Yeni bir başlangıç için sabah erken kalktım. Hiç yapmadığım tıraşımı oldum.
İş başvurusu I
Kirli yatağı toplayıp süslü renkli giysiler giydim. Aynaya koşarak baktım. Köşedeki inek yalanıyordu. Ben. Peki ben. Dudağımın uzadığını gördüm. Ulan dedim tıraş olmak. Tıpkı tıraş metal gibi. Odadan çıktım. Kahvaltıya doğru adım adım. Dedim ya bugün yeni bir başlangıç olacak.
Vardığımda saat bire geliyordu. Adresi tekrar okudum apartmana baktım. Zerir apartmanı. Dedim bu işte. Dördüncü kata asansör yoktu. Kapıcı kıllık yapıp yürü dedi. Ulan dedimse de bugün için kendimi tuttum. Ter kokusunu cebimize artık yerleştirmiştik. Kapı ziline basmadan kızıl saçlı alımlı bir bayan karşımda dikildi. Buyurun diyerek. Bende el titremesi ve yılların antisosyalligi ile içeri adım attım. Ben Banu dedi kızıl. Sadece Bastiani. Ah ne hoş diyerek saçıyla oynadı. İçimden doğru yerde miydim diye geçirirken bağıra bağıra konuşan kısa boylu Hikmet bey geldi. Kızıl saçlı beni göstererek olası bir pürüzü önledi. Hikmet bey sanki karşısında ilkokul çocuğu varmış gibi bağırıyordu. Yavaştan tepem atıyordu ya. Kızıl saçlı gerekli uyarıyı yapmasa sıçmıştım. Hikmet bey dedi. Kulakları az işitir de. Biraz yüksek sesle konusun lütfen.. Ne diyeceğimi bilemeden bir arya patlattım. Kendimi sahnede o genç ve güzel Banu hanımı kurtarmaya adamıştım. Bu nasıl olurdu.. Hikmet bey inledi. Banu hanım benim sağ kolum olur. Kendisi buranın düzenini sağlar dedi. Kızıl saçlı güzelin hangi meslekte olduğunu anlayamadan sorulara geçildi. Yazarım dedim. Ama öyle yazmak değil benimkisi. Hikmet bey sanki dinlemiyormuş gibi ehliyetimi sordu. Var dedim.
Kızıl saçlı bayanı gözlerim yalnız bırakmıyordu ki. Kendisi gerçekten yanımda olmalıydı. Hikmet bey o gürültülü tonu ile işte böyle dedi. Bizler burada fotoğraflar çeker basın bültenleri hazırlarız. Ne gibi resimler. Her şey diye geçiştirdi. Her şeyin kapsamı geniş porno olabilir miydi? Bunu ileride görürüz dedim. Sanki işe girmiştim. Banu hanım ve Hikmet bey bana mekanı gezdiriyorlardı. İşte dedi masanız. Ne olarak burada bulunduğumu anlamadan gülümsedim. Kataloglar boy boy kadın resmi doluydu. Bunlara bakmam zaten bir yılımı almaz mıydı. Ne çok resim dedim. Sonra Banu hanım bana yol vermek ister gibi Oli bey biz sizi arayacağız dedi. Bu kadını gerçekten bir daha göremeyeceğime üzülüyordum.
Eski binadan çıktığımda gürültü hala kulaklarımdaydı. Kızıl saçlı Banu ve Hikmet bey beni asla aramadı. Bende oradan bir daha geçmedim…..
yorumlar
Kafka hesabı olmuş Oli, gayet iyi. Böyle, “yazarak kazanıyorum, ne yazdığım önemli değil, zaten bilmiyorum” şeklinde PR, reklam, gaste, porno (hepsi aynı kapı) için çalışan Barton Fink stilinde bi tip doğuyor sanki Bastiani öykülerinden.
Biraz daha uzun olabilir derim; bi de Bastiani dışında rutin bi iki tip eklenebilir belki..
kafka mi? bkowski demek daha uygun olmaz miydi?:)
“Rüya gibi, ama gerçek gibi de” atmoseferi var; zaten Bastiani de şöyle düşünüyor, “İçimden doğru yerde miydim diye geçirirken..”
Bastiani bana Dava’daki K.’yı, kızıl saçlı Banu ise, K.’nın mahkemede takıldığı (zabıt katibi miydi, temizlikçi miydi neydi) güzel kızı hatırlattı, diyecem, ama abartı olacak; ama yine de diyim..
gercekten abarti oldu. hatta daa da abartalim, burada köşedeki inek, yalanarak hayati temsil edio. tras, mass production. sagirla iletisim, duvarlari, is randevusu da intruderi simgelio. 🙂
O da senin görüşün. Ama ben ‘simgesel bi şey var’ falan demedim, yanlış anlamışsın.
