Koltuğumun altına bir kitab tutuşturup kayboldu gözden bir Gnom gibi küçülüp birdenbire kaybolmuştu ki korktum kapı eşiğinde uzunca bir müddet korktuğumu bile düşünmeden öylece bakındım..Puslu dağlardan sert bir rüzgar gibi saçlarımı savurdu geceden eskimiş fırtına kuması üşüyüp son bir kez daha etrafa bakıp kapıyı kapadım.Masanın üstenden dün akşam okurken sabah olduğunda meryemede okumak için çizip kitabın arasına koydugum sarı kalemi buldum alalacele saçlarımı topladım sahi şunlardı meryeminde duymasını istediğim mısralar…aşk bir kıyının kıyısında susuzlukturaşk çiçektir meyve değilKitabın Hala koltuğumun altında öylece durduğunu ancak saçlarımı toplarken kollarımı kıvırmamla yere düşünce anladım.Birşeyin kitabın içinden hemen yanına düşdüğünü gördümkırıp dizlerimi yerdeki kağıdı aldım eski bir yazıydı osmanlıca belki arapça yada farsçaydı yazık ki anlamadığım gibi hangi dilde oldugunu bile ayrıştıramıyordum sonra birden aklıma geldi meryemin burada ne yazdığını bilebilceği önce birden kağıtta ne yazdığını çok merak etmiş olacağım ki saate bakmadan meryemi aramak için tuşlarla çoktan hoşbeşe girişmiş olduklarını gördüm sevgili parmaklarımın kapadım telefonu birden saat sabahın ikisiydi ama merakda ediyordum bir çok şey vardı üstelik merak ettiğim ve aslında en az merak ettiğim şey belkide şu eski yazıyla yazılmış satırlardı tekrar uyuyabilmeyi dileyip yatağıma uzandım nerden geldikleri belli olmayan bu gece ki bütün herşeyi başımdan savmakla ugraştan epey yorulmuş olacağım ki derince bir uykuya dalmışım…Sabah uyanır uyanmaz elbetteki geceden alınmış ve sabırla ertelenmiş meryemi aramak işini gerçekleştirmek için numaraları çevirdim..ve ona okudum kağıtttakileri bir çırpıda sonra bana şöyle çevirdi…Bu gizli sesleuyanır kalbim sur sesi duymuş gibiDikenli zamandaAteşle yıkadım kirimi…et devam : )