Tempo dergisinde bu hafta “Bir fahişenin günlügü” isimli bir yazı-ropörtaj yeralmış. Yazının tanıtımı hürriyetin internet sitesinde yer almış. Sözü geçen blog ise bu. Sizce kimligini saklamayı mı yoksa tvlerde boy gösterip meşhur olmayı mı seçer?
bir fahişenin günlügü
bir fahişenin günlüğü
plush | 10 April 2006 09:29
blog kardeşliği başvurularını eklerken farkettim, bir fahişenin günlüğü. sözlükte site hakkında ilginç yorumlar da var.
Yorum yapabilmek için giriş yapmış olmalısınız.
yorumlar
bunun reklam olabilirliği var. NETLarus sitesi geçen sefer okan bayülgeni kullanmıştı reklam için. bu sefer bir hayat kadını tutup bloglattırmış olamazlar mı ?okan bayülgene bloglatan bunada bloglatır 🙂
hangi üniversiteden ve bölümden mezun olduğunu merak ettim..
bana çok kuvvetli şekilde Elif Şafak’ı hatırlatıyor yazı üslubu…ah elif ah.
Bunu biliyor muydunuz?Ankara’da katledilen yüzlerce köpeğe, katledilmeden önce tecavüz edildiğini, cinsel organlarının paramparça edildiğini biliyor muydunuz? Peki, bu olayın; hayvan haklarının mecliste tanınıp, yasayla korunmasından sonra olduğunu biliyor muydunuz? Namus anlayışlarının, taa dibine kadar sokmak istiyorum birilerinin bu ülkede. Sonra da gebertmek yine aynı kişileri. Gözümü kırpmadan hem de…Bıçakla delik-deşik etmek yine o aynı birilerini…Ölmeden, korkunç acılar içinde ki bu insan müsfettelerine sormak istiyorum, son nefeslerini vermeden: hiç mi görmediniz, hiç mi bilmiyorsunuz, hiç mi sevgi kırıntınız yok o dönmüş gözlerinizde, iğrenç yüreklerinizde; o yavrulardan birini kucağınıza alsaydınız eğer, eğer ellerinizde tuttuğunuz o canlıyı kulaklarınıza götürseydiniz ve dinleseydiniz bir kerecik olsun hayatınızda nefes alıp vermelerini, her birinin kalp atışlarını duyamamanız için ancak sağır olmanız gerek çünkü! Bu kadar mı sağırsınız ha? Bu kadar mı insanlıktan bi habersiniz ? Siz bunu yaparken onlar sizi yalamaya çalışıyor olacaklardı, bunu biliyor musunuz? Ama siz hepsine teker teker tecavüz edip, öldürdünüz birer birer…Bu kadar kolay yapabildiniz bunu…Gözünüzü kırpmadan hem de…Namus anlayışınıza müsaadenizle birazcık daha koyucam ben, yine bu seferlik ama…Üzmeyin o güzel kafalarınızı siz…Aman kukularınızı een yüksek fiyattan satın ha? imza karşılığı ama…evlilik cüzdanı olmadan asla; zira böyle alıştırdılar sizi…Kendini ağırdan sat kızıımm….satın bakalım, nereye kadar…Ne demiştim ben bir yerlerde günlüğümün:Her uçuşumda tanıştıgım yeni insanlar. abur cubura alışmış hazımsız mideler; o kadar iğreniyorum ki sizden, kendimi öldüremiyorum sırf bu sebepten..kıyamıyorum yakartop oynarken kendimi yakmaya…kaçmak en güzeli. kendinden kaçabiliyosan asıl yolcu sensindir zaten. Kalkışla iniş arasındaki zamanım kiralansın varsın. indikten sonra yolculuk devam ediyor mu?! mesele yok o halde.Mesele yok değil mi hala?demiş bu fahişe.çıkmaz gibi ortalığa sanki ama yine de bilinmez tabii, paranın yüzü sıcaktır derler hani:)
ne Elif Şafak’ı ya? o kadın bu kadar basit yazmaz kii…
