Eski zamanlarda asillik göstergesi olan beyaz ten günümüzde bronzlaşma olarak yerini aldı. Köleler ya da köylüler işleri yapar üst tabaka güneş yüzü görmediği için bembeyaz kalırdı. Ne kadar beyazsa o kadar makbul.. Günümüzde de tatil yaptığımızın göstergesi amele yanığı olmayan bronz bir ten =)Gerçi bunu çok abartmış durumdayız. Televizyonu ne zaman açsam tabiri caizse sanki tüp patlamış da oradan kaçmış spikerler ve mankenler görüyorum. Magazin programları zaten mayo ve bikini defilesi. Gel de bu ortamda beyaz kal şimdi :)Gerçi bronzlaşmayı seçmeyen bir azınlık da var. Yaz kış beyaz olan Candan Erçetin gibi… Ama çoğunluk bronz kalmak için ya güneşten ya da solaryumdan faydalanmaktadır. Yarar zarar ilişkisinin çok iyi irdelenmesi gerekiyor bu anlamda. Bir miktar güneş ışığı kemiklerimiz için gerekli olan D vitamini kaynağı. Kışa karşı bağışıklık sistemimizi güçlendiren bir faktör. Ayrıca güneş ışığının insana mutluluk verdiğide malumunuz.Ama herşeyde olduğu gibi azı karar çoğu zarar. Cilt kanseri, erken yaşlanma, cilt lekeleri güneş ışınlarının aşırı faydalanımıyla ortaya çıkar. Ne yapabiliriz??Herşeyden önce cilt tipimize uygun koruyucu güneş kremleriyle uygun saatlerde ve uygun sürede güneşlenmeliyiz. Görsel açıdan da koyu bronz cildin estetik olmadığı aslında sağlıksız bir görünüm olduğu bilincine sahip olmalıyız. Çocuklarınızı kardeşlerimizi nasıl güneşten korumak için cilt tipi ne olursa olsun 50 faktörlü kremle koruyorsak bizim cildimizin de en azından zeytinyağı ile kızarmıs tavuk muamelesi gormemesi lazım 🙂