bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Hayâl!

Cali Kusu | 03 June 2011 09:22

Meselası bol bir hayal kuruyorum. Gözlerim dalıp gitmiş gökyüzündeki yırtık bulutlara. Acınası bir durum. Acıyorum gözlerime. Mesleğinin gerektirdiğini yapamadı ömrünce. Sustu çoğu zaman. Hani dilin anlatamadığını anlatan gözler var ya. Lal oldu işte. Sustu. Karşısındaki gelinciğe boşluğa bakar gibi bakıyor. Siyah ve kırmızı onu hiç ilgilendirmiyor. Sadece süzüyor gereksizce. Sessizce… Umursamıyor sahibinin ayaklarına tırmanan karıncayı. Görmüyor, görmek istemiyor. Karınca kendinden emin bir şekilde ilerliyor. Nasıl olsa onu görecek olan gözler boşluğun esareti altında…

YAŞAYAN CANLI EVRENİN TERMODİNAMİĞİ – 4

super hero | 02 June 2011 17:30

Bu yazı, www.countercurrents.org sitesinde yer alan Robert Riversong imzalı The Thermodynamics Of An Intelligent Living Universe adlı makalenin çevirisidir. Çeviri için site yönetiminden izin alınmıştır.

Makale çok uzun olduğu için dört kısma bölünmüştür.
Birinci kısmı buradan okuyabilirsiniz.
İkinci kısmı buradanokuyabilirsiniz.
Üçüncü kısmı buradanokuyabilirsiniz.

YAŞAYAN CANLI EVRENİN TERMODİNAMİĞİ – 4

Tarımsal devrimle birlikte fiziksel ve kültürel çevremizde değişen şeylerden biri de “kâr” kavramıyla tanışmamız oldu. Bütün canlı organizmalar ve ekosistemler enerjiyi vücuttaki karbonhidrat ve yağ olarak, veya yemiş ve tohum zulası olarak, ya da ormanların ve okyanusların tabanında çok uzun zaman içerisinde biriken humus ve biyokütle olarak saklarken, bunu her zaman için günlük ve mevsimsel dengeleri muhafaza edecek şekilde yapmış, sağlıklı ve olgun bir ekolojinin geri dönüşüm kapasitesini aşmamıştır. Bu ekolojik zorunluluk, Kızılderililerin sadece ihtiyaçları olduğu kadarını aldıkları, bireysel ve toplumsal bir karar alırken sonraki yedi nesli de gözettikleri felsefelerine benzemektedir.

İkram mı demiştik ?

pillibebekkuyuda | 02 June 2011 16:27

Kadın, hırsızı tespit etmek üzere, hırsıza en yakın davranan ve tam anlamıyla yüzünü gören kişi olarak, emniyete götürüldü.. Onlarca hırsızın tuhaf suratlarını görmek canını sıkmıştı o gün..Hepsi monitörden değişik pozlarla O’na bakıyorlardı.
Mümkün değildi, ayırt edilmesi..Sanki başka bir milletti onlar, hırsız milleti..

Beş yıl sonra aynı masada otururken, emniyet müdürlüğü tarafından arandı..

-Telefonunuz çalınmıştı, şu an bulundu, aşağıya gelerek bir imza atabilir misiniz ?

YAŞAYAN CANLI EVRENİN TERMODİNAMİĞİ – 3

super hero | 02 June 2011 09:41

Bu yazı, www.countercurrents.org sitesinde yer alan Robert Riversong imzalı The Thermodynamics Of An Intelligent Living Universe adlı makalenin çevirisidir. Çeviri için site yönetiminden izin alınmıştır.

Makale çok uzun olduğu için dört kısma bölünmüştür.
Birinci kısmı buradan okuyabilirsiniz.
İkinci kısmı buradanokuyabilirsiniz.

