bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Sonuna Kadar Hayat ve İnsan İçin Varız…

firatocal | 30 September 2010 13:02

Hayat ve insanı anlatan cesur yazıları, daha yüksek sesle dile getiren bir site www.hayatveinsan.com

İnsanların siyaset, ekonomi ve magazin haberleri arasına sıkışıp kaldığı, iç karartıcı seslenişlerinden usandığı bir anda, gülümseten ve düşündüren yorumlarıyla size nefes aldıran bir platform…

Gözden kaçan, önemsenmeyen yada bilerek göz ardı edilen herşeyin takipçisi olmak amacıyla kuruldu… Kan ter içindeki hayat koşunmacasına serin ve ferahlatıcı bir durak olma iddasıyla yola çıktı…

Hiç Olmazsa Bebeğini Düşün Ey Tiryaki !!!

firatocal | 30 September 2010 10:09

Gün geçmiyorki sigaranın insanlığın düşmanı oluşunun ispatı örnekleriyle yüzleşmyelim… ” Kendini düşünmüyorsan bari bebeğini düşün ” cümlesiyle özetleyebileceğim bir araştırma, bırakın sigaranın kendisini, sadece adının bile başımıza ne dertler örebileceğini ortaya koyuyor…

Bebekli ailelerdeki tiryakilerin sigara alışkanlıklarını bırakmak yerine en kolay yoldan sürdürebilmelerini sağlayan kaçış noktası, balkona çıkıp iki dakikada sigaralarını tellendirip sevgili bebklerinin yanına döndüklerini söylemeleridir… Bu sayede vicdanlarını rahatlatabilmekte ve gelebilecek tüm eleştirilere erdemli bir şekilde göğüs gerebilmektediler… Taaki bu güne kadar…

YA SONRA..?

pillihafif | 30 September 2010 08:59

Gidersem, kuş değilim ki sonra kanatlanıp uçayım sana dedi. Sustum, sol yanımın en öksüz köşesi hak verdi…

Her ayrılık kendine yenilir anında. Yeminler, aldanışlar, kaçışlar, son sözler ,tutulmayan ah edişler, kendine kanar sonunda!

Aslında esip geçen zaman değil, anlattığıdır birbaşınalığında.

Sanmam, sanmamki aşk sen uykuda iken bırakıp gitsin bizi. Sanmam boşa yorulma, sanmam acın dağlandıkça bağrımda hoş bir tat bıraksın. Sanmam, yıllar maziden yana uğurlansın…

Ebu Cafer Taberi, İslam Mitolojisi ve Dünya Tarihi

bionik amele | 29 September 2010 15:45

Dünya tarihi kendi içinde, dünya tarihini tek kitapta toplamaya çalışmış tarihçileri bulundurur. Onlardan biri de Ebu Cafer Taberi‘dir. Yani tam ismi ile Ebu Cafer Muhammed ibn Cerir et-Taberi. Taberi ve onun benzeri olmayan tarih kitabı Taberi Tarihi yazımızın konusunu oluşturuyor.

Tarih-i Taberi Tercemesi
Tarih-i Taberi Tercemesi

Ebu Cafer Taberi tahminen 838 – 923 yılları arasında, yani islami ilimlerin zirveye ulaşmaya başladığı yıllarda yaşamış ve sayfalarca eser vermiştir. Taberi küçük yaşta almaya başladığı ve daha sonra ünlü ilim merkezlerini gezerek tamamladığı eğitimi, kıvrak zekası, güçlü anlatımı ve çalışkanlığı ile adını en ünlü islam alimlerinin yanına yazdırmıştır. Neredeyse tüm islam ilimlerinde eserler vermiştir ve bu eserler arasında en ilgi çekici olanlardan biri de Taberi Tarihi‘dir.

Fantastik bir anlatım tarzı ve inanılması güç hikayelerle bezenmiş bu kitabın, bin yıl önce yazılmış bile olsa insanı içine çeken bir yapısı var. Peygamber Adem’in yaradılışından halifeler zamanına kadar geçen uzun süreci ilgi çekici başlıklar halinde toplamış olan bu kitaba islami bir mitoloji kitabı demek yalnış olmaz sanırım. Ancak içinde bulundurduğu fantastik öğeler yüzünden kitabın bütünüyle inanılır olduğunu söylemek elbette güç.

Bu yapıt sadece peygamberler tarihini değil, uzak tarihe damga vurmuş ünlü hükümdarların hikayelerini de barındırıyor. Onlardan biri de bilinen tüm dünyayı fethetmiş ünlü Zülkarneyn, yani nam-ı değer Büyük İskender. İçeriği oldukça geniş olan bu kitaptan daha ayrıntılı bir şekilde bahsetmeden önce Ebu Cafer Taberi ve hayatı hakkında birkaç önemli noktaya değinelim.

Miladi takvime göre 839, hicri takvime göre 224 yılında doğduğu tahmin edilen Taberi’nin ismi doğduğu bölgeden gelir. İlk eğitimini doğduğu yerde, Tabaristan’ın Amol şehrinde almaya başlar ve dönemin ilim merkezlerini gezerek kendi kişisel öğrenimini sürdürür. Eğitimine çok küçük yaşlarında bağladığını kendini anlattığı şu satırlardan anlayabiliriz; “Yedi yaşımda hafız oldum. Sekiz yaşımdayken insanlara namaz kıldırdım. Dokuz yaşımdayken hadisleri toplayıp yazmaya başladım. “

feryada figan

astral | 29 September 2010 14:14

İnfected Mushroom’un, drop- out’u, iş yerimin duvarlarında yankılanıyor. An değişti. Zamanı değiştirmek elimizde kimi zaman.

İşte o anlar bizi ayakta tutuyor. Bazı müzikler, resim gibidir. Alır seni götürür, götütür. Getirmez de üstelik.

Dilimde puslu bir karanfil tadı. Belli ki yaş 17 değil artık. Ne burası o sıcak şehir, ne de gözleri o denli kapalı ve hayallerine kendini asan bir ben var.

Asıldığım hayallerden düşe düşe, düşmemeyi mi öğreniyorum? Belki de hayallerin uygun hayaller olmadığını şimdilerde anlıyorum. Olsun. Öğrendim.

uzak diyarlar

astral | 29 September 2010 09:34

sabah, 28.09.10
sabah, 28.09.10

Bazen görmediğin yerlere gidersin. Bir aşk bir tılsım olup, rüzgar olup konar kanadına, kendini ıssız bir yerde bulursun. Öyle ki, sonu bucağı olmayan bir sonsuzluğun ortasındaki bir huzur gibi.

Bir kızıllık, bir şafak vakti; çoktan ve çoktan götürmüş olurmuş seni, rüya gibi mekanlara. Öyle ki, zaman da akmazmış, o an ölsen kanın da…

Bir varlık, öyle mutlu edermiş ki; tekrar Tanrı’ya binlerce şükredermişsin.

Kendini başka başka yerlerde, ‘keşfetmeyi keşfetmiş bir çocuk’ kadar eğlenceli, dünyanın en büyük su parkında; seninle birlikte…

BENİM KAHRAMAN ASKERİM

bozok06 | 28 September 2010 12:04

BENİM KAHRAMAN ASKERİM
Bizim için canını veren,
Benim kahraman askerim.
Herşey vatan için diyen,
Benim kahraman askerim.

Havada, karada, denizde,
Türkiyemin her yerinde,
Vatan sevdası kalbinde,
Benim kahraman askerim.

Askere sevinçle giden,
Dağlarda nöbet bekleyen,
Vatan için kanlar döken,
Benim kahraman askerim.
(Bozoklu)