Yakın arkadaşı Nihal in, yazlık evlerinde yapılacak nişana gitmek için makyajının son rötuşlarını yapıyordu..Omuzlarını açıkta bırakan kalın askılı, uçuk pembe elbisesini giymiş küçüklüğünden kalan alışkanlığıyla çevresinde dönüyordu..Döndü döndü ve havuzun üzerinde yüzen bir mum eşliğinde bahçeye girdi..
Nihal in anne ve babasıyla muhabbet etti biraz, sonra içkisini aldı..
Sütyeninin askısı gevşemişti sanki, aksilikler onu bulmasa şaşardı zaten..
http://fatmafindik.blogspot.com/2009/09/huzursuz-musun-evetttttt.html
İlk 50 saniye’sini sıkılarak dinlediğiniz bir şarkının, hayatınızın belki’de olmazsa olmaz parçaları arasına girdiğini söylediğinizde benim aklıma ilk gelen şarkı “Hotel California” olurdu sanırım.Çok sık dinlediğinizde boğucu (bana göre), ansızın karşınıza çıktığında ruh’unuzun merkezine inen şarkı.Öyleki internet’te şarkı’nın öyküsüne dair neler duymadikki.Bazı yerlerde şarkı’yı yazan kişinin bu Hotel’de konaklayan biri olduğunu, ve orda gördüğü bir kıza aşık olup bu şarkıyı yazdığını.Kimi zamanda Hotel’de çalışan bir işcinin orda gördüğü bir kıza aşık olduğunu, ve kıza Hotel’in kendisine ait olduğunu söylemesi ama, aslında aşık olduğu kişinin Hotel’in sahibinin kızı olduğunu öğrendiğinde utancından intahar etmesinden esinlenerek yazılması.Hatta şarkının aynı isimli otelin açılışıyla ilgili reklam müziği olarak yazılıp sonrasında çok tutmasıyla Albüm oluşunu bile okumuştum.Her şarkı’nın mutlaka bir şekilde bir öyküsü vardır diye düşünüyorum ama, bence öyküsü beni bağlamaz ben dinlerim arkadaş demek, bu tür durumların en kesin çözümü sanırım.Eagles’in 1976 yılındaki aynı isimli albüm’ünün cıkış şarkısı olan bu parça, 23 yıllık eskimeyen mazisiyle, eminim bir çok kişinin arşiv’inde ilk sıralardaki yerini hala koruyordur.
M.Ö 4. yüzyıl.
İtalya/ Sicilya Adası, Antik Yunan çağında bir koloni devleti olan Syracusa’nın kralı Dionysos, kralların kralı diye tanınır.
Öyle ki;
C.Eren ÇELİK
Açılım dendi, saçılım dendi işte bugün gelinen noktada 34 tane PKK’lı geldi, bu PKK’lı grup serbest kaldı, 2 gün boyunca mitingler düzenlendi, gövde gösterisi yapıldı.
İşin en ama en garip ve acı yanı şu ki; İçişleri Bakanı bu teröristlerin Türkiye’ye girişlerinin hukuki zemininin “etkin pişmanlık yasası” olduğunu ifade ediyor ancak gelen teröristlerden (yoksa barış elçisi (!) mi demeliydim ?) hiç birisi “etkin pişmanlık yasasından” yararlanmak istemiyor. Sebep olarak da pişmanlık duyacakları bir şey yapmadıklarını ifade ediyorlar.
http://www.bilgifazlasi.com/muhendislik/yenilenebilir-enerji-evet.html
Hayvan testleri artık terk edilmesi istenen bir yöntem ve aslında, neredeyse hiçbir geçerliliği yok.Firmaların bir ürünü satışa çıkarması için kağıt üzerinde güvenilirliğini kanıtlaması (üründen zarar görmeniz halinde şikayetiniz üzerine gösterecekleri için) gerekiyor ve ne yazık ki hayvan testleri yasalar gereği bir güvenilirlik prosedür’ü olarak tanınıyor. Firmaların bu yöntemi tercih etmesinin neden ise çok daha ucuz olması.Çünkü ordan burdan topladıkları hayvanlar için hiçbir ücret ödemiyorlar.İnsanlar için daha geçerli olan test yöntemleri (bilgisayarlı olanlar ve diğer teknikler) onlar için ekstra bir masraf olduğu için tercih edilmiyor.Zaten hayvan testi yapan duyarsız firmaların ürünlerinin, oto yıkama ürünleri ya da deterjandan farksız olması da tesadüf değil!..Bu söylediklerim piyasaya sürülebilmeleri için hayvan testi alternatifleri’nin kabul edilegeldiği kozmetik ve temizlik ürünleri için geçerli.Yoksa mesela ilaç sektöründe alternatifleri olmasına rağmen hayvanlar üzerinde test zorunlu. “hayır ilaç kullanmayın” diyemeyeceğime göre bu konuyla ilgili birazdan size bir şey öneremeyeceğim.Zaten insan sağlığını görmezden gelen milyon tane şey yapıp sonra hastalanan insanları tedavi etmek için milyonlarca dolarlık araştırma yapılması dünyanın ne kadar kar odaklı bir yer olduğunu bize tekrar hatırlattı şu an değilmi ?
