıraktı nehirlerden habersiz, rıhtım vukuatında. Sirenlere benziyordu acemi ağıtların hendesesi. Kimsesiz kalmış gibi kendisini susturma niyetinde olsa da isteğinin aslındasında mekteplinin okul telaşıydı. Umursamadım… Gitmeliydi, gitmeliydi kendiliğinden. Uzun zaman önce kristalleşmesi gibi kalbimin.Pençe izlerimle bedenimi deşerken ben, kadın izlerinle zavallılığı heceledin sen. Şeytana satılmış pehlivan gömleği en fazla yarım kalmışlığım yaşındaydı. O da hangi takvimin son yaprağıydı hatırlamıyorum.Yüzüm zemine ışıksız yansıyan kader spirali gibi gölgeye kuma. Kollarımın parmaklık kökünün iki hecesine katlanırken damlalar uçlarda çaresizliği biriktiriyor. Habersiz aralıktaki çatı bozuntusu, tıkırtıların koleksiyon zehirin de cilveleştiğinden olsa gerek, teknik arızalar bıraktı aslanın miyavlamasında. Yırtılmışlığın resmi yardım susasa da, görünmeyi reddeden dudak sıkıştı namlusuna.Eteğinin miniliği, dekoltenin derinliğindeydi akılsızlığının kanıtı. Yaptığın makyajda en fazla yalan gerçeğini uzak tutabildin saçmalığına. O da geceme eşlik edene kadar. Anlattığın yapboz masallarında eksik olan parça aklının yarım kalmış zavallılığıydı. Sense bunu zikredemeyecek kadar benzer kelimeleri ezberliyordun kulaklarıma.Kadehim dibini bana sunarken, bana ne kadar zeki olduğunu tekrarlıyordun. Anlattığın boşlukta, hiçbir gizemi kalmamış seni, aklınla fiyatlandıramayacağını anlamıyordun. Düz kelimeler eşliğinde söyleyeyim. Bıktım sana benzeyen kadınlardan. Biraz haddini bilip insan olsana…
yorumlar
alâ…
alanın alakası bizi mi vurmakta?yok isem kimsesiz kalmış yosmaların kaldırım keyfini mi vurmakta?aman ne yaparsın insanlık alemine salkım saçak bir yerlerini hopurdu hopur salımlarken kaç metrekarelik namusun timsalini savsaklamakta.kim ne derse desin beeeeeeee kendimi seveyim ben, bütün yakışıksız şıkırdım kokonalar parfüm tenhasında kendilerini kurcalasın.bakın hele bende de ne çenebaz ukelalık.belki piçliğimin söz onası birazcık nokta.
”Jazz temposundaki gitar teli önce kandırıldı sonra kanırıldı deri üstü caddelerde.”müzik yok bu yazıda, çekiştir bakim mini eteğini, aklın uzar belki.
hıh, müzik, var yok, belki son, kim unutmuş, kim tutmuş, kim kaçırmış, kimin duymaya kulağı diz sancısında gömülüymüşte tın tınlara kendisini sorgulamış.kimin umurunda böyle garip tıngırtılar. şöyle bir sese uzanırsa. benzetmeler değil gerçekleri görmeli gözler, gerçekler zaten kendi sezgisini istesede istemesede benzer.festivaller insanları deği, insanlar festifalleri sallar. renklerin bulamadığıysa sadece beyazın siyah dönüşümünde bitik rey üslubu heceler.şimdi uzun uzun düşünüp kelimeleri sünnet ebesine teslim etmeye gerek yok densede elbette söylenecekler söylenmeyenleri sorgular bir şekilde.bir şeyleri çekiştirmekle uzasaydı olmanyanlar, kalite uzar giderdi çekiştirilince ucuz mantarlar.olmayan olması isteneni olduramaz,oldursada olanla onulamaz.
