bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

İçimdeki Soğuk

mavilikler | 12 February 2011 16:30

Yalnızdı yine. Ama çok güzel bir güneş vardı dışarıda. Yalnızlığı yasaklıyordu insanlara. Herkesin yanında birileri vardı. Kahkahalarla çınlıyordu her yer. Belki de sırf böyle kahkahalar atabilmek için birbirine yaklaşıyordu insanlar. Güneşe layık bir cıvıltıyla bir şeyler söyleyebilmek için…

?:) – 2

Cali Kusu | 12 February 2011 15:27

Ben Şair olsaydım Eğer Sana Öyle bir Şiir yazardım ki Sevgili, Harflerine Asardın Kendini !!!

G ün geçer de akşam olursa,
İ lk akşam gibi sabaha kalırsa,
D ünden kalan yarınlardaysa,
E llerimde yetim kalan birileri varsa,
S ilemediklerimi karalamak varsa,
İ llede o deyip yırtınıp ağlamaksa
M aden gibi dert var demektir…

G üneşsiz bir sabahdaysan,
E eğerlerin keşkeleriysen,
L eylek kadar uzun,
D emir kadar katıysan,
İ şin yaş demektir…

Ateş

Chat Noir 1 | 12 February 2011 14:12

Tenindeki sıcaklığı tenimde hissedebilmek,
İşte bütün mesele bu.
Gözlerimdeki ateşi beynine işlemek,
İşte bütün mesele bu.
Sensizliğimdeki sessizliği sana hissettirebilmek,
İşte bütün mesele bu.
Düşüncelerimdeki yasakları aşarak sana ulaşabilmek,
İşte bütün mesele bu.
Sorgusuz sualsiz seni sana sevdirmek,
İşte bütün mesele bu.
Seni sevdiğimi sana söyleyebilmek,
İşte bütün mesele bu.

Güliz Ardilli / İstanbul / 10 Ekim 1997 1:25

Hıçkırıkların Bebeğim

Chat Noir 1 | 12 February 2011 12:30

Sakın kimseye güvenme bebeğim,
Sakın kimseye inanma.
Hıçkırıkların sevginin boyunu aşmasın.
Sakın gülen gözlere aldanma bebeğim,
Sakın sözler seni baştan çıkarmasın.
Hıçkırıkların sevginin boyunu aşmasın.
Sakın önemsiz olduğunu düşünme bebeğim,
Sakın duygularını hissettirme.
Hıçkırıkların sevginin boyunu aşmasın.
Sakın unutma bebeğim,
Sana senden başka dost yok.

Güliz Ardilli / İstanbul / 28 Ağustos 1997 Peşembe

Seç ve Yaşa

Leb i Nar | 12 February 2011 11:10

Her seçiminin senin için iyi bir sonuç getireceğine inan. Gelen beklemediğin bir sonuç bile olsa, her şerde bir hayır vardır mutlaka. Unutma, hayat küçük gülümsemelerden ibaret. Çok mutlu olamaz kimse, çünkü her şey zıddıyla doğar. Gülersen ağlarsın, ağlarsan güler. Bu değişmez bir bütünün parçasıdır. Kaçma! Kabul et tüm sonuçları, önemli olan bu. O zaman acılar da sevinçlerde insanı ne yıkar ne mutlu eder çok fazla. Eşitliği sağlamak senin elinde, her şey dengede kalmalı.

Kavramsal Boşluk ve Kapitokrasi

HBOZTOPRAK | 11 February 2011 15:17

Dil-bilim açısından ne kadar kabül görür bilmem ama yaşadığımız siyasal modeli açıklamak için ‘demokrasi’ kavramının haricinde yeni bir kavrama ihtiyaç duyduğumuz aşikardır. Kapitokrasi yani ‘kapitalin iktidarı’ mevcut sosyal, ekonomik ve nihayetinde politik yaşamı ifade etmek için oldukça uygun bir kavram. Özellikle; liberalizm ve globalizm arasındaki geçişin doğorduğu evrimsel sancıların yaşandığı ve ‘varandaşlık’ kavramının yerini ‘girişimcilik’ kavramına bıraktığı post-modern toplum tipinde böyle bir kavrama, daha bir ihtiyaç vardır.

Birileri yaşadığımız toplumsal düzenin ‘demokrasi’ olduğunu bas bas bağırsa da, kendi çıkarları için yaptığı bazı davranışları demokrasiye mal etmeye çalışsa da ya da bilmem kaç yılda bir önümüze konan akibeti meçhul ‘sandıkları’ doldurmak için meydanlarda başımızı ağrıtanlar güya millet iradesine başvurduklarınıı söyleseler de; insanın aklını kurcalayan bir hayli tutarsızlık ortaya çıkıyor.

EKONOMİ HER ŞEY…

colorito | 11 February 2011 11:45

Şansınız bol olsun” yazıma arkadaşımın yazdığı yorumu okuyup, cevap olarak bende yorum yazdım.

” Yazdıklarınız da haklısınız ama benim yazdığım evler (resimleri netten bulduğumdan gene de hoşlar) inanın bakarken insana eziyet eden görüntüler. Şöyle bir gerçek var. Bu evlerde oturan daire sahipleri hasbel kader onlara sahip olmuşlar. O evleri yenilemeye güçleri yok. O zaman yapsatçılar kat karşılığı evleri yeniliyor . Hem eski evi olanlar hem de yapsatçılar kendi açılarından kazançlı oluyorlar.

Dün Gibi Hatırlıyorum…///

Cali Kusu | 11 February 2011 09:38

Evet herşeyi hatırlıyorum. Daha doğrusu hiç unutmuyorum. Mıh gibi çakmışım aklıma… Ne varsa önümde geçmişten kalan, sebebi dün gibi aklımda… Unutmam ki ben zaten, insan unuturmu ölen kuşu iiçin tuttuğu yası. Elleriyle mezar kazıp toprağa koyduğu umutlarını, hani köşe başlalarında saklambaç oynarken kaybettiği arkadaşlarını, sonra çığlık atıp ‘nara’ gibi anlattıkları anılarını, annelerinden dinlediği masalları. Bazen de masal anlatacak kimse olmayınca altına saklanıp ağladığı yorganını insan hiç unutur mu? Unutmadım dün gibi hatrımda…

Gizemli Mavi

Chat Noir 1 | 10 February 2011 14:25

Şu yıldız denizinde yüzerken,
Yere basabilmek gizemli maviyi anlamaktır.
Ümitsizlik mavisinde kaybolmuşken,
Mantık gemisine ulaşabilmek gizemli maviyi anlamaktır.
Serin sularda yüzmeyi unutmuşken,
Bir martının kanadına tutunup yükselmek,
Gizemli maviyi anlamaktır.
Güneşin saçları mavi yaşamı bulmuşken,
Kum tanelerindeki ışıltıyı görebilmek,
Gizemli maviyi anlamaktır.

Güliz Ardilli / İstanbul / 19 Mayıs 1997 Pazartesi