Yazılarımın bir kısmının ana konusu olan yemek,içmek türü bir konu ile tekrar karşınızdayım sayın okuyucu.Aylardır beklediğimiz halde kendisini hissettirmeyen ancak tam bahar geldi diye sevinirken ”sonunda geldim hepinizin imanını gevreteceğim” dercesine Nisan ayının kendisini Şubat zannetmesine neden olan kış mevsiminin son demlerinde içtiğiniz her türlü çay ve bitki çayının içerisine bir dilim taze zencefil atmayı unutmayın diyerek başlıyorum.

Otuz yaşımı geride bırakalı beri demek isterdim ama hayır sadece bir kaç aydır aldı mı beni bir yaşlanma korkusu.Yüzümdeki mimik izlerini izlemeye almaktan tutun ellerimdeki soğuk veya iş sonrası çatlaklarıma düşman olmaya,her gözeneğimden işkillenmeye kadar pek çok paranoya belirtilerim hayatımda yer almaya başladı.Yıllardır alınan her türlü kozmetik ürününü kullanmaya kullanmaya bozulmasına sebep olduktan sonra çöpe atan kişi olarak hemen kendime 3D kırışık önleyici ,azaltıcı krem almakla işe başladım.Bu kremin hem gündüz hem gece için olanı var ikisini de aldım,üstüne üstlük bir de göz çevresi için krem aldım etti üç.Güzellik uzmanı arkadaşımın tavsiyesine uyarak gece yatmadan önce göz çevreme basur kremini de uygulamaya başladım.Ama yeter mi yetmez,internet sitelerinde gezen yüz masaj aletine de sahip olmalıydım,oldum da.Belki plasebo etkisidir bilmiyorum ama bir ayda alnımdaki kaş çatmaktan oluşan iki derin çizginin biri kayboldu,derin olan ise oldukça azaldı ya da ben kendimi avutuyorum .))Her neyse konuyu boğaza bağlayalım kilo sorunum olmamasına rağmen tam buğday ekmeğine başladım hatta beş yaşındaki oğluma bile bundan yediriyorum.Beyaz ekmekte bulunan beyazlatıcı maddeler veya unun elli dereden su getirilmiş hali bir fayda sağlamıyor. O da her markanın tam buğday ekmeği değil,üzerini okuyorum bazısında hiçbir katkı maddesi yok bazılarında soya içerikli maddeler var ve onlardan uzak durmaya çalışıyorum.Doğduğumdan beri kabusum olan su içmemenin önüne henüz geçemedim, ne yapsam su içmeyi unutuyorum,bazen günlerce su içmediğim oluyor,bununla mücadele ediyorum ama.Şu bahar aylarında bahar yorgunluğu gibi kötü bir durumun üstesinden gelmenin en iyi yollarından biri bol su içmek.

Yaklaşan Mayıs ayı ile birlikte enginar,semizotu,bakla hatta domates ve salatalık yiyebileceğiz.Yeşil erik-tuz ikilisini şimdiden düşünüp kendime işkence etmeye başladım bile.Konunun özü şu yıllar geçiyor belli bir zamandan sonra kendime bakmamışım diyor ve üzülüyoruz en iyisi geç olmadan çok abartıya kaçmamak ve masrafı büyütmemek şartıyla kendimizi mutlu etmenin yollarını bulabiliriz. Bu her zaman pahalı kremler almak,estetik merkezlerine koşmak,alışveriş yapmak değil elbette.Sigarayı bırakmak, evde kolay hazırlanan yüz bakım maskeleriyle bakım yapmak, küçük detokslar,egzersiz, saç şeklinde değişiklik,şehir içi gezi gibi mutlu edici şeylerle mümkün olabilir.Pek çok sağlıkçı arkadaşıma gripten,hastalıktan korunma yolunu sorduğumda cevap hemen hemen aynı:bol sarımsak ve soğan ye…