Bugün performanssız ve bezgin gördüm seni ŞŞT,bittim dediğin yerde herşey başlayabilir.
rizadiyeden yola çıkacak olur isek eğer. pespaye çetelerinden sola dönünce karşıda bir yerlerde görülen her zaman için şu makara çeteleriyle sarmaşa dolaş olmuş puştun ön fermuarını çekiştirmeye çalışırken ne beceriksiz olduğuna şahitliğidir. amma velakin, bir kaç paralı hatun almayı unuttuğu bezlerin cemil cümlesini birden ele avuca sığmaz o sallım saçaklı etlerin acaba ne kadarına dokunabilirim diye düşüne ağız suyu akan diyer hödük kişiler aşık olma gayretine bile giriverirler bir ara. nerden bilsin beynini usturada kesiklendirmiş, beyinciği boğazına kaçmış, yumurtalarını kadın akıntısında çalkalamaktan başka bir şey düşünmeyen erkek kişisi. görse bir aslında dokunduğu dokunacağı en sadecesinden yatak yortusu. iki çarşaf kırışır, yastıklarla boğuşulur gibi edilir, gecenin ayazında terleyen sırt biraz üşür gibi olur. amma velakin bir türlü anlamaz bilmez, bildirmeyi istemez, istesede bildiremez. kimin nesini nesine ayar edeceğiz diye düşüne dursun alemi feriştah, hırsızlık zengin mahallelerinden fakir mahallelerine kaymakta. kaymakta kaymaktasına da bu şerit aralıklı olmayacakmıydı babacım ne diye böyle başladığı yerden ilerisine doğru bir türlü kesilmiyor. anılmaz bir türlü hesabını kesmeye çalıştığı insanı kalmamış eti kemiğini haklamış yürüyen ayaklı kişiler. saçını salar, baldırını açar, nefesini salar iş bitti sanar. yok efendiler yok, buna ancak ve ancak ahmaklar kanar. kananada karkalar götünden güler. zehir zemberek sabahların ayyaş kukuletalarında en fazla yere bakarken gizemini kendine saklamış saklamasına amma velakin bir türlü anlamamış götünün haritasını çıkartan onca ezbere dürzülerde çoktan yitip gitmiş bu gizem teranesi. cinsim olduğundan bilirim hepsi sever bakmayı bakınmayı sevemesine de, isterki sadece o baksın sadece o bakınsın. bu doğruya yalan diye taşa kesilir bir yana düşerken çükü hadıma süzülür. gerçeğin en mihrabındaki yükselen kabristanı ne kadar efelensede söylenen sözde, susulan bakmalarda hep aynı sepet mektupları. alı dalında balı tadında diyip yumuldumuydu, bu muydu? diyerekten anında baş kaldırıp sabah gitmenin yolunu aramalar. karıyı ben bitmez sanırdım, kendide bana ben bitersem seni başlarız demişti demesine de, başlanacak bir ben olsada ona izin verirmiyim, orası tatışma sidiğinde en fazla yarış olur yol boyuna.geçenlerde yolda yürürken pişşştt nidalarıyla bir bakında beni görün şöylecene diyiveren bir hatun kişisinin, giydiği çizgili çorap sandım ki kıçında iz bırakmış. cık dedim kaşımın birini kaldırarak yukarıda bir mesafeye. aman sende avrat kişisi dedim bana benim sendeki özel yanımı mı bulduracaksın sende özel bir yan kalmamasına rağmen. sağ çek.. otobüsün arkasında düzüşen onca kasap güruhu arasında arkaya ilerleyelim beyler, denince bile “arkaya bindirelim” yoksa bu ön yalama olacak kimse de bir daha hoşnut kalmayacak diyerekten alayımızı düdtürü leyla pozlarında kapak yapacaklar.derginin adı “düdtürü leyla” olmak ile beraber, nice bakışların mutabakatında elbette bir kaç afuştenin ahu bakışlarındaki şehvette 31 rüyalarının tuvalet esintisi olmasına rağmen bunun adı dışardaki aSALAKlar tarafından “ahanda bu var ya bu SAN-AT tır efenim. şöle anlatalım. bakınız bunu koyarsınız karşınıza, sonrasında da sanki karı size siz karıya dokunur gibi deh güzelim deh nidalarında başlarsını becer… aman yani 31 e, bu sexin görüntüde sanatsal halidir” hassssssstir diyemeden geçemez sonrasında beşer kişisi.liseli bebeleerin ve de utangaç efelerin kendi başına seçtiği en gizli eylemidir bu hal her haliyle. at sineği gibi konan bakışlar sadece “düdtürü leyla” dergisinde başlamaz, sokakta da devam eder televizyonunda. san-at ya hani. sanmayı ata bindirmişler, hoppidi hoppidi laylaylom eşliğinde oluvermiş sana sanat. hassiktir öküze bindirselerdei ne olurdu düşünü veriyor şimdi eşşek kıçına batmış o ince saz ekibi gibi kendini bilmez beyin-efendileri. sorma dervişlik yapıyoruz sanki biz bu suflerlerin sakat boktanlıklarına. aman be görmezi köre soksan doğacak olan kötürüm bir baba olur heralde.unutmadan söylemek lazım, hadım edilmiş saygı eşliğinde olmayan sevgilerimle…
se süpper, se bon, fevkalâde…
hıh ne ne oluyor?
hangi neyi oluyorunu anlamadın mansonilized?
