Yaşlanmışız herhalde, dışarıda kar yağıp eve kitlemişken bizi, kültablası doluyo, biralar devriliyo ve bangır bangır kabilinden heavy metal eşlik ediyorken cuma geceyarısına..

Jon Oliva abimiz, demin diyordu ki yaşlılığı anlatırken “Hala sabaha kadar ayaktayız, ama artık sabahlar o kadar parlak değil”…ya da mealini anlayanlar için “..still we stay up all night, but the mornings aren’t quite as bright..”. Aklıma düştü, sabaha kadar taksim’de durup, ölümüne içtiğimiz günler.

Alkol şimdi de vuruyor aklımı, aynı o zaman gibi, durup dururken gözlerime bişiler oluyor, allahtan kimse yok da sigara dumanı kaçtı ayaa yapmaya gerek kalmıyor. İnsanlar geçiyo gözümün önünden ve kulağımdan da şarkılar. İşte o ölümüne içtiğimiz, ölümüne sevdiğimiz ve ölümüne kavga ettiğimiz ama bir türlü ölmediğimiz gecelerin şarkıları.

Kadıköy planlanmıştı bu akşan taa ki kar yüzünden yoldan dönene kadar, şimdi başbaşayım müziğim, biralarım ve sigaramla, demin bira şişesi Rob Halford’a back vocal yapıyordu, “It’s immortal sin” diye, ya da ufaktan kafam bulandı benim, bana öyle gelio.

İnsan içine karışmamak iyi oluyor sanırım bazen, o ölümsüz günahları haykıran seslerle beraber kendini de dinliyorsun, Jon Oliva anlatınca, yaşlandım artık diyorsun ama bişiler eksik kaldı, sonra Helloween çıkıyo şapkadan diyor ki “Some dictator felt progressive, he laid down in the sun, but his people were aggressive, they killed him with a gun”, o zaman da gülüyorsun, yok abi diyorsun daa yaşlanmadık, en azından ölmedik daa. Haftaya diyorsun, Caravan’ı, Eskiyi bir tavaf edelim, bünye kendini bulsun, 15 yaşında, tıfıl haline dönsün bikaç saatliine de olsa, bol alkol desteiyle de olsa, çaliim şu sıçtıımın hayatından ne kadar olursa.

Ve ne kadar ilginç, bu topraklarda doğmuş ve yetişmiş birinin (ve birilerinin) hayatın anlamını, birtanyalı madenci kardeşilerin müziğinde bulması. Şeytan diyor ki, durma bikaç bira devir, sonra çık sokaa, 12 yıl önceki gibi, siyah tişörtlü insan ara, buldun mu da yapış, hevi metal die, iron maiden die, hisset o yalnızlığın, farklılığın, sevdiğin şeylere zor ulaşmanın keyfini tekrar damarlarında. Tuttur tekrar, hevi metalci olmayan kızlarla beraber olmam ben die, sonra da uzun müddet tek başına dolaş yine!

Ne diim ki, çok yaşa hevi metal, çok yaşayın her türlü maltlı içkiler, biz yaşlanıyoruz artık, biliyorsunuz sabahları o kadar parlak olmuyo artık, umarım bizden sonrakiler de özen gösterir size, sarılıp uyurlar üşüdüklerinde!