bildirgec.org

ae31

11 yıl önce üye olmuş, 120 yazı yazmış. 17 yorum yazmış.

büyümek yenilgiyi kabul etmektir.

ae31 | 28 June 2005 10:48

tanıştık.konuştuk. cansıkıntısı bulut oldu adam sıkıldı bende ona baktım durdum. sigara yaktı. çantasını karıştırdı. bir ara kötü muhabbet müziğe dayandı. konserler dedim. slayer dedi. ben çocukken dinlerdim. güldüm. utanma dedim. yok dedi utanmıyorum. 35 yaşındaki insanların korkarak metal müzikten bahsetmeleri, zamanında üzerlerini parçalamaları.. çocuktuk işte şimdi elektronik dinlerim diye böbürlendi. bense ona bu kafa ile Pig Destroyer dinle diyecektim. ama o geçmişini öyle bir kötülediki. manowar havada kılıcı ile kaldı. herifi elektrikçi diye adlandırıp yolladık.kimsenin tercihlerine karışacak değildik. zevk onundu. diğeri de bizim. zaten ona hiç bir diyeceğimiz yoktu. ama lisede dinlerdik çocuktuk diyince biraz üzüldük. geçenlerde orta yaş partisinde herkes karısı ile etrafta dolanıyordu. bende burada yerimi almıştım. ama üzerimdeki solmuş t-shirtle pek uzağa gidemezdim. kadınlar pastaları lüplerken bizde eskilerden bahsettik. herkes ellerini havaya koydu tamam dedik. bekle manowar geliyoruz.. biri Beşiktaş tan kılıç alalım dedi.

Başarısızlığın gölgesi başarıdır.

ae31 | 05 May 2004 12:49

Yeni yıla erken girmek veya bombalı kutlamalar yapma niyetinde değilim.

Zaten sabahları erken kalkıyorum ve bu benim için hiçbir şey ifade etmiyor. Sanırım uykum artık daha da gelir gider oldu. Bundan bir sorun çıkarıp kendimi paralamakta istemiyorum. Bugüne kadar problemlerle baş ettiysem şimdi de onları yüzüstü bırakabilirim.

Sabah yorganın altında inanılmaz terlediğimi gördüm. Duş almak istedim fakat o kadar terlemiş ve bitkin durumdaydım ki, bu düşünceden vazgeçip üzerimi değiştirdim.

Birkaç gün sonra yeni yıl, yeni düzen, yeni yalanlar başlayacaktı. Kimisi değerlendirme yapıp kendini mutlu edecek, kimi yeni dileklerde bulunacaktı. Benim hiçbir dileğim yok. Dileklerin gerçekleşmesi, onun hayali ile hayata sarılmak niyetinde de değilim. Kadınların erkeklere sarıldığı gibi yanlarında güven duydukları gibi de hayata güvenmiyorum.

gerzek bitik

ae31 | 12 April 2004 11:10

bunu sana nasıl anlatacam demişti bende hemen konuya girip soyunmasını istedim. o da bana bunun böyle olmayacağını, bu oyundan sıkıldığını söyledi<
bir sigara yapıp dumanına sarıldım. kadın kaçıyordu. yakalamak için duman tepemde döndü, bana bir fikir verdi. kulagıma fısıldanan şuydu.
umrumda değil..
hayt diyerek dumanı kafamdan dağıttım. kadına baktım. siyah sütyeni ile adeta benimdi. ama bana bakıp gidiyorum dedi. bende olur dedim. sessizlik canımı sıktı. kadın gözlerimin önünde giyindi. kapıdan çıkıp gitti.
evin içinde baktım, kala kalmışım. bir kahkaha tutturdum. telefon açtım falan filan dediysemde kimseye ulaşamadım. canım sıkıldı.
kadın nerelerdeydi. bilmiyordum. içimdeki merak bir türlü ölmedi. ama yeter dedim. kapatalım bu konuyu…
lavaboda ayna karşısında tekrar baka kaldım.
ulan dedim.
iyi de.. basit bu kadar basit mi