“Evet, gerçekten abartı oldu” cümlene de takılmadım değil;)
muthis elestirmenleriz, yazinin deeri sayemizde anlasilacak. :))) hayat bayram olacak. 😉
guzel olmuş işte deyip uzatmamak size göre değil hiç değil mi,..
guzel olmus iste.
guzel olmus iste.
yorum yapmak yanlış bişey mi? Niye görüşlerimizi dile getirmeyelim. Görüş bildirmeye değer bi yazı olduğuna inandığımız için yazmak gerekmiyor mu? Anlayamıyorum bu susturma çabası ne…
bandini vardır, benzer bir kişilik.
quotes by culdesac:
“gercekten abarti oldu. hatta daa da abartalim, burada köşedeki inek, yalanarak hayati temsil edio. tras, mass production. sagirla iletisim, duvarlari, is randevusu da intruderi simgelio. :)”
bu yorum, “görüş bildirmeye değer olduğu için bildiriyoum ben görüşümü” yorumu değil hayatım,.. güzel bişi yazmış adam, siz de her zamanki abuk sabukluğunuzla cıvımışsınız,.. bu anlamda yorum yapmak, evet sen yapıyorsan yanlış bişidir,.. çünkü bundan başka birşey yapabildiğin yok,.. haa dersin ki “cıvımadığım dönemler de oldu hayatımda, hatırlıyorum”, o aman dilediğin gibi yaz,.. ben görmedim daha,..
derdim budur,..
onu savunmak bana düşmez, Dava’yı da andırıyor evet ama dava’dan öte bukowski’yi andırıyor demek istemiş Culdesac. Yani kadın, porno, garip betimlemeler, hatta biraz da Vian. Ben de yorum girmek istemiştim bu yazıya, senin yorumunu okuyunca kalakaldım. Üstelik beğendim de. Ve senin düşündüğün gibi betimlemelerle bir dalga geçiş söz konusu da diil. İnek hayatı temsil ediyor belki de ona göre, aynanın kenarından olmadık zamanda görünen bir simge. Traş ise topluluğun yapmaya zorladığı bir olgu, iş görüşmesine giderken hiç yapmadığı bir şeyi yapıyor, traş oluyor. İşte o da bir kitlesel yaklaşım. Kitlelere hoş görünme çabası. Sağırla iletişim kurmaya çalışmak da çağımızın hastalığı olan iletişim bozukluğu ve bu yüzden örülen duvarlar. Gidilen iş randevusu ise kendine, kendi içinde, izole bir hayat kurmuş olan Bastiani için bir intruder (özür dilerim, inan şu anda intruderin türkçe tam karşılığını bulamıyorum) Anlatmak istediğim şu: Sıradan gibi görünen yorumlar da bile aslında çok şey olabilir. İlla ki burada benim anlattığım gibi uzun uzun anlatmak gerekmeyebilir. Benim onun adına konuşmam gereksiz belki ama anladığım bu, belki de o bambaşka bir şeyi kastetti, kim bilebilir…
gayet hoş bi betimleme olmuş, biraz Vian, biraz Bukowski, biraz Kafka, biraz da absurd tadı girmiş yazıya. Taklit değil söylemek istediğim, sadece bana anımsattıkları bunlar. (artık her söylediğimi açıklamak zorunda hissediyorum.) Eleştirmen elbet değilim, ama edebiyat eğitimi aldım. Aklıma gelenleri de yazmak istedim. Bence de biraz uzun olabilirdi, ama o zaman biraz daha hareket gerekebilirdi bence. Belki de umulmadık bir anda şiddet girebilirdi. Bilemiyorum, ama keyif aldım 🙂
abnlamiosan konusmayacaksin bazen boole hot got die demek istedim de… o kadar yani. boole demek gerekio bazen de demek ki… sacma sapan bi’ sey bu ahkamlarda senin yazdiin en son yorum yahu! tadini kacirmadan oturamiosun diil mi koltuunda?
plumprune: beats me,..
culdesac:sinirlendin sanırım,.. typo yapmışsın da,.. plump “adam” gibi anlattı derdini,.. gerçi ingilizcelere filan takıldığımı sandı ama,.. en azından low profile tavrını koruyor,.. şahsıma yazdığın yeni günlüğünde devam edelim olur mu,..
evet ama sana ozel mesajlarla telkin gerekio :))))
oh, cevap kudretine haiz olamasan da kardeşinle gurur duyman güzel birşey,.. biz kendisi ile anlaştık, belki anlatır, hatta anlatsın.. ağzımın payını vermek tabiri de ilginç olmuş,.. bundan sonra da cevap veren balon olsun,..
nizi de takdir ederekten balon oluyorum.
hikayeyi yazandan hiç yorum gelmemiş, keşke o da bize anlatsa semboller yerli yerinde miymiş? 🙂