bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

İyi Olmanın Eşiğinde

duygukarakocoglu | 20 December 2009 16:06

Açmakla açmamak arasında kaldığı telefonun diğer ucundan kulağına dökülen sözcükler çok sevdiği eşinin ölüm haberiyle ilgiliydi. Bambaşka bir boyuta taşımıştı bu sözcükler onu. Hiç beklemediği kişilerin baş sağlığı dilekleri, atan kalbinin ritmini oldukça değiştirmişti. Bedenine bağlı olan damarlarından birinin kopuş anıydı bu. ”Hoşça kal” bile dememişti giderken. Ansızın çekip gitmesi, bu yolda onu yanlız yürümeye hükümlü bırakmasıydı. Aradan bir hafta geçmişti. ”İyi demek adettendir ya… İyiyim diyemiyorum. Değilim. Anlatılması zor bir duygu içimdeki. Her harf, her kelime kavurucu… Ve her cümle olduğundan ya çok basit ya da daha karmaşık bir hale getiriyor dilime getiremediklerimi. ’’Eşinin ölümüyle çok şey değişmişti yaşamında. Uzun zaman olmuştu sanki onu görmeyeli, varlığını ve sevgisini ondan mahrum etmesi uzun zaman gibiydi.Aradan bir hafta geçmişti sadece, bir asır geçmiş gibiydi. Genç kadın,elindeki içkisini yudumlarken, oturduğu yerden sadece bir sigara yakmıştı, gecenin karanlığına karşı…

Jonklör

taha3045 | 20 December 2009 12:10

Fransızca Jongleur kelimesinden gelmiş bir terim Jonklör (jonglör) , top,sopa,halka,ateş,lobut gibi nesneleri el çabukluğu ile atıp tutanlara söylenir.Eski Mısır’sa Jonklörlük bir spor dalıydı.

Jonglörlüğün bilimsel yanına bakacak olursak siteswap notation adlı notasyonla karşılaşırız.Birbirlerini takip eden sayı serilerine ve fırlatılan objelerin ulaşacakları yüksekliğe göre kurulan düzene sitewap notation denir.Bu notasyona göre obje ne zaman fırlatılır, diğeri ne zaman öbür ele alınır veya tutulur hepsi belli bir ardışık düzendedir.Her hareket belli bir kurala göredir.

HACET DEDE- KİRLİ İŞLER YATIRI

astral | 20 December 2009 09:28

Üniversite zamanları. Oldukça parasız ve bol içtiğimiz zamanlar. Borçla içen iki kere sarhoş olur demişler. İçiyoruz, en varoş yerlerde, meyhanelerde, akşamları, sohbet aralarında, kızları çekiştirirken… Bazen yapamadıklarımızı anlatırken, bazen yapamadıklarımız içimizde patlarken, en çok kampüsde demleniyoruz.

Bizim grubun tamamı kafa. En çok bizim Hüseyin’le içiyoruz. Bazen fondip yaparsan şayet bedavaya geliyor. Bana uyar. Ne olur, fondipleri yapar, gidersin dut ağacının altına, boğaza bir parmak, rahatlar; sonra içmeye devam edersin. O sıralar hayat böyle devam ediyordu. Ben sarhoş dut ağacının yanından ayrılıp, bizimkilerin yanında giderken ayağım kaydı, karanlık, derin bir çukurun içinde buldum kendimi.

Milletim

24black mamba24 | 19 December 2009 18:51

Bir nazar eyledim halkın haline,
Ol Nur’i Muhammed düştü aklıma,
Bende ulaşsaydım senin vaktine,
Ya Resulullah nurun şifa her derde,
Gönül cennet ister durduğu yerde,
Ararım nurunu semada ve yerde,
Ne evlat ne hasret ateşi söner,
Yürekteki ateşi su söndüremez,
Hayatın ızdırabı tuz gibidir,
Ne azdır ne çoktur onun tadı hep aynıdır,
Mübüvetin delili ilmin mucizesidir,
Büyüklük sırrına eren su ummandadır,
Aşk ateşi ile yanana su ne yapsın,
Ölümü hatırlamak ataşini söndürür,
Günaha giren ve tutuşan hemen tevbe etsin.

Patlat Beni :))

elenanet | 19 December 2009 15:50

Bu Bir Patlamış Mısır Tarihçesidir !!!

Çok Sevdiğim Patlamış Mısırı kimin,nasıl, ne şekilde İcat ettiğini hep merak Etmişimdir.
Hangi Zeki Varlık Koçan Halindeki Mısır Tanelerinin kurutulup sonrada Sıcak Ateşte bu Tanelerin Patladığını Öngörmüştür ya da keşfetmiştir.
Patlamış Mısır bence herkesin Hayatında Mutlaka Biryere sahiptir…
Pop Corn !!!
Sinema onsuz düşünülemez,
Belki de Kış Akşamlarının en acaip,zevkli aktivitesidir…
Üstelik Patlamış Mısırı Bir Felsefeye oturtanlar bile oluyor…
”Patlamış Mısır gibi çoğalmak,Yayılmak” diye bir deyim bile kullanılıyor…
Hakikaten Felsefik Bir Yanı var…
Çünkü değişimi ve başkalaşımıda gözlerinizle görebiliyorsunuz Mısırın Patlamasında…
Bir raddeye geldi mi Herşey değişiyor ve Ortaya Bambaşka birşey çıkıyor…
Bence bu çok egzantrik işin Tarihine İnmeliyiz dedim ve size Patlamış Mısırın Tarihinden biraz bahsetmek istedim 🙂