YAŞAYAN CANLI EVRENİN TERMODİNAMİĞİ – 3

Termodinamik açıdan, dünyadaki hayatın amacı, güneş sistemimizdeki en güçlü enerji farkını azaltmaktır: neredeyse 5500 derecelik güneş ve neredeyse mutlak sıfır derecedeki uzay. İçinde yaşam, ve oksijen üreten organizmaların sağladığı atmosfer olmasaydı, Dünya adını verdiğimiz gezegen çok sıcak bir kaya parçasından ibaret olurdu; ve güneş enerjisini uzayda dağıtmaya dayalı entropi görevini yerine getiremezdi. Ancak talihimize, Dünya, göktaşlarından buz toplayacak, basit hücresel yaşamın oluşması için gereken şartları bir araya getirecek, oksijen dolu atmosferini güneşin gücünün bir kısmını filtreleyecek bulutlar ve ozon tabakasıyla kaplayacak, canlı sistemleri yavaş yavaş, sonradan ayrı varlıklar haline gelecek olan çok hücreli komünlere dönüştürecek, sonra bu komün varlıkları, toprakla havayı, yeraltı sularıyla atmosferi birleştiren fotosentezci bitkilerle ve sonra bu bitkileri sindirebilen, gittikleri verimli topraklara meyvelerini taşıyabilen mahlukatla çeşitlendirecek, sonra da sonsuz yaşam – ölüm döngüsü içerisinde maddenin akışını sağlayan ayrıştırıcı ve geri dönüşümcü organizmalar yaratacak kadar akıllıydı. Çok zeki bir Gaia.

Ötenazi

| 01 June 2011 19:24

Ötenazi kelimesi Yunan dilinden gelir. İyi ölüm, merhametli ölüm olarak tarif edilir. Ötenazi, hasta bir insanın yaşamının acısız bir yolla sonlanladırılmasıdır.

Geçmiş yıllarda, tüm dünya’da ötenazi hakkında çok fazla tartışma oldu. İsviçre, Belçika, Hollanda gibi ülkelerde, bazı ötenazi türleri yasaldı. Diğer ülkelerde olduğu gibi yasadışı mahkemelerde ötenazi uygulamasını yapanlar cezandırılmazdı.

Uzaya çıkmak hayal olmasın artık!…

todesengel | 01 June 2011 18:13

Havacılık ve uzay son zamanların en fazla ilerleme kaydeden sektörlerin başında gelmektedir. Ama bir sektör var ki Türkiye daha adımını bile yeni yeni atmaya başladı; uzay. Geriden de takip edecek olsak, en azından burda var olmak için yarışa katılmalı ve gelecek nesillere bilgi ve deneyim birikimi bırakmak için çabalamalıyız.

Uzay alanı maliyetli ve ileri teknolojinin daha gerektiği bir alan. Buna rağmen havacılık dünya genelinde yaygınlaşmaya ve büyümeye devam etmektedir.Havacılık alanında hızlanan yarış sektörde yetişmiş nitelikli eleman ihtiyacını doğurmuştur. Türkiye’de bu gelişmelerden nasibini almıştır ve giderek artan pilot ihtiyacı yeri geldiğinde yabancı pilotlar ile kapamaya çalışmıştır. Havacılığın tavan yaptığı düşünüldüğünde ve bizim bu alanda geride kaldığımız düşünüldüğünde aslında Türkiye’nin bu alanlara özel bir üniversite açmasının çoktan zamanının geldiği ama geç kaldığı anlaşılabilir.

Havacılık alanında yılların birikimi ve tecrübesine sahip olan Türk Hava Kurumu, bu birikimini ve havacılık alanında verdiği eğitimleri akademik bir zemine taşıyarak Türk Hava Kurumu Üniversitesi ile 2011-2012 yılında eğitime başlayacaktır.

Türkiye’nin havacılık ve uzay alanında ilk ve tek ihtisas üniversitesi olarak öne çıkan Türk Hava Kurumu Üniversitesi, sunacağı programlar ile bu alanlarda yönetici, pilot, mühendis ve akademisyen yetiştirmeyi planlıyor. Hatta yakın bir gelecekte Türkiye’nin geri kaldığı uzay yarışındaki yerini alabilmesi kapsamında kendi uzay mekiğini oluşturmak ve astronotlarını yetiştirmeyi hedefleri arasına almış durumda.

YAŞAYAN CANLI EVRENİN TERMODİNAMİĞİ – 2

super hero | 01 June 2011 09:33

Bu yazı, www.countercurrents.org sitesinde yer alan Robert Riversong imzalı The Thermodynamics Of An Intelligent Living Universe adlı makalenin çevirisidir. Çeviri için site yönetiminden izin alınmıştır.

Makale çok uzun olduğu için dört kısma bölünmüştür.
Birinci kısmı buradanokuyabilirsiniz.

YAŞAYAN CANLI EVRENİN TERMODİNAMİĞİ – 2

Hem Herakles’e (M.Ö. 500 yılında “Aynı nehirde iki kere yüzemezsiniz.” demiştir) hem de çoğumuza göre, her şey akışkandır: Evren dinamik bir devinimdir ve hiçbir şey aynı kalmaz. Bu aynı zamanda, biz zeki primatların normal öznel tecrübesidir.
Daha basit şekilde, yaratıcı zeka (başka pek çok şeyin yanı sıra jeodezik kubbenin mucidi) Buckminster Fuller’in ünlü lafındaki gibi, bir fiildir.

Tarihteki En Büyük Müzik Festivali: Woodstock

| 31 May 2011 11:15

Woodstock festivali, tarihteki en popüler müzik festivali olarak bilinen ve 3 gün süren pop ve rock konserleridir. Bu festival, 1960’lı yılların hippi hareketinin sembolü oldu.

Yurtsuz Halklar : Kürtler

| 31 May 2011 09:50

Kürtler, Orta Doğudaki en eski uluslarından biridir. Kürdistan adı verilen dağlık bölgelerde yaşadılar. Türkiye, İran, Irak, Suriye, Azerbaycan, Ermenistan’ın bir parçası olan ve İran diline yakın bir dili konuşan Kürtler, binlerce yıl bu bölgelerde yaşadılar. Hiç kendilerine ait bir yurtları olmadı ve diğer insanlar tarafından çok fazla baskı uygulandı.

Günümüzde yaklaşık 30 milyon Kürt vardır. Onların neredeyse yarısı Türkiye’de yaşamakta ve Türkiye nüfusun % 20’sini oluşturmakta-
dırlar. Kürt nüfusunun fazla olduğu Orta Doğudaki diğer ülkeler, İran, Irak ve Suriye’dir. Birçok Kürt; Almanya, Fransa, İsveç ve Hollanda gibi Avrupa ülkelerine gitti. Kürtler kırsal bölgelerde kabile olarak yaşadılar. Çiftçi olarak yaşamlarını sürdüler. Pamuk, tütün ve şeker pancarı yetiştirdiler. Tekstil üretiminde ve el becerisinde özellikle halı ve kilimlerde uzmanlaştıler. Geçen 10 yılda İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlere yerleştiler.

İkramda kusur olmaz..

pillibebekkuyuda | 30 May 2011 17:41

O sabah işe geç gelmişti. Sağa sola fazla bulaşmadan yapılacak işlerini bitirip hemen gidecekti ki..
Odasında bulunan klimayı dağıtmış tamirciyle karşılaştı.
-Kolay gelsin, siz işinize bakın ben yokmuşum gibi, dedi ve başladı telefon görüşmelerine..

Çaktırmadan sekreterin yanına gidip,
-Haftasonu ya da ben yokken gelseydi tamirci, ne çağırdınız şimdi, dedi.
Sekreter, periyodik bakım olduğunu mecburen haftaiçi gelmek zorunda olduklarını söyledi.

Tekrar odasına döndü, sağolsun müşterilerden biri bir kutu getirmiş, masasının üstüne bırakmıştı. Hemen açtı. Mis gibi baklava..
Tamirciye,
-Baklava buyrun, dedi.