Genç kadın ağlarken gözlerinden yere dökülen incilerini toplamak için eğildi, o kadar cimriydi ki, onları toplayıp kolye yapar, her yolculuga çıkışında takardı..Bavullarını yetkiliye verdiğinde çok ağır gelmiş, yetkili üzerine para ödemesi gerektigini söylemişti. Dedim ya öyle cimriydi ki, önce sorgulamayı çıkardı bavulunun içinden, sonra aşkına duyduğu sadakatını, sonra sorumluluklarını ve bağlılığını.. Yük bakımından rahattı artık.Zaten sevilmediğini anlamış, büyük bir üzüntüyle uçağının gelmesini bekliyordu.Anons duyuldu..Sevgilisine ”Hoşçakal” demek için son bir defa açtığı telefon cevapsız kalmış, daha fazla şansını zorlamak istememişti. O şansını zorlamayı hiç sevmezdi, aynı zamanda sevgi cimrisiydi.Dolayısıyla O’ nu kaybettigini düşünüyordu. Çok mu önemliydi? Hayatına kaldığı yerden devam edebilirdi. Aşklar yıllar sürse de bitebiliyor, uğruna hayatını mahvetmeyi göze aldığı erkek ya da kadın hiç hayatlarında olmamış, yokmuş gibi davranabiliyordu.Hayatını mahvetmeyi göze almış mıydı? Evet almıştı, O’nun aldığı kadar, durum eşitlenmişti.Ama zaten aşk eşitliği kabul etmez, saygısızlığı bünyesinde vitamin gibi barındırır, insanların kimyalarını bozardı. İlacı ne? dersen, henüz bulunmamıştı, tohumu var mı? dersen yoktu, en umulmayan bünyelerde eğrelti otu gibi kendiliğinden biter, arsızca çoğalırdı. Kökünü kazısan, tamam bitti artık yok diyerek kabullensen, O’nu gördüğün gözünde filizlenirdi.Hayallerinden çıkarsan, rüyalarında üstüne üstüne açardı. Koklamaya kalkışsan, beyin hücrelerine girer, kalpmiş gibi herbirinde ayrı ayrı atmaya başlardı. Tutup merdiveninden çıksan, son basamağa geldiğini anlamaz, boşlukta buluverirdin kendini. Aşk hem arsız hem de acımasızdı, seni de içine çeker, arsızlaştırırdı.Adam kadına “dur” demedi, madem seviyordu, izin vermeseydi gitmesine. Aşktaki bu mantığı kendisine çok yakıştırmış, ”aferin sana” bile demişti. Ama adamın hiçbirşeye cesareti yoktu ki, hangi hayattan gelmişti ? İplerini başkasının tutup yön verdigi bir kukla olmamış mıydı? O, bunu unutmamıştı..Büyük bir kızgınlıkla söylendi ”Bir gün bana gelirsen eğer, dökülen incilerini asla toplamayacağım, başkasını öp, benim yerime. ” dedi ve tek numaranın kayıt olduğu cep telefonunu çöpe fırlattı. Eskimişti zaten, tek kullanımlıktı neredeyse..Bütün güzel duygularından soyunmustu, çıplacıktı. Belki korunmasız, belki de zavallıydı. Önüne ilk çıkan cılız bir ”merhaba” yla sevişmeye hazırdı..Yollarda bazı insanlara rastlarız, daha hiç sizi tanımadan hayat hikayelerini çok desenli, el yapımı bir halı gibi sererler önünüze. İçimizden ” Deli mi ne” deriz. Onları bu hale getiren taşıyamadıkları yükleriymiş meğer..Bulutların üzerindeydi, göçmen kuşları neredeydi, O’nu kıskanıp, yere inmiş, bir daha hiç uçmamaya mı karar vermişlerdi ? öylesine özgürdü ki, yatağı sıcacık bulutlardı. O’nu sıkıca sarıp sarmalayan güneşi, sevgilisinden çok daha sıcaktı.Daha önce başlangıcını yapıp kucaklayamadığı yükte hafif, pahada ağır hayatının, gönüllü hamalı olmaya hazırdı artık..Kalbi mi? Kırıktı tabii, bardak gibi, ama yapıştırıp, bu aşkın üzerine su içecekti.Dedim ya; cimriydi, eskileri atmayı hiç sevmezdi, sadece içine hapsettigi, O’ nu görünce çırpınan kuşu salıvermişti ..
yorumlar
çok güzel yazmışsın.aşk masalların kötü karekteridir…
Brava.
“absürd” bir boşluğu anlatımınız çok isabetli ve yerinde olmuş.
Asürd boşlıktan kastınız nedir ivan?Yazı çok içten ve de başarılı bence…Yüreğinize sağlık.
