Bir geri zekalının zihninden gördüm dünyayı,
Geri zekalı, ağır laf mı? Kötü muamele mi ettim, bu sözü söyleyerek.
Ben onlarla hergün birlikteyim, işim gereği, psikoloğum, hani karizmatik olan meslek. Psikolog olmak, her gün bu sistemin mahvettiği biri ile ya da akraba evliliklerinin ürünleri, bir de genetik ya da fiziksel anlamda yıkılmış, bir insan yada birden fazlasıyla zaman geçirmek anlamına geliyor. Bu dünyadaki en farklı ve en düşündürücü tecrube. bir psikolog size karizma çekerse bilin ki, o bir psikolog değildir (en azından gerçek bir psikolog kadar cesur değildir). Ben cesur muyum? EVET cesurum, hergün normal olamayacak bir çocuğun annesine umut verdiğim için, her gün onların dünyasına sızıp biraz onlardan olduğum için, her gün onları biraz daha , saçma anlamlar ve kavramlarla tanıştırdığım için, bir çok yetişkinin, tamamen kendileri dışındaki dünyadan kaynaklanan problemlerini sadece onlarla çözmeye çalıştığım için, asla anlayamayacaklarını bildiğim soruları sorarak, onları olunması gerekene biraz daha yaklaştırdığım için.
Anlaşılıyor ki bu dünyanın, en ciddi problemi zekaymış. Bir geri zekalının plan yapıp sizi öldürmesi, ya da sizi kırmak istemesi imkansız kere imkansızdır. bana sordukları geri zekalı soruları ve bakışları ile zaman zaman benim akıllı başımı başımdan alıyorlar.
işte örnekler:
-şimdi şu karenin içini kırmızıya boyayalım
-neden? (ve gaz çıkarır)
-iki bir daha kaç eder?
-26
-ali babanın bir çiftliği var çiftliğinde Arif’leri var
-euuuaaa euuuaaa
-diye bağırır. (hayvanları kabul etmiyor)
Bir çocuğun umulmadık olanı yapması çok olasıdır. Yani kakasını yapıp bununla masaya bir resim çizer (parmağı ile) ve siz ona aylardır kalem tutmayı öğretememişsinizdir.
Bazen işleri karmaşık ve içinden çıkılamaz duruma getirmekten başka hiç bir işe yaramıyor zeka. Ben çoğu zaman anlayamazken, onlar anlamıyor. Ben olasılığını bile düşünemezken onlar yapıyor. Bizim gereksiz düzeyde karmaşık kültürümüze sürekli küfür ediyor yaşamları.
yorumlar
IQ nedir
mental retardasyon
bunu da bu ahkamı girerken online gördüm
güzel olmuş ayrıntı yazarım sonra 😛
güzel olmuş ayrıntı yazarım sonra 😛
tespitlerin korkunç düşündürücü.hafif te gördüğüm en yoğun fırtına “bence” bu paragrafta.
ben niye psikologları sevmiyorum?
Bizim işyerinde arkadaşın başında böyle bir derdi var.
Arkadaş askere gidene kadar her şey normal, babasını çok seven bir çocuk sözkonusu sadece. Ancak arkadaş askere gittikten sonra 3,5 yaşındaki çocuğu hiç konuşmamış, askerden dönmüş çocuk hala aynı yıkım içinde. Şu an 7 yaşında olmasına rağmen tek tük cümle kuruyor ve hep ilgi bekliyor.
Evde akşamları TV açılmıyor, çünkü açılırsa çocuk ilgisizlikten dolayı daha kötü oluyor. Haftasonları babası çocuğu alıyor hep biryerleri gezdiriyor.
Psikologlar otizmin bir çeşidini teşhis etmişler, söylenene göre ufak yaşlarda yaşanan bu tür büyük hayal kırıklıkları böyle sonuçlanabiliyormuş.
