Atatürk, eşiyle birlikte.
Atatürk, eşiyle birlikte.
Atatürk'ün annesi de başörtüsü takardı.
Atatürk’ün annesi de başörtüsü takardı.

Türkiye’de birçok anlamsızca yasak varlığını hala daha sürdürmekte. Bunlardan en saçma, en kendiyle çelişen, en bağnazcası şüphesiz ki başörtüsü yasağıdır. Bu yasağı başlatan ve destekleyenlerin Atatürkçü ve laik olduklarını söylemeleri ise çok gülünç bir durum. Bu kimseler acaba başörtüsü yasağına destek vererek o yüce kumandanın yolundan gittiklerini mi sanıyorlar?Yukarıda bahsettiğim profildeki arkadaşlara kocaman bir yanılgı içinde olduklarını söylememe keşke gerek kalmasaydı da bunu kendileri anlayabilselerdi. Ama ben onlar için bugün güzel bir hikaye derledim.Mustafa Kemal’in annesi Zübeyde Hanım’ın başörtüsü taktığını Türkiye Cumhuriyeti’nde bilmeyen yoktur. İşin bir de Latife Hanım boyutu vardır ki o, gerçekleri gün ışığına çıkarmada bir fener vazifesi görür. Hasılı Atatürk’ün hem annesi hem de hanımı başörtülüdür.Demek ki görülüyor ki Atatürk laikliği, Atatürkçülüğü sizin o karanlık ortaçağ felsefelerinizdeki gibi yaşamamış. Demek ki sizin laiklik adına söylediklerinizin kaynağı o bağnazca felsefenizden geliyor.Mesela Atatürk bir gün resmi bir toplantıya gitmek üzere annesi ve hanımıyla yola koyuluyor. Toplantının yapılacağı salonun girişine geldiklerinde bir görevli Atatürk’e:– Bir dakika, nereye? Bu şekilde sizi salona alamam diyor.
Mustafa Kemal bunun sebebini sorduğunda ise görevli:– Biz Atatürkçü ve laik insanlarız. İlkelerimiz gereği böyle davranmalıyız, diyor.
Atatürk bunun üzerine:– Ama Atatürk benim, diyor.
Görevli:– O zaman sen Atatürkçülüğü ve laikliği tam benimseyememiş ve bu başörtülü kadınlarla buraya gelme cürretini göstermişsin, diyor.
Düşünün, böyle bir mantıksızlık olabilir mi? Bir insan aynı zamanda nasıl hem Atatürkçülükle çelişip hem de Atatürk olabilir? Yoksa bu çelişki o müthiş lidere değil de onun üzerinden geçinmeye kalkan başörtüsü yasakçısı yurttaşlarımıza mı ait?