bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Dalgalandım da duruldum

mahirgul | 20 April 2009 11:45

Sevgili hafif takipçileri önceki yazımda bahsetmiş olduğum ekonların sosyal hayatları ile ilgili bazı detayları sizlerle paylaşmak istedim.

Ekonlar
Ekonlar

Efendim bu ekonlarsportmen yaratıklardır. Okyanus kıyısında yaşadıkları içinde en iyi yaptıkları spor sörftür. Ancak şunu bilmekte fayda var ki;
Ekonların sörf tutkusu insanlara en çok zarar veren etkinliklerindendir.

Atatürk ve Türk Bağımsızlığı

blackjack38 | 20 April 2009 11:26

Yıl 1919 Atatürk ve beraberindeki subayların canları pahasına yapmaya kalkıştıkları şey neydi bunu hiç düşündük mü? Bir macera mı, ölüm aşkımı, isyancılık mı? Kim canını bir macera, isyan için feda etmek ister veya bu riske girer ki? Atamız bugün bu topraklarda özgür, mutlu, huzurlu yaşayalım diye hayatını tehlikeye attı ve bu amacı için herşeyini ortaya koydu. O her zaman bir canın bir millet için feda edilebileceğini düşünürdü, bu kendi canı bile olsa. Bağımsızlık diyordu yüce atamız o kadar bağımlı meraklısı varken. Kendi toprağını kendi eken, kendi hayatını kendi şekillendiren bir millet için daha önemlisi ne olabilir ki? Bağımsız değil isen ne bir ailen, ne bir işin, ne bir eşin, ne de bir hedefin olabilir. Bize bu paha biçilmez hediyeyi veren Atamıza binlerce kez minnettarız ve bu topraklar hür olduğu sürece Atamız da huzurlu ve hür olacaktır. Hayatta çok az kişi birşeyleri kaybetden onların değerini bilir. İşte bizde kaybetden bağımsızlığımızın ve özgürlüğün değerini bilelim ve aynı Atamız gibi onun izinden gidip bağımsız olduğumuz için değil, bağımsızlık için yaşayalım.

Atam atının üzerinde
Atam atının üzerinde

aşkın aşkınlığı

taha3045 | 20 April 2009 10:49

Aşk ne kadar büyük bir şey Yarabbim. Soylusundan, hırsızına,kraliçesinden, amelesine kadar pençesine alıyor,bir ölüme bir aşka çare yok. Herkes farklı dile getirse de aşk aşktır, kimisi tek taş pırlantayla, yada çok özel bestelerle kimisi ağlayarak veya sessizce içinden yaşar aşkı ama hep birşeyler dile getirilir.

Burada bugün beste yapma, hediye alma gibi imkanı olmayan, belki yüzüne aşkını itiraf etmekten çekinen,belki de istenmediğini bilen yada kendisine denk olmayan birini seven ,olmayacagından haberdar yada umutlu ner olursa olsun aşka dair sağa sola karalanan duyguları yazacağım. Bunlardan bir kısmını ordan burdan hatırımda tuttum bazılarını bazı kaynaklardan okudum hepimizin bildiği bildiğimiz duvar yazıları, ülkemize has aklınca aşkı anlatan aslında duvardan çok kaldırımda,araba camında, okul sırasında yada nezarethanede karşımıza çıkan kazınmış cümleler.Bunların yanında bildiğimiz şairlerin,filozofların aşka dair sözleri, kısaca sınıf yada kültür ayırd etmeksizin aşka dair karalanan her cümleden parçalar.