ŞŞT, in ağzından bal damlar herzaman, çoktandır konuşmuyordu , zelzele olmasından korktum, artcı ve öncüyle, geçiştirelim istedim..
“hıh” şöyle oluyor ki diyerek hesaba katıyorum ki umursamazlık, ukalalıp, pezevengin katmerli narası, kimeneden çok banane nidası, aman be geçelim bunları kendimden başlayalım yoklama almaya sondakinden banane estağfirullafı. amanda aman kim gelmişse gelmiş ben umursamazken kendini becersin bütün sözlük mevzuları. vs. vs. vs.
performans denilen garip nidaların arkasından koşturup hırlamaksa bunu yapacağım her halinden öte ağır toz bulutu kestirme fajizanlığı azcılığından olur en ilel ebetinden.sonra dönüp bir bakmalar gerek söylediklerim beni ne kadar beslemiş söyleneni ne kadar ezmiş. ne demiştim bir zamanlar bir hatırlarsam eğer. eğildiğim kamburumda sen yükselirken toplarım ben tedbirleri yerden. ıslak bir Carmen tanımamak ne mümkün kaldırımın en başından az biraz garipleşerek namüsait ve de na mütenait bir hellim peyniri kıvamında içine attınmı cozurdamayacak kadarından bile elleri kendisini sayıklasada anlamsızlığıydı dillendiren kelimelerinde. belkinin bilakisinde görseydi aynayı kendi sırtının öz kaşkolunda belirsizlik alırdıda anlamlandırırdı belki kendisini.suzan suzinin en fazla köprü altındaki karanlığına gebe karanlıkta olacaktır kendileri o da korktuğundan. bütün notalar önce kendisini sonra da hendesesini ezberlesin, benim tutturduğum ıslık en karanlık senfonilerde tanrıları beslesin.ancak mı densin yoksa kancığa kanmak mı densin (ki bende yoktur ikisi dahi) hmmm nasılda hayranım bu hallerime. boy aynalarına dahi sığamayan ben pek ala pek bir şık kaçıyor bu şeytan tarlalarına.ukalalığıma hayranım, benzim atamayacak kadar tenimden azadım. şeytan halimle şarlatanlığım ayaklanıyor ya ben bu sözü eksik kalmış günah tapınmalarda ön sıradayım.hadi hadi ellerini göreyim bana ne kadar dokunabilir ki bu gecenin soğuk karanlığında..hadi hadi ellerini göreyim kendini ne kadar soyabilirsin ki bu çıplak garip hallerinde.hadi hadi hadi ellerini göreyim olmadığını bilsem bile.bak sana nazikmişim gibi davranıyorum sen kanıp gelip bana nasılda sırnaşıyorsun,bak sana kadınmışsın gibi davranıyorum bak nasılda kasılıyorsun bu inanaçsızlık yalanımdaismin ister carmen ister isede pamuklu prenses olsun ne yazar ki acep hep aynı tornadan çıkmış gibi bu heves.hadi hadi kaldır bir yerlerini olmasada olumsuzluklarda.eğer her yanı sel bastıysa bırak her kes boğulsun,eğer her yanı salgın sardıysa bırak her kes boğulsuneğer kimse acımıyorsa bırak şarlatanım olmayan merhametiyle şeytanı sarmalasınnasılda sevmezmişim sen kişisini kendimi sevdiğimden olmasın. hımmmm yine harikayım kanımca.arasında geçer şu söz şarkının yerli yerinde. garip sallantılı şarkıdan sonra bana hatırlattı bir kaç tıngırtı Neden ise; arasında geçer şu söz şarkının yerli yerinde; eğer çatı alev aldıysa bırak lanet olası yansın diyerektenek.
