bildirgec.org

güzellik hakkında tüm yazılar

GÜZELLİK ve KADIN: İKİYÜZLÜ BİR ORTAKLIK

siplutima | 03 July 2012 18:59


Hepimizin hayatta idealleri vardır. Ancak paradan, kariyerden ve ya olmak istediklerimizden bahsetmiyorum. Aslında hiç düşünmediğimizi sandığımız, tamamen içgüdüsel ideallerden bahsediyorum. Güzellikten…
Çağlar boyu bir türlü anlayamadığımız, karar veremediğimiz yegâne konulardan biridir güzellik. Tamamen erkeksi içgüdülerle yönlenen bir yanı da olsa psikolojik, düşünsel bir yanı da vardır.
İlk olarak daha somut taraftan aklaşmak isterim. Dediğim gibi bir takım ilkel içgüdüler ile üzerinde uzlaştığımız bir konudur aslında. Güzellik tamamen doğanın insanlığa bir oyunudur. Doğadaki denge çiftleşme üzerine kurulmuştur. Bu açıdan bakarsanız bunu sadece bir erkek düşüncesi olarak görmezsiniz. Örneğin erkekler en iyi görme duyularıyla uyarılırlar. Bu kesinlikle ispatlanmış bir durum. Bu yüzden kadın için ilgi çekici bir anlamda güzel görünmek hayatta kalmak için gerekli olan şeylerdendir. Bir yandan korunma hissi ile bir yandan da devamlılık amacı ile kadınlar aslında haberleri olmadan bir yarışa girerler. Günümüzde ve tarihte olduğu gibi “çirkin” olarak görülen kadınlar her zaman kendilerini çaresiz ve yenik hissetmişlerdir. Ve bu his onları çoğu zaman intihar çoğu zamansa radikal zihniyette birçok uç akıma sürüklemiştir. Gerçek feminizm akımının temelinde de bu yatar. Bugün birçok tür var elbette, feminizm kendi içinde ayrılmış durumda. Ancak temeldeki radikal feminizm tamamen kadın üstünlüğüne dayanır. Bunun sebebi de doğuştan gelen bu seçilememe ile birlikte oluşan korku duygusudur. Bu yüzden çeşitli kurumlar, akımlar bir anlamda kabileler altında toplanan kadınlara tarih boyunca rastlanmıştır. Güzellik günden güne değişmiştir. Vücut orantılarında da hala günümüzde değişimleri görmekteyiz. Ancak temelde olan bir şey var ki güzellik esas gücünü anaç taraftan yani doğurganlıktan almaktadır. Öte taraftan güzellik bereketi simgelemektedir.
Diğer bir koldan ele alırsak insanın evrimleşmesi sonucu bu olayın bir de psikolojik yönü ortaya çıkmıştır. Herkesin güzellik hakkındaki tek ortak kararı kesin, kalıplaşmış bir şekli bir tanımı olmayışıdır. Kişiden kişiye değişmekte belli hatlar çerçevesinde ilerlese de bireysel dokunuşlarla farklar göstermektedir. Bunun tek sebebi ise kişilerin farklı özellikleri ve karakterleridir. Güzelliğin eş ararken temel kıstas olduğunu biliyoruz aslında. Eş aramanın psikolojik sebebi ise kendinde olan eksikleri gidermektir. Tüm dinlerde ve felsefelerde temelde yatan şey herkesin bir eşinin olduğuna inanılmasıdır. Bunun yaratılıştan bilinen bir şey olduğu söylenir. İşte herkesin farklı yönlerden eksikleri olduğu için, her birey için güzellik farklı boyuttadır. Fiziksel güzellik dışında bu yönden de bir güzelliğin önemli olduğu su götürmez bir gerçektir. Yani aslında biz güzeli ararken öteki yandan da kendi eksiklerimizi zaaflarımızı kapatmanın bir yolunu arıyoruz.Demem o ki bu iki kavram; kadın ve güzellik, ayrılmayan bir bütündür. Güzelliğin iki yönünü de tek bir kişide bulmak bazen zor olsa da hayatın hepimize bonkör davranmasını dilerim.

