bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Bir doğuM güNü Hediyesi

TeMoR | 22 November 2009 11:18

kendin olmak gibi
kendin olmak gibi

Gerçek olan içinde bulunduğun günü yaşıyor olman.kendini, saçlarını, ellerini, nefes alıp verişini hissediyor olman.gerçek olan koşabildiğin, hareketi hissederek, içindeki coşkuya şahit olman..
bulanıklaşmadan her günün kokusunu ayrı ayrı içine çekerek, zamana dokunabiliyor olman…sen gerçeğin içindesin ; sadece kendini hayatın ritmine bırakıp,kendi dansınının tadını çıkarman dileğiyle…

Duyayı en cok gokyuzunden sewerdın, eger uçmayı bılseydın
düşünsene normal olan herseyden uzaksın
ahlak kurallarından
trafık ısıklarından
malıye bakanından
ıssızlık korkusundan
kosedekı bakkaldan
en cokda duraganlıktan uzaksın..
herkes donuyor..sen donuyorsun
herkes ucuyor
sen ucuyorsun..daha ne kadar heycanlı olabılırkı
hıcbıseye takılp suruklenme derdın yok..cunku dusme derdın yok..
ucmaktan bahsedıyorum bebek
yercekımınden uzaklasmaktan

düşün ki

astral | 21 November 2009 19:02

Düşün ki, yanımdasın, Düşün ki, hiç gitmedin.
Düşün ki, saçların saçlarıma değiyor –uyurken- uyanıkken gözlerin gözlerime işte buradayım/z dercesine, parıldayarak, alev alev, ‘Tüm yıldızlar çok sönük, ben en mutluyum.’ dercesine haykırıyor…

Düşün ki, yanımda uyanıyorsun. Düşün ki, pazartesi sabahı da olsa yanında uyanıyorum, düşün ki, elin ellerimde ruhum her yerinde, ruhum her yerimde; sen bende, ben sen de; çoktan dolanmış birbirimizin ruhunu sarmalamışız…

Üçün biri..

pillibebekkuyuda | 21 November 2009 17:38

http://g.mynet.com/i/79/42894_0.jpg
http://g.mynet.com/i/79/42894_0.jpg

Üç arkadaş işe başlamıştık o yıl.

Özlem, Meltem ve ben..
Meltem, 3. sınıfın 1. döneminde gelmişti okula, Özlem’in tek başarısı 3. sınıfta 1. olmaktı..
Bazı geceler kağıt oynar eğlenirdik..Hep 3 el oynar kaybedersem, oyunu bırakırdım..

Saatlerce felsefe yapar, aşkı konuşurduk; sadece bir konu için gecelerce uyumadığımız olurdu..
Ben ”Üç kişi iyi arkadaş olamazmış” derdim,
karşı çıkarlardı, ”Bal gibi olduk işte” derlerdi..

KURALI KOYAN DÜDÜĞÜ ÇALAR

super hero | 21 November 2009 16:47

Dönüp dolaşıp hep aynı şeyleri yazıyormuş gibi bir izlenim vermek istemiyorum; ama dönüp dolaşıp hep aynı şeyler gözüme takıldığından kendimi tutamadım.

Son zamanlarda bir değişim fetişizmidir gidiyor. Zamanın artık değiştiğini, buna ayak uydurmak gerektiğini vurgulayan vurgulayana. Sanki dünya daha önceden hiç değişmiyormuş, sanki değişim olgusu insanoğlunun başına yeni geliyormuş gibi. Oysa değişim hep vardı; sadece, birileri Amerika’yı yeni keşfediyor anlaşılan, hem de çıktıkları karanın henüz yeni bir kıta olduğunu anlamamış ilk kaşifler gibi yanlış yorumlayarak.

Kahveci

24black mamba24 | 21 November 2009 15:34

Geceleri dükkanında yatar,
Sabah kalkınca sobasını yakar,
Yerleri süpürür pırıl pırıl yapar,
Müşteriler teker teker gelmeye başlar,

Müşteriler okurlar gazetelerini,
Sessiz ve ahenkli ahenkli,
Bu arada yapar kahveleri,
Çırak getirir döndüre döndüre tepsiyi,

Sonra muhabbet başlar,
Atılır ardı ardına zarlar,
Yine Ahmet yenilmiş mızıkcılık yapar,
Ara sıra olur kavgalar,

Saat yaklaştı 10’a,
Nerde kaldı bizim sıska,
Daha gideceğiz emlakçıya,
Bak geliyor koşa koşa,

Yİne oldu içeri dumanaltı,
Aç şu televizyonu,
Başlamıştır at yarışları,
Haydi Boncuk atlat şunu,

bahanesiz

astral | 21 November 2009 13:16

İçimde küçük bir pırpır. Hayır, küçük değil. Bu pırpır sanki tekamülümle ilgiliymiş gibi geliyor bana. İç sezi ama sadece iç sezi değil. Epey, içucu var. Sen bu gece -benim için- benim şehrime geliyorsun… Pırpırın sebebi. Bu gece uyuyabilmeme imkan yok.

