bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

istanbulda bir tatil beldesi ağva

agva | 06 April 2010 09:57

Ağva istanbul’da yaşayanlar için son yıllarda oldukça popüler olan bir tatil beldesi.
Eski bir belde belediyesi olan Ağva son seçimlerde belediye vasfını kaybetmiş ve Şile ilçesine bağlı bir mahalle konumuna gelmiştir.
Şile ilçesine bağlı olan Ağva, şile’den 40km kadar uzaklıkta bulunmaktadır. İstanbul Harem ile uzaklığı 110km olan Ağva, geçtiğimiz yıl yapılan yol çalışmaları ile birlikte eskisi gibi yolda sorunlar yaşanmayan, gerçek anlamda günübirlik tatil için gidilebilecek en ideal tatil bölgelerinden biridir.

www.agvaotelleri.org
www.agvaotelleri.org

Ağva niçin tercih edilmeli?

yaş günü

marconi | 05 April 2010 14:24

Penceremin önüne yeşeren dalını gözüme sokarcasına uzatan zerdali ağacına gülümsüyorum. Bir hüneri olmalı insanın hayatta. Övüneceği bir şeyler yapmış olmalı. Şu ağaç bile işte bahar geldi yenilendim diye bağırıyor. Otlar kayaları bile delen enzimleriyle kaldırım taşlarının arasından uzatıyor başını.

Canım bir şey yazmak istemiyor aslında. Ya da en suskun demleri ömrümün. Bu gün doğum günümdü. Bankalar dışında kimse hatırlamadı. Oysa bir zaman karşı komşumun elleriyle yapıp getirdiği muzlu pudingden imal berbat pastayı bile özledim bugün.

Aşkım, ravel ve yorucu gece:)

| 05 April 2010 13:46

dünyamın sırrı...
dünyamın sırrı…

2 nisan çok çok değerliydi benim için. O gün caddebostan kültür merkezinde, S.Rachmaninoff 3. Piyano konçertosu ile caykovsi 2.senfonisini seslendirdik.. mucizem de dinliyiciler arasında, ben bir başkayım birbaşka sarılıdım kemanıma… Şefim sayın Emin Güven bile bendeki değişikliği anladı, sık sık bana tebessüm etti:)) hatta sopasını sallaken seni gidi dercesine utandırdı beni…
Konser bitiminde çılgınca alkışlandık, solist leonel moralles bizleri tebrikler etti…
Kuliste aşkımı arkadaşlarımla tanıştırdım konseri nasıl buldunuz sorusuna vermiş olduğu yanıt hepimizi çılgınca güldürdü…
– Tatlı bir ninni gibiydi, güzel düşler gördüm diyebilirim, ama gördüğüm en güzel gerçek kemanı ile yanımda duran arkadaşınız-

İşte o an sevgili arkadaşlarımdan biri, yorgun olmasına rağmen, en sevdiğim eser olan haydn nın 102 miracle den kısa bir bölümü bizim için çaldı… Bu eserin bir çok kişiyi ölümden döndüren hikayesini sevgilime anlattım… Ve hiç yapılmamış bir şeyi onun için kuliste yaptık, Ravel Bolero ile dans ettikkk…
Harika geçen başarılı bir akşamın gecesini nasıl olursa öyle yaşadık..
Beatles dan “the hard days night” dinliyerek:))

vızıltı..

morfik | 05 April 2010 11:54

(Güneş ile doğ..)

Geceden düştüm-düşeceğim..

Karanlığın sahibi, aydınlıkların nefreti.. geldim.

Denizlerini kırmaya, su olup akmaya..taş olup yoluna taş koymaya.. Mavi bakışlarını almak için geldim.

İğnelerle indiğiniz kalbimde, zamanı yeniden çoğaltmak için sizi öldüreceğim.
Hasta gölgelerimden ayıklayıp bedenimi, kuşların dillerini tek tek yakalayıp öpeceğim.

Saymakla bitmeyecek gelmelerim. Bir kez gideceğim. En uzağa. Tek şiir tek dize..yanından geçip gideceğim.

(güneş ile bat.)

Kubbe Şehir (Bölüm-5)

Asturias | 05 April 2010 10:39

31.12.2012

Sayın Lark Emto,

Ben az önce dağılan Kurultay’ın en yaşlı üyesiyim. Merak etmeyin, kimsenin burnu kanamadı. Bir grup şaşkın isyancı az önce onlara yaptığım açıklamaların aynısını size iletmemi istediler.

