bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Hikayeler Hep Yarım Kalacak

ceyhunak | 15 January 2009 10:57

“Pazarlık etme benle, aşkım satılık değil ki. İkinci el tezgâhlar da satılmıyor yüreğim. Kullanıp kullanıp atamızsın öyle. Ya sev ya terk et, fazla ısrar etmem merak etme”, dedim ve sen gittin. Gidişin acıtırken içimi, hafiflemişti yüreğim aslında. Sen bende ne ağırmışsın meğerse. Makyajımı silmeden küveti doldurdum soğuk suyla, bende küvetteydim şuan. İliklerime kadar hissederken soğuğu, her tarafım titriyordu. Çıplak bedenime baktım, morarmak üzere olan dudaklarımda kahrolası adın. Sayıkladım. Haykırdım. Şuursuzca çıktım banyodan, odama gittim, yatağıma baktım, ama yere yattım. Sensiz ilk geceyi yatağımla paylaşmak istemedim. Sakladım. Saklandım. Sabaha karşı uyandım, bir kahve yaptım, içimden gelen bir şarkıyı mırıldandım “kalbini kim kırdı, artık mavi değil mi denizler gökyüzü. Kanatlarını kim çaldı, artık sende değil mi?” sonra sustum. Kustum nefretimi. Biraz duruldum ve doğruldum. Birileri severken birileri giderse, hikâyeler hep yarım kalacak. Bir Pazar sabahı tek başına başlayacak ve sona erecek, ilk gün derken; günler, aylar ve hatta seneler geçecek. Şarkılar bana kalacak, yarım kalan hikâye mutuz sonla anlatılacak. Kahveler soğuyacak…

“Not: Pamuğumun hatırasına. Sanki onun ağzından.”

Gölge sevdasının sonu

darjeeling | 15 January 2009 10:19

Önce ‘ona’ aşık olmakla başladı herşey…
Hergün daha çok eridi gözlerinde..
Sonra ‘o’ gitti, gölgesi kaldı, kokusu kaldı..
Olmayanı gerçek sanmak, üstüne üstlük olmayanla konuşmaya çalışmak, konuşamamak, gölgeye küsmek, sırtını dönmek, kadehi tek başına kaldırmak, gözyaşının silinmesini beklemek, ‘EL’ olmak, odada varolmayana ‘el’ olmak, bir olamamak…
Delirdi kız sonunda.
Malum, hastaneye kaldırdılar onu da.
Gölge özgürlüğüne kavuşmuş, terk etmişti kızı.
Kız da mahkumiyetine merhaba demiş, gerçek gölgelerin arasına sonsuz süreliğine hoş gelmişti…
Sonrası, artık ne yaşarsa o olacak..

Doğal Kazığımı Aldım!

ozanTi | 15 January 2009 09:13

Doğalgaz dediler,
Kömürden ucuz dediler,
Temiz dediler,
Dogal kazığı yedirdiler.

Doğalgaz dediler,
Çok rahat dediler,
Kova değiştirme yok dediler,
Doğal kazığı yedirdiler.

Doğalgaz dediler,
Vatandaşın hakkı dediler,
Sizin için iyi dediler,
Doğal kazığı yedirdiler.

Hepsine inandım,
Doğrudur sandım,
Süslü laflara kandım,
En sonda doğal kazığımı aldım.

Bitmemiş Bir Yas: Mozart’ın Requiem’i

absynthe | 15 January 2009 09:07

Mozart'ın Requiem gibi bitmemiş olan portresi
Mozart’ın Requiem gibi bitmemiş olan portresi

Wolfgang Amadeus Mozart’ın Requiem’i (K626), şöhretini sadece bestecinin en iyi işlerinden biri olmasına değil, Mozart’ın 1791 yılındaki ölümünden sonra birçok efsane, dedikodu ve akademik tartışma kaynağı olmasına borçlu. St. Thomas müzik okulunun başkanı olan Hiller, Requiem’i kendi elleriyle kopyaladıktan sonra “Opus summum, viri summi” demiş. Yani “Yazılan en iyi beste, ustaların en büyüğünden.” Buna rağmen, Requiem’in hikâyesi müzikal değerinden daha ilginçtir. Mozart’ın Requiem’i bitiremeden ölmesi birçok insanı bu işte bir gizem olduğuna inandırmıştır. Tarihsel bilgiler bize aslında hiçbir gizem olmadığını söylese de, ilk olarak tarihsel gerçekliklere, daha sonra da efsanelere değinmek tartışmaları anlamak açısından uygun olacaktır.

11

buddhala | 15 January 2009 00:43

“Beni uzaktan sevdiğini söyledin ya, beni sevebileceğin uzaklığa gittim bende. Kayboluyorum, bir gün seni bulurum diye ya da kaçıyorum beni bulursun diye…”

İkilediğimi fark ediyordum artık. Ufak harf hatalarıyla başka anlamlar kattığım ya da keşfettiğim kelimeler yetmiyordu. Sessiz veya nefessiz bir harf gibi, sesli veya ilgiden yoksun bir gülümseme gibi. Bakışlarım ve ağız hareketlerim birbirini desteklemiyordu bir türlü. Kuruluk olduğunu söylüyordu arkadaşlarım, vardı benim de duyduklarım, hala cebimde taşıdıklarım, avucuma alıp okuyamadıklarım…

mutfak zenginligi : zeytinyaglılar

nazokiraze | 14 January 2009 17:33

Türk yemekleri denince akla hemen doğu mutfağı gelir çiğ köfteden içli köfteye, kebabtan dönere yüzlerce çeşit bol etli yaglı salçalı yemekler. Kuzulu, kıymalı,cigerli bir dünya yemek. Ülkemizde vejeteryan olarak yada eti az tüketerek yaşamak zor gibi görünür, öyle ya tüm güzel yemekler etli,kıymalı, tavuklu , evde kıyma yada et yoksa bugun evde yemeklik yok demez miyiz? ille yemegin bir çeşidi et mahsüllü olmaz mı? Oysa mutfagımızın ana damarlarından biri olan zeytinyağlı yemekleri unutmamak lazım bence pek çok ülkeden daha çok etsiz harika yemek çeşitlerine sahibiz.