anlamları anlamsızlığında bir arada gördüğüm kadarında
şakayla karışık gürlerken kumru görünümlü fare baş kedisi ben kendimsizliği sözsüz bırakmış bir boş sayfa hendesesi bile sanamıyorum bu kalabalıklar gerçeğinde.ellerini arkaya sakla seni tımarlamaya gelirken sana lazım olacak, kendini meydana düşer bir halde desteklerken.bak şimdi şu koridordan hızlı hızlı geçerken bütün kanguru kuyrukları yürüyemeyecek kadar yolların topallığından şikayet ediyor.ayağına giydiği kızak patentlerini görmez, kamıştaki tüylerin rengini sevmez. hıhhhh kimin umurunda benim mi?asla ve de kata.kontakt yaptı bütün bu devreler yağmurdan sonra, benim devrem var mıdır? hiç sanmam sadece söyler durur kendi halindeliğe.umurum bile umursamaz, sadece biraz eğlenir sonrasında tırıslarım en başta kendimi, tırımar tırımar tırımar.son sonda kendini becersin ben bütün başlangıçlarda kendimleyim.son sonda birilerini çürütsün ben bütün başlangıçlarda kendim tazeleyeyim.son sonda aptallıkları sayıklasın ben zekama hayran diğer noksan zekalarla biraz parmak ucumda ileri geri git gel antremanlarına tabi tutayım.bu haller en başta kimin umurunda en başta benim, o zaman ne harika ne ala.bana EYVALLAH
şşşşşşşşşşşttttttttttttler uzar da gider kendi halinde böylesine işte anlamayana(eyvallahı açıklasın)
daha fazlasını söylesin istiyor yoksa işte daha fazlası tam da burada—————————————————-> şekerci tükanı tamda solda…
vavvvvvvvvvvv fekaledenin fevkinde bir zıbıdık anına rastladı sanki bütün bu iltifatı noksan gerçeklik harikaları.kimseye sormuyorum, sorarak bozmuyorum, sorarsam duymuyorum, kime verdin cevap pardon, duyumsayamadım, doyumsamaları, halamı kurcalamaca kendin kendini ama tatmin olmamacamı bütün bu performans manyağı enerjiye rağmen.cıks almayayım ben kendimi içip sarhoş olmak en önde giden gayret halim. hadi baby biraz daha beni sayıla böylesi seni iyileştirecek beni her zamanki gibi ilgilendirmeyecek. hadi baby biraz daha kurcala kendini seni böylesine izlemek hem tiksindirici hem bir kaç beden entrasan kaçıyor kendimin karşıdan bakan olmayan olsada umursamayanına.birikiüçdörtmevzu genişben olurum biraz üşümeye ısıtak gelde dön dolaş hadım kelimelerle dilimi örtyarışa çıksak lazım yeteneksizlere en kısasından kortteveccüh nedametinde taksitlerle bütün halinde verir durur önümde tabldothep kendisini tekrar eder bir türlü yeniden başlayamaz bu salya sümük anekdotbitti artık anlamsız umursamadığım sözler kısır bir devi doğurur ayak tabanı ellerinde kalsada ulaştıramaz hiç bir su birikintisini en baştan patlak bu şişme bot…arka koltuğu boşaltabilirim isteyen için?
sevmiyorum yükseklerden izlemeyi deniziancak bir dağın sırtı olur ya da kıyısında kumlardabir de hercai çiçeklerin açtığıçimenlerin seviyesindenusul niyetsevginin gözüyüce debil e bilsevdiğimerkeğim çığlık çığlığakadınım çalan zamanayanmaksa aşk odunayanan bu sedaya ben olayımGönül köylüsü Ian Gillian’a hürmeten
mengu yincgeyeküçük bir hediye
Ey Şeytanşarlatan,zulmet-efzanın hareket düsturunda yerinde edilen dans ağlamayan olsa da – dansa, dansçıya-şefaatime vesile oldu. kıymeti emsalinde hediye. teşekkür ederim ve tabi ki de eyvallah:)
kırların şu cehennem tutusu varya işte ben oradaki bir utkuyum,girizgay olmuş bu namenin heterojenliğinden sıyrılıp homojenize olmuş halleri varya işte ben orada bir zerre kabusuyum,can perişanlığa pespaya olsa dahi işte ben orada bir yerde yıkıntı katibiyim,umutsuzluk tam secde ederken karanlığa, yağız kısraklar hızın alevlerini tespih ederken, çal kırbacı yol al boşluğa, tufan yelelerdeki aygırlar koşar döl yatağına. zor zoru zorladıkça zor, sor cevabı eksilttikçe zulüm bu cümleler.müzik yüksek ses, söylenenler bana eş, duyduğum kulağa pes, sadece duyulmak isteneni duyuruluyor tepinmeye hevesse kes.,.,.,.,.,.,.?eyvallaha eyvallah…kaç kişinin kalbi kangren karasıyla sıkı yönetim hallerindedir?