Roll, ülkemiz dergileri ortalamasının epey üzerinde seyreden bir dergi. Yayın anlayışı ile, yayımlanan yazı ve söyleşiler ile. Kapanma söylentilerini duymazdan gelelim, dergi altıncı özel sayısını yayımladı bile. Bir başka dedikodu da, derginin bu özel sayının satış grafiğine göre yayımlanmaya devam edip etmeyeceği.
Malta, her geçen yıl ülkemizden bir çok öğrenci, turist ve aileyi kendine çekmeyi başaran yegane yerlerin başında geliyor. Her nedense, eskiden bir sürgün adası olan Malta şu aralar pek bir popüler. Bu konuda biraz araştırınca bunun en önemli nedenlerini şöyle çıkarmak mümkün.
1. İngilizce yaygınlıkla konuşuluyor.
2. Bir çok dil okulu var ve bunlar ada genelinde yaygın
3. Ülkemize oldukça yakın, uçakla sadece bir kaç saat mesafede.
4. Senenin her mevsiminde denize girilebiliyor.
5. Diğer ingilizce konuşulan ülkelere göre ucuz.
Bütün bunların dışında da bence en önemli konu, burasının insanları bize benzeyen, sıcak kanlı insanlar. Geçmişlerinde Osmanlılarla bir kaç problem yaşamalarına rağmen, Türklere oldukça sıcak davranıyorlar. Adanın en büyük adası Malta, bunun dışında iki küçük adası da var. Bunlar Gozo ve Comino. Bu adalardan Gozo’da yerleşim var ancak Comino oldukça küçük ve yerleşim de yok. Adanın görülmesi gereken en güzel yeri bence Blue Lagoon adı verilen tamamen altın sarısı kum ile kaplı bir koy olan plajı. Burası gerçekten bir cenneti andırıyor, deniz adeta bir havuz gibi ve tertemiz.
Malta artık bir Avrupa ülkesi konunumda ve 2007’den itibaren Avrupa Topluluğu çerçevesinde Schengen vizesi uygulaması kapsamında. Ancak turistik veya öğrenci vize alımı diğer avrupa ülkeleri vize prosedürlerine göre daha kolay. Malta’ya sadece Malta hava yolları ile gidilebiliyor, ya da Italya üzeri uçulabiliyor. Uçuşlar ise sadece Istanbul üzerinden yapılıyor.
Malta ayrıca yaz okulları çerçevesinde bir çok ailenin de tercihi, yani aileler hem yaz okulu programlarına dahil oluyorlar, hem de kendileri tatil yaparken çocukları dil eğitimi programlarına katılıyor ve ailecek ingilizce pratiği yapılabiliyor. Yurtdışında dil okulları kapsamında Malta dil okulları gerçekten ucuz ve kaliteli bir alternatif sunuyor. Ülkedeki en iyi 3 dil okulu sırasıyla EC, ELS ve Sprachcaffe. Malta her yıl binlerce Türk öğrenci ve aileyi dil eğitimi amaçlı konuk ediyor. Burada dil okulları bir sanayi halinde denilebilir.
Tüm bu ilginç unsurları ile Malta, mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri olarak popüler bir merkez olma özelliğini her geçen yıl pekiştirmeye devam ediyor.
DÜNYA ÇAPINDA SAĞLIK ALARMINI HAKLI ÇIKARMAK İÇİN VERİLERLE OYNAMAK – 1
Bu yazı The H1N1 Swine Flu Pandemic: Manipulating the Data to Justify a Worldwide Public Health Emergency adlı makalenin, yazarın izniyle yapılmış çevirisidir.
”Önümüzdeki aylarda, özel ve kamu sektöründeki ortaklarımızla birlikte ve devletin her kademesinde, daha ciddi bir H1N1 virüsü salgını olasılığına karşı daha kararlı bir biçimde hareket edeceğiz. Farklı senaryolara karşı planlar geliştirmek için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Amerikan halkından, kendi hazırlıklarını yaparak ve tedbirlerini alarak etkin bir şekilde katılım göstermelerini rica ediyoruz. Bu, hepimizin paylaştığı bir sorumluluktur.” (ABD Hükümet Rehberi, flu.gov)
”Dünya çapında bir kamu sağlığı tehdidi, emsali görülmedik bir ölçekte yayılmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 4,9 milyar doz domuz gribi aşısı düşünmektedir.
Başkan Obama’nın Bilim ve Teknoloji alanındaki danışmanlar kurulu, ”H1N1 salgınını ABD için ciddi bir sağlık tehdidi olarak görmektedir – 1918 İspanyol gribi kadar değil; ama 1976 domuz gribi salgınından daha kötü boyutta.”:
Yeni H1N1 salgın türü önceki grip tehditlerinden daha ölümcül değildir; ancak çok az insan bağışıklık sahibi olduğu için daha fazla insanın etkilenmesi olasıdır.” (Domuz Gribi Aşısını Hazırlayın)
