bildirgec.org

ümit hakkında tüm yazılar

Temiz ve masum bir ümidi yok etmek…

bithikotsis | 10 April 2011 07:00

Adı Gonca’ydı. Doğu Anadolu’nun kıraç bir köyünde sekiz yaşında bir kızcağızdı. Altı kardeştiler. Gonca en büyüğünden bir ufak olandı.
Okumaya çok meraklıydı. Köyde imkan bulamaz, posta dağıtan amcanın arabasına abisi ile gider kasabadaki kütüphanede okur, okur okurdu. Renkli ansiklopedilere hayrandı. Ona göre hayat o ansiklopedilerde yazanlar resmedilenlerdi.

Gonca’nın ailesi cahildi. Babası düşük maaşa tarlada çalışır ev geçindirirdi. Anası temizliklere gider üç beş para kazanırdı. Ailede okuyan yoktu. Ya ablaları evlenip gitmiş ya da başka yerde karın tokluğuna çalışıyordu. İki abisi vardı Gonca’nın, biri şehit düşmüştü.

Neredesin Ey Yarın? Kaçıncı Vuslatta… Kaçıncı Ayrılıkta…

HBOZTOPRAK | 01 August 2010 17:56

Kaçıncı geri dönüşünde,

Gidenlere elveda türküleri mırıldanan martıların…

Kaçıncı yeni dövüşünde,

Farklı dünyalarda yaşayan akıl ile duyguların…

Kaçıncı acı deminde,

Yudum yudum içtiğim bu yalnızlığın…

Kaçıncı son çekiminde,

Yüreğimden ciğerime, bir alışkanlığın…

Kaçıncı yaprak döküşünde,

Gözlerime astığım takvim-i hayallerin…

Kaçıncı üzerime çöküşünde,

Bu aşkın sonundaki onulmaz hallerin…

Kaçıncı bendesinde,

Aşka Ait…(2)

witamin | 26 July 2010 14:13

Gitmişti İstanbul’a.Ne bir tanıdığı ne bildiği bir yer vardı.Birileriyle tanıştı İstanbul sokaklarında dolaşırken ve tanıştığı biri kendisinin çalıştığı fabrikaya işçi olarak girebileceğini söylemişti.Hiç düşünmeden kabul etmişti.Başka çaresi var mıydı ki?

Onun için yeni bir hayat başlamıştı ama hiç çıkmıyordu içinden sevdası.Yurtdışına çıkma fikri girdi bir yerlerden aklına.Ne kadar uzağa gidersem o kadar çabuk unuturum diye düşünüyordu.Evet kesinlikle yurt dışına çıkmalıydı,kaçmalıydı sevdiğiyle kaçmayı planladığı yerlere. Bir başına…

Geçmiş delmiş geçmiş…

Dolce Magico | 05 March 2010 12:31

Dol’ dan Mor’a …

-Çakıldım! Bu sefer tek başına konuşuyorum, zamanım yok derken geçenlerde, harbiden şimdi yoksun yanımda.

Kaldım…

Bir başına tek başına kaldım, paylaşımların bittiği yerde; ulaşılamıyorların kulağımı tırmaladı, her gece saat birde ve gerisinde ve berisinde.

Düşündüm…

Düştü düşümde bir düş, diye basmakalıp. Sadece aşklara isyan edilmez bu devirde! Aşk var mı podyumlarımızda? Yok, artık yol alırız aşkın ötesinde sevgilere.

Aldık…

Yol aldık biçare gönüllerimizde sen ve ben bir ortaaam yarattık. Dedik ki hiç tanımadığınız birine aktı mı kelamlarınız? Sadece gönülden koptu, taştı, aştı ve açacak derken arşınları…

Zor olan… Peki ya?

tutkulubiryazar | 01 March 2010 11:51

Meğer ne de zormuş hayat… Yada zor olan bizmişiz meğer… Hayatı, sırtımıza yüklenip ezilmemizi nasıl açıklayabiliriz ki… Mutlulukla hüzün arasında geçen köşe kapmacanın sonucu mu bizim hayatımız?…Yoksa hayatın sonucu mu mutluluklarımız…

Gök mavisi mi büyülüyor bizi? Yoksa Gökyüzünün mavisi sadece bize mi mavi… Kim bilir belki de gecenin en renksiz anında kopuverir bir kıyamet daha…Avuç avuç yudumlarız bizde ölümü sanki ondan hiç korkmamış, hiç ürkmemiş gibi…

45’indeki Bir Kadına Epilog

Kuduz maymun | 21 January 2010 09:44

Ne çok bekledin. Bitmeyen, bir türlü de yakalayamadığın bir ipin ucundan tutabilmek için bunca uğraş. Nedir o sevgi dedikleri… Umuda bağlanmış meret; beklemekle ömür tüketen, tükendikçe yarına daha sıkı bağlandığın bir döngü.

