Kızım 8 e gittiği için bir kaç senedir beslenme olayımız olmuyor, kısmetse oğlum başlayınca beslenmeli günlere geçiş yapacagız hep birlikte. Arkadaşlarıma, akrabalarıma gittiğimde hep buzdolapların üzerinde listeler görüyorum,ya okulda catering şirketi tarafından verilen yemeklerin menüsü ya da okula her güne ayrı belirlenmiş şekilde götürülmesi istenen beslenme planı var.(Beslenme Çantası Tavsiyeleri)

Yeni nesil okul işlerine alışamadım ben, kızımın okulunda öyle birşey yoktu, zaten 4. sınıftan sonra yalvarsanız da beslenme çantası falan taşımıyorlar, kantinin önünde uzun kyruklara girerek ne oldugu bellisiz zamazingoları yemek en başlıca hobileri.Beslenme bizim zamanımızda beslenmeydi, beslenme saati ikinci tenefüstü ve mutlaka önümüze kurulan ve çok önem verilen o küçücük sofra temiz ,katlanmış kumaş peçete üzerine kurulurdu, plastik sabunluklar içine veya poşete konulmuş sabunla yıkanmış ıslak elbezi mutlaka olurdu.(beslenme kolu görevlisi elbezi ve peçete kontrolü yapardı) Mualesef ıslak mendil denen şeyin icadı yapıldıysa da okullarda her çocugun çantasına girecek kadar çoğaldıgı bir zamanda okula gitmedim ben.İkinci tenefüs zili çalınca bahçeye çıkan olmazdı bizim okulda, arada yolum bir okula düşerse gördüğüm gibi ellerinde cipsler bahçede tozun içinde cirit atmazdık( hadi büyümeye başlayınca neyse ama ilk üç-dört sene okulda cipsle, gofretle geçiştirmelere nasıl göz yumuyorlar şaşıyorum bu annelere) Zaten ilk okuldayken kantinde hambuger veya tost olması bizim için kolejlerde olan hayal mahsülü yiyeceklerdi, gazoz ve simit dışında doyurucu olan bir şey yoktu ki.(Halley ilk çıktıgında kantin önünde mahşeri kalabalıklar oluştururduk) Beslenmedeki yiyecekleri takas yoluyla değiştirmek ise sık yapılan şeylerden biriydi.Plastik ve yuvarlak formdaki beslenme kaplarının bazıları ortadan ikiye bölünmüş olarak satılırdı( bir göze peynir diğerine zeytin koymak gelenekti. Sahi okula zeytin falan götürmek ,hiç üşenmezdi demek ki büyüklerimiz) Bazıları haşlanmış yumurta getirerek kokusuyla 80 li yılların en büyük işkencelerinden birini yaşatsa da, evlerinde bir gün evvel kadınlar günü olan şanslı veletler önlerinde kek ve böreklerle o biçim hava atarlardı. Muz, salam,sucuk gibi o dönem pahalı sayılan ve başka cocukların canlarının çekebilecegi yiyecekler yasaktı( buna ragmen Yasemin adlı bir kız sürekli salam-ekmek ve termosta kakaolu süt getirirdi gıcık olurduk)Ve mutlaka elma-mandalina olmalıydı, olurdu da, bazen doğranmış elmaların hafif kararmış renkleri, mandalinaların mis gibi kokularına karışırdı.(her gün mutlaka bir mandalina atıyorum koca kızımın çantasına ) Zaten peynir, zeytin ve meyveden başka çeşit gelmezdi okula bir de kurabiye,kek türü hamurişleri. Öyle çeşit çeşit bisküiler, meyveli yoğurtlar, çerezler, cipsler falan yenilmezdi okulda. Ara sıra Fiskobirlik tarafından dağıtılan minik paket fındık veya kuru incir bizi çok sevindirirdi.(annemler zamanı süt dagıtılırmış) Yerli malı haftaları asla şimdiki gibi coşkusuz değildi, çok önemsenen , hazırlıklar yapılan, önemsenen ve midelerin bayram ettiği günlerdi.Aklımda kaldıgı kadarıyla küçük sütler (Missüt) biz küçükken hindistancevizli olarak ta üretilirdi, sonradan bir daha yapılmadı, ayran da bardaksı plastik şeylerde değil de Missüt gibi küçük ve kamışlı kutulardaydı. Mataralar ise hep birbirine benzerdi, beslenmeler de öyle bu kadar çok çeşidi biz küçükken görsek aklımızı kaybederdik sanırsam.Beslenme çantasındaki serilen peçetenin kokusu kendine has olurdu, bazen boşaltılması unutulan çantada yenilmemiş yiyecek bir hafta sonu kaldıysa , unutan anne nedense hatırlatmadıgımız için bizi fırçalardı.Şimdiki okulunda olmasa da eski okulunda sürekli her çocugun ragbet ettiği bir yiyecek vardı: patates-ekmek. Patates kızartması aşığı kızımın da kaçırmadıgını bildigim sonradan biraz uyararak uzaklaştırdıgım bu yiyecegin bu kadar rağbet görmesi hayrete düşürürdü beni, ekmek arası patates her gün yiyeni vardı mankafa olur insan. (Öğrencilerin beslenme saati!)Beslenme götürmeyecek kadar büyük olmayan çocuklara mutlaka beslenme çantası ve beslenme düzeni getirilmesi taraftarıyım. Yemek saati yemeğini yesin, en azından acıkmasa da meyvesini okulda yesin, bunu alışkanlık etsin, acıkmaz,yarımgün okul deyip geçilebilir ama çocuklar mutlaka okulda atıştırma ihtiyacı hissediyor, beslenme koymamış olsak bile mutlaka kraker, bisküi, cips,tost ne bulsa mideye indiriyorlar, demek ki acıkıyorlar. Büyümüş olan ve elinde çanta ile dolaşmak istemeyen ergenlik çağı çocukları ise aslında en çok beslenme ihtiyacı olanlar . Çikolata, cips, çerez gibi sivilcelerine sivilce katan sağlıksız yiyeceklerle gününü geçiren bu çocuklardan kahvaltı etmeyip okula gidenler çoğunlukta hatta bayılanlar bile oluyor. En azından çantasına küçük meyvesuyu ve kraker atarsak, kantinde sıra beklemeye üşendiği veya zaman bulamadıgı zaman atıştırır.Okul başarısı iyi beslenmeye bağlıdır.