aşk

hearon | 20 April 2009 09:49

Hic beceremiyorum yazı yazmayı. Düsündüklerimizi yazıya aktarmak hele o duygu coskunlugunu yansıtabilmek bilgisayar monitörüne bakarak hic te kolay olmuyor ne yazık ki. Samimiyetin kayboluyor sanki sırların ifsa edilirmis gibi utanc duyuyorsun. Konu aşk bile olsa böyle bu durum. Aşkın ızdırabını anlatabilmek bile olsa tek secenegin hislerini dökebilmek kendini avutabilmek icin su klavyeye muhtac isen isin daha da bir zor oluyor. Hersey cok sıradan aslında…Milyonlarca insanın icinde bulundugu durum belki de ama insan bazen bunlar sadece kendinde oluyor sanıyor dünyanın en özel seyi gibi… Bir kız seviyorum ben. Bunu benden baska belki iki arkadasım bilir. Giris cümlen biraz sıradan oldu sanki… Bu kız söyle güzel böyle güzel demek istemiyorum cünkü bu o kadar sıradan ki bunları söylemek ona duydugum sevgiye gölge düsürür diye korkuyorum. Hani ilişkiler vardır ya eline hic kalem almamıs birini yazar yapan siirler yazdıran… öyle birsey belki de..ferhatın sirine askı? Ne bakımdan? o kadar degisti ki ask kavramı artık…seviyorum evet ama hayatımda en fazla bir kere daha yasadıgım türden bir sevgiyle..ısık göremiyorum ne var ki kendimi avutuyorum sürekli söyleyecegim diye ama hep bir ”ama” bulabiliyorum kendimce her seferinde..onu gördügümde o kadar mutlu oluyorum ki sacma sapan seyler yapmak ugruna bile olsa sırf bir dakika daha gecirebilmek icin katlanıyorum herseye. Aynı yolu onlarca kez gidip gelmeye bile razıyım halbuki o sıcacık saniyeler icin… Gittigimde onu arıyor gözlerim bulamadıgımda yer anlamsızlasıyor gözümde zaman bütünlügünü kaybediyor degerini amacını yitiriyor sersemliyorum. Sorguluyorum bazen neden istediklerim olmuyor diye yanıtını biliyorum aslında hic cesaret edemedim ki birseyleri degistirmek icin gururum kırılır diye… Hayırın anlamını daha önce hic bu kadar sorgulamamıstım diyorum bazen de isyan ediyorum ben burada fırtınalarla bogusurken o limanında sessiz uyuyor diye… Usanıyorum giydigim maskelerden onu gördügümde takmak zorunda oldugum o igrenc samimiyetsiz arkadas maskesi midemi bulandırıyor ama cıkaramıyorum cıkarırsam özgüvenimi iki paralık edecek zayıflıgımdan utanıyorum korkuyorum kaybetmekten ya bir daha göremezsem onu?

Jedi dini !

Harlemsaray | 20 April 2009 09:15

http://www.bbc.co.uk/turkish/news/story/2009/04/090417_jedi.shtml

Horultu

FEYZAN | 19 April 2009 16:49

Benim bir dedem vardı,nasıl horlardı nasıl horlardı anlatamam.Gök gürültüsü falan halt etmiş.Anneannem işte bu geceleri kükreyen adamla 55 yıl evli kaldı ve hep aynı oda da uyudular.Ben ilkokul çağındayım dedem o gece eve geç dönecek,Anneannem yalnız kalmak istemediği için,ben de onunla kalacağım.Burada şunu belirteyim anneannem çok korkak bir kadındı bunu da hep söylerdi zaten. Büyük ağabeyim ve ablam cesurdu Hüseyin ağabeyim ve ben korkaktık, ikisi bunu bilir her fırsatta beni korkuturlardı diye. Neyse konuya döneyim.Biz gece yattık, büyük bir odaları vardı böyle 5m’ ye 6m gibi filan,işte ikisinin yatağı birde camın önünde uzun bir sedir.Anneannem bana o sedir de yatak hazırladı. Böyle şekilsiz kocaman hangar gibi bir evleri vardı. Ben içerde ki odalardan birinde yatmak istiyorum ama o korkarsın deyip beni zorla oda da yatırmak istiyor. Neyse yattık ben çocuğum tabi hemen uyumuşum.

Hayatta kalma sanatı önemlidir

algy | 19 April 2009 14:30

Hayatta kalma sanatı önemlidir.
Uçak yolculuğunun başında hostes acil durumlarda ne yapılmasını gerektiğini anlatır. Halbuki uçak düşerse (tanrı korusun) hayatta kalma şansınız oldukça düşüktür. Kara yollarında ve demir yollarında hayatta kalma şansınız daha yüksek olsa da kaza riski daha yüksektir, yayaların bile ehliyet sınavını geçmesi gerektiğini düşünüyorum. Neyse benim bahsetmek istediğim acil durum prosedürü gemi kazaları hakkında. Acil durumda (gene tanrı korusun) can yeleğini kapıp denize atlamadan önce filikalarda yer olup olmadığına bir bakın. Tabii öncelik çocuk ve kadınların, ama gene de filikaya ulaşmaya çalışın. En azından bir yardımınız dokunabilir. Niye mi? bu yüzden

Arabalı feribotlarda tek filika var, buda kullanım kılavuzu
Arabalı feribotlarda tek filika var, buda kullanım kılavuzu

Şu parayı bozabilir misiniz ?

Deniz Kasakolu | 19 April 2009 11:47

Bozuk paranız var mıydı abi yada abla ? bu soru canım Türkiye’mde ne kadar da çok sorulur. Günde binlerce kez , esnaflarımız para bozdurmak isteyen insanlara bu olumsuz cevabı vermişlerdir.

“- Vallahi bozuk paramız kalmamış kardeş.”

Bozuk para delisi.
Bozuk para delisi.

PARA BOZDURMAK AHLAKİ BİR GÖREV MİDİR?

Parasının bozulmasını “rica” eden kişi aslında zorda kalmış mağdur bir insandır. Kendisini mağdur eden bozuk para istediği esnaf değilse de, mağduriyetini giderecek olan kişidir bozuk para sahibi.