İkinci veya kırgınlık ilki kadar acı vermez insana, üçüncüsü de ikincisi kadar, bu böyle sürer gider, her seferinde insanı ordan oraya savuran bu gözyaşı bollugundaki acı seli hepimizin takıldıgı alışkanlık halini alır. Bir ayrılık,kırgınlık sonrası başka bir şeye yelken açınca sanki hayatta daha önce hiç bir şey umut etmemiş, hiç başlamamış, hiç bitirmemiş, hissetmemişçesine yeniden kırılmaya dogru gideriz.Ardından hüzün bırakmış gözler diken olup asla batmıyor ilk günlerdeki gibi, çünkü başka bir diken batıracak birini çoktan buldunuz, eski yenilen kazıklar unutuldu bile, aglanan ve gülünen günler bir kalemde silindi değil mi? Düşlenen hayaller aynı dizlerde uyumak yada hıçkıra hıçkıra aglamak ,sevişmek ne bileyim o patlamış gözlerle yavaş yavaş iç dökmek. Oysa bir önceki sonu çok üzücü olan beraberlikte de amaçlar ,hayaller aynıydı sonrası bir araba dolusu üzüntü ama şimdi yine başka kişide başka hayaller, umutlar, insanoğlu her boka layık aslında.Başlangıç–Sohbetlerimizi, bakışmamızı, utangaçlıgını çok seviyorum, her dakika özlüyorum,mevsimleri onsuz yaşayamayacagımı anladım.Bitiş—hayatım cehennemmiş meğer, tanıştıgımız günden bile pişmanım bir daha yanlış adım atmayacagım.Yeni başlangıç–Ne kadar saf duygular bunlar, daha önce hiç yaşamamıştım, ilk defa böyle hissediyorum bu kez oldu galiba kesin oldu..Tekrar bitiş—bu kadar uzun bir süre nasıl katlanmışım hala kendimi anlamış değilim, ilk defa bu kadar kötü bir aşk yaşadım, bundan sonra çok dikkatli olacagım.Şeklinde saçma sapan cümlelerle geçiriyoruz hayatı, eh kavun değil ki götünü koklayalım herbirini hayatımızın aşkı sanıp her ayryılışta hayatımızın boku ilan eden çiğ süt emmiş insanlarız.