Her şey dış ve iç dünyanın zaman birimiyle otuz yıl önce Milla* Şirketler Birliği’nin yeryüzünün ıssız bölgelerinde yerel zaman ağlarıyla kuşatılmış şehirler kurmasıyla başladı. ( Kinota** sabiti kısa bir süre önce bulunmuş ve kontrol edilebilir zaman alanları yaratmanın mümkün olduğu anlaşılmıştı zaten). Bu şehirlere yerleştirilen öncü birimler yazılım ve mikro işlem konusunda en yetkin donanıma sahip olanlardan seçiliyor, daha sonraki nesiller devraldıkları donanım geliştirmeyi hayatlarının birinci vazifesi olarak kabul ediyorlardı.

Yağmur, yağmur…

lavinya76 | 05 April 2010 09:32

Sabah evden çıkarken sütninesinin “rahmet yağacak şemsiyeni al “uyarısına kulak tıkadığı için kızdı biraz kendine.
Soğuk ve kurak bir kıştan ne biriktirmişse gökyüzü şimdi tüm öfkesiyle bardak bardak boşaltıyordu Şermin’in üstüne.
Asılmaktan sapı kopan çantasını kolunun altına sıkıştırmış, çantadan daha sıkışık trafiğin içinde çamur birikintilerine dala çıka korna sesleri arasında başardı karşıya geçmeyi.

Yüzüne vuran yağmur damlalarından mıydı bu ıslak düşünceler yoksa hala ağlıyor muydu?
Yılın modası şeffaf şemsiyeler her köşe başında açılmış, bu yağmurda tüm albenisiyle çağırıyordu onu. Gülümsediğini fark etti. Önce saçak altında minik maveralar yaparken ıslanmamak için şimdi teslim olmuştu yağmura iliklerine kadar. Tıpkı ayrılığa ve hüzne teslim olduğu gibi ve daha öncesinde aşka teslim olduğu gibi… Sırılsıklamdı yine…

O mahur beste çalar Müjgan’la ben ağlaşırız

sinjob | 04 April 2010 20:01

Şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız
O mahur beste çalar Müjgan’la ben ağlaşırız
Gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız
Yalnız kederli yalnızlığımızda sıralı sırasız
O mahur beste çalar Müjgan’la ben ağlaşırız

Attila İlhan
Attila İlhan

Attila İlhan‘ın, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamını öğrendikten sonra bir gün, İzmir’in Karşıyaka semtinden Konak ya da Alsancak semtine vapurla geçerken yazmaya başladığı şiirinde geçen ve Ahmet Hamdi Tanpınar‘ın ”Mahur Beste” romanına ilham ve isim olan ”mahur” aslında ne demektir?

Mahur, Klasik Türk Musikisinde bir makama verilen addır.Altı yüzyıldan fazla bir zaman diliminde kullanılagelen bu makam,en sevilen makamlardandır.Makamın en güçlü perdesi
acem perdesidir.Mahur makamı yüksek perde ile başlar ve kademe kademe düşüş gösterir.Sultan II.Mahmut’a ait ”Aldı aklım bir gonca leb” isimli eseri ve Münir Nurettin Selçuk’un ”Âşıka Bağdat sorulmaz” isimli eseri de bu makamla bestelenmiştir.(dinlemek için şarkı isimlerine tıklayınız)

suya yazmışım!

sptkburhan | 04 April 2010 19:01

Kazanmakla kaybetmek arasında ki bir farktır yaşamak ve yaşamaktır kazanmayı reddetmek. Ama her ne ise hizmet dışıdır kendinde ve sensin seni sen yapan bu âlemde. Korkmuyorsan benden ve diğerlerinden, diğerleri seni germiyorsa aslında yaşamak değildir amaç; var olmanın ötesindedir…

Nerde ise sen vardın hayatımda, ama bakakalmışım suda yüzen denizanasına. Anlatmak mı anlamadım sonunda bende… Belki korktum sessizce. Gayem ne sensin ne başkası, sudur içtiğim yaşama kaynağı, nefesim Tanrıdandır; ne alaka ise var olanı. Saçma bir kelimedir yaşama dair her şey ve her şey sende gizlidir, buluta saklanmış bir yıldız.