Tek kelime MÜKEMMEL çok beğendim eline, kalemine sağlık.
özlemişiz kalemine sağlık
Begenileriniz icin cok mersi..Yalniz birsey dikkatimi cekti,Belesh, yazdigin yorumu nasil degistirebiliyorsun?!!
“Daha önce başlangıcını yapıp kucaklayamadığı yükte hafif, pahada ağır hayatının, gönüllü hamalı olmaya hazırdı artık..” Güzel yazı özletme cümlelerini
Bu kadar uzun yazdigina gore, seni etkileyen gercek bir durumu anlatmissin gibi bir izlenim edindim
Sahire, o cümleyi ben de beğendim, oysa ki kurarken o kadar etkilememişti.Suıza, yazılarımdaki gerçek olduğunu düşündüğün durumları bir hafiye gibi izlemene bayılıyorum, ama beni etkileyen, bu cümleleri ardarda sıralamama sebep olan, aniden gelen ilham. Eskiden uzun yazamazdım, kendimi tekrarlamaktan korkardım, ama şimdi oluyor galiba..
biraz sıktı be,
Pantolon mu..
beğendik ya, daha ne yapalım, her zaman güzel olmuş demeye gerek yok, senin yazılarını her zaman beğenmişimdir…
SIkicI dior, yazimi tutuorsun, yapmaaa..
🙂
Harika bir yazi.Keske kadin CIMRI olmasaymis.Belki o zaman erkegi cesaretlendirip kukla olmasini engelleyebilirmis.Salinan kuslar her zaman ozgurluge ucmaz bazen yuvaya geri doner.
Keremx neden gülmüş acaba ?
şarkılar da süper
Çok güzel yazmıssınız, yüreğinize sağlık. Aranıza yeni katıldım ama çok beğendim yazılanları.
Cok mersi, yazmak hersey..
cok guzel,hıc bıtmesın ıstedım okurken ama devamı gelır belkı cımrılık bıter ya da sadece tutumlu olur kadın belkı bır dahakı sefere oyle umuyorum…muhtesem bır yazı bence.
Hayatımızda,birçok şeyin kıymetini bilmediğimiz gibi aşkın da bilmiyoruz. Sevginin emek istediğini bilsek de neden cimri davranıyoruz ilişkilerimizde. Sade bir dille yazılmış güzel bir yazı okudum. Emeğinize sağlık.
Evet, bir cogumuz ask ve sevgi cimrisiyiz, fakat her zaman tum sevgisini veren kisinin kiymeti de bilinmiyor..En unutulmayan en cok akilda kalan, ask cimrileri degil mi?
güzel bir paylaşım sağolunreklam, reklam ajansı, reklamcılık, kayseri reklam ajansı, kayseri reklam
güzel…
Heeeey eski dostlar,Sevgililer gününüz kutlu olsuuuuuun..
pbk. 🙂
nedense sen öle diyiverince avril lavigne – im with you dinleyesim geldi…
çok güzel bir anlatım pbk, beğeni ile okudum.VeeeeeeeSevgilisi OLANIN olmayanın… Olup da `yOK` gibi olanın…`YOK` da VAR gibi olanın… Olmayıp `ÇOK` isteyenin… Oluyo da `NOLUyO` diyenin… Olduğu için çok `MUTLU` olanın… Olmadığı için çok `MUTLU` olanın…`ONSUZ` Olamayanın… Onunla `HİÇ MUTLU` olamayanın…Amma ve lakin Herşeye rağmen yüreğinde her daim `AŞK`A YER olanın…Kısaca; hepinize sevdiceklerinizle sağlık ve sevgi dolu bir ömür diliyorum…..
anasını avradını dayıyacak şimdi dedimde öyle olmadı Allahtan…
Pbk’ yazilarini okumayi ozledik, ya buraya bir seyler yaz, ya da Kahramancayirli gibi kitap cikart;)
Siz düşünmez misiniz yazmayı, Suiza:)
Bu aralar, değil yazmaya, düşünmeye bile vaktim yok pbk, ama bir süre sonra kısmet olursa Amerika’da, buradaki nick’imle (yani Suiza ismiyle) bir kitabım çıkacak, piyasaya çıktığı zaman yine bu yazının altında bilgi veririm.
Amerika edebiyat dünyasının başı sağolsun
:))) ah Suzidil kim anlar seni oralarda..
:)))”Amerikan edebiyat dünyasının gözü aydın”demeliydin onnupro, Suiza Amerika’da henüz ölmedi ki, daha yeni doğuyor!Pbk, niye öyle diyorsun, sanki burada çok mu iyi anladılar, görmüyor musun vatandaşım Onnupro’yu:)