Gel keyfim gel. Zamanın hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini onu ilk kez gördüğümde anlamıştım. Onun bambaşka olduğunu ilk gördüğümde anlamıştım.Öyle şeyler vardır ki, somut kavramlarla açıklamak mümkün değildir. ‘Neden?’ dersen, yanıtını çok da esaslı açıklayamam. Hani küt(!) diye hissedersin ya. Birden bire duyulan bir his sadece.
httpimg378.imageshack.usihnpf2ja3gi9.png
Kutsal ağacın tohumları onun üzerine kondu durup dururken ve ben onun farklı çok çok farklı olduğunu çok çok içlerden anladım. Susmak ve hissetmek zamanı. Huzurun adı bu.Ne kadar huzursuzmuşum çoğu zaman, onu tanımadan. Şimdi yanımda olmadığında dahi öyle huzur doluyum ki, ondan önceki huzursuzluğumu şimdi fark ediyorum. Aynı onu paylaşmak istememin derin baskısını duymam gibi. Bu da nerden çıktı şimdi dersen, nasıl ki ondan önce huzursuzsam ondan önce de kendimi kıskanmayan biri sanırdım. ‘Ah, derinden duymamışım ki, sarsılayım.’Ama nasıl hoşuma gidiyor onu bu denli sahiplenen/ benimseyen, çok çok içte duyumsayan bir halim var. Peki, bunun neresi mi hoşuma gidiyor? Onun da bana deli gibi ilgili olması başımı döndürüyor, abartısız. Aşkım deyişi var ya, bittiğimin resmidir. Şımarması, bana sırnaşması, yanımdayken dahi beni özlemesi anı donduruyor.An be an mutlu olurmuş insan. Sorunların tamamını evet tamamını rafa kaldırabilirmiş. Hayatta bu güne değin anlam bulamamış sözcükler yerine oturur ve içte farklı bir anlam hissettirmiş. Cennet yeryüzüne iner mi? Şahidim. İnermiş. (Şükür.) Sarılınca her seferinde her şey geçermiş, her seferinde. Dünyada ondan başka sevgili olunacak insan kalmamış ve herkes onun farkındaymış gibi bir hissiyata da kapılırmışsın ki, bu durumu kendine açıklaman mümkün değil, aşk bu olmalı. Ruhunu saran, değiştiren duygular… Aşk ya da her neyse, ne olduğu ile ilgilenmiyorum, sonuçları oldukça açık zaten. İsim o kadar önemsiz ki…Onunla yaşanan her gün, hayatın/ Tanrının hediyesi. ‘Tanrım dileklerimi kabul etti’ dedirten bir durum varlığı/ sıcaklığı, içtenliği… Hayatımın en güzel günlerini yaşıyorum onunla. Yorulmuyorum, bunalmıyorum, kendi sınırlarımı aramıyorum. Samimi ve pazarlıksız. Sadece seni istediği için orada. Sadece onu istediğin için oradasın. Bu kadar.‘Ne kadar sürer, nereye gider, hayatıma kalır mı, onun hayatına kalır mıyım, hep her şeyi olur muyum, benden sıkılır mı, başkasını bulur mu bir gün o da?’; bunları sorgulamıyorum ve hiçbir şeyi sorgulamıyorum. Onunla çok çok mutluyum. Dilerim hayatıma kalır, dilerim hayatına kalırım. Ötesini bilemeyiz ne o ne ben. Sadece dileyebiliriz.Kutsal ağacın tohumları onun üzerine kondu durup dururken ve ben onun farklı çok çok farklı olduğunu çok çok içlerden anladım.
yorumlar
insan aşık olunca böyle güzel şeyler yazar ve hisseder:)
konu klişe aslında, ama öyle güzel hissettirmişsin öyle içten yazmışsın ki ben de hissettim senin duygularını burada. Arka plana da şu şarkıyı armağan etmek istiyorum :)heaven.. i’m in heaven.. my heart beats so that i can hardly speak… =)not: yazının başlığı ab+ olmasa okumayacaktım. 😛
melodi gibi sarıp sarmalayan cümleler.
Pandoradaki kutsal ağaç gübü!!!!
dipnot : benimki B rh (+)
benimki de AB rh(-)kahretsin, özel biriyim.en azından ülkemin sınırları içerisinde.
üzgünüm en paylaşımcı 0rh(+) tir. literatürde.aha ben iylik için doğmuşum, dip not 0rh(+).
kibarca anlatmış ama ben kısaca dengesiz diyorum.
cık cık cık… karışım yapsak yeni bir sentez falan olsa.hatta renkli olsa ve rengine göre kişilik analizleri yapsak, benim ki ruh halime göre, bir mavi bir yeşil aksa…
oyoyoy 0 grubu için söylenenler tıp demiş burnumdan düşmüş. yazanın eline sağlık, buraya kopyalayanın da eline sağlık. Uff bir kez daha hayran oldum kendime:)))