bir şeyi belirtmeden geçmek istemiyorum o da şudur; ben ne yazdığını okumadım. başka bir yerde daha belirtmiştim, ben bir şeyin nasıl olduğuyla değil, ne olduğuyla ilgilenen biriyim ve tabiki de nasıl olduğuyla ilgilenmenin yanlış veya değersiz olduğunu düşünmüyorum. insanlar her türlü değerlendirilip ölçülebilirler.ama kişisel, istisnai etki ve durumlara girmeden konuşursak, bunu yapmak için bazı yollar vardır.. insanın elde etmek istediği şey; ne ise (para, rahatlık, ızır zıvır hersey olabilir) onun uğrunda yaptıkları, nelere katlandıkları yine uğrunda verdiklerini soruşturmak, insanların nasıl biri olduğunu belli belirsiz gösteren cevaplara götürebileceği gibi, yine aynı parantezde yani yine herhangi istedikleri bir şey uğrunda neler yapmadıklarını soruşturmak daha da kesin cevaplar meydana getirecektir. tabiki uzaktan yaptıkları daha kolayca seçilip belirlenebilir, ama çok da istenirse tabiki de yaptıklarından yola çıkarak yapmadıklarına ve veya yapmadıklarından yola çıkarak da yaptıklarına ulaşmak çok zor olmayacaktır. ben bu zavallı şahsiyete şunu öneriyorum eğer devam etmek istiyorsa kesinlikle ama kesinlikle kimliğini gizli tutmalıdır. ilk açık verdiğinin ertesi günü kuyunun dibinde bulacaktır kendini. bütün bunları yazmayı marifet sanıp yazanlar için orospuluğun gerçekte hiçbir zaman isteyerek yapılmayan çaresizlikten kaynaklanan eylemler topluluğu olduğunu hatırlatmak istiyorum. bir de bunların hayal mahsülü olmasından kendilerine çıkarabilecekleri züğurt tesellileri için; para kazanmak veya başka bir kazanç için kendini satmak bile yine para kazanmak veya herhangi bir başka kazanç için kendini satıyor gibi yapmaktan daha saygın bir meslektir.hepimiz çıplak olalım (tabiki mecazi olarak) karşıma 2 kadın çıksın (çıplağızya) biri desin BEN OROSPUYUM! öteki de desin BEN ÇOK GÜZEL OROSPU GİBİ YAZARIM. orospu olduğunu söyleyenin fiyatını sorarım. istersem pazarlık yapmaya çalışıp bir şekilde orta yol bile bulabilirim. ama diğeri ile konuşacak bir şeyim olamaz.
bilmiyorum da bu olayın ahan da şurda yapılmışı var.Verdiğim linkteki arkadaş tam olarak bir fahişenin günlüğünü yazmış. Tutup da mesaj vermeye çalışmamış.Değerli Wise, madem bu kadar yazasın vardı, yazar olsaydın. Ha bazı yazarlar “orospunun” dik alası diyorsan o ayrı.
ben ise yazdığını okuyamadım,.. “dur iki sikiş anlatacak belki aradaki iki satırda” diye bu eziyete katlanılmaz,.. cildinden hormon fışkıran lise hazırlık sınıfı hezeyanları ile yazılmış çok fena, ızdırap verici bir tarz bu,..bazılarımız da, “aman ne bu cümleler canım, bir .ok anlaşılmıyor” diyormuşuz,.. anlayamıyoruz yani,.. yetmiyor yani edebi tedrisatımız,.. meleğini öldürmüşmüş de kanatlarını rehine vermişmiş de,.. “ulan hıyar” diye başlayıp “ee bi siktir git ya” diye bitirmek istiyorum,..
Ala…Ne ala…Beş cümlesinden birinde ölümden bahsetmeyeni yakayıp apar topar sile tekme tokat dövüyorlar,bilgilerinize.Sevgili fahişemiz adı her neyse şizofreni trendinin sıkı takipçilerinden,aşikar.Seviyeli (!) 😛 bir ilişkisi olan her türk genci hatta yaşlısı partneriyle yaşadığı tüm erotik süreci “Bir Fahişe’nin Günlüğü” isimli blogda yada her ne ise orda takip edip eli apışarasında kendinden mi geçecek?Yoksa “Vay beahh helal olsun hatuna” mı diyecek..Ne?Nedir amaç?Yazar ol,kalemin -klavyen- başarılı.Ya da ikisinden birini dik konuma getir üstüne otur,yabancı olmadığın bir hadise mamafih…İlgiyle bekleyip;bundan çıkacak sonuçla halkıma katıla katıla güleceğim.
Atom’da yazmaya başlıyormuş bir de bu ay. Haaah.Şimdi oldu işte! seksisti, nihilisti, fahişesi.Üçü birarada.
Elif Şafağın yazılarını anımsattı bana da.
bakın işte!simya da benle aynı fikirde….çıkar kokusu yakında…televole adamları gidip papua yeni gine’de buldu (o adam da dönerci mi çıkmıştı ya?), bunu da çıkarırlar, merak etmeyelim.