aynı kanıda deilim
neyin kanısıdır aynı olmadığın?
müzik yüksek ses deil… tatar ramazandaki ahmet kaya yorumuyla dağlarda kar olsaydım mesela
hmmmm demir demirkanın zaferlerim parçası tescilli tercihimdir. ya da emre aydın rüyamdaki aptal kadın belki biraz.ve müzik yüksek ses hemde en tavan desibel hallerinde emin olabilirsin…?
mesela
dekolte hakkında düşündüklerinede kısmen katılmıyorum şimdi bunu açıklayamayacağım ama ben müziğe takıldım… sabah sabah hayırdır inşallah
şiirlerim güzel olsaydı onları gösterirdim ve vücudum güzelse eğer onuda göstermem lazım
demir demirkanın iyi bir dinleyicisiyim ama benim favorim rüzgar hem sözleri hem solo su….bensin artık sen vazgeçtim kendimden
dekolte hakkındaki düşünceler içinde söyleyeceklerim şu olur sana sadecesinden en sade halimle derki bu şarlatanı şeytanlaştıran kişi diyor ki sekoci paket insanına;kısa bacaklarla şahlanırken anlamanın yükselebileceği tek yer kişinin kendi anlamsızlığına erişmesidir. bu yüzden ya kısmenliğin anlamında gel gitler yaşar ya da hiç bir şey yapmaz öylece izler alığın en dip köşesinden.izlemek her kesin hoşnutluğu izletmek kimsenin na mümkününden tercihi, peki ya şöylecene bir incelemede olta atacak olur isek. adamlığından hemfkir insan kişisi odur ki ya tam anlamıyla destek veriri yürü hey gidi küheylan der ya da olmamış böylesi batsın yerin dibine hey gidi seni susmalarda boğulası pespaye der.ve bana kalırsa sekoci nedenlerini açıklar ya da dediğini yutar.yoksa bir kahpe şarkısı beni dinler…
bensin artık sen vazgeçtim kendimdenüstüme alınayım mı bunu?
ve rüzgar henüz toyintan adım atmasını bilmeyen kelimeleri kekeleyen garip söylemcilerden bir kısmısıdır gözümde…
saç şeklimiz bizi yansıtır mı sanmam.. peki ya parfümümüz elbette hayır… elbise şekli şemali mümkün deil insanı yansıtabilecek bi akım değil bunların hiç biri… Bir bayan kuaföründe 1 sene çalıştığımdan ne kadar nefret edebildiğimi anlayabilirsin o tiplerden.. etek düşmanıyım zaten ama dekolte daha farklı bir şey gibi gelior bana sadece mini etek olarak görme bunu… belki sapıklığımdandır ama ten görmek insanda bazı şeyleri yumuşatabiliyor… bu yüzden güzel vucutlu kadınların güzel vucutlarını sadece ofiste deil sokakta da sergilemesinden yanayım.. çnkü bana göre gerçek hayat sokaktadır… dekolte denince benim aklıma şebnem ferahın ben şarkımı söylerken klibi geliyor mesela her tarafımızın böyle kadınlarla dolu olduğunu düşünsene:D:D:D eminim daha iyi yazardım o zaan
seytansarlatan DİYOR Kİ, (4 dakika önce)bensin artık sen vazgeçtim kendimdenüstüme alınayım mı bunu?üşüdüysen üzerine serilebilirsin şikayetçi olmam
şöyle söyleyeyim ki sekoci olanına;dekoltenin her hali beni tiksindirmek eşliğinde bana kasap marketlerinin atık et hallerinden başka hiç bir şeyi hatırlatmamaktadır. bundan sebeptir ki hiç bir halde dekolte ne kadar yakışsada ortalık yerdeliğe artık bir fatura çıkarması hasebiyle aslanın katasıyla diğer erkeklerde dahil olmak üzere pazarlık unsuru olarak zihinde şimşek çakımına sebep olmaktadır. seninde yazıların için pazarlık unsuru olmakta.kadınlar neden kendilerini ikinci sınıf insan konumuna itmekte anlamış değilim sadece bu tercihlerinden dolayı acımaktayım.
