Kalemi elinde aldı ve bir şeyler karaladı. Sonra da altına “hayat” yazdı. Yine utandı ve yırttı mektubu. Gözlerinden süzülen yaşa inat gülümsemeye çalıştı ve sarı dişleri göründü. “Bir yol” dedi ve üzerine basarak ekledi;”ıstırap”.Devamlı bir şeylerden dert yanardı. Pencereden dışarı amansızca bakar ve ağlardı. Benimle çok az konuşurdu.”Selim” derdi, “dostum anlıyorum seni”…Bense umutlandırmak isterdim; “bir gün başka bir ülkeye, başka bir şehre gideceksin, denizler, insanlar göreceksin”.Her zamanki ürkek sesiyle cevap verirdi; ”Aynı mahalle, aynı sokak.. Aynı karlar yağacak üzerime, aynı gülüşler, aynı nefes, aynı can, hep aynı…”AynıAynı acıların büyüttüğüAynı şehrin çocuğuyuzAynı gece, aynı duman, aynı sesAynıdır ikimizi boğan bu ummanAynıdır gül dalında kanayan bülbülAynıdır durmadan sızlayan yaramAynı kan, aynı koku, aynı tatAynı yalan, aynı dolan sanmaAynı mecnun, aynı LeylaAynı acı, aynı sızıAynı heceAynı.