Sizin Güzellik Vizyonunuz Nedir?

bluelake | 20 September 2011 12:41

Her kadının içinde ortaya çıkmayı bekleyen saklı bir güzellik vardır… Yıllardır küçük dokunuşlarla bu güzelliği gözler önüne seren Lancôme, bu kez kadınlara soruyor:

Sizin güzellik vizyonunuz nedir?

Lancôme Turkey Facebook sayfasında yayına alınan Güzellik Vizyonları isimli uygulama aracılığıyla kullanıcılar, kendi güzellik vizyonlarını paylaşıyorlar. En fazla oy alan 10 şanslı kişi ise Lancôme’un en yeni ürününün sahibi olacak.

dalgalı bakır saçları

seniseviyorumdenizim | 26 May 2011 21:09

Sabah. Masamda birşeyler okuyorum. Saçlarımın arasından bakır dalgalı bir saç düşüverdi. Aldım elime, baktım.

Ne zaman yanımdaydın, belki 2 saat… Özlediğimi hissettim. Saçını gözümün önüne koydum. Atamadım, günümün daha kolay, daha güzel geçmesini sağladı senden bir parça.

Baktıkça içim ısındı. Mutlu oldum. Neden mutlu oldum? Seni yaşadığım için. Dondurmam.

baba oldum

taha3045 | 21 May 2011 15:30

Nisan ayında dünyaya geldi Mina bebek keşke daha önce gelseymiş dediğimde annesi bu kadar sevilesi bir şey olduğunu bilsem daha fazla karnımda taşımayı isterdim diyor.Karnında bebek taşımanın nasıl bir his olduğunu bilemediğimden yorum yapamıyorum.

Nasıl becerikli oluyor yeni doğmuş bebek milleti, hemen tutunacak bir dal buldukları yetmiyormuş gibi, dünyaya gelir gelmez nasıl bir beceriyle karnını doyurmaya çalışıyor, akıllara zarar.

Bilmek İstiyorum !!!

Cali Kusu | 15 February 2011 10:41

Kuşların ağladığında neden öldüğünü bilmek istiyorum. Gözyaşının gücü öldürmeye yeter mi? ya da bir damla yaş için ölmeye değer mi?Köpeklerin neden bukadar sadık olduğunu bilmek istiyorum. Değer bilmeyen insanlara böylesi sadık varlıklar neden veriliyor? Sadakatin anlamını bilmeyenlere sadık dost lazım mıdır?

Eskiden !

Cali Kusu | 13 February 2011 17:06

Eskiden güzel günler vardı,
güneşi tam gecesi tam. Eskiden sabahları güneş güzel doğardı. Birde akamüstüleri güneş batarken geceyi beklemek vardı… Ne güzeldi, eskiden güzellik vardı. Nasıl desem huzur vardı işte. İnsanlar mutluydu, gülüyordu. Hani her köşede ağlayan birileri yoktu en azından. Köşe kapmaca oynar gibi, dörtnala kaçar gibi geçerdi günler…

Eskiden zaman vardı,
Zamansızlığa inat saatlerce gülüp oynamak vardı. Ne bileyim işte geçerdi zaman. Böyle tıkanıp kalmazdı, işkcence çeker gibi saatlere bakmazdım. Nefes bile almıyorum saate baktığım kadar. Halbuki eskiden saat bile yoktu. Oda neymişki sabah çıkardım sokağa, güneş doğunca yani. Baktım akşam oluyor, güneşin gözlerini kapattığı an damlardım eve. Eskiden sokaklar vardı, insanı iki döşemelik taşa sığdıran kaldırımlar değil…

venüs tepesi

astral | 13 December 2010 11:52

İçimde bir şeyleri kaçırıyormuşum gibi bir his… Nerede, neyi kaçırıyorum? Belki iç sesim. Sadece bu.