sana romantk b kaç kelime sölemem kendimi pazarlamak mı olur ki eğer öyleyse o kadar çok şey kendimizi pazarlamak olurki bunları hesap edemeyiz.. senin dedğin arabalar için geçerli üstü açık arabayada herkes binmek ister orası burası gözüken kadına da herkes binmek ister dersen öncelikle sen kadını ikinci sınıf insan konumuna sokarsın…. sadece kendim üzerinden yorumladığım için belki de erkekler sizin bildiğiniz kadar abaza değildir.. ayrıa bir kaç sapığın salyaları çoğalacak diye güzellerin güzelliğini saklaması kendi güzelliğine yaptığı haksızlıkdır önce….
son sÖz;İNCİ DENİZ DİBİNDE ÇERÇÖP SAHİLE DAĞILMIŞ….?düşünmek lazım gelir… zekadaki tılsımı farkedebiliyorsa dinleyen kişisi?
görsellikle birlikteliği karıştırma merak etme bunu ayıktıracak kadar farkındayım herşeyin….sadece bir çok şey kadına erkekten daha çok yakışıyor… iki kızın öpüşmesi beni heyecanlandırır iki erkeğin öpüşmesini görsem kusarım heralde tatu nun juliası bende hayranlık yaratır sapıklığımdanmı hayır çnkü öle olsa adult film yıldızlarınıın daha çok hayranlık yaratması gerekir şimdi julia nın sadece pantolon ve kazaklarla poz verdiğini düşünsene yaşamamak için çok fazla sebebim var zaten bide buna katlanmayayım:D:D:D:D:D:Dson söz sana kendi yapımım bir halhal hediye ettiğimi düşün bunu kendim göremeyeceksem eğer ne işe yarar yok görebileceksem ahhh bunu herkes görüo diye yanlış mı anlarım iki ara bir dere değil mantık çerçevesi bence….İNCİ DENİZ DİBİNDE ÇERÇÖP SAHİLE DAĞILMIŞ….?düşünmek lazım gelir… zekadaki tılsımı farkedebiliyorsa dinleyen kişisi?ghuselliğin on para etmes şu bendeki aşk olmasa…. aptal bi sarışınla birlikte olacağımı zannetmiorum zaten.. bu onun aptallığındanmı benim aptallığımdan mı bilinmez nokta
şu benzeme benzetme olayında sükut ikrardan gelir diyerekten;şahsım olarak kendim kendime benzemekle beraber bütün cinsiyetimi soyunup ruhumla salkım saçak yol almaktayım kendi çizdiğim yolculuklara.etraftaki ağaç kişiler dallarını uzattıklarında ham meyvalarını red etmekteyim,azığımda bir kaç kıymeti malumatında nadir dost selamı olmakla beraber, her zaman yalnızlığım baş tercihim.hiç sormasın kimseler nadiratın narin vukuatlarına, kendi markamı kendime damgaladım kimse eğilip göremedi bile kendilerin söyledi sadece, bir yerlerini kendilerine benzetirkende sadece cümleleriydi hadım ettikleri şu ibne gösterisi.hallerdeki pazarlık tezgahlarında her halleriyle işte biz burdaki şu barkot insanıyız diye sayıklarken ellerindeki mendillerden önce eller, söyledikleri sözlerden önce dilleri çürüdü farkEDEMEDİLERumrumda mıydı bu haller asla ve de kata,küçük bir kaç bilye yuvarlayan çocuklar gibi hadi biraz sözcükleri elleşmeden tik etti işte o benim hakkım söylemlemeceleri.kim kanar bu hallere oyundaki bilyeler bile usanmışken bu zulmete,kim söyler bu dilleri çürümekten kokuşan diller mi?söylesede ben duyarmıyım asla…..uzatmaları oynayıp anlamı cümlede kısaltanlardan değil pekiştiren guruptan olmam ilen birlikte, çocuk kişilerin benzetmelerini ve de benzerliklerini en fazlasından heves olarak görmekteyim, yoksa salla başı al maaşı nidalarında dillendirdiğim gerçekliğin dış kapısına bile uzanmamaktayım.zile basma cesareti olana tabikikahraman bir halin son nidasını duymak bile kendime onur ötesi bir hadisedir. karanlığımı soyundum aydınlığımı öldürdüm geride kalan çıplaklığımla kendime bile benzemedim. yabancılığım medeniyetin vahşiliğini perçinlerken ben sadece ellerimi görünende saklarken her kes bir yerlerine kapadı. onların elleri eziksik ve de gizlide kalırken bile düşüncelerinde kirliydiler ve kirlettikleri kendileriyle beraber başkalarıydı. benim ellerim gözlerde sakladı ve hep yaralandı bu yüzden ne düşüncelerimi ne de düşünülenleri kirlettim. kendi kendilerini kirletiş figanlarını duymayı bile red ettim.hala kapımda bir kaç inleyeni buluyorsam bu savunma hatlarımının bilinçli açık kalmışlığındandır, olan biteni görmeli ve farketmeliyim ki neden ayakta kalmam gerektiğini unutmayayım….
