barış
barış

29 Haziran 1979…Kavurucu haziran sıcaklarında Amasra’da hamilelik hiç de çekilmiyordu.Teras kattaydı evleri, güneş bütün gün tepelerinde bir kat daha ısıtıyordu evi. Kışın da inadına o kadar soğuktu. Artık doğum için son günleri yaklaşmıştı. Heyecanlıydı, bir o kadar da korkuyordu doğumdan. Vereceği acısından değil hani, ya doğumda birşeyler kötü olur da bebeciğinden ayrı kalırsa diye. Gün geldi, bebek doğdu. Erkekti…4 kilo 600 gram koç gibi bir erkek doğurmuştu. Eşi, işinden izin alıp hemen hastaneye koşmuş, annesi ve koç gibi oğlunu görünce gözleri dolmuş, beraber bebeklerine bakıp mutluluk gözyaşları dökmüşlerdi.Adını da BARIŞ koymuşlardı bebeğin . Hep derdi genç adam, savaşların BARIŞCISI olacağım, oğlumun adını da BARIŞ koyacağım diye. Bir sürü hayalleri vardı onunla ilgili, babası oğluyla beraber maçlara gidecek, balık tutmaya çıkıp tutamayınca balıkçıdan balıklarla eve dönecek, annesi oğlundan sevgililerini dinleyecekti……Yıllar geçti bebek büyüdü. Sanatçı ruhluydu babası, oğlunu da öyle yetiştirmişti. Başarılı bir öğrenciydi. Her çocuk kadar da yaramaz…İlkokula başladığı ilk gün, arkadaşının iteklemesi sonucu kolunu kırmıştı. Ama bu başarısına engel olmamış, herzaman ailesi için gurur verici başarılara imza atmıştı. İlkokuldayken elinde flütle gezerdi. Aynı zamanda tam bir deniz tutkunuydu. Hayatta vazgeçemediği 2 şey müzik ve deniz olmuştu. Yelken klubüne üyeliğinden sonra müzikle de daha fazla ilgilenmeye başlamıştı. Babası başarmıştı, oğluna da sanat duygusunu aşılamıştı.Barış’ın asıl müzikle tanismasi Amasra’ya gelen müzisyen abilerinden etkilenerek çalmayi ögrendigi klavye, gitar ve mizikasi ile baslar. Barislarin evinde ise Ruhi Su, Cem Karaca sürekli dinlenen sanatçilardir ki Cem Karaca nin Baris üzerindeki etkisi yadsinamaz bir gerçektir. Baris, o dönemlerde dinlemeye basladigi 70lerin 80lerin rock, hard rock ve heavy metal grup ve sanatçilarini hala dinlemeye devam eder ve onlarin yerinin bir baska oldugunu herzaman dile getirir.

barış
barış

Amasra kumsallarinda çok sevdigi denizle ve müzikle içiçe geçen bir gençlikten sonra hayat kavgasinin içine girerek çesitli isler yapan Baris, Antalyada Animatörlük ve müzisyenlikten sonra Karadeniz Ereglisine gelerek burada 4 yil boyunca çesitli Barlarda, Yerel televizyon ve radyolarda programlar yapar.Hayat felsefesi olarak tam bir rocker olan ve bu sekilde yasayan Baris müzik tarzinida buna göre sekillendirmistir. İstanbulda yaşamayı planladığı bu dönemlerde Tv de Akademi Türkiye adlı yarışma dikkatini çeker. Amacı ünlü olmak ya da gündemde olmak değildir, gerçekten akademik bir eğitim almaktır. Girdiği yarışmayı 1.likle bitiren Barış, Türk halkının gözünde 7 den 77 ye değil, 3 den 99 a herkesin gönlünde taht kurmuştur. Onu1. yapan sesi ve karizması kadar, insancilligi, duygusalligi, yapici tavirlari arkadasligi ve paylasimci olmasi ve içten tavirlaridir.Baris, 2004 Temmuzda Akademi Türkiye Yarismasini 1. olarak tamamlamasina ragmen malesef kazandigi hiç bir ödülü yarismayi düzenleyen kuruluslarin aralarindaki bir takim anlasmazliklardan dolayi alamamis ve bundan ötürüde bir ilke imza atmistir.Barış bu 1.likten sonra Cem karacaya hayranlığından ötürü ilk albümünü onun sevilen şarkısı Islak Islak la tanıtmıştır. 14 ocak 2005 de çıkardığı bu albümden sonra 2006 yılında da Düşmeden Bulutlarda Koşmam Gerek’i piyasaya çıkarmıştır. Bunu takiben de yalancı yarim adlı dizide starlığını pekiştirmiştir.

barış
barış

Barış, 28. doğum gününü kutlamak üzere gittiği İzmir yolunda, 29 Haziran 2007 Cuma akşamı saat 22:30 civarında, Muğla ilinin Bodrum ilçesine 5 kilometre mesafede olan Torba Kavşağı’nda bir trafik kazası geçirdi. Barışın da içerisinde bulunduğu araç ,meşrubat yüklü kamyonun altına girdi. Barış’ın yanındaki 2 bayan arkadaşı hayatını kaybederken Barış kalbi durmuş vaziyette Özel Bodrum hastanesine getirildi.Yapılan bütün müdahalelere ragmen Barış, 4 Temmuz 2007 de hayata gözlerini yumdu.Küçük bir aniyla bitirmek istiyorum; Baris bebekken besiginde uyurken bir kelebek gelmis Baris bebegin besigine konmus ve oradan ayrilmamistir. ( bilirsiniz kelebeklerin ömrü kozalarindan çiktiktan sonra 1 tam gündür) Kelebekcik ömrünü demekki güzel insan Barış bebeği izleyerek geçirmek istemişti…Barışlar ölmesin…