anlaşılmaz olan kim,kadınlar mı,erkekler mi?
BOŞANDIK AMA SOYADINI GERİ VERMEM..Güzel bir söz var, bu sözde şöyle geçer: “Bütün erkekleri anlayabilmeniz için tek bir erkeği tanımanız yeterli. Ancak bütün kadınları tanısanız yine de tek bir kadını anlayabilmeniz mümkün değildir.”
Bu söz tartışılabilir. Ancak bu sözün hakikaten bir çok kadının anlam verilemeyen davranışları için güzel bir tespit içerdiğini düşünüyorum..Şimdi olaya bakar mısınız: Avukat F. Dinçer ile yine Avukat olan M. Poyraz’ın evliliği 8 Kasım 2007’de noktalanmış. Boşanmışlar.. Olabilir… İnsanlar birleşir de,ayrılır da..
Ortak kullandıkları hukuk bürosunu da ayırmışlar. Ayrılan F. Dinçer, birkaç yüz metre ilerde kendi ofisini açmış. Bir ailenin parçalanması acı olsa da buraya kadar olan her şey normal. Ancak bundan sonrası mahkemelik… Çünkü Avukat hanım hukuk bürosuna “Avukat F. Poyraz” diye bir tabela asmış..Ne var bunda, demeyin. Sorun şu: Avukat hanım kendi soyadı yerine eski kocasının soyadını kullanmayı tercih etmiş. Bunun üzerine eski eşler arasında, “soyadı savaşı” başlamış. F.Dinçer, eski kocasının soyadı olan “Poyraz”ı kullanmaya devam etmek istemiş, ancak mahkeme bu isteği reddetmiş.
Olay burada bitti mi? Hayır. Bundan sonrası daha ilginç. Avukat hanım mahkeme kararına rağmen pes etmemiş. Ne yapmış? Eski kocasının soyadını kullanabilmek için aynı soyadını taşıyan bir başka adamla evlenmiş. Sırf aynı soyadını taşıdığı için gerçekleşen bu evlilik anlaşma gereği iki ay sürmüş. Eski eş M. Poyraz tekrar mahkemeye başvurmuş. Ancak bu sefer mahkemeyi avukat hanım kazanmış.
ÇIKARILACAK DERS: Bu kadınlardan korkulur abicim. Akıl sır ermez bunların işine.
Kadına sormazlar mı; istemediğin adamın soyadını ne yapacaksın? Sizce ne yapacak?
yorumlar
Sizin çıkaracağınız dersleri de bekliyorum
bazı kadınların bu soyadıyla ilgili muhtelif yaklaşımları (!) var zaten…!
Evet kadınlardan korkulur, istedikleri her resim için güzel bir çerçeve bulabilirler..Ama bana göre eşin soyadının bir önemi yok..Ben neyim ne yapabilirim kendi kendime diyebilirdi..Ayrıca çalışabilecek kadına, çocuk hariç, erkek tarafından ödenen nafakaya karşıyım..
”çalışabilecek” kadın, canı istediğinde hemen bir iş bulabilse sorun yok da, iş bulma sorunu olan bir ülkede özellikle pozitif ayrımcılığın esamesinin okunmadığı bir yerde kadının tek sığınağı devlet marifeti ile alacağı 3-5 kuruş nafaka olmakta. Elbette çalışan ve kendi ayakları üzerinde duran bir kadın, tercihen böyle bir parayı kabul etmeyip, hayatını kendi idame ettirebilir, bu durum çok da onur vericidir ayrıca…
Kadın hasta olmadıkça çalışabilir..Aciz değiliz..Yerleri silen bir temizlikçi bile işini iyi yaparsa aranılan kişi olabilir..Hayat hçbirşeyi küçümsememekle başlar, çalışana ekmek çok, egolar yere insin..Azimdir elimizden tutan..Bir gün kafamda bir aşçı şapkasıyla aynaya bakarken bulabilirim kendimi, ve diyebilirim ki, pişen yemekleri bir kaşık aldıktan sonra geri yollayabilen bir kişiydin, şimdi en güzelini kendin yap bakalım..Neyiz,kimiz ne yapabiliriz..Karıncanın boyundan büyüktür taşıdığı ekmek..
bu dediklerin çok doğru, yanlış olduğunu söylemedim elbette. ben; işin biraz da toplumsal tarafını öne çıkartmak istedim. Kadına sahip çıkmak aynı zamanda bir toplum vazifesidir, iş imkanı sağlamak, adam yerine koymak, sırf cinsiyetinden dolayı onu küçümsememek gibi…
Aslında haklısın, vazifesi ama ne acı ki ….başı boş kadını sex için nasıl kandırsak diye düşünen bir toplumun kadınlarıyız..
