Ne çok bekledin. Bitmeyen, bir türlü de yakalayamadığın bir ipin ucundan tutabilmek için bunca uğraş. Nedir o sevgi dedikleri… Umuda bağlanmış meret; beklemekle ömür tüketen, tükendikçe yarına daha sıkı bağlandığın bir döngü.Yarının inşallaha, bugünün yarına bağlı, yaşarsın. Ama hep beklersin. Bugünden elde ettiğin bir şey olmadı mı, inşallaha havale edersin. Geçen günlerin dününü düşündün mü ölmek ister, ayakta kalacak sebep ararsın. Bugüne alışamadan, dününü yargılayamadan, hesap soramadan yarına koşarsın. Sen de istersin elde etmek ve tekrar elde etmek, ve tekrar… Kadın olduğunu her gün görmek ve görüldüğüne sevinmek. Ve her günü saniyelerine dek hazla, dünü keyifle düşünerek sürdürmek. Olmadı değil mi dostum…Bedeninin en genç, en verimli çağını geride bıraktığını bilmek istemezsin. Genç vücudunun orasında burasındaki gür tüylerin sağlık işareti olduğunu anlamak işine gelmez, saçlarının siyahını hatırlamazsın. Yumurtalıkların hapı yuttukça ilaçlara saldırırsın. Hele de gözünü kapatıp iki de velet doğurdun mu, bağlarsın elini de kolunu… İnandığına mı yanarsın, inanmak zorunda olduğuna mı… Çekip gitmek, bırakıp uzaklaşmak istersin ama günahların ardın sıra koşar; bir yere kaçamazsın.