Hafif camiasında bir yeniliğe imza atmanın mutluluğunu yaşıyorum. Siz şu anda bu yazıyı okurken, yazının konusu oluşturan müzik parçasını da size dinletebiliyorum. Bu hizmeti size ulaştırabilmemdeki en büyük kolaylığı bana, parçanın bestecisi olan John Cage sağlamaktadır.Amerikalı besteci John Milton Cage Jr. (1912–1992) enstrumanların alışılmışın dışında kullanımları, elektronik müzik ve rastlantısal müzik (chance music-en uygun Türkçe karşılık bu gibi geldi) konularında bir öncüymüş. Aynı zamanda filozof ve yazar olan John Cage 1952 yılında dört dakika otuzüç saniyelik bir beste yapmış. Bestenin adı da 4’33”. (Daha önce hafif’te adı geçmiş ve -şu anda bağlantı çalışmasa da- bağlantı verilmiş ama kendine ait bir yazıyı hakettiğini düşündüm bu bestenin.)

John Cage
John Cage

İlk olarak piyano ile icra edilse de beste aslında her türlü enstrumanla icra edilebilir bir yapıdadır. Çünkü tamamıyla sessizlikten oluşan üç bölümden ibarettir. Bu üç parçanın uzunluğu icra edenin kendi kararına bırakılmıştır. Aslında parçanın tamamının uzunluğu da icra edenin kendi keyfine kalmıştır. Besteleri kendi egosundan etkilenmesin diye beste yaparken tarot kartlarına baktığı yönünde söylentiler olan biri için bu yaklaşım oldukça normal.John Cage 1951 yılında Harvard Üniversitesinde anekoik bir odaya girmiş. Anekoik odalarda ses kaynağından çıktıktan sonra duvarlardan hiçbir şekilde yansımaz tümüyle emilir. Ve aynı zamanda dışarıdan ses girmesini önlemek için nerdeyse tamamıyla yalıtılmışlardır. Dolayısı ile içerde hiç ses üretilmediği taktirde yaklaşık mutlak bir sessizlik yaşanabilir. Cage’in buraya giriş nedeni sessizliği duyabilmekmiş ancak dışarı çıktığında biri bas diğeri tiz iki ayrı ses duyduğunu söylemiş. Bir mühendis arkadaşı ona duyduklarının kendi sinir sisteminin ve kan dolaşımının sesleri olduğunu söylemiş. Bu açıklama tabi ki biraz şüpheli ama önemli olan bu değil. Önemli olan Cage mutlak sessizliği duymayı umduğu bir yerde bile ses duymuş ve tam sessizliğin imkansızlığını farketmek 4’33″ü bestelemesine yolaçmış.Cage’in bu besteyi yapmasına yol açan etkenlerin başında bir arkadaşı olan ressam Robert Rauschenberg yer alır. 1951 yılında Rauschenberg “white paintings” (beyaz boyamalar) isimli bir eser ortaya koymuş. Tamamıyla beyaza boyalı yedi parçadan oluşan eser o kadar boş ve yansıtıcıymış ki sergilendiği ortamın anlık koşullarına tepki verir ve görüntüsü değişir durumdaymış. Guggenheim Müzesi’nin sayfalarında eserin kendini görebilirsiniz. John Cage, ressamın bu eserinden çok etkilendiğini birçok yerde belirtmiş ve bestesinin ilham kaynaklarından biri olduğunu söylemiştir. Cage, sessizliğin, müziğin bir öğesi olduğunu, yorumcunun dört dakika otuzüç saniye sahneye çıkıp enstrümanının önünde sessizce oturduğunda, hem kendinin hem de dinleyicilerin çevredeki en küçük sese kadar duyabileceğini ileri sürmüştür.Her ne kadar bu konudaki en ünlü isim olsa da John Cage sessizliği bestelerinde kullanan ilk sanatçı değil. Çek besteci Erwin Schulhoff‘un 1919 yılında bestelediği piyano için yazılmış “Five Picturesques” isimli eserinin ‘In Futurum’ isimli bölümü tamamıyle eslerden oluşmuştur. Daha da önceleri yazar ve mizahçı Alphonse Allais “Funeral March for the Obsequies of a Deaf Man” isimli ve 9 boş ölçüden ibaret bir beste yapmıştır. Bu üçünün arasında en karmaşık biçimde ölçüler, yapılar ve ritim detayı içerecek biçimde yazılmış olanı Erwin Schulhoff’un In Futurum’udur. Cage’den önceki sessizlik bestecileri bahsini kapatmadan önce Erwin’s Schulhoff hakkında küçük ama ilgi çekici bir not daha: bestecinin solo kadın vokal için yazdığı “Sonata Erotica”, bayan bir vokalistin orgazmik iniltilerinden oluşuyor. Bu eserin Quirine Melssen’in sesinden konser kaydını izleyebilirsiniz.Dönelim 4’33″e… Sahnede ilk icrası 29 Ağustos 1952’de Woodstock’ta modern piyano müziği resitalinde David Tudor tarafından gerçekleştirilmiş. Tudor her bölümün başında piyanonun klavye kısmının kapağını kapatmış, bir süre sonra açarak o bölümün bitişini göstermiş. Tudor her bölümü kronometreyle ölçmüş. Şurada bu icrayı izleyebilirsiniz.2002 yılında Mike Batt “A Minute’s Silence” (Bir Dakikalık Sessizlik) isimli parçasına besteci olarak Batt/Cage yazmış ve bu davalara ve büyük tartışmalara neden olmuş. Batt’in bu konuda söylediği iki şey çok ilginç: “ben Cage’in dört dakika otuzüç saniyede anlattığını bir dakikada anlattım” ve “benim sessizliğim tamamen özgün, Cage’inkinden farklı”.Albümlerinde ve/veya şarkılarında Cage’in bu bestesine göndermeler yapanlar arasında John Lennon/Yoko Ono ikilisi, Sonic Youth, Covenant ve Crass var.Tüm bunları okuduktan sonra, bir de 1960 yılında bir televizyon programında kaydedilmiş Water Walk isimli eserinin kendisi tarafından yapılmış icarsını izlerseniz insanların neden, John Cage’e deli veya şarlatan olarak yaklaşanlar ve onu müzik konusunda çığır açmış, deha olarak niteleyenler olarak ikiye ayrıldıklarını daha açıklıkla anlayabilrisiniz. İkinci grubun tanımına örnek, Türkçe bilgi sitesinde yazan şu paragraf verilebilir.

John Cage, çağımızda kompozisyon yapmak için katı kuralların gerekli olmadığını en açık yüreklilikle kanıtlayan bestecidir. Bir ses olayının diğeri ile mutlaka bağlantılı olmadığını ve ses düzenlemesinde belli bir denetim gerekmediğini ileri sürer. Demokrasi dünyasında bir çalgı topluluğunun da demokratik kurallara oturtulabileceğine örnek vermek istemiştir. Şansa bırakılmış müzik, rastlamsallık, Cage’in buluşudur.

Yine şu forumda John Cage’in müzik ve sanat konusundaki fikirlerinden söz ettiği bir alıntı mevcut.Yazıya eşlik etmekte olan bu parçayı bilgisayarınıza indirmek isterseniz şu adreste birkaç formatta bulabilirsiniz. Ayrıca şu sayfada bestenin web’de icra edilişine de tanıklık edebilrisiniz. Bu icra sırasında sayfada “4’04” is now playing.” (4’04” şu anda çalmakta) yazmaktadır; bu da demek oluyor ki bu icrası orjinalinden daha kısa.