bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

uzun yolculukları özledim

lavinya76 | 07 April 2010 09:08

Uzun yolculukları özledim. Hiç binmedim ama yataklı bir tren mesela. Yanında sevdiğin biri. Şehirlerden konup göçerken vagonlar, cama düşen manzarayı izlemek isterdim yaslanıp bir omza. En güzeli baba-kız yolculuğu olurdu belki… Issız bir dağ kasabasında mola verdiğinde tren, istasyon önünde hatıra fotoğrafı çektirirdik. Hiç öyle bir resmimiz olmadı babamla…

Alıp başımı gitmek istediğinde canım, aklıma hep otogarlar gelir. Ani bir kararla o an ilk kalkan otobüs nereye giderse oraya gitmek… Issızlığı izlemek otobüs koltuğunda. Yanında oturan yabancıyla dost oluvermek bir anda. Uzattığı sigara böreğine mukabil bisküvi ikram etmek. Hatta adın ne? Yaşın kaç? Sorularına uyduruk yanıtlar vermek ve kendini kendine uydurmak söylediğin yalanlarla. Ama en güzeli annemle olurdu bu otobüs yolculuğunun. Uykuya daldığımda düşen başımı alırdı göğsüne. Hırkasıyla örterdi üstümü. Sokulurdum kokusuna sımsıcak bir battaniye gibi sarardı şefkate acıkan bedenimi…

Güney Afrika Cape Town

webking | 06 April 2010 18:43

Cape Town, Güney Afrika
Cape Town, Güney Afrika

Son günlerde özellikle de 2010 FIFA Dünya Kupası vesilesi ile gündeme gelen Güney Afrika’nın başkenti Cape Town için öncelikle bir duraksadığımı söyleyeyim. Ne de olsa konu Afrika ve bu ülkeye ön yargılı olarak baktığımda ülkeyi tabiri caizse “yamyamların yaşadığı bir yer” olarak tasavvur ettiğimin de altını çizeyim. Hatta eminim bir çoğumuz da bana katılarak eğer bu ülke hakkında bir şey bilmiyorlarsa, benzer şekilde düşünmüştür Ve bu da gayet normal bence.

FIFA Dünya Kupası Cape Town 2010
FIFA Dünya Kupası Cape Town 2010

Futbol aşkı ile 2010 dünya kupası ve biletleri nasıl alırım vb. araştırma yaparken, “Cape Town” hakkında da bir çok bilgi ve resimleri inceledim ve öğrendiğim kadarı ile burası gerçekten bir tatil cenneti. Öyle korkulacak bir tarafı da pek yok. Burada yaşayanları da, ben hep zenci diye düşünmüştüm, ama anladım ki bu önyargı da doğru değil. Burası eski bir İngiliz sömürgesi olduğundan burada birçok yerleşik beyaz da bulunuyor. Ülke’nin en gözde şehri olan Cape Town ise, doğal güzellikleri, bitki örtüsü, dağları, hayvanları ve iklimi ile kesinlikle görülmesi gereken yerlerden biri kanımca. Ülke “gökkuşağı ülkesi “ olarak ta biliniyor, çünkü burada sıklıkla iklim dolayısıyla gök kuşakları gözlemlenebiliyor. Ayrıca burası iki okyanusun birbirine karışmadığı noktada bulunuyor, ve bu da çok ilginç.
Dünya kupası konulu internet araştırmamın sonucunda, Güney Afrika hakkında da bir çok bilgi edindim ve burada İngilizcenin yaygınlıkla konuşulduğunu da belirtmeliyim.

Manisa Mesir Macunu

ekince | 06 April 2010 17:00

İlk kez 16.yüzyılda, Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan süleyman, hastanan annesi Hafsa sultan için yaptırmıştır.

Hastalanan ve derdine çare bulunamayan Hafsa Sultan’a, Sultan Camii Medresesi’nin başına getirilen Merkez Efendi, bitki ve baharatlardan oluşan bir karışımı macun şeklinde hazırlar. Kırk bir çeşit baharatla karıştırılarak hazırlanan bu macunu yiyen Hafsa Sultan sağlığına kavuşunca, hastalara da aynı macunun verilmesini ister.

Ancak hastalar dışındaki sağlıklı insanlarında bu macundan yararlanmak istemesi üzerine, Hafsa Sultan kağıtlara sardırdığı macunları, Sultan Camii’nin kubbe ve minarelerinden halka saçtırmıştır.

Tarihin en gür sesi: MEHTER MARŞLARI

sinjob | 06 April 2010 15:54

Dünya’da kurulmuş en eski askeri bando takımı olarak kabul edilen ”Mehter ”,köken olarak Orta Asya Türk Devletleri’ne kadar uzanır.Kimi kaynaklar bu iddiayı en eski Türk yazıtları olan Orhun Kitabeleri’ne dayandırır.Kaynaklarda eski Türk kavimlerinin savaşta askerlere cesaret aşılayacak ritimlerle savaştıkları belirtilmiştir.Mehteran,savaş bandosu olmasının yanında resmi merasimlerde de kullanılmıştır.Marşların bugün bile yürekleri kabarttığı ve insanı çoşturduğu aşikardır.