‘Evet, yanıt bu olmalı.’ dedi küçük melek; mavi kanatlarını çırparak ve beyaz tüllerin arasından sıyrılarak ve ağaç dallarının arasından kayboldu. Bunun için gelmişti belli ki.

Bir filmde bir yazar, onun nereye gideceğini ben de bilmiyorum, yazarken ortaya çıkacak dedi, bana ait tonla şeyi bilmeden yanıtlarken…

Sen benim kadar, sert olsaydın kimi zamanlar, – sert derken doğru sözcüğü kullandığımdan emin değilim- ne bu ilişki kalırdı, ne de bugün bu denli unutulmaz geçerdi.

YÜZMASKESİ

kraladek | 04 December 2010 11:49

Çirkin insan yoktur; ancak bakımsız insan vardır. Yıllar önce yüzümün çok fazla yağlanması nedeniyle sıkıntı içindeydim. Cilt doktorlarına muracaatlarım pek faydalı olmuyordu. Bir sürü krem kullandım; ama nafile. Daha sonraları alternatif tıp ile ilgilenmeye başladım. kendi sıkıntılarıma derman ararken başka bilgilrede ulaşmış oldum. Aslında bunlar bir bilgi kirliliğine dönüşmüştü diyebilirim. bazen herhangi bir konuda yaptığım öenerilere insanlar gülüyorlardı.Derken yaşı 45 civarında bayan arkadaşlarımdan biri bana yüzünü çok yorgun hissettiğini söyledi, bende ona bir terkip önerdim. hafta sonu bunu uygulayan arkadaşımı pazartesi sabahı işyerinde görünce ben bile inanamadım. yüzü okadar ışıl ışıl oolmuştu ki onu görenler yüzüne ne yaptığını sormadan edemiyorlrdı. arkadaşım ise çok mutlu bir şekilde tebessüm ediyordu.Aslında ona önerdiğim terkip benim keşfettiğim bir şey değildi. Doğrusu şifalı terkipler ile ilgili okuduğum bir kaynakta rastlamıştım. Şimdi bunu size aktarmak istiyorum.Bu terkibi hazırlamak okadar zor bir şey değil. Terkip için kırmızı şarap ve yumurta yeterli. Önce yumurtanın sarısı ile akını ayırıyorsunuz. Sonra yumurtanın sarısı ile kırmızı şarabı yoğurt kıvamı oluşuncaya kadar karıştırıyorsunuz. Bu karışımı yüzünüze sürüp iki saat bekliyeceksiniz. Bu bekleme esnasında yüzünüz çok gerilecektir endişe etmeyin. Daha sonra kalan yumurta akını yüzünüze sürüp iki saat daha bekleyeceksiniz.(Sakın oha! demeyin, sabırlı olun.) Süre dolunca yüzünüzü yıkayabilirsiniz. Bu arada fotoğraftaki kız kadar güzel olamayabilirsiniz. Ama yüzünüze ciddi bir bakım yapmış olacaksınız. Herşeyden once sağlık.

inceliğin gizli kalmış sırrı bu sezon fora!

haytahayat | 28 November 2010 17:05

1990’lardan bu yana kıyafet içlerine hapsedilen korseler, bu sezon tekrar gün yüzüne çıkıyor,prada’dan mark fast’e kadar neredeyse tüm tasarımcılar sonbahar-kış 2010 sezonunda korselere yer verdiler.moda benim yaşam tarzım diyorsanız; deri,ipek,kadife ve daha birçok seçenekte korselerden bu sezon mutlaka bir tane edinin…

dilerseniz,nostalji yapıp etek üzerine…

dilerseniz kot veya herhangi bir pantolonunuz üzerine…

yada ben dara gelemem ama illede moda tutkumdan da taviz vermem derseniz korse detayları ile süslü bir sürü seçenekte vitrinlerde…