biri sekoci kişisine şeytanşarlatan lugatı hediye etmiş olsa idi ordaki zekasızlık atfının kime(kendisine) yapıldığını daha rahat görebilecekti………………………………………………………>körken görmeye yetin yoksa yaşamaya da hakkın yoktur!
wuuuu ve haklısın ama bu üst bir kısım.. ben olsam nice güzellikleri bu kelimeleri bir araya getirmeye değişmem..şahsım olarak kendim kendime benzemekle beraber bütün cinsiyetimi soyunup ruhumla salkım saçak yol almaktayım kendi çizdiğim yolculuklara.etraftaki ağaç kişiler dallarını uzattıklarında ham meyvalarını red etmekteyim,azığımda bir kaç kıymeti malumatında nadir dost selamı olmakla beraber, her zaman yalnızlığım baş tercihim.muhtemelen benim söylemek istediğimi yanlış anladın… kısmen sana katılmazkn kısmen katılıorum ya işte bu yusden
lugata gerek yok demek istediğini anlamıstım ama iyimser olup anlamamazlığa geldim benm tarzım bu… benim aptallığımdanmı senin aptallığındanmı ben karar weremedim. BAK HALA İYİMSERİM:d
her zaman derim sekoci insan kişis, ben aptalım ve aptallığım zekamın ön koşuludur diye. diğer insanlar ise zeka ve zekaları aptallıklarının ön koşulu diye.
yanlış anlamaca? yanlış anlatmaca?en çok hangisi sol yanımdaki et parçasını kemirip ruhumun derinliklerine yutarak kusmakta?bu sersem lugatın sayfalarını katlaya katlaya bir zan altına yuvarlamakta ve bütün suçlu halime sobe…
hıhımm tabi herkesin bir yolu var bu iş için kimisi dekolteyle kimisi kelime oyunlarıyla başa dönuyormuyuz yoksa daha geniş düşünmek için yoksa bana mola:D:D: yumurtasız melemel yaptım kendime afiyet olsun
bu zerzavatçı yorumları birbirine tirilendiğinden çitileme kıvamında görünmezlikle bulaşmış;sekoci DİYOR Kİ, (1 saat önce)seytansarlatan DİYOR Kİ, (4 dakika önce)bensin artık sen vazgeçtim kendimdenüstüme alınayım mı bunu?üşüdüysen üzerine serilebilirsin şikayetçi olmamiyi kelam edilmiş tek bir cümlenin içinde;serilebilseydim sersemlerdim heralde kendime yatay duramayacak kadar dikeyliğinden hem fikir olduğumdan,ve bütün nezaretler kapı latından kilitliyken ışık sızamayacak kadar karanlığın mahkum olduğu bu meçhuliyetlerde.kimine kimse olmaya çalışmaktaysadakimseye kim olmanın ne gayreti olabirki.şişenin tabanını kapak yapık dünyanın başını çeviriyor ve çalkalıyorum, içenler kaç milyon insancık yuttu? varMIYDI?
ona biz cahiller domates sote diyoruz…
insanlar bir şekilde birbirlerini etkilemeye çalışıyor hoşuna gitsin yada gitmesin bu yanlış demiyorum ama doğru da demiyorum ben sana hala iltifat ediorum çnkü ikimizde gerizekalı olmaktan hoşnutsuz olmadığımızı bildirdik… kıvırma söz konusu olsa bile bu sana yaptığım etiketlerde deil dekolte konusunda … bırak da az kıvırayım hem bu kadar kelime sarfettin ayıp olmasın:D:D:D domatessote yada her neyse bitti bu arada
nice dipsiz tencerelerine o halde.
şerefe
ne demeli hayatta binlerce dansöz var, hıhh…
ve zekamda gerileme yok sadece ağır aksak ileriye irdeliyor, aptallığımsa ön sıradaki koşul ismi. tam bir kandırmaca hali kendi dinlencesine.
şeytanım şarlatana söylesin
kendine göre öle benim de kendime göre açıklamalarım war memnunum bu halimden dansözlüğüme gelince ii fikir aslında ii para bırakır biraz da dekolte lazım
E555 ön tavsiyemiz, beyin zarını kendine yama yapmaya kalkmazsan tabiki!? böylesi ilgi çekmiyormuş, beyin loplarıyla tarotu dart diye söyleyenler.
ey yüceler den ses verenler düze düz yazsam mı bana yarası n!herkes barışsın ben savaşırım o zaman. bir de beni durduracak benmişim! eyvah eyvah!ÇARPANoyunsa gerçekgüzelliği yalana saklanmışgerçekten geçmiş gönüllerdolup taşan sahneye alkış sunulanat gitsin yamaçlardanparçalansın kayalardansözde dokunuşlarımsal gitsin kıyılardan okyanuslaraboğulsun lime lime buse ilmeklerimışığın gölgesindefidanın dalına konanmevsimlerinde günlük kelebekkanat çırpışı durmadanhissettiğin avucunda yüreğinçarpansasuya sıkılmışbir el ateşnamlusu havada tabancayolunu şaşırmış kurşunyatağından çıkankutlarken kaçışıdalmış yaşamakor ateşten duru suya meyletmiş şekliniçelik mermisi yüreğinolmaz olsun sakınsorgulaman mıkırılan dallardırfırtınalarda budananyeniden doğanarüzgarın verdiğibir öpücük en fazlahavada sutoprakta ateşçeperine çarpmış 0 ın birden.16.04.08 – Mengüayn-ı sebepten kusurum, kelam uzamış harflerden affola.
sen şiiri yaz biz okuyamayan dimağımız tek el dünyayı ateşleyerek körlüğümüzü haykıralım yaralarımızda,biraz daha pansuman edersen acı daha fazla derinleşir buralarda,bütün eksik sözler tüketsin kendisini dudak izlerinde,kandırılan bütün cümleler yalancı kadehlerinsarhoş etkisi,bütün manalar kendi hallerinde hiçliğini bir BEN kılarak söylemezken neden hala rüyalarında sayıklayan bir BENliğim var, söylemezse vazgeçilmez efsanesinde,kaldır başını dağlar yığılıyor usanmışlığımın kokmasına,ellerinle yaşamı kuşatıp öyle kırbaçlıyorsun ya bu günahları, karşı koyamıyor en narin zırhlar bile,yaralarınla ruhunu kuşanıp öyle şahlanıyorsun ya zamana, karşı koyamıyor dehlizdeki cehennem savaşları bile,cümleler güdük kalıyor uzayıp giden anlamlara,söylenenler susuzluğu hatırlatıyor her seferinde duyulmayan benliğime,birazdan bütün günhlarımı soyunup yeniden günahkar olmak için gece kefenimi giyinip yolları mezar türküsüyle söyleyeceğim,sakın sakin hallerin ahmaklığını kızgın közlerin buğusunda canlandırmasın kimse, yeterince can yakıyor sönmekteyken bile,tapılmış onca acizlik ne kadar kendisini kudretlendirecek bilmem ne zaman ne halde,her kez çoğunluk halinde bize bir şey olmaz der vururdu hançeri en sol yanına,ama hayır bu sefer hesaplar terse düşüp eli gören şeytanın sol gözü,hile yok bu kurnazlıkta, sadece gerçekler her haliyle kurnazlığı yaşa(t)makta.bu nasıl bir döngü bu nasıl bir inilti, ne kadarımız yaralayabilecek kadar yaralı,ne kadaramız yaralandıktan sonra, yaralanmadan önceki kadar yaralamalarımıza engel olabildi bu katil ellerle,ne kadarımız perişanlığını gururunda sakladı kan rengi zemini boyasa bile.şşşşşşşşşştttt,sesslik konuşuyor dinlemek lazım, duyarak anlamak lazım,geçmiş kendiliğinden söz kesiyor yavuklusu bu güne, gerdek geçesinde zifaf olmak isteyen bu yabancıda kim, nikah biraz önce kıyıldı cehennem imzasıyla, bu ateşi kim yalana söndürdü?şşşşşşşşşştttt,sessizlik konuşuyor dinlemek lazım, duyarak anlamak lazım…cümleler uzun değil anlatılacaklar uzun sadece mengu yincge, sıkma canını,saygısı hadım olmayan sevgilerimle….
yeteri kadar varlığımdasın baby :)gıcık ben…
ben nasıl bir yere düştüm yahu ? her blogda ayrı telden . esef ve dehsetle izlemekteyim .
zamanı gelince kendinden nefret etmeye de başlarsın merak etme, uzun sürmez ama yakandan da düşmez.zı, zı, zı, zı