Yarının inşallaha, bugünün yarına bağlı, yaşarsın. Ama hep beklersin. Bugünden elde ettiğin bir şey olmadı mı, inşallaha havale edersin. Geçen günlerin dününü düşündün mü ölmek ister, ayakta kalacak sebep ararsın. Bugüne alışamadan, dününü yargılayamadan, hesap soramadan yarına koşarsın. Sen de istersin elde etmek ve tekrar elde etmek, ve tekrar… Kadın olduğunu her gün görmek ve görüldüğüne sevinmek. Ve her günü saniyelerine dek hazla, dünü keyifle düşünerek sürdürmek. Olmadı değil mi dostum…

ÜMİT.

akoni | 21 December 2009 11:57

Ümit bir can simididir bence.Nasıl havasız susuz yaşayamazsak, ümitsiz de yaşamak olanaksızdır. Bulunduğumuz durumun daha iyisini,daha rahatını, daha sağlıklısını hep ümitle bekleriz. Ümitler hep yemyeşil, taptaze, dipdiri beklemektedir ufukta… Yaşamdan zevk almak, ayakta kalmak için bir ümit içimizde var olagelmiştir.

Geleceğimizin örgüsünde, bizi cesaretlendiren, yaşama sevinci veren duygudur ümit. Geleceğimizin yol haritasında pusuladır, yol gösterendir. İnsan yedisinde de, yetmişinde de ümitle yaşar..Ümidin bittiği anda yaşam çekilmez olur. Başarı durur, sevgi durur, inanç durur, yaşam durur.

NİHİLİZM ÜZERİNE

il mare | 25 June 2009 11:34

İvan Sergeyeviç Turgenyev
İvan Sergeyeviç Turgenyev

A:”Oysa ben düşünüyorum da,işte bir saman yığınının yanında yatmışım…Şurda kapladığım yercik,benim bulunmadığım,benimle ilgisi olmayan evrenin geri kalan parçası ile karşılaştırılırsa ne küçük! Bu benim yaşam payıma düşen zaman parçası,benden önce geçmiş,benden sonra geçecek zaman parçası ile ölçülürse,hemen hiç gibi bir şey…Ama gene de bu atom içinde,bu matematik noktanın içinde kan dolaşıyor,beynim çalışıyor ve birtakım istekler duyuluyor…Ne korkunç iş! Ne boş şey!”

B:”Senin dediğin herkes için öyle,bence…”
A:”Haklısın,ben demek istiyorum ki,onlar,öyle bir hay huya kaptırmışlar ki kendilerini,hiçliklerinden rahatsızlık duymuyorlar.Hiç dokunmuyor bu onlara…Oysa ben…Ben sıkıntıdan,öfkeden başka bir şey duymuyorum.

ÜMİDİM, GENÇLİKTEDİR.

Asturias | 08 January 2009 13:34

Hep nereye doğru gittiğimiz tartışıldı, her kuşağın bir öncekinden daha korkutucu olduğu söylenip duruldu. Gelecekten şüphe edildi. “Genç” sözcüğü hep birilerini korkuttu. Oysa biz, yapabileceklerimizin (yoksa yapamayacaklarımızın mı demeliyim?) farkındaydık. Endişe bizden yana değil, yaşamdan yana olmalıydı.

“Kuşlar, çiçekler, böcekler” beklendi bizden hep, oysa biz hiç dokunmadık ki onlara… Hep unuttuk, hep unutulduk… Biz en rutubetli köşelerde hep küf tuttuk.. Biz en çok “egsoz” kokusunu sevdik, hiç bilmedik papatyadan fal da bakılabileceğini, biz hep sapan yaptık, hiç öğrenmedik “bülbül”ün “yâr”da olabileceğini ve biz hep en irileriyle paylaştık yattığımız yeri böceklerin, hiç azar yemedik annemizden elimize aldığımız karıncaya şaşkınlıkla bakarken…