bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Quantum Düşünce Tekniği

Heat Transfer | 26 October 2009 11:36

Bugün, bilimin ne kadar ileri gittiği konusunda övünsek de, belki gelecekte uğraştığımız şeylere gülüp geçeceğiz.
Dünyamızda artık bilim temellerine oturtulmamış hiçbirşey ciddiye alınmıyor. Bizim için gerçek kavramı; mutlaka bilimsel temellerden yükseliyor.
Quantum fiziği ve fizikçileri dünyada yeni bir çağı başlatmak üzereler. Quantum fiziğinde birçok kavram havada kalsa da, ilginç yaklaşımları ile quantum düşünürleri bizleri cezbetmekteler.

Hepimiz, beynimizin işleyiş tarzına akıl sır erdiremeyiz kimi zamanlar. Düşüncenin ne olduğunu düşünrüz. Düşünme işlevi beynimizde nasıl gerçekleşir? Hiçbirşey yoktan var edilemez ve varolan hiçbirşey yok edilemez. Peki düşünce nasıl yoktan varoluyor?. Beynimizde düşünceler nasıl yoktan varolabiliyorlar? Herşey gibi düşünce de enerjinin farklı bir formudur. İlginç olan şu ki; düşünceler beynimizde üretilmezler. Şaşırmayın, işte bu quantum fizikçilerinin cezbeden teorilerinden biridir. Düşünceler, bütün insanların beyinlerinin bağlı olduğu ortak bir alandan gelirler.

ARTIK KİMSE MEKTUP YAZMIYOR MU?

kahvekokusu | 26 October 2009 10:37

Kâğıt ve kalemin aşkından doğan sözcüklerin arz-ı halimizi anlatmaya yönelik haberleşme aracına dönüşmesinin üstünden seneler geçti. Gurbete giden, askere giden, başka memlekete gelin giden, okumaya giden, Almanya’ya çalışmaya giden yani hep giden, uzaklaşan bedenlerin sılaya ruhani yakınlaşmasıydı o satırlar.
Sevgili, biricik, değerli, gibi bir hitapla başlar, selam eder ellerinden ya da gözlerinden öperim gibi bir sonla biterdi. Neden hiç “merhaba” diye başlamadık acaba mektuplara? Ya da bye, görüşürüz, hoş kal diye neden bitirmedik?

TRT tek kanal…

kahramancayirli | 26 October 2009 09:41

Rastladıkça 90ların video kliplerini izliyorum büyük bir keyifle. Bir şarkının klibinde sağ alt köşede BBG yazıyordu, klibin altındaki yorumlarda (muhtemelen yaşı ufak kullanıcılar) BBG’yi Biri Bizi Gözetliyor sanmışlar, demek BBG o zamanlar da varmış mealinde yorumlar yazmışlar.

ulusal.com adresinden alınmıştır.
ulusal.com adresinden alınmıştır.

Oysa o BBG, Bir Başka Gece idi. “Birrrrrr Başkaaaaaaaaaa Geceeeeeeee” yani. Tek kanal döneminin cuma akşamı eğlence programı. Bütün hafta beklenen “Hadi Anlat Bakalım”lı, “Kayhan Yıldızoğlu”lu, “Volkan Severcan”lı, “Beni Baştan Yarat”lı, “Gülmece Güldürmece”li program. Nasıl kıymetliydi o zamanlar televizyon programları, en ufacık bir klip, sanatçı, skeç… Şimdi programın, kanalın, şarkıcının, oyuncunun haddi hesabı yok ve ben o eski tadı alamıyorum hiçbir şeyden. Habire elimde bir kumanda, yüzlerce kanalın arasında geziniyorum ve mutsuzum, aradığım program hiçbir kanalda yok… Oysa insan tek kanalla daha mutlu olabiliyormuş.

senfonik aşkım seni çok özlüyorum ve dinliyorum…

| 26 October 2009 09:35

Konservatuvarın ikinci yılı idi. O zamana kadar her gencin olduğu gibi benim de titrek mum ışığına benzeyen sevdalarım olmuştu tabiki. Ta ki, dikmen parkında onunla karşılaşıncaya kadar ömrümden ömür gideceğini anlıyacağım o süper güne kadar.. …Okul ortamında cacık olmuş ilişkiler gözümün önünden kaydı geçti; Tanrım ne saçmalaıklar yapmışım ne komik ilişkilerle vakit harcamışım…