Bu avukat hanım gibi kadınlar işte pozitif ayrımcılık bahsini kendilerine hakaret gibi kabul ederler. Kendine güvenen ve güçlü tüm kadınlar bunu kendileri için zul kabul ederler. Ama kadın erkek eşittir edebiyatı yapıp elek altı sınıftaki kadınlar ise eleğin üstünde kalamadıkları için ağlayıp sızlarlar. Beni kayırın, hamili yakinizi olayım derler. Küçük yiğenimle bile bilgisayarda futbol maçı yaptığımda bilerek birkaç gol yiyip pozitif ayrımcılık yapmaya kalksam kızıp kalkardı. Şimdi ben onu yenemiyorum.
devlet her daim iş sağlayabilen hâlini muhafaza etmeli. kadın sadece kendisi iş bulabilen, deli gibi kapılarda iş dilenen durumlara düşürülmemeli.her zaman devlet politikalarında en baştaki görev işsizlik konusunda rakamca bir ilerleme olmamasını sağlamaktır…Hele kadınlara pozitif ayrımcılık zorunlu hale getirilmelidir.
devlet her daim iş sağlayabilen hâlini muhafaza etmeli. kadın sadece kendisi iş bulabilen, deli gibi kapılarda iş dilenen durumlara düşürülmemeli.her zaman devlet politikalarında en baştaki görev işsizlik konusunda rakamca bir ilerleme olmamasını sağlamaktır…Hele kadınlara pozitif ayrımcılık zorunlu hale getirilmelidir.
Ayakları üzerinde durabilen, kendini kanıtlamış kadınlara saygı duyuyorum. Her kişi gibi kadın da, her işi yapabileceğine, başarılı olabileceğine inanırım.Ancak; kadınların lorunması, kollanması, haklarının verilmesi konusunda başkalarından beklemesini yadırgıyorum. Taşın altına elini sokmayan kazanımların değerini bilmemekte çünkü. Kadına ancak kendi, yani yine kadın sahip çıkabilir. Kadınlar daha iyi bilir, ağlamayana meme vermezler.”Kişinin kendine yaptığını, herkes bir araya gelse yapamaz” diyorum. Baş eğen, teslimiyetçi, acizliğini büyüterek kabul etmiş, varlığını kanıtlayamaz. Kadına kadın yardım eder, erkek çıkarlarını düşünür bu konuda çoklukla.Soyadına gelince,bir etiketten ibarettir. Güçlü insan, etiketini güçlendirmesini bilir… O etiket kendini, varlığını simgeliyorsa sorun yok demektir.
“lorunması” korunması placaktı…
soyadına takıntılı kadınlar var, bunu feminist söylemler yarattı, burada da değindim
kadınların işine gerçekten akıl sır ermez… doğru… ancak bu olayda bence avukat hanım, yıllarca kullandığı soyadını sırf mesleki nedenlerle bırakmamıştır yoksa boşandığı kocasının kaşına gözüne hayranlığından değil…ayrıca feminizm takıntısı diyorsunuz ama kendinizi birden bire farklı bir soyadıyla düşünseniz ne kadar tuhaf gelir size de öyle değil mi?kulakları çınlasın bir tek galiba özer çiller eşi tansu hanımın soyadını alabilme yürekliliğini göstermişti…bu da başka bir not…
yorumsuz
evet, öyle bir çizim ki; yoruma gerel kalmamış
mimlik haberleri yazı yapma merkezi.amanın moderasyon moderasyonyaktın beni moderasyon moderasyon
Tespitiniz anlamlı olmuş MANSOLIZED. :)Daha anlamlı tespit yapma kapasitesi seziliyor sizde
bu arada moderasyonu merak ettim tabi. Bu bir mesaj mı, yoksa o an dinlenilen bir şarkının nakaratı mı? :))
angaralı turgutla yasemin düet yapıyo keremx, hiç duymadın mı yoksam
şimdi duymuş oldum 🙂
T&M
zor kadinmis beli:)..ama birazda aptalca
vay keremxi de yedi ya bu hafif.
Hakkat nerde lö Keremx aluuuuuuu olim Can-Can yazularuna süper geyik dönüyordu geri gel ,geri gelllll!!!