İlginç geldi bana, Allah yardımcısı olsun çok acıyorum arkadaşa…
anarşisttir diye okumuştum bir yerlerde.
yeruzu’nun anlattığı da çok ilginç… cin gibidir ama eminim o çocuk.
diye bir kitap var, tavsiye edilir.
bir filozoflar bir de çocuklarmış herşeyi olağan karşılayan.
bir de “her çocuk delidir” derler.
!!!!!!
Neden “normal” hayata katılmak zorundalar? Anadoluda köyün delisi olmaz mı? Bazı toplumlarda tanrının dokunduğu kişi değil midir? Normal hayat çok anlamlı ve iyi bir şey mi? Olmaları gereken para kazanıp harcayabilir olmaktan başka ne?
Kimseye zarar vermeden delirip geri zekalı olabilme özgürlüğünü istiyorum. Hem de herkes için.
Niye imzam çıkmadı ki yukarıda yazıda?
bugün okudum. ştrogatski biraderler yazmış. diyor ki kibirli bilimadamı pillman, noonan’a: “akıl canlı bir yaratığın doğadışı eylemlerde bulunma yeteneğidir”
bu durunmda, geri zekalılar doğala ve doğaya daha mı yakınlar acaba?
von trier’in gerizekalılar diye bir filmi vardı. yanlış hatırlamıyorsam festival’de gösterilmişti. acaip tepki almış bir film. bir filmle bırakmadı trier. örneğin geçen sene cnbce’de yayınlanan hastane dizisinde, dizinin anlatıcıları olarak spastikleri seçti. diziyi onların gözünden anlattı. genel kabul görme açısından örnek olabilecek çok iyi eylemler diye düşünüyorum.
bizde de sumru yavrucuk’un oynadığı bir film vardı. tam filmi falan hatırlamıyorum. ama spastik çocuk bizim mahalledendi. bir iki kere top falan oynamıştık. sonra geldiler röportaj falan yaptılar. filmden aldıkları parayla başka yerlere gittiler galiba. net hatırlamıyorum.
türevin tersi integral kadar gerçek olmuş işte.
doğala yakın olduklarını sanmıyorum, hatta böyle olmadığını düşünüyorum, en başta sağlıksızlık gibi bir durum var ortada; bir bozukluk var, kesinlikle kavrayış olmadan doğal olunabilineceğine inanmıyorum. Şemalar gerekli, anahtarlar, soru işaretleri gerekli. Doğa bir böcek tarafından dahi muthiş bir motor performans ve küçük kavrayışlarla (tam olarak kavrama denilemez)yaşanıyor. biz doğalız, hala yeteri kadar doğalız, sadece biraz global çamura batmışız,
düzeltme
onları bizim dünyamıza uydurma çabası, kendi üstünlüğünü kabul etmektir en başta.
ötistik, spastik ve çeşit çeşit sendromlu insanların; sizin sürdürdüğünüzden daha mutsuz bir hayatları olduğunu nereden çıkardınız? sırf sizin değer verdiğiniz şeylere sahip olamıyorlar diye…
Şöyle anlatayım; ankara meclis parkında ayyaşın biri, aslında boşver, herhangi bir berduş; sürekli sarhoş, sürekli para dileniyor, geceleri otobüs durağı ve ya bankamatikte yatıyor, her tarafı pis kokuyor… şimdi onun açısından bakmaya çalışalım; sorun nedir? bence yok.
bu yaklaşımın saçmalığını anlıyorum tabii ki; hiçbirşey yapmasak da olur…
ama değil, yazının konusu delilerin yanısıra çocuklar! masanın üzerine sıçmakta çok da boktan bişey olmadığını öğrenebiliriz manyak çocuklardan.(uç örnekler)
enerjinin ve eylencenin çok da fazla birşeye gereksinmeden, hayalgücüyle sınırsızlaştığını görebiliriz belki..
falan filan. özürlüleri bilmiyom ben
moronlar embesiller uçuşmuş yeni haberim oldu. okudum vallahi kıvıl kıvıl. galiba az önceki (sanmıyorum) yazdıklarım konusunda biraz düşünmeliyim.