Mehter kelimesi Farsça olan ”Mihter” sözcüğünden gelir.Mihter,en büyük ve en ulu anlamındadır.Sözcük Arapça türetilerek Türkçe’ye girmiştir ve Mehter’in çoğul hali Mehterân‘dır.

İnceden, Chungking Express

nurce | 06 April 2010 14:55

İki yıl önce izleyip çekimlerine hayran kaldığım My Blueberry Nights filmiyle tanıdım Wong Kar-Wai’yi. Chungking Express, sonrasında izlediğim diğer filmi oldu. Konusunun ve karakterlerin saflığı, tanıdıklığı; çekimlerdeki hareket yine mükemmeldi ve bu bünyeyi de epey gecikmeyle böyle ele geçirdi 94 yapımı bu film.

Adını iki hikayenin geçtiği mekanların adlarının birleşiminden (Chungking Mansion ve Midnight Express) alan filmin yapımına, Kar-Wai’nin, Zamanın Külleri’ni (dung che sai duk) Nisan ortalarında Venedik Film Festivali’ne gitmek üzere hazır hale getirip birkaç aylık boşluğu değerlendirmek istemesiyle karar veriliyor. Kar-Wai, görüntü yönetmeni Christopher Doyle’dan onun pek alışık olmadığı bir tarz kullanmasını, kamerasını omzuna alıp bir CNN muhabiri gibi çekim yapmasını istiyor. Senaryosunun çekimlerden önceki gecelerde yazıldığı bu, bence eşsiz film böylece 23 günde ortaya çıkıyor.

Kutlu doğum haftası

nazokiraze | 06 April 2010 13:49

İslam peygamberi ,efendimiz Hz. Muhammed ‘in (S.A.V) dünyaya gelmesinin kutlandığı günlere Kutlu Doğum Haftası denir.Peygamber efendimizin doğum günü Mevlid Kandili olsa da (Hicri takvime göre Rebiülevvel 12) Miladi takvime göre doğduğu güne denk gelen 20 Nisan’ın da içinde olduğu hafta 1989 yılından beri Kutlu Doğum Haftası şeklinde anılmaktadır.Bir gelenek haline gelmiştir, çeşitli faaliyetlerle kutlanmaktadır. (Ne Merhametli Bir Peygamber)

Sen söyle..

pillibebekkuyuda | 06 April 2010 12:53

-Çok içtik, değil mi..

-Evet çok içtik..Ben sana birşeyler vereyim giyecek, arka odalardan birinde yat bu gece..

-Yok giderim ben.

-Bu halde gidemezsin.

-Sen aslında bu kadar iyi değilsin, değil mi..Ama benden hoşlandığını biliyorum..

-Nasıl yani ?

-Yani bana davrandığın gibi iyi, yürekli, sevecen ve hoş görülü bir kadın değilsin, sen..

-Bilmem, değilimdir belki..

-Neden gerçek halini göstermiyorsun bana, belki onu daha çok severim.

NİNNİ

mavilikler | 06 April 2010 12:00

Yorgun bacaklarını dinlendirmek için o köşede otururken, bir ninni geldi kulağına uzaklardan. Gözleri kapandı kapanacak kendini bırakmışken o sese, annesinin sesiyle sıçradı yerinden: “Yine kuruldun köşeye!.. Oturmaktan başka yaptığın birşey yok.”

Ninninin sesi daha yakından geliyordu sanki. Bir anne uyutmaya çalışırken bebeğini, kendisininkiyse ısrarla uyandırmaya çalışıyordu O’nu. Henüz işten dönmüştü. Yorgundu. Pencerenin köşesinde ayaklarını uzatıp birkaç dakikalık bir şekerleme yapmaya bile hakkı bulunmayan bir evde başka bir evden gelen sesler duymak, O’na garip bir huzur veriyordu. Özellikle o ses bir anneye aitse… Ve şefkat denen duygudan az ya da çok nasibini almışsa…

eşittir kalan

faraza | 06 April 2010 11:08

iki ayrı düş…
ortak bir payda.
buluşma yerinde,
elin elimde.
O an;
bir başkayız, sanki biriz.
yabancı bir huzur içimde,
değişik bir armoni.
alkış yerine gözden yaş getirdi,
böyle bitmese,
daha iyiydi bu seramoni.

bir ilüzyonsun.
başını sonunu karıştırdığım,
bir yol;
yürümek,ilerlemek isterdim oysa,
kaybolmak pahasına sana karışırdım.

ellerimiz ayrıldı,
payımıza düşen yalnızlık:
ihtiyar bir bunak,
huysuz ve histerik.
düşler düşe düşe öldüler.
paylarımız küçüldü artık.
iki basit kesiriz!
birisi için.