Dikmen’de ikinci turu tamamlamıştımki, arkamdan birinin ” Anahtarınızı düşürdünüz” deyişiyle irkildiğimi hatırlıyorum… Karşımdaki adam pek yakışıklı deyildi; Orta boylu, kırlaşmış saçları, göz altlarındaki çizgileri ile tam bir düşünce ve felsefe adamını çağrıştırıyordu sanki…Bütün bu görüntüsü öyle bir ses tonu ve harika Türkçesiyle bütünleşmiştiki, adeta bir armoni idi…Kırbeş elli yaşlarında olduğunu tahmin ediyordum ve ben yirmikisindeydim henüz… Ailemin ilşkimizde karşı çıktığı tek nokta “din” farklığımızdı…Ama hiçbirşey benim umurumda değildi…

bira, şarap, viski…

kahramancayirli | 25 October 2009 16:39

Siz nasıl sarhoş olursunuz bilmiyorum ama ben epey kötü bir içiciyim sanırım. Dün (Cumartesi) gece tek bir 50’lik bira ile yerlere düştüm resmen. Ama nasıl mutluyum, nasıl eğleniyoruz, saçma sapan espriler, bilirsiniz…

aboutalanya.com adresinden alınmıştır.
aboutalanya.com adresinden alınmıştır.

Ne bileyim bir şarap, viski falan içer değil mi insan haftada bir gece çıkmışız dışarıya, bira ile ne işin olur (kendime kızıyorum)..

Her çağın trendi “Aşk”

yavuz ile | 25 October 2009 14:36

Gazetelerin pazar eklerinde mutlaka okunan bir sözcük tür “Aşk” Her dizinin her şarkının her kiitabın vazgeçilmezi, bir yandan da kimse tarafından tarif edilemezi olmuştur “Aşk”.
Bugün ben “Aşk”ın popularitesinden değil değişen kimliğinden bahsetmek istiyorum. Daha doğrusu, değiştirilmeye çalışılan kimliğinden. Günümüze yansıyan halinden…

İki genç düşünün… birbirlerinden kopamayan, her anı beraber geçirmek isteyen, ellerinden telefonu düşürmeyen, birilerini gördükçe yürekleri pır pır eden. Bir de düşünün ki aradan biraz zaman geçiyor ve cep telefonu mesajları azalıyor, arkadaşları arasında gezen dedikodular onları birbirine düşman edebiliyor. Birbirlerini başkalarının sözleriyle kıskanıyorlar. “Senin ki geçen gece xyz deydi haberin var mı!!” lar…

363. derbi

taha3045 | 25 October 2009 13:09

25 ekim pazar yani bugün ezeli rakip Galatasaray ve Fenerbahçe 363. kez karşı karşıya gelecekler.Papaz çayırında başlayan yüz yıllık rekabet bugünkü maçla devam edecek, bu iki takımın maçları dünyanın en büyük on derbisinden biri olarak biliniyor.(Fenerbahçe – Galatasaray belgeseli Amerika’da)

363 maçın 136 sı kanaryalar tarafından kazanılırken ,Cimbom 117 kez galip geldi. İki takım arasındaki beraberlik sayısı ise 110.Fenerbahçe gol sayısı 507 iken Cimbom’un gol sayısı 462.

VESİLEYLE AŞK

gunesligunler | 25 October 2009 12:17

Bir yalnızlaşmak öyküsüdür aşk…
Ötekileşmek,
Sonra yalnızlaşmak mahşeri yerinde
Mızrak saplanırken yüreğe
Acısız, aşktan yitirmektir canı
Koşup terlemek değil, deryasında kavrulmaktır aşkın
Yaşam mı?
Onsuz yaşanmıyor, onunla oldun mu bitiveriyor.
Aşk’ın öyküsü kısadır hayat kadar.
Bir vardır sonra hiç yoktur.
Bir sihirbaz gelir
Şapkadan çıkarır; ilk görüşte aşk diyor insanlar buna.
Bir kahraman saldırırken düşmanına
Bütün bilinciyle sarılırken davasına
Sıkarken kurşununu hedef almadan, yüreğiyle gözlemesidir: Aşk!
Sonra hiç yoktur aslında aşk
Var olduğu kadar… Kayıptır!
Ayrılık der insanlar.
İşte böyle: bir vardır, bir yoktur aşk.
Hiç olmadığı kadar varlığı; her zaman olduğu gibi yokluğu
Aranandır aşk…
Bazen ana avrat küfredilip
Sokağa atılan piç edilen
Bazen de şık bir kentin asılı kalan trafiğinde bekletilip
Çaresiz yeşilin yanmasını bekleyen.
Vesselam aşk hep vardır hiç olmaz.
Mem yanar zin kavrulur.
Aşk arada dansözdür bazen.
Oynar oynar döner götünü gider.
Rahmin bekâret kilididir
Onu ancak “o” açar
Bir de “zor”(?)
Ağaçları yanmış, hayvanları ölmüş bir orman
Yağmurunu yitirmiş, bulutları yok olmuş bir gök
Sonra bir acı matem sonra bir insan
Aşk yaşatandır diyorlar insanlar
Aşktır bizi ayakta tutan
Bir vardır, olmasa da hep vardır aşk.