kap ve hap

ae31 | 26 March 2004 23:37

Hap aldım dedi. Kafam kırık.
Sarı saçlı, dar kotun içinde göbeği açık üstü ile ince belli bardak gibi salındı. Dumanı ağzımın içindeydi sanki. Bana kucak açıp dudaklarını ıslattı. Masanın köşesinde Bay KK vardı ve bu durumdan beni kurtarması için harekete geçmesini istedim.
Sarışın ince belli bana dönüp, Saçmalamıyorum ya dedi. Ağırlığını sol omuzuma bıraktı. Aslında Bay KK nın yerinden kalkmaya hiç niyeti yoktu ama ismini ikinci kez tekrarlayınca hareketlendi.
Ne aldı dedi. Hap diye geçiştirdim. Nereden bulduğunu sorduk. Eczane diye kıkırdadı. İyi o zaman bize de bul bakalım dedi Bay KK.
Kız seks bombası olup bizi patlatmaya niyetliydi. Ama biz bu savaşın içinde yer alacak mıydık, yoksa destek mi isteyecektik. Onu şu an için çözemedik.
Kız Bay KK nın kollarına atıldı. Sütyen giymemiş salıla salına hareket eden gögüslere bakıp bir sigara yaktım. KK nın film gibi karı diyerek onu saçlarından çektiğini gördüm. Biraz nefes alabilirdim. Haplı karının sadakatine diyecek bir şey yoktu ama kafası un ufak olmuş bir bedende akıllara zarardı. Alkolün en sertini istedim ama içemedim..
Müziğin sesi kısık gelmişti. Bu sefer yanımda esmer bir bomba oturdu. Hepsinin derdi aynıydı. Biraz para, kalacak sıcak bir yatak. Selam verip bacaklarının uzunluğunu gösterdi. Sıkıntımı dağıtsın diye ne istediğini sordum. Çok değil. Dedi.
Ne diye üsteledim. Bir saat için 500 dedi. Önüme döndüm. Korkunç rakkam zihnimde dönüyordu. Ama dedi tüm geceyi seninle 700 e geçire bilirim. Salakça gülümsedim. İleride duran japona gözüm takıldı. Yanındaki sarışını yiyip bitirmişti. Şimdi kızıl saçlıda onlara katıldı. Uzun bacaklı ayağa kalkıp vücudunu gösterdi. Tamam dedim güzel hareket ama…..ama uzadı ve Bay KK gözüktü.
Sarı kafayı sordum. Tuvalette dedi. Kusmakla meşkul sanırım. Kafasında sıçan olduğunu söyledi ve gitti dedi. İyi deyip uzun bacaklının ismini sordum. Verra diyerek Bay KK yı tanıştırdım. Kız damdan düşer gibi surat asıp ikiniz için 1000 olur dedi. KK’nın 300 ettiğini düşünerek güldüm.
Bu kız bizden pek hoşlanmamıştı sanırım.
Zamanının değerli olduğunu bildiği için bizden bir kaç adım uzaklaştı. Sigarasını tüttürüp etrafı süzdü.
700 dedim. KK nın suratının değişmesi normaldı.
Bırak dedi. Kafası kırık da birazdan burada olur.. Hemen tüyelim de bela başımızda dolaşmasın dedi.
Buz gibi hava suratımıza tokat gibi çarpmıştı. 8 şeritli caddede ne gelen.. ne de giden vardı. Saate bakıp suratımı ekşittim. Sabah olmuş neredeyse deyip aşa doğru adım attık.
O zaman dedi Bay KK senin yerin burasıdır.
Nasıl derken ince sadece kemik yığını olan bir zat bize kapıyı açarak buyur etti. Sakın dedi hızlı davranma. Bırak zaman geçsin diye uyardı. Sabahın bu saatinde ne göreceğimi merak ederek içeri daldım.
Sadece kafa yapan bir koku vardı içeride. Mumların eşliğinde tütsüler yanıyordu. Satılık hiç bir şey yoktu. İsteyen çıkışta mum ve tütsü alabilirdi. Kırmızının hakimiyetinde tam ortada durduk. Geniş büyükçe bir halının ortasında 2 kadın bizi selamladı. Bunlar diğer yerdeki kızların anneleri olabilirdi. 45 yaşındaki olgun kadınlar bizi bir köşeye çekerek beklememizi söyledi. Bay KK ya bakıp nasıl bir bokun içine bulandığımızı sordum.
Kadının teki elindeki kağıtları uzatıp doldurmamızı istedi. İlk soru: yaş, renk, boy, cinsiyet diye gidiyordu.
Bay KK kalemi uzatıp isteklerini yaz bakalım dedi.
Burada pek bir espirisi yoktu. Nedeni sadece kağıtla diyalog kuruyor olmanızdı. Bende bu sefer aklımdakileri biraz değiştirerek doldurdum.
Kızıl. 38. dolgun. Uzun bacak. gögüs
KK bana bakıp bu ne ya dedi. Rusya da gögüs aramak hayal be dedi. Bende hizmeti deniyorum dedim. Bizi karşılayan kadın tekrar gözüküp formları elimizden aldı. Artık gün ağrımıştı sanırım.
Daha ne kadar bekleyeceğimizi sordum. Ne bu dedim imalatta mı. Birden ışıklar yandı o loş yer sanki 1000 W görünce titreyip büzüldü. Bizde sanki suçluymuşuz gibi gözlerimizi ışıktan koruduk. Pardesülü bir Rus içeri dalıp emirler dağıttı. Ben içimden şimdi sıçtık derken. Bay KK bir sigara yaktı.