Patlamış mısırın hikayesi beş bin yıl evveline, Amerika kıtasına kadar
uzanıyor.
Ah şu Amerkan Yerlileri !!! Her zamanki gibi işi çözmüşler…Tabi Ben onlara Amerika Yerlileri diye hitap etmek istemem çünkü onlar çeşitli kabileler halinde yaşayan Kızılderili,Aztek ve Maya kültürlerinden gelir…
Herşeyi şu anki Amerika’ya atf etmek istemiyorum …

Mustafa Ceceli

kahramancayirli | 19 December 2009 14:10

Yazıya koyduğum fotoğraf aynı etkiyi yaratır mı bilmem ama ben İstiklal Caddesi’nde bir kitapçıda kocaman karton baskısını görünce epey etkilendim. Uzun zamandır rastlamadığım (hele ki bir albüm kapağında) kadar masum ve anlamlı bir bakış. Daha iyi nasıl tarif etmeli? Bu kadar temiz bakabilen adamlar var mı hâlâ diye soruyorum kendi kendime. Bir de nasıl yetenekli nasıl da genç. 80 doğumlu.

Aldığı yol, daha varacağı yerlerin göstergesi. Müziği tarzınızdır, değildir, bilemem; benim üstünde durmak istediğim, çocuğun albüm kapağındaki bakışı. Bir de niyeyse içimde bir yerler bu bakışı Sezen Aksu ile ilişkilendiriyor.

PİRİNÇ TANESİ GİBİYİM

il mare | 19 December 2009 13:27

rengini hissedebiliyor musun sen??Ben,evet:))
rengini hissedebiliyor musun sen??Ben,evet:))

Yazmak istediğim yazının türünü seçeyim: Blog,mim… Hımm… Nasıl isimler onlar öylee…Blog….Ben blog yazacağım,ne yazdın bugün?Blog… Ne log?? Bı,bı..Bı-logg…

Neyse,sıyırmış bir moddan döküyorum kendimi derli toplu cümleciklere..(En çok da bundan seviyorum cümlecikleri,ruhun salı pazarından beter,hisler yayılmadan bir tek noktada üst üste,gel gör ki anlatmaya çalışıyorsun yazıyorsun,bitiyor,şöyle bir karşıdan geçip bakıyorsun ki elin belinde, vayy beee!! Ne kadar da düzgün herşey,nizamlı..İçimin bu mu olmalı şimdi dışarıya yansısı?? Sevmiyorum ruhumun şekil almış halini,şekilsellikle birleşimini,ama yok ki çareee)
Ki yazmak için de sıyırmış olmak lazım sanki biraz,gördüğünü duyduğunu sıyırmak,deşmek,enini alıp konuna bırakmak,ücra köşeleri tırmalamak,herkes konuşurken susmak,bilginlikler arasında bön kalmak,saptallıklara beyninle meydan okumak…
Beyin… Ne de zor şey o öylee…

GÜVAH

sevde837 | 19 December 2009 12:00

Sessiz yaşanır yaşanılanlarsa
Yanılsamalardan arta kalan yansımalardır.
Sedasız söylenir dile gelenler,
Su yüzüne çıkarmaya kalkıştığında acıtır.
Örtbas et
Ve çoğu zaman sus pus olsun sorguya çektiklerin.
Arkanı dönüp gidebildiğinde
Asılı kalır yere serdiklerin
Ayak altına aldıkların yağmura hasret..
İzi çıkmış kirlenmişliğin varsayılanı seçmiş
Günah bir güvah!

seks dosyası

taha3045 | 19 December 2009 10:27

Yapılan araştırmalara göre insanların yüzde 54 ü iş yerinde seks yapıyor,erkekler uykuda 9 kez ereksiyon olabiliyormuş. Bu ilginç bilgilerin devamı burada:Çarpıcı seks gerçekleri

Amerika’da yapılan başka bir araştırmaya göre ise hadım edilmiş erkekler cinsellik yaşayanlara göre ortalama 13 yıl daha çok yaşıyorlar.Seks kazaları ise yılda 11 bin kere meydana gelmekte, devamı..

hayvanlarda obezite

taha3045 | 18 December 2009 19:27

Hayatımıza yoldaş olarak soktugumuz sevimli dostlarımızdan özellikle kedilerin tombul olması bazılarımıza şirin gelebilir ancak , ev hayvanlarında obezite ciddi bir sorundur ve eklem problemlerine, bağ sorunlarına,siroza hatta kalp hastalıklarına yol açabilir.

En fazla yaşlı veya kısırlaştırılmış hayvanlarda görülen obezliğin ilk belirtileri solunumdaki düzensizlikler, yürümede zorlanma ve kuyruk bölgesi yağlanmalarıdır. Bu belirtiler görülünce hayvanın iyice kilo almasını beklemeden veterinere götürmekte fayda var. Kilo ölçmenin yanı sıra kan ve biokimyasal tetkikler yapılmalıdır.