Yüzüm gülüyor, her ne kadar anlamlı- anlamsız olsa da umurumda değil. Sanki umurumuzda olanlardan yüzümüz güldü, şimdiye değin. Epey ‘mantıklı’lardı bir de değil mi?

Hah, artık umurumda değil bildiğim mantık sinsilesi. Mantık sinsilem zaten komple mantıksız olduğunu kanıtlamak istercesine -olay sürecinde- kendini imha etti. Artık yeni mantıklarım var.

bir first lady hikayesi

nazokiraze | 21 November 2009 11:38

Jacqueline Kennedy first lady ( evet bu gerçek anlamda first lady çünkü genellikle Amerikan başkanlarının eşleri için kullanılırdı bu kelime ) olarak geçirdiği zaman boyunca döneme şıklığı, zerafeti ve popülaritesi ile damga vurmuştur. Ülkesinin kadınlarının moda ikonu haline gelen Kennedy ( sonradan Onassis soyadı da eklendi) yıllar önce çıplak olarak fotograflandıgında bile derginin traji rekora yaklaşmıştı.

Hırsızlar üzerine…

sigortaciaxa | 20 November 2009 16:01

Günümüz dünyasında hırsızlık olayları giderek çoğalmakta, bende düşündüm ve onların bakış açısından dış dünyaya nasıl bakıyorlar? Neler düşünüyorlar bunları yazıya dökmek istedim.

Acaba hırsızların gizli bir sendikası var mı ?

Diyelim ki var : Arkadaşlar genel kurul öncesinde lütfen sessiz olunuz ! Birazdan yapılacak başkanlık seçiminde delegelerimiz elektronik ortamda oy kullanacaktır. Şimdi adaylarımızı barkovizyon yardımı ile tanıyalım.

Bu seneki seçimlerde 3 aday yarışacak işte onlar :

Hilmi Çalıcı : 1963 yılında doğdu. Okul hayatında çok yaramaz olduğu için okuldan uzaklaştırıldı. Birkaç iş deneyiminde de başarısız olunca , sektörümüze 1981 yılında giriş yaptı. Baklava çalarak işe başladı. Yakalandığında alacağı cezayı oda hesap edememişti. 14 yıl ağır hapis cezasına çaptırıldı. Af ile serbest kaldığında baklava , ekmek vb. çalmamaya yemin etti. Artık büyük düşünüyordu. Oto teybi , yerli parçalı araba , yabancı parçalı araba , iş yeri , konut , holding soygunları derken dev bir ekibe ulaştı. Sektöre yönelik dershaneler kurdu. Sektörün gelişimi için yatırımları büyüyerek devam ediyor.

Lale Müldür / Seyhan Özdamar – Medine & Kavun Likörü

kahramancayirli | 20 November 2009 12:41

kokteyl afişi..
kokteyl afişi..

Artshop Yayıncılık, bugün (20 Kasım 2009 – Cuma) Misket Cafe’de, 17.30da, İstiklal Cad. Mis Sokak No: 12/A Beyoğlu-İstanbul adresinde bir kitap tanıtım kokteyli düzenliyor..Kokteyle mevzu bahis kitapların çoğunluğu, beni heyecanlandıran şiir kitapları… Lale Müldür / Seyhan Özdamar’ın Medine & Kavun Likörü, listemizin ilk kitabı. Geçen yıl Altın Portakal Şiir Ödülü’nü kazanan Cevat Çapan, Çağdaş Amerikan Şiiri Antolojisi ve Çağdaş Yunan Şiiri Antolojisi ile kitapçı raflarında yerini alacak. İlyas Tunç, Sesler ve İncelikler ve Karnaval
isimli iki şiir kitabı ve Sessiz Yaşamın Şarkısı isimli Cai Tianxin’den çeviri eseriyle okurlarla buluşacak. Vedat Akdamar – Didem Görkay, Gökyüzüne Düşerken Melekler ve İntihar Eden Şairler Antolojisi ile şiirseverlere yol gösterecekler. Dergilerden ismine aşina olduğum Serdar Koçak, Pervazda ve Dünyanın Seherlerinde isimli kitaplarıyla, Metin Fındıkçı, Sen İçerde Uyurken; Tayyibe Atay, Yıldız Kovalayan Tel; Sedat Demirkaya, İkiden Büyük Bir / Şiirler – Yorumlar; Fatma Koşubaşı, Denizin Üvey Kızı; Meltem Arslan,
Siyah ve Gümüş adlı eserleriyle önümüzdeki günlerde okurlarıyla buluşacaklar…Bir de Büyülü Yolculuk isimli bir kolektif öykü çalışması var, yazarları F.Burçak Akı, Gülru Pektaş, Mine Karakuş, Münire Özgencan ve Sema Balaban. Tüm edebiyatseverlerle tanıtım kokteylinde görüşmek üzere…