geldim gittim tekrar bittim

ae31 | 25 March 2004 23:45

o kadar oldu mu oldu sanırım peki ne olduysa oldu evet bırakalım ha bencede. aslında ona ulaşmak içindi hepsi peki. gidip gelmek gibi mi bilemediğim için sanırım şşşşşş o beni çağırdı yanına gittim. dedi

unuttum gitti

ae31 | 07 October 2003 15:41

sanırım hastanenin kokusuna alışacagım. hastalığımın nedenlerini araştırırken 2 polis ziyaretime geldi. dedikleri. şu. bay bastiani işin içindeyseniz başınız büyük belada… ama ben ne bir kelime ne bir görüntü hatırlayabiliyorum.elime gazeteyi tutuşturduklarında. ufak karenin içinde 3 kadın cesedi daha …başlığını mırıldanıyorum……..

uzun zamandır ortalıkta gözükmediğim doğruydu.bunun sebebi hasyalığım. şimdi beni rahat bırakın da tekrar hayal kurmaya çalışayım…….

iyi geceler..

Cibuti nerede; Bastiani

ae31 | 04 July 2003 17:46

Gözlerimi kapadım kadının sesini duyar gibiyim. Bana > sen misin diyor evet > benim. Göğüs aralarının açık olmasına bakıyorum. > Gerçekten uzak iki tepe > gibi arada gidip geliyorum. > Elleri ile renkli gözlerini kalın bacaklarını yukarı > çekiyor. Ben hala > rüyanın içinde boğuşurken kapıyı eşeliyorum. Karşımdaki > esmere evde olup > olmadığını söylerken evin içinde yerimi alıyorum. Bana > arkadaşının > olmadığını söylüyor. O zaman kendisini yemeye davet > ediyorum. Olur mu derken > içeri gidip hazırlanacağını kumaş pantolondan kurtulup > kurtulamayacağını > soruyorum. İş kıyafetinde harika götünü sakladığını > biliyorum. Saçlarının > yönünü değiştirerek evden çıkıyoruz. Adım Bastiani > diyorum. Evet diyor > biliyorum sizden bahsedildi. ben o an başka bir insan > karakteri ile elini > tutuyor ve yolun karşısına geçiyoruz. Elini çekmiyor. > Gülümseyip ilerideki > yemek evine giriyoruz. > Aç değilim. Bana anlatacağın ne var diyorum ve başlayıp > bitmeyen bir > konuşmanın içine dalıyoruz. Zamanla saatin yönünü > değiştirip eve gitmem > gerektiğini kulağına fısıldıyorum. Evine vardığımızda. > Bana resimlerini > gösteriyor. Güzel bacaklarının gölgesinde kalan > kalınlığına bir daha > bakıyorum. Güzel esmer kızı öpüp oradan ayrılıyorum. > Bana teşekkür edip banyoya gireceğini fısıldıyor. > Apartmandan ayrıldığımda gülümseme ile işini bitirmiş > bir katilin bakışı ile > oradan ayrılıyorum. > > Sağlam sabah kahvaltısını kedinin nezninde > gerçekleştiriyoruz. Günün > programını yapmaktan aciz bir şekilde gazetelere > sarılıyorum. Bastiani > kahvesini yudumlarken ev gibisi yok diyor. > Bana ne yapacağını sorduğumda. YS nin kapısını > çalacağını sesi titreyerek > söylüyor. Yıllar sonra bile o kapının arkasında > durabileceğine şaşırarak > kahvemi yudumluyorum. > Uzun zaman önce ayrılık yaşayan Bastiani gerçeklerle > yüzleşmemek için kurulu > bir düzen seçmemişti. Artık hasta bir adam olarak > eskinin o soğuk nefesini > istiyordu ve eski karısının buralarda onu çağırdığını > hissetmişti. Gidecekti > elbet. Ama kabul edilirse. > Öğleyi uyuyarak geçirdik. Hava gerçekten bunaltıcı > olmaya başlamıştı. > Mailleri kontrol eden Bastiani elindeki yazıları > yetiştirmesi için bir iki > saatlik izin istedi. Ve gözden kayboldu. Ben ne > yapacağımı düşünürken > Bastiani çoktan dışarı çıkmıştı. > Me nin sesi güzeldi ama gerçekten sahnedeki gibi miydi > yoksa bu da bir > oyunun parçası mıydı. Saçlarını açmış dalgalı deniz > gibi salına salına > yanıma geldi. Artık uzun cümleler kurmaktan sıkılmış > gibi kesik ve ciddi bir > konuşmaya daldım. Bu kadın neden benim içimde bir > yerlerde > dolaşacaktı.gözlerindeki maviliğe bakarak gri tonlarına > aldandım. Bir yudum > aldım dudakları kapardı eteğinin yırtmacını düzeltti. > Çoraplarındaki ince > çizgiler yukarılara doğru gidiyordu bu yolu gözleyecek > miydim bilmiyorum ama > aklıma bu kargaşada Bastiani yi aramak geldi. Sonra > hemen vazgeçerek Me nin > ellerini incelemeye başladım. Ne diyeceğimi bilmeden > konuşacak hiçbir şey > yokken dudaklarına sarılmalı hatta bir kaşık suda > boğmalıydım. Müzik birden > yükseldi. Bu gece dedi gelecek misiniz. O götü > gözleyecek miydim. > Gelecek…. > Ne istediğimi bilmeden karanlıktan ayrıldım. Sanki > kafamın içinde bir bitki > kurumuştu ve ben bu susuzluğu baş ağrısı olarak > çekiyordum. Tüm bu yürüme > sorununu bir kenara atarak canım sıkıldı. Yoldan geçen > suratlara bakıp > çirkinliklerine aldandım. Ne yapmalı ne yapmalı diye > sayıklarken hiçbir şey > eskisi gibi gitmiyordu. Yıllar bana buna meydan mı > okuyordu. Yoktu ortada.. > Hiç bir şey yoktu ve ben bu durumu düzeltmek için > hiçbir çaba da > harcamıyordum. Gidecek dedi. Bir ses sen de gideceksin. > 30 lu yaşların ortalarında mı gidecektim yoksa > yirmilerde çoktan burayı terk > etmiş miydim. Her şeye canım sıkıldı. Eve doğru > koşarken insanlardan > tiksindim yok olmalarını sağlayacak muhteşem bir plan > yapmalıydım. Artık > dayanılmaz bir ağrım gözlerimin içinde yanıp > tutuşuyordu taksi beni > istediğim yere götürdü. > Kapı ziline bakıyorum o da bana göz kırpıyor. > Yaşlarımız ilerlemiş sanki tüm > bunlara ne gerek var diye zile asılıyorum. Tasarladığım > hiçbir şey yok > aslında. Zile bastıktan sonra evde olmamasını içimden > geçiriyorum ne kadar > saçma diyerek merdivenleri eziyorum. Kapına uzun > bacaklı esmer kardeş ufak > bir hayret çığlığı ile bana doğru hareketleniyor. Sen > diyor sen misin. > O benim. Yıllar sonra açılaşmış şarap gibiyim. > Eve girme niyetinde değilim. Ama ablasının şu an burada > olmadığını hemen > telefona sarılarak bana gösteriyor. Buna gerek > olmadığını sonra tekrar > uğrayabileceğimi söylüyorum. Bir telefon diyor. > Rakamlar kafamdan geçerken > yok diyorum tekrar uğrayacağım.. > Selamlar deyip hayretle bakan gözleri kapının gerisinde > bırakıyorum. > > Tüm davranışların bir açıklamasını arayarak zaman > tüketen doktorlara bir > küfür savurarak tekrar ME nin olduğu yöne gidiyorum. > Göğüs araları açık ama olsun… > Caddenin tam ortasında file çoraplı ufaklık arkadaşına > bağırıyor. > Hiç birinizi sevmiyorumm…nefret ediyorum. > Bu kelimeler benim için hiç anlamlı değil. Bize sunulan > seveceksin.. > Anneni ne kadar seviyorsun, babanı ne kadar > seviyorsunlarla, yapılan > karşılaştırmalarla geçen çocukluğumuza selam çakıyorum. > Kimseyi sevmedim mi. > Bununun için yetiştirilmedim ki ben. Sevgi. O aptal > karşılaştırmalar > arasında da kalmadım ben. > File çoraplının arkasından gidip suratının ortasına 2 > tokat çakmak içimden > geldiği gibi… > Yanına yaklaşıp baksana bana diyorum.. nefret bak > buraya. > Afallayan 2 zibidi biz mi diyor. > Siz elbette piç kuruları… > Sakın bana küfür savurmayın.. alçaklar bile nefret > ettiğinizi biliyor. > Aptal şişko şey gel bakalım söyle derdini de görelim > nefretini. Kızlar > ahmakça bana bakarken buranın bir tiyatro sahnesi > olmadığını tartışıyorlar. > Kız bana yaklaşıp derdimi soruyor. Bir kahve hatta daha > ileri gidip gazoz > diyorum. Sen bize bi beşlik ver de bira içelim diyor. > Çok hoş olur diyerek > beni 3. kattaki leş plastik koltuklu mekana > çıkarıyorlar. Aklımda hala göğüs > arasının uzaklığı varken yeni yetmeler dünyadan ve > herkesten neden nefret > ettiklerini sayıyorlar. Küfürler havada uçuşurken bu > kızların 10 sene sonra > üst düzey bir işte çalışacağı aklıma geliyor. Sonra > ikisi kikirdeyerek ne > günlerdi be diye iş arkadaşlarıyla zaman geçireceklerdi. > Bunları onlara söylediğimde zaman hızlı geçmiş akşam > olma vaktindeydi. İzin > isterken benden ev için yol parası istemeyi ihmal > etmediler. > Me nin yanına hala gidebilirdim arayı kapatabilirdik. > Bunu yol boyunca > düşünecektim.. > *** > Bana hiçbir şey olmasını istemiyorum demişti. Buna > uymadım elbette. Eve mi > yoksa gögüs arasına mı. Hangisi bana daha yakındı > çıkarlarımı bana > öğretilenleri bir çırpıda düşünüp kararımı verdim. > Yaşam bana hiçbir şey > sağlamamıştı ve bu benim tam tersimdi bende ters yöne > geceyi geçireceğim > deliğe girdim. Kalabalık aptal bir o kadarda uyuşuk > kalabalığın arasına > daldım. Kapıdaki görevli kartımı görünce saygıda kusur > etmemişti ve bu küçük > dünyada içki şişesi yerini almıştı.. > NUVA nın içinde. > Küçük odalar mevcuttu kimisi uyuşturucu kimisi > yanındakinin tadına > bakacakmış gibi daracık odalara sıkışmışlardı. Me nin > kalın bileklerini > görüp biraz geri çekildim. Kalçasını saran eteğini > göstererek hoş bir > muhabbete daldık. İşler yoğundu. Bende ise pek iş > konuşacak konu yoktu. > Aslında nereden başlayacağımı hatta bu gece benimle > gelmesini nasıl bir > yalanla söyleyecektim. Bu beni tüm gece düşündürdü. > Program başladığında > mekanın arkalarında duran sarı saçlı koca götlünün bana > el salladığını > gördüm. > İsmimi hatırlamaması için para dağıtabilirdim ama o > düşük bütçeli hafızası > ile yanıma geldi. Siz dedi sizi nereden tanıyorum. Yaşı > belki standartların > üzerindeki bu kadına alayla bakarak vapurda dedim. > Ah diye kikirdeyip kolumu sıktı. Evet vapurda diye > tekrarladı. Ağzından > çıkacakları sayar gibi dudaklarını okudum. Size dedi > bakın kimi > tanıştıracağım diyerek geri çekildi. İnceden bir anne > sesi yükseldi. Kadın > kızına çekidüzen vermesini emrederek jürinin hayatın > içine atıldı. Bakın > işte DAT budur, size bahsettiğim kızım dedi. > DAT hoş alımlı ama giyinmeyi bir o kadarda bilmeyen > yeniyetmenin tekiydi. > Siyah taytın altında kirli postalları sırıtıyor, > üzerindeki bol gömlekte > sararmaya doğru gidiyordu. > Sarışın kadın size bira alayım diyerek bara yöneldi. > Kıza hiç bakmadan > annesinin hoş bir kadın olduğunu zırvaladım. Kız > çekinerek annemden nefret > ediyorum dedi. O sırada biralar gelmişti. > Sahnede gri gözlü ile göz göze gelip gece için > planlarımı sabitlemem > gerekiyordu. > Kadın kızından bahsetti. Birkaç grup ismi söyleyip > konuşmayı genişletmek > istedi. Kızının üniversiteye hazırlandığını zırvaladı. > Tüm bunlardan bana > neydi. İyilik meleği mi olacaktım tüm bunları dinlemek > için. Ara verildi. DJ > Whitesnake diyerek beni azat etti. Oradan > uzaklaştığımda sıcak birayı > masanın ucuna bırakarak sahneye yaklaştım. > Güzel dedim çok güzel. O da bana bakarak gülümsedi. > Gülücük dağıttı. Bir > anda buradan çekip gitme fikri içimi öyle bir ağırlık > bastırdı ki arkama > bakmadan dışarı çıktım. > > Uzak çok uzak dedi Bastiani. Ellerinde ne vardı > bilmiyorum ama bana bakıp > tekrar deneyeceğini söyledi. > Gece sıkıcı bir hal almıştı ve insanlarla paylaşacak > hiçbir şeyim > kalmamıştı. En iyisi bir kenara çekilip beklemekti. > Birileri ne zaman olsa > uğrayacaktı. Müziğin sesini açarak beklemeye > başladım…. > > Kapının önünde günlerdir bekliyordum sanki zile basmak > sonrada pişman olmak > istemiyordum. Ama basacak tekrar merdivenleri aşacak > kapıda belirecektim. > Peki sonrasında ne olacaktı. Hiçbir çaba harcamadan > hatta bir şey beklemeden > evin içine girecektim. Parmaklarımın ucundaki zile > bastım. Sanki her kareyi > önceden çizmiş gibi yaşayarak merdivenleri ezdim. Bana > kalırsa hoş bir > deneme idi. > Kapıyı açan ve gözlerindeki dolulukla bana sarılan > bedene kayıtsız > kalamazdım. > Gerçekten böyle mi olacaktı yoksa düşündüğümün tersine > olması gerektiği gibi > uzayıp giden bakışlarla mı sabredecektik. Aynaya > bakarak –nerede -kim > olduğumu, her insan gibi kavradım. > Ben, ben olduğum için kendime..diyerek işin içinden > çıkmak istedim. > > Masanın başında bekleyerek biramı yudumluyorum. Yazar > bozuntusunun her > dediğine kanacağım birazdan. Bana harika hikayeler > anlatacak. Sonra uykuya > dalacağım. > Tüm bu anlatılanların gerçek olmasını isteyeceğim.