Her gün birçoğumuz, buna ben de dahil, bilinçsizce yaşıyoruz. Yiyoruz içiyoruz tuvalete gidiyoruz ve nihayetinde bu vücudu besliyoruz. Tabi bunun dışında insanın çeşitli vasıfları var. İnsan seviyor, seviliyor, sanat yapıyor falan ama bu yolculuğun nereye kadar süreceğini düşünüyor mu acaba? Her zaman bir filozof tavrı takınmayı becerebiliyor mu?Aslında bu konuda biz Türk evlatları Avrupalı çağdaşlarımıza göre daha avantajlıyız. Atalarımızın manevi hayatları bize örnek olacak şekilde. Batı toplumlarının tarihi ise materyalistten geçilmiyor. Maddi olarak ne kadar doysa da insan, hep ruhunda bir yalnızlığı hissediyor. Bu yalnızlık bir dostla, Allah ile giderilebilir.Şimdi demeyin ki bana sen İslam dininin reklamını yapıyorsun. Ya bu düşünceye kim sahipse şunu da düşünsün ki İslam bir ticari kuruluş değildir ki ben veya başka kardeşlerim onu reklam edelim. Haşa bir mason örgütü hiç değildir.Huzur İslam’dadır. Bırakın maddi kaygıları. Ben de zengin değilim ama yatacak yerim yiyecek ekmeğim varsa bu bana fazlasıyla yeter. Şu kapitalist şeytan ruhlu insanlar da bir inansa İslam’a dünyada ne aç kalır ne fukara.Sabredelim arkadaşlar, ülkemizin her karışı mübarek. Bir de İstanbul var ki onun koynunda yatanları sayarak bitiremem. Ne mübarek kişilere mezardır İstanbul. Ülkemizde hala daha bu devirde bile ender de olsa mübarek eli öpülesi kişiler var. Onların öğüdünü dinleyip Kur-an’ a ve hadislere sığınalım.Dünya böyledir arkadaşlar, hiçbir zaman bu diyarda tam huzura eremeyeceğiz. Biz ne zaman ayrı düştük dostlar? Dinimize uzaklaştığımız vakit… Yıl 2007… Çeki düzen verelim ey kardeşler kendimize. Dinimizi yaşayalım kana kana. Eğer Çanakkale geçilemediyse bu, Allah sevgisinden Peygamber ümmetliğinden kaynaklanmıştır.Ey ateist biçare dostlar, varlığın nasıl başladığını nasıl açıklarsınız? Yok nasıl birden var oldu ve böyle bir düzen içinde dünyada halk oldu